hesabın var mı? giriş yap

  • ne sıfatla başbakan'la gezi parkı için konuşacağını cidden bilmiyorum. tek mimikle 10 sene aynı rolu oynadı lan adam. böyle olunca sanatçı mı oluyor?

    ahaha twitter'da biri biz polat alemdar'ı değil, cerrahpaşalıları istiyoruz demiş. adam haklı.

  • 01 şubat 2016 tarihinde diyarbakır sur ilçesindeki çatışmalarda bölücü terör örgütü pkk tarafından şehit edilen urfa'dan diyarbakır'a görevlendirilen jandarma özel harekatçı teğmen.

    devremizin beşinci şehidi. diyarbakır'ın bizden aldığı üçüncü devremiz. henüz bir hafta önce silopi'den gelmiş, geldiğinin ertesi günü karşılaşmıştık. bu adamın, bu teğmenin sözde hayata 3-0 önde başlayan bu teğmenin yanında sivil kıyafetleri bile yoktu. aylardır oradan oraya gönderip duruyorlarmış, buradan da bir yere gidecekleri kesinmiş ve yola çıkarken sivil elbiselerini alamamış. o yüzden evime davet ettiğimde gelemedi benim arkadaşım.

    benden son isteği de samsung s4 mini bataryasıydı.
    istediğini dün aldım ama ona ulaştıramadan şehit edildi benim devrem.
    çok güleryüzlü adamdı recep. ne zaman evleneceksin bilader diye sormuştum, abi bu şekilde çalışan adamı hangi kız ne yapsın allahını seversen urfa dönüşünde ancak evlenirim demişti. bir sene sonra da tayin yazacaktı.

    bölük komutanı istifa edip gittiğinde bölük komutanlığı da kardeşimin omuzlarına kalmıştı, şimdi bölüğünün başında da kimse kalmadı.

    ben recep'i harp okulu birinci sınıftan beri tanırdım. hep gülerdi, mutlu adamdı, bizi harp okulunda komutanlarımız haksız yere zorlarken bizim için üzülürdü, bizimle beraber o da küfrederdi. kalıplı falandı ama şaşırtıcı derecede çok iyi spor yapardı. gümüşhaneliydi, gümüşhaneyi de çok severdi devrem benim.

    her şehitle beraber yaşadığım hüzün, çöküntü artırıyor farkediyorum ki, hastanede on tane teğmen, gerektiğinde en önde çatışan, bir bölüğü, takımı, timi emir komuta eden on tane teğmen ağlamamak için çok zor tuttuk kendimizi. çünkü ağlayamazsın, teğmenin duruşunu bozamazsın, teğmensen güçlü olmak, dirayetli olmak, kendini her daim tutabilmek zorundasın. ağlasak ardından recep demez mi ulan yakıştı mı şimdi on adam milletin içinde ağlaşıyorsunuz diye.

    hastane çıkışında da devrelerimizden iki kişi akşam sur'a gitmek için hazırlık yapmaya ayrıldı, iki kişi silvan'a gitti, bir kişi de bugün nöbetçiydi, nöbeti almaya, askerlerinin başına gitti.

    ne söylesem hiç bilemiyorum sanırım devremizin şehitleri gelmeye devam edecek. hepimizin canı yanıyor, yanmaya da devam edecek.
    ruhun şad olsun kardeşim. gözün arkada kalmasın. emre'ye, ibrahim'e, hubeyb'e, altuğ'a selamlar.

  • şimdi gördüğüm bir videoda, sabiha gökçen havalimanında gerçekleşmiş olay. malum bugünlerde rüzgar fazla ve pist de ıslak. bütün ekibe ve yolculara geçmiş olsun. daha fazla bilgi geldiğinde editleyeceğim..

    edit: video linki geldi. ekşiup'ı kaldırdım. yeni linki koydum.

    https://streamable.com/qbz3w

    edit2: olm nasıl insanlarsınız lan. bi sakin olun, bi tane video'dan giydirmediğiniz insan kalmadı. yok pegasus, yok ali sabancı, yok low cost. allahtan yeni havalimanında olmadı.

