hesabın var mı? giriş yap

  • yazın iyiden iyiye kendini hissettirdiği şu günlerde sağlıklı bir alternatifini ararsaniz benim güzel bir tarifim var.

    malzemeler:

    - 5-6 su bardağı su
    - 5 tatlı kaşığı çay (ya da iki poşet cay)
    - 1 şeftali
    - isteğe göre 4- 5 tane çilek
    - 1 dilim limon
    - 1 tatlı kaşığı bal ya da şeker( bu kısım damak zevkinize kalmış, miktarı daha da arttırabilir ya da hiç eklemeyebilirsiniz)

    çayı 2.5 su bardağı su ile demliyoruz. yaklaşık 10 dakika beklettikten sonra sürahiye aktarıyoruz. bu arada şeftali ve çilekleri püre haline getirip kalan su ile birlikte kısık ateşte kaynayana kadar pisiriyoruz. ince bir tulbentten geçirerek posasini alıyoruz . (tülbent yoksa ya da ben meyveli severim derseniz meyveleri dilim dilim kesip püre haline getirmeden suyunu çıkartın, meyvelerle birlikte çaya ilave edin) bal ya da şeker ekleyecekseniz bu aşamada ekleyip iyice karıştırıyoruz. meyveli suyu da sürahiye ekledikten sonra bir dilim limonu 4 parcaya ayırıp içine atıyoruz.

    karışımın bir kısmını buz kalıplarına koyup buzluğa atıyoruz. sürahideki çayı 10 dakika oda sıcaklığında beklettikten sonra birkaç saat buzdolabında bekletiyoruz. icecegimiz zaman cayli buzları da içine ekliyoruz. isterseniz limon ya da şeftali dilimi de ekleyebilirsiniz.

    hem sağlıklı hem ferah hem de lezzetli bir icecegimiz oluyor. deneyen herkese şimdiden afiyet olsun efendim .

  • bunlar bir ara ticari itibar sebebiyle entry, video, tweet vs. sildiriyordu. peki milletin üzerine saldığınız o 3 avukata sorar mısınız, ticari ahlaksızlık yapan firmalara ne yapılmalı sayın reeder yönetimi.

    suç sizde değil ama, bu ülkeyi gelişmemiş üçüncü dünya ülkesine çevirenlerde. orta doğu bataklıklarında en kolay iş hem suçlu hem güçlü olabilmek.

    (bkz: guguk devleti)

  • iş için bi şehirdeyim. ertesi gün saat 15'te toplantı var. otelde gece kendi kendime "öğlene kadar yatarım, sonra kalkar giderim" dedim. uyandığımda saat sabahın 6 sıydı. dön dön uyuyamadım. çıktım dışarıya. şehir merkezinde yürümeye başladım. yürü yürü vakit geçmez. saat 9'a doğru sinemanın önünden geçiyorum. "bi film izleyeyim bari vakit geçer" dedim. köstebek filmi girmiş o ara gösterime. sinema 10'da açılıyormuş, bekledim açılsın diye. açıldı, gişeye yanaştım "köstebek'e bir tane bilet" dedim. "filmi oynatmamız için en az 3 bilet satılmalı" dediler. lan manyak 3 bilet al otur izle filmi işte.

    ben ne yaptım? sinemanın önünden geçenleri çevirdim "çok güzel film buyrun beraber izleyelim" diye. 2 kişi buldum oturduk izledik filmi.

  • bekir bozdağ: ilahiyatçı, yozgatlı, iyi derecede arapça bilmektedir.
    mehmet şimşek: ekonomisttir, ingilterede yüksek lisans yapmış, eski merril lynch başkanlarındandır, iyi derecede ingilizce bilmektedir.

    bu şartlar altından bekir bozdağ'ın öngörüleri bana daha sağlam gelmektedir. evet ab batıyor ve biz avrupa'dan yüz çevirerek müthiş bir devlet olabiliriz.

    edit: bu arada adamlar mars'a seyahat planı falan yapıyorlar. komik işte :(

  • şu kafada biri:

    -birbuçuk ay oldu sevgilimden ayrılalı neden hala yokk panpişlerim çünküü beni ancak einstien mutlu edebilir:)

    -karar verdim bir bilimadamıyla çıkıcam hahahahahah

    -newton öldümü yaşıyomu pekii panpişlerimmm onlada sevgili olabilirim

    -newton damı ölmüşşşş :(

    newton damı düşşün kafana.

  • --- spoiler ---

    lord voldemort - survivor!

    lord voldemort'un karanlık yolu seçmesinin nedeni kimseyi sevemiyor olması mı ?

    isminin söylenmesinden bile korkulan ve "kim olduğunu bilirsin sen" şeklinde anılan lord voldemort'un karanlık yolda olmasının tek sebebi aslında kimseye aşık olamaması ve sevememesidir. sevgi, aşk gibi duyguları hissedemeyen birinin hayatta tek bir motivasyon kaynağı olabilir; ölümsüzlük ve güç! lord voldemort'un vicdan, merhamet, minnet gibi şeyleri hiç hissetmemesinin sebebi aslında istese bile bunu yapamamasıdır, çünkü bu hislerin hepsi sevgi ile bağlantılıdır.

    peki voldemort neden kimseyi sevemiyordu/aşık olamıyordu ?

    voldemort'un annesi merope gaunt safkan bir cadıdır ve salazar slytherin'in soyundandır. merope, tom riddle adındaki çok yakışıklı bir muggle'a aşık olmuştur fakat aşkına karşılık bulamamıştır, ama vazgeçmeyip tom'u kendine büyü ile aşık etmiştir ve onunla yaşamaya başlamıştır. büyü ile aşık ettiği tom'la yıllarca mutlu bir şekilde yaşayan merope, hamile kalmıştır ve "artık tom'un üzerindeki büyüyü kaldırabilirim, zaten bana aşık olmuştur" diye düşünür ve aşk büyüsünü kaldırır, fakat kaldırdıktan sonra tom hemen merope'yi terk eder ve onun yanından kaçar..

    kalbi çok kırılmış olan merope adeta hayata küser, çocuğunun sahipsiz kalmasını istemez ve ölümün yaklaştığını hissedip bir muggle yetimhanesine gidip orada doğum yapar. voldemort doğduktan sonra adını uğruna canından bile vazgeçtiği adamın adını verir yani "tom marvolo riddle.." doğum yaptıktan sonra, asasını kendi canını kurtarmak için bile kaldırmayan merope vefat eder..

    aşk iksiri etkisindeki birinin çocuğu olan lord voldemort, bu sebeple asla sevgi ve onunla bağlantılı duyguları hissedemez, bunların eksikliğinden dolayı da tek motivasyon kaynağı güç ve ölümsüzlük olur..
    --- spoiler ---