hesabın var mı? giriş yap

  • basketbolun, insanlığın icat ettiği en muhteşem spor olmasından dolayı katıldığım önerme. bu kadar bağımsız değişkenin bir arada olduğu, hızlı ve eğlenceli bir başka spor dalı yoktur. basketbol hem bireysel hem de takımsal başarıyı ödüllendirir. vücudun her bölgesinin kullanılması estetik açıdan nitelikli görüntüler yaratır ve oyuncu açısından zengin bir deneyim sağlar. pek çok detaylı kural içermesi, maç içindeki varyasyonu artırır. aynı zamanda futbol veya voleybol gibi pek çok sporun aksine tek başına da oynanabilir, potanın yüksekliği ve darlığı ile topun her defasında elinizle kaldırmanız gereken 500 gr'lık ağırlığı başlı başına bir challange sebebidir çünkü; örneğin futbolda boş kaleye şut atmanın pek keyfi yoktur. ayrıca takımda pivotundan guard'ına kadar herkesin skora katkı yapması beklenir, herkes sayı atarak yıldız olabilir ve kişisel tatminini yukarıya çekebilir. kimse defansta beklemek zorunda kalmaz. aynı zamanda bu sporu ülkemizde oynayan kesim az çok orta-üst sınıf olduğu için daha centilmendir, insanların oyunda birbirine gereken saygıyı gösterme ihtimali daha fazladır.

    küçükken futbol maçlarının çoğuna mahalle abileri tarafından alınmadığım halde az ötedeki basketbol sahasına gidince kimsenin dışarıda bırakılmadığını görür ve şaşırırdım. basketbol maçları mutlaka kişi sayısına göre hesaplanır, sayı fazlaysa tek maç yerine kısa maçlardan oluşan turnuvalar düzenlenirdi. bugün bile türkiye'deki profesyonel futbol takımlarına baktığımızda abiciliğin ve dışlamanın olduğunu hala görürken, basket takımlarımızda yerli-yabancı ayrımı olmaksızın belli bir bütünlük ve arkadaşlığın yaşanmaya devam ettiğini görürüz. bu da bu sporların doğasındaki farkın bir yansıması gibi geliyor bana. sonuç olarak basketbol bir mucizedir, moruklayana kadar oynanması gerekir.

  • kurşun öldürmez. istersen 60 tane kurşun ye farketmez. tabi bu dediklerim beyin çalışmaya devam ettigi ve kalp durmadığı sürece geçerli. yani atış bu iki nokta disinda bir yere yapildiysa hemen ölmezsiniz. ateşli yaralanmalarda insanlar genelde kan kaybından ölür. eğer delik kanı durdurmanın çok zor olduğu bir noktada mesela hayati bir organda açılmışsa doktorlar da çare olamaz bazen. uzun lafın kısası kan kaybiniz durdurulabildiği surece isterseniz 160 kurşun yiyin hayati bir organa denk gelmediyse ölmezsiniz.

    edit: vurulan adamlar niye yere düşer yada bayılır sorusuna da açıklık getirelim. beyin kendi halinde takilip vucuda komut vermekle ugrasirken yenilen kurşunun vucutta meydana getirdigi titreşim yüzünden bir anda şok geçiriyor ve ne oluyoruz amuna koyim bu ne dedikten sonra vucudun şartelini kapatıyor. tıpkı evimizde elektrik prizlerinde pat çat sesleri duydugumuzda ya da elektrik ile ilgili bir sorun hissettigimizde hemen anahtarı yada şarteli indirmemiz gibi.

  • tayfun merhaba,

    tanışmıyoruz seninle, yinede bişey sorucam. arkadaş listende maksude diye bir kız gördüm. bu kızın çıktığı var mı acaba? sakıncası yoksa telefonunu alabilir miyim? yanlış anlamazsan, ben beğendim onu:) niyetim kesinlikle kötü değil. arkadaş listeme bakarsan zaten böyle bir insan olmadığımı anlarsın. %70'i kız.

    saol

    mustafa

  • bir galatasaraylı olarak, rte karşısında böyle omurgalı duruş gösteren kim varsa saygıyla selamlarım. var ol ali koç. kapitalizmin gücü falan diyecek suserlere cevabım ağır olur o sebeple hiç bulaşmayın.