    sabiha'da şu an rüzgar hızı hem çok fazla hem de hamleli (gust) (27 kt g37kt)hamleli olması ne demek? rüzgar normal bir şekilde eserken aniden rüzgar hızının çok kısa bir süre için fazlasıyla artması demek. denizde dalganın çarpması gibi düşünün. zaten o hızda esen rüzgara bir de gust eklenince iniş esnasında profili bozmuş olabilir. hiç bir şey bilmiyoruz, benimki sadece hava şartlarına göre bir akıl yürütme. ama şirketi low costu falan bi karıştırmayın, ne çok biliyorsunuz her bişeyi birader.

    edit 3: bu ülkenin çivisi çıkmış yemin ediyorum :) bilgi verme amaçlı başlık açıyorum, adamdan gelen mesaja bak "bi dahaki sefere youtubedan düzgün video koy. yer hizmetlerinde çalışman şaşırtmadı" oğlum niye bu kadar kötü niyetlisiniz siz yahu?

  • antik roma denilince akla ilk gelen etkinliklerden birisi gladyatör savaşlarıdır. filmlerde, kitaplarda ve roma döneminin anlatıldığı çeşitli yerlerde gladyatör savaşlarının çok acımasız ve ölümle sonuçlanarak bittiği söylenmektedir ama yaygın inanılışın aksine gladyatör savaşlarında ölüm olayı pek sık yaşanmazdı.

    bugün yaşadığımız hayat ile roma dönemindeki eğlence anlayışını kıyaslamak çok zordur. gladyatör savaşları günümüzde kanlı ve vahşet dolu bir etkinlik olarak görülmektedir ama roma döneminde durum çok farklıydı. günümüzdeki güreş veya boks maçları gibi sporlar eski dönemin gladyatör savaşlarını anlamamızı biraz zorlaştırmaktadır zira günümüzdeki sporlarda ölüm veya kalıcı sakatlık durumu çok nadir gerçekleşir. gladyatör savaşlarında ise ölüm olayları daha çok görülse de çoğu savaş ölüm olmadan biterdi.

    roma döneminden önce silahlı dövüş etkinlikleri savaşçıları eğitirken ve cenazelerde görünürdü. odysseia ve ilyada destanı gibi eserlerde kahramanların yaşadıkları maceralar, soyluların ölümleri ve cenazelerinden bahsedilir. bu cenazelerde savaş arabası yarışları, atletik rekabetler ve ölmüş kahramanların hayatlarının tiyatro gösterileri düzenlenirdi. varlıklı kişilerin cenazelerine katılanlar tiyatro gösterisi esnasında teke tek mücadeleleri izleme şansı bulurlardı.

    antik roma döneminde ise bu tiyatro zenginlerin cenazelerinin dışına çıkmıştı ve büyük savaşlar da tiyatro oyununa çevrilmeye başlanmıştı ve gladyatör savaşlarının başlangıcı bu dönemde gerçekleşmişti. milattan önce 3. yüzyıl civarında gladyatör dövüşleri oldukça sevilen bir etkinlik haline gelmişti. o dönemlerde roma genişliyordu ve dünyanın farklı bölgelerinden esirleri ve köleleri ülkeye getiriyordu.

    roma döneminde imparatorun cömertliğini halka göstermesi ve halkın içinde olması, halk tarafından sevilmesi için çok önemliydi. yapımına milattan sonra 72 yılında başlanan roma kolezyumu 80 yılında tamamlanmıştı. tamamlanmasının ardından imparator titus kolezyumda düzenlenecek 100 günlük oyunlarla bunu kutlamaya karar vermişti. 100 gün boyunca kolezyumda gladyatör savaşları düzenlenecek ve pazar yerleri kurularak ticaretler yapılacaktı. bunu duyan halk büyük bir ilgiyle kolezyuma doğru akın etmişti. kolezyum yaklaşık 300 yıl boyunca gladyatör savaşlarına ev sahipliği yapmıştı, kayıtlara göre kolezyumda gerçekleşen son gladyatör savaşı 430’lü yılların ortasında gerçekleşmişti.

