ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sinan akçıl'ın siyasete atılması
-
geceleri mars belgeselini izleyerek uyuyorum ve astronot olmak istiyorum amk.
yaşımı sormayın!
speakeasy
-
abd'de 1920-1923 arasında yaşanan prohibition dönemi ile al capone'un servetine servet katmışlardır. kaçak içki satışı ve doğal bir saklanma alanı oluşu bakımından bir mafya babasının yemeyip de yanında yatmak isteyeceği türden bir oluşum zaten.
cem yılmaz
-
gezi parkı eylemleri sırasında twitter’da destek tweetleri atıp, sonra silmişti. açıklama olarak da benim küçük çocuğum var demişti. “ulan bizim çocuğumuz yok mu, burada ölenler çocuk değil mi?” diye tepki gösteren levent kırcaya da ‘ihtiyar sen benim dengim değilsin’ diye cevap vermişti. böyle bir adamdır. hatırlatayım istedim.
debeediti: levent kırca’ya saygıyla
wall-e
-
oscar ödüllerinde en iyi animasyon değil, en iyi film, en iyi senaryo hatta en iyi oyunculuk dallarında yarışması gereken bir pixar başyapıtı. (ama akademi bu inceliği yapamayacak kadar yobaz tabi ki) nemo, ratatouille, the incredibles ve daha nice pixar yapıtı bunun yanında artık gözümde tom-jerry çizgi filmi gibi kalmış oldu. belki de bir filmin ilk defa iyi özelliklerini saymaya üşendiğim için bu kadar kısa kesiyorum. evde deli gibi ivaa diyip dolanır oldum ne yorumu ne kritiği.? film hakkında söyleyebileceğim en mantıklı şey:
iiiii va!!??
iii vaaaa!!!
ilk adımı karşıdan beklemeyen kız
-
yakın zamanda babayı alacak kız. ben de bir ara atraksiyon olsun diye bu işlere girdim de olmuyor, elalemin kezban dediği kızlar ilişki konusuda winner. ortalamadan sapmamak en iyisi.
edit: muhtemelen alacağı en iyi cevap ''hayatımda senin gibi bir kız tanımadım ama olmaz yani ehehehe.'' falan olur. daha da kötüsü ''bir bok yedik bu hatunu başımıza sardık nasıl kurtulacağız acaba?'' diye düşünmesidir. ikisi de başıma geldi. hala samimiyet diye siksik yapıyorsunuz lan. her gün ağlıyordum, söyleyeyim de kurtulayım demiştim. neyse diğer erkekleri bilmiyorum ama türk erkeğinin çok büyük bir kısmı haymana davarı olduğu için kendisi kaybedecektir. baştan söyleyeyim.
aşırı mutlu halimden edit 2: ne kadar saçma şeylere, olmadık insanlara üzülmüşüm alsjhdjskdjska ama siz yine de ilk adımı karşıdan beklemeye devam edin kızlar. böyle saçma sapan şeyleri bir tek ben yaşıyorum zannederdim ama her hafta istisnasız oylanan ve sözlük kızlarından mesaj aldığım yegane entrym. türk kadını cidden dertli bu konuda.
bayram bayram derken bayram da bitti
-
bayram gezmelerinde hal hatır sorulduktan sonra söylenecek söz bulunamadığı anda sessizliğin ortasına yapıştırılan cümle.
11 haziran 2018 meral akşener'in çıldırması
-
elbistan mitingi'nin sonunda akp'nin yılmaz savunucusu bir şahsın kendisine böğürerek bağırması sonucu meral akşener'in megri megri'den tutup, oslo'ya kadar döşediği ve de aynı şahsı doğduğuna pişman ettiği an. allah'tan uyardı da adamı linç etmediler orada.
edit: bulanlardan allah razı olsun...
akşener'in çıldırması
edit 2: başka bir açıdan video. siradan cinko karbon pil'e teşekkürler.
adamın aşağı indirilmesi
ayrıca mitingte bulunan @agospas24 arkadaşımız da bana yazdı detaylar aşağıda, teşekkürler.
--- spoiler ---
olay şöyle oldu, sayın akşener " bu arada üzücü bir şehit haberi aldım. elbistan'dan şehidimiz varmış. allah rahmet eylesin" dedi. sonra bi adam çıktı birden yüksek bir alana - ki bu alan kameraların konulduğu yer - " saray meselesini çözeceğine terör sorununu çöz sen diye bağırdı. tam önümdeydi zaten. akşener buna cevap verirken yaklaşık 1 dakika dövdüler adamı ajdjdjsjsjhaah. akşener göz ucuyla adama baktı ki adam güzel dayak yiyor. konuşmaya devam etti. sonra akşener de bizim gibi rahatlayınca " bir şey yapmayın tamam " dedi. adam hastanelik oldu, ölümden aldı resmen adamı.