  • exxene üye olanları aptal ve gerizekalı olarak niteleyen ekşiciler, leyla ile mecnun hatırına üye olmaya başlamışlar. bir de utanmadan "bu dizinin hatırına" vs. yazıyorlar. peki normal vatandaşın da sevdiği diziler, yarışmalar, komedyenler hatırına exxene üye olma hakkı yok muydu? sadece konu siz ve zevkleriniz olunca mı bir şeye para vermek değerli ve anlamlı oluyor?

    klasik ekşici iki yüzlülüğü. yarın da başlarlar exxeni övmeye, zira verdikleri 4.99 tl'yi izah etmeleri gerekir.

  • doğrusu "dünyanın güneşe her sene 5 milyon km yakınlaşıp uzaklaşması" olan başlıktır. dünyanın güneşe uzaklığının her sene 147 milyon km ile 152 milyon km arasında değişmesi olayıdır. "dünya güneşten 1 metre uzakta olsa donardık, 1 metre yakında olsa yanardık" diyen pilavlı sohbet adamlarının içine dert olan olaydır ayrıca.

  • az önce sonuçlanan olay.
    özellikle bu başlık altına gelip "burayı şikayet sitesine çevirdiniz" minvalinde laflar eden suserlerin bu sonucu iyi okuması, çıktısını alıp saklaması ve günde iki kez tekrar etmesi lazım.
    başlığın açılmasından 2 gün sonra ford otosan tarafından arandım ve genel merkezden bir teknisyenin bulunduğum şehre gelip arabayı tekrar inceleyeceği söylendi. hukuki sürece başvurmama gerek kalmadan meseleyi çözeceklerini ifade ettiler. (sosyal medya yüzünden olduğu ne belli denilebilir ancak ne olduysa bu yazılanlardan sonra oldu zaten).
    bugün gelen telefonla da paramın iade edileceği söylendi.
    bu entry öncesinde yazan ve destekleyen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum, uygun zamanda her birine işkembe çorbası ısmarlayacağımı da belirtmek istiyorum.
    sosyal medyanın bir yaptırım gücü olduğuna gerçekten inandım. zaten olması gereken de budur, firmaların sosyal medyadan çekinmesi hem tüketici hem de firmanın yararınadır.
    bir kez daha teşekkürler ekşi sözlük, teşekkürler sedet.

  • depremden sonra malatya'dan çıkmaya karar verdik. ya mersin'e, ya da konya'ya gidebilirdik çünkü tanıdıklarımız oradaydı.ama hem kayseri hem gaziantep yolu kapalıydı. hayatımda hiç gelmediğim sivas'ın yolu açıktı sadece. başka alternatif yok diye de saat 14:00 gibi yola çıktık ve buraya gelmeye karar verdik.

    kangal'a kadar tüm benzin istasyonları kapalıydı. kangal'da bir dinlenme tesisinde yemek yiyelim dedik. suyumuz da hiç yoktu. nerdeyse 1 koli su aldık , yemek yedik.
    bize ekstra ekmek verdiler yolda lazım olur diye .ben bir tane de sigara aldım . adam 1000 tl dese okeyim yani. adam bana hocam 100 tl ver yeter dedi. ilk başta şaka sandım. neler yediğimizi içtiğimizi söyledim suları gösterdim. abi siz depremden kaçıyorsunuz para bile almamam lazım dedi. valla sarılıp ağlayacaktım.

    yollar tipi ve kar nedeniyle kapalı olduğu için de iki gündür de ismini vermek istemediğim lüks bir otelde nerdeyse klasmanına göre bedava denilecek fiyata kalıyoruz ailemle.
    tüm ekstraları da ikram yaptılar bize.
    haberlerde dinlenme tesislerinin ve bazı fırsatçılarım yaptıklarını görünce halimize şükrediyorum. gerçekten de yiğidin harman olduğu yermiş sivas. bu yaşadığım travmayı atlatmama çok yardımcı oldunuz halk olarak . buraya ayrıca tekrar geleceğim…

    edit: entry debe'ye girmiş farketmedim bile. bu günlerde kimin yanımızda olup kimin olmadığını bilinsin diye edit yapıyorum. entry ilk halinde reklam vs olmasın diye bundan bahsetmemiştim.

    kaldığım otel: ramada by wyndham sivas
    dinlenme tesisi konumu:petrol ofisi