    gladyatörler çoğunlukla kölelerden ve savaş esirlerinden oluşan ve roma vatandaşı olmayan kişilerdi. günümüzde bu kişilerin savaşa zorlandığı düşünülmektedir ama durum böyle değildi. hemen hemen bütün gladyatörlerin bir anlaşması olurdu. gladyatörler anlaşma yaptığı kişiye bağlı olarak kalır ve onun adına savaşlara katılırdı. savaşlardan önce tıpkı günümüzdeki sporcular gibi idmanlar yapar ve kendini geliştirmeye çalışırdı. yapılan anlaşmalar en az 5 senelik olurdu ve anlaşma bitiminde hayatta olan gladyatör özgürlüğünü satın alırdı. sözleşme süresi bitmeden yeterli parayı kazanabilen gladyatör erkenden de özgür kalabilirdi.

    gladyatör savaşları her geçen gün daha gözde hale gelip daha çok sevilmeye başlamıştı. tıpkı günümüzdeki sporcular gibi, bütün erkekler öyle bir vücuda sahip olmak isterken kadınlar ise bu erkeklerle birlikte olmak istiyordu. savaşı kazanan gladyatör için büyük miktarda para ödülü olurdu ama bu ödülün neredeyse hepsi sözleşme sahibine giderdi. gladyatör savaşları sayesinde şöhret ve zenginlik kazanılabildiğini gören romalı vatandaşların da kendilerini köle olarak sattığı bilinmektedir.

    gladyatör kelime anlamı olarak kılıç ustası demektir ve gladius anlamına gelen kılıçtan türemiştir. gladius ise roma ordusunda kullanılan hafif ve iki köşeli standart kılıçlardı. roma birliklerinin kullandıkları bu silahlar savaşlarda kendilerine büyük başarılar sağlamıştı ve bu sebeple gladyatörlerin de en çok tercih ettiği silah olmuştu. ancak bütün gladyatörler gladius ile savaşmazdı. farklı türde gladyatörler olurdu ve hepsinin kendine özel kostümü, zırhı ve silahı bulunurdu.

    erken dönemlerde gladyatörler fethedilen topraklardaki halklardan oluşurdu. samnite gladyatörleri latin, gallus gladyatörleri galyalı, thrace gladyatörleri trakyalı, hispanicus gladyatörleri ispanyol olurdu ve bu bölgeye özel zırh ve silahları kullanırlardı. zaman ilerledikçe farklı türdeki silahlar ortaya çıkmıştı. retiarius gladyatörlerinin ellerinde bir ağ ve çatallı zıpkın bulunurdu. seyircilerin kendilerince en sevdiği silahlar ve dövüşler olurdu.

    farklı türdeki gladyatörler

    aynı bugünkü boks maçlarında olduğu gibi yarışmacılar eşit şartlarda mücadele ederdi. dövüşlerde gladyatörler kendi yeteneğini ve cesaretini göstermek için çabalardı, bu yüzden rakibini hemen öldürmek işlerine gelmezdi. yine bugünkü dövüş sporlarında olduğu gibi gladyatör maçlarında da hakem olurdu ve kuralları uygulatırdı ancak günümüzde bu hakemlerden pek söz edilmemektedir.

    günümüzde gladyatör savaşlarında binlerce insanın acımasızca katlediliği, suçluların ve kölelerin hayvanlara yem edildiği düşünülmektedir. ancak gladyatör savaşları senede sadece 5 ile 10 kez düzenlenirdi. bu etkinliklerin düzenlenmesi de oldukça masraflıydı. savaşa girecek gladyatörler için okullar olurdu ve burada dersler verilirdi. gladyatörler sözleşmeye bağlı çalıştıkları için savaş harici etkinliklere çıkarken sahiplerinden kiralanırlardı. eğer bu etkinlikte gladyatör ölürse sahibine sözleşmesinin iki katı para ödenmesi gerekirdi. seyirciler genellikle gladyatörlerin ölümünü görmek istemezlerdi çünkü bir gladyatörün ölümü demek artık o kişiyi tekrar izleyememek anlamına gelirdi.

    günümüz gözünden bakıldığında bu etkinlik bizlere çok acımasız gelse de roma tamamen askeri düzenle büyüyen bir devletti ve savaşlar o toplum için çok önemliydi. günümüzde hafta sonları, mesai bitişi, izin günü gibi zamanları hepimiz dört gözle bekliyoruz. o dönemde ise bu kavramlar henüz yoktu ve izin günleri tamamen hükümetin verdiği kararla belirlenirdi. uzun süredir izinsiz çalışılan bir iş hayatına aniden 10 günlük izin girmesi ve herkesin festivallere çağırılması elbette çalışan halk için büyük bir motivasyon kaynağıydı. festivallerde ücretsiz yemekler ve hediyeler olurdu, aynı zamanda en sevilen dövüşçüleri görme fırsatı yakalanabilirdi. bu sebeple gladyatör savaşları roma halkı için büyük bir eğlence kaynağıydı.

  • standart techizatla birlikte size verilmis olan "12'den once uyandirmayin" tabelanizi yataginizin basucuna asmadiysaniz, sabah 0500 siralarinda cavusunuz basiniza gelir ve ayicikli ponpon terliklerinizi yataginizin onune koyarken elinde hazir tuttugu robdesambiri(???) size dogru tutarak, kalkmanizi saygili bir ses tonu ile rica eder. iste tam bu anda "daha once neden gelmemisim ki" diye dusunursunuz.. boyle baslar ilk sabah..

  • belki de en guzel en anlamli ara basamaklardan birisidir. arkadas kalmak yasanmamislari dusunerek can sikici olabiliyorken sevgili olmanin da her seyin icine edebilitesi vardir. hem ne gerek var isim koyma cabalarina.

  • şu fani hayatta görmeyi en çok sevdiğim suratlar sıralı tam listesi;

    *kırmızı kart yemiş emre belözoğlu face
    *canlı yayında ayar yemiş melih gökçek face
    *iddialı olduğu oyunda hakan hatipoğlu tarafından tokatlanmış turabi face

    teşekkürler hakan..

  • radyoloji uzmanının radyoloji teknikeriyle arasında 1000 lira maaş farkı mevcut. böyle giderse mr çekecek cihaz olacak fakat mr yorumlayacak doktor kalmayacak. hem de çok değil 1-2 seneye bunlar olacak.

    edit: sevgili arkadaşlar. hiçbir mesleği hiç kimsenin yaptığı işi kötülemiyorum. ne de felaket tellallığı yapıyorum. yarının gelişi bugünden bellidir. bugün mhrsden randevu almanın imkansızlaştığını hepimiz biliyoruz. teknikerin yanlış çekimi sebepli eksik yapılan bir radyoloji yorumunun cezasını radyoloji doktoru çekiyor. kim bin lira farkla böyle bir riske girer.

  • madden ilk 3:

    1- etiketine bakmadan alışveriş yapmak.
    2- upuzun tatiller.
    3- ben bugün işe gitmiyorum ulan diyebilmek ve kimsenin hesap soramaması.

    manen ilk 3:

    1- sağlıklı olmak (grip olunca bile çöküyor insan, ötesi yok...)
    2- huzurlu olmak (iç sıkıntısı kadar skimsonik bişey olamaz)
    3- aşık olmak.

  • buna sokağa çıkma yasağı demeyelim de "gün içinde yaya olarak istediğinizi yapabilirsiniz yasağı" diyelim siz de kurtulun biz de kurtulalım..

  • bunun jeneriğini izlerken "hadi oğlum, önce banyoya, sonra doğru yatağa, kapat artık televizyonu, yarın okulun var" çığrışlarını duyar gibi oldum. hey gidi günler, pazartesi sendromunun verdiği ardinalle daha da artardı bu kulübün yayınladığı filmleri izlemenin zevki.

    şimdi star sinema kulübü, batman'i yayınlarsa, alacam anne ve babamı karşıma, gidin banyonuzu yapın yatın, ben sabaha kadar batman'i izleyecem diyeceğim.