--- spoiler ---
rüyalarımı çaldınız diyen isveçli kız
-
türkiye'ye geldiğinde "kabuslarımı geri verin" demesi muhtemeldir.
hayata dair gülümseten detaylar
-
sabah kahvalti hazirladigim oglumun, gec kaldim diye hafif yollu beni azarlayip cikmasinin ardindan..
"sabahki okuzlugum icin ozur dilerim, sabahin korunde kahvalti hazirlamissin ve ben tam bir okuz gibi davrandim. ozur dilerim guzellik"
diye, mesaj atmasi. iyi ki dogurmusum dedim sabah sabah...
steve jobs
-
hakkında çıkan ceo'luğu bırakma haberi doğruysa yeni bir çağ başlıyor denebilir.
şaka lan şaka ne çağı çok da sikimde.
8 şubat 2021 fenerbahçe'nin attığı tweet
-
fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamayacağının ipucunu veren tivittir. geçen sene de berbat oyunları yerine hakemleri konuşuyor ve sosyal medya baskısıyla kendilerine fayda sağlamaya çabalıyorlardı. aynı tas aynı hamam.
galatasaray'ın doğrandığı maçtan hakemden şikayet eden yine fenerbahçe. ligin ilk yarısı havadan penaltı kazandıkları beşiktaş maçından sonra da şikayet eden fenerbahçe idi. hele hele başakşehir maçı hala hatırlarda...
bu kafayla şampiyon falan olunmaz. devam edin böyle.
metrobüste öpüştüler diye deliren adam
-
"kim namus ve ahlâk şövalyeliği yapıyorsa, bilin ki en namussuzu o' dur." -friedrich nietzsche
çocuğuyla başkalarının çocuğunu kıyaslayan ebeveyn
-
eskilerin motive etmek amaçlı yaptığı eylem(di).
kesinlikle motive etmiyor, tecrübeyle sabit. peki ne yapıyor, yazayım.
* bir süre sonra kimsenin sizi başkasıyla kıyaslamasına gerek kalmıyor. siz kendinizi kıyaslamaya başlıyorsunuz. bunu tetikleyen de elbette beslendiğiniz ilk kaynakların -anne, baba, anneanne, dede vs- sizi sürekli başkalarıyla kıyaslaması.
* her yaptığınız ya da yapmaya giriştiğiniz işte referans noktanız kendiniz değil o kıyaslandığınız kişi(ler) olmaya başlıyor.
* zamanla hiç son bulmayacak ya da çok ama çok zor sonlanabilecek bir "yetersizim, başarısızım, hiçbir zaman onlar gibi olamayacağım" hissi yapışıyor ve kalıyor. yaşınızla ve başarılarınızla birlikte azalıyor ama ne yaparsanız yapın bir işi başkalarının başarı olarak kabul etmesi kendinizin başarı olarak kabul etmesinden daha önemli oluyor.
* bu "yetersizim, başarısızım" hissi elbette yaşamınızın her anına yayılıyor. zaten ebeveynlerin çocuklarına davranışlarını ayarlarken akıllarından çıkarmamaları gereken en önemli noktalardan biri şu: ona sarfettiğiniz bir sözcük, ona karşı yaptığınız kaba bir davranış sadece o anda ve o davranışta etkisini göstermez. başka pek çok ana ve alana yayılır. örneğin arkadaşlık ilişkileriyle ilgili kırıcı bir sözünüz ya da kıyaslamanız hooooooop bir bakmışsınız çocuğun gün içinde yaptığı herhangi bir şeyi de -yemek yemesini, ders çalışmasını, yazı yazmasını, sohbet etmesini vs.- etkilemiş, sekteye uğratmış. zaten o sebeple psikologlar, eğitimciler ısrarla söyler ve vurgular: "eleştirecekseniz o andaki davranışı üzerinden eleştirin, cümleleriniz kişiliğini zedeleyecek sözcükler içermesin."
özetle, başkalarıyla kıyaslamak bir ebeveynin çocuğuna yapabileceği en büyük kötülüklerden biridir ve çocuk hakkı ihlalidir.