ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
emma watson
-
(bkz: biliyorsunuz kendisi cadı)
uzun öpüşmeden sonraki kısa öpücük
yurtiçi kargo ile kız istemeye gitmek
-
kötü sonuçlar doğurur.
-hani beni istemeye gelecektiniz buğra?
+geldik ama evde bulamadık.
notebook ekranına boza sıçraması
cıvık komedi filmi çekerek voliyi vurma sanatı
-
gora' yı oradan çıkarsak diyorum. her komedi filminin de cıvık olması gerekmez. iyidir kötüdür tartışılır ama gora, arabesk filminden sonra çekilmiş absürd komedi türünün ilk örneklerinden olması bakımından bile değerlidir.
gökhan özoğuz'un albayrak'ı istifaya çağırması
-
sesler daha gür çıkmaya başladı. insanlar artık ne olursa olsun diye düşünüyor. sanatçısı da halkı da aynı. gidişin ayak sesleri
gıda fiyatlarının çıldırması
-
normaldir. uyarmışlardı her şey 3'e katlanacak diye. bunu halk istedi.
(bkz: başkanlık sisteminde neyiniz varsa 3'e katlanacak)
matematiksel notasyonla yazılabilen atasözleri
-
lim(a--->40+) a = t
kırkından sonra azanı teneşir paklar
kav kibrit rezaleti
-
(bkz: sana iyi bir çakmak lazım)
annenin ölmesi
-
beraberinde, ailenin geri kalanini ayakta tutmayi getiren sonsuz acidir annenin olmesi. hayatinizda her zaman olan, bir lutuf, bir deger degil de verilmis bir hak olarak baktiginiz annenin varligi sona ermistir.
size soz vermistir anne aniden hastalanip yattigi zaman, "ben iyilesecegim, merak etme, islerine bak sen" diye, ve bu ondan duydugunuz ilk ve tek yalandir.
yogun bakimin onunde annenin olumunden bir saat once uyudugunuz, uzerinize coken agirliga yenik dustugunuz kayip dakikalara yanarsiniz oylece.
babanizin cokusunu seyrederken yere, "benim de aglama zamanim gelecek dayanmaliyim" diye kendi kendinize icinde haykirir, baba kizkardes, teyze hala, herkesi teker teker teselli edersiniz dogru sozleri soyleyip guclu durmaya calisarak.
hayatinizin en uzun bes saatini rum hastanesinde naasini beklerken gecirirsiniz annenizin, dakikalar gecmek bilmez. sabah olup da teslim alirken, eliniz tabut'un altinda kalir, cekmek istemezsiniz elinizi. dostunuz "erhan, kendine gel!" diye bagirmasa cekmezsiniz de belki de.
gorevler burda da bitmez, cenaze arabasinin arkasindan magusa'ya kadar giderken, aklinizda olan tek dusunce, "bir an once defnedeyim annemi, ailemin acisi fazla surmesin"dir. ucu ucuna cenaze namazina yetisir, aglayan insanlari telkin edersiniz.
acidan dagilan ailenin karsisinda dimdik ayaktasinizdir , duygusuzsunuz, hayat devam eder havasindasinizdir ama, anneden duydugunuz tek yalan, ve aldatilmis hissi kalir dimaginizda.
icinizde firtinalar koparken, disariya bir dag gibi * sabit ve istikrarli olmaya calisirsiniz.
ve farkedersiniz ki, annenin olumunden sonra, ruyalariniz gitmistir. en fazla koyan da budur zaten, fani dunyayi terkeden anneyi gormenin tek yolu olan ruyalar, sizi ziyaret etmeye deger bulmamaktadir.