hesabın var mı? giriş yap

  • bir fizik sorusu.

    "evrendeki limit hız, ışık hızıdır" derken ifade bir miktar eksik oluyor. "evrensel hız limiti, ışığın hızına eşittir" dersek bu biraz daha belirleyici olur.

    evren neden hıza bir limit koyar? çünkü evrende kaos oluşmaması için başlıca iki koşul vardır:

    1- nedensellik ilkesinin çiğnenmemesi
    2- yerellik ilkesinin çiğnenmemesi

    bu ikisinin ne olduğunu şurada kısaca açıkladığım için tekrar yazmayacağım:
    #162335589

    evren bu iki nedenden ötürü hıza bir sınır koyar ve sadece durgun kütlesi 0 olan parçacıklar bu hıza sahiptir. peki, neden mesela onun da durgun kütlesi 0 olduğu hâlde "gluon hızı" demiyoruz da "ışık hızı" diyoruz? bu tamamen foton ile gluonun keşfedilme tarihleriyle ilgili. foton daha eski tarihlerden beri bilinir olduğundan isim hakkını da o kapmış.

    o zaman gelelim soruya: ışık hızını geçersek ne olur?

    bir kere her zaman aynı cümle gelir karşınıza: geçemeyiz.

    ama insan meraklı bir varlık. üsteler: "ya tamam, olmaz ama hayal kurmak da mı yasak? geçebilseydik ne olurdu?"

    olacağı şu: yukarıda yazdığım 2 ilke de çiğnenirdi. ışık hızını geçebilmeyi hayal etmek demek, bir fizik yasasını çiğnediğimizi hayal etmek anlamına gelir. eğer bir yasayı çiğnersek, hepsini çiğnenir hâle getiririz çünkü fizik yasaları bir bütünlük içerisinde çalışır.

    dolayısıyla ışık hızını aştığımızda, hayali de olsa geleceğe ve hatta geçmişe gidebiliriz ama evren bizim bildiğimiz evren olmaktan da zaten çıkar. yani bu durum birtakım paradoksları beraberinde getirir. ne gibi? mesela:

    ışıktan hızlı gittik ve yerellik ilkesini çiğnedik diyelim. bu durumda evrenin bizden çok uzak bir köşesindeki bir gama ışın patlaması, dünyamızı da silip süpürdü. oysa biz, var olması gereken o dünyada, var olması gereken biri olarak aşmıştık o hızı. şimdiyse dünya tamamen yok oldu. "gidecek başka yer bulurum" diyorsunuz belki ama nedenselliği de çiğnemiştik az önce. yani dünya belki de siz daha var olmadan önce yok oldu.

    görüldüğü gibi bu tür konular, düşünce deneyi yapmamız konusunda bile bizi zora sokuyor. ayrıca ışık hızını geçmenin tek sonucu geleceğe gitmek olmazdı. bu hızı bir şekilde manipüle etmenin yolunu bulmuşsanız, geçmişe de gidebilirsiniz demektir.

    biliyorum bunlar, üzerinde düşünüp fantastik hayaller kurmak için çok tatlı konular ama düşünce deneylerinin doğru çalıştığı konular, fizik yasalarını çiğnemediğiniz konulardır.

  • samimi olun lan biraz !
    adamın alanı değil hede hödö.
    he a.q sizin alanınız otomotiv ondan tanıyorsunuz adamı.

    celal'in güncel konulardaki cehaletini, kibirini ve çok bilmişliğini gösterir. !

  • mete - 3 yaşında
    mekan eczane. mete hapşurur.

    mete : sümüğüm aktı.
    baba : burnum aktı demen gerekiyor oğlum.
    mete : hayır burnum yerinde duruyor, sümüğüm aktı.

  • o sıralar leman'da işlenmiş bir konuydu hatırladığım kadarı ile. kozalak tipli bir adam gazeteyi yaymış ve üzerinde pringles yiyordu. yerken de "ulan ne iyi akıl etmişler firingısın yanında gazete vermeyi. yerken yere neyin dökülmüyo" diyordu. bir mehmet çağçağ prodüksiyonu idi evet.

  • gündem editi: öncelikle şunu bilmek gerekir ki, kazım karabekir paşa olmasa idi ne doğu anadoluda türk varlığı ne de türkiyenin türk dünyası ile bağı kalırdı. ancak en önemlisi türkiye cumhuriyeti var olmayabilirdi. tarihimizde bu kadar müstesna bir rolü olan adamı bazı şeylere alet etmek, rolünü küçültmeye çalışmak, silah arkadaşı atatürk'e karşı kullanmaya çalışmak, ailesinin ve kendisinin aziz hatırasını suistimal etmek en hafif tabiri ile terbiyesizlik en ağır tabiri ile hainlik ve kansızlıktır.
    ***

    bir klasik daha. kazım karabekir belediyesi'nin paşayı anma töreninde söz alan bakan, kazım karabekir paşayı andığı konuşmasını bir şekilde 15 temmuza bağladı. bunun üzerine söz alan torunu ferhan ayasbeyoğlu "bugün 15 temmuz hakkında konuşmamanızı rica ediyorum. yarın, öbür gün istediğinizi yapın ama lütfen buna alet etmeyin. böyle bir konuşma yapılması benim kanıma dokunuyor" deyince yer yerinden oynamış adamı adeta linç edip salondan kovuyorlar.

    oraya insanlar kazım karabekir için toplanmışlar. türkiye'de neredeyse her toplantıda olduğu gibi mevzudan kenara çıkıp konuşma ayrı bir rezalet olmakla beraber çevre ve şehircilik bakanının tarihi birikimi olmadan sırf siyasi gündemle orada konuşması ayrı bir pot kırmadır. ayrıca orada bulunan şakşakçıların kazım karabekirin torununu kovması ise sadece türkiyede olabilecek bir olay. kızı timsal hanıma bunu yapsalar timsal hanım oracıkta hepsini yerine oturturdu diye düşünüyorum.

    oda tv haberi

    yandaş medya başlıklı haber

  • "general ivan fyodoroviç yepançin'in ortanca kızı adelaida ivanovna yepançina odadaydı."

    siz herkes odada zannedersiniz ama sadece bir kişi vardır.

  • sadece bir kadını günlerce özgürlüğünden mahrum bırakıp tecavüz eden musa orhan'ı değil; sakarya'daki kürt mevsimlik işçilerinin linç edilmesini, afyon'da silahlı saldırıya uğrayan kürt işçinin ölümünü dans ederek kutlayan, bozulmuş adalet sistemini, yozlaşmış toplumsal mütabakatı ve akp-mhp koalisyonu tarafından çöküntüye uğratılmış iç politikalarını, yobazların ırkçılığa olan reddetme-görmezden gelme tutumlarını işlediği suça destek olarak bellemiş bir gerizekalının iğrenç sözleri.

  • bu adam son 20 yılda iddia ettigi tezlere, verdiği demeçleri bakarak söylüyorum gelişmiş medeni bir ülkede yemin ederim meczup diye kimse ciddiye almaz iş vermez, kız vermez, askerlikten muaf tutarlar