ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
okula mercedes'le gitmek
-
brezilyada muhtemelen bol bol olan durum:
-anne yarın sabah mercedes gelince beni uyandır okula beraber gideceğiz.
-peki rudolfo iyi geceler...
zeynep bastık'ın oynadığı penti reklamı
-
dun yapilan butun negatif yorumlari youtube’tan silmisler. eger youtube yorumlari sizi rahatsiz ediyorsa gidin atv’de reklam verin. bu kadar ozgurluk anlasilan size fazla gelmis.
türkiye'nin dünya ekonomi liginde 19.luğa düşmesi
-
(bkz: 2023 demedim 2123 dedim)
imamoğlu'nun adalar'da protesto edilmesi
-
at boku kokusuna bayılan bir avuç insan tarafından gerçekleştirilen protestomsu.
bi zahmet ada’nın temizliğine dikkat etmiş olsaydınız başınıza bunlar gelmezdi. yerler bok içinde dolaşan kurtçuklardan ve sineklerden geçilmiyordu.
ayrıca atların sağlıklı bir şekilde bakımının yapılmadığına, ölülerinin çöpe atılır gibi toplu çukurlara atıldığına ve ticari kazanç uğruna ölümüne çalıştırıldığına dair rivayetler var.
geç bile kalınmış karardır. okey biz de nostalji severiz ama bedeli bu olmamalıydı.
biraz da şorasına protesto edin.
hakemlerin duş aldıklarını herkese bildirme merakı
-
- arkadaşlar duşumuzu aldık gidiyoruz. lütfen.
- sifonu da çektiniz mi peki hocam?
- ne sifonu pardon?
- hani maçın içine sıçtınız ya. o bakımdan...
ug tek
-
feci derecede can sıkıcı bir hale gelmiştir. naklen yayın yapar gibi günlerdir her yaşadığı anı kamuyla paylaşıyor. tacize uğradı geldi sözlüğe aktardı, tacizin içeriğini paylaştı, kadın onurunu savundu, bayrak oldu, lider oldu, tepki aldı, author'a dava açmaya karar verdi, tu kaka oldu ama oeeh yeter be. author öyle veya böyle gitmiş sözlükten. banane senin author ile arandaki şahsi davandan? bbg evinden yayın yapar gibi her an ne yaptığını ben sözlükten okumak zorunda mıyım?
kaltak rumuzlu sözlük yazarı buna çok benzer bir olayda ortalığı velveleye vermişti. o zaman da dedim, hala aynı düşünüyorum. senin yaşamış olduğun taciz, özel mesaj yoluyla gerçekleşmiştir. adı üstünde özel mesaj. bu, seninle gerçekleştiren arasında hususi bir olaydır. bana niye anlatıyorsun? sözlükte sistematik bir taciz zinciri var da benim mi haberim yok?
sanki sözlük dünyası bu hanım ağamız üzerinde kurulmuş. hangi başlığa tıklasam bu arkadaşın aynı olayı ısıtıp ısıtıp ortaya koyduğunu ve ne yazık ki yaşadığı üzücü bir olayı hazza çevirdiğini görüyorum. acaba ne yazdılar, ne dediler merakıyla durmadan olayı hareketlendiren, kamuya mal eden yapısından feci derecede rahatsız oldum. tekrar ediyorum, ug tek'in üçüncü kişilere kapalı olan mesajlaşma alanında yaşadığı taciz, hukuki süreç ve sonrasında muhattaplarıyla yaşadığı süreç benim ilgi alanım değil, bunu sürekli olarak dışarıyla paylaşması da rahatsızlık veriyor.
doların bir küsur lira olduğu dönemden anılar
-
dolarla maaş alıyordum ve her gün dolar düşüyordu. 1.6lardan 1.1e kadar geldi ve bu böyle gitmez, maaşımızı tlye çevirin diye isyan çıkardık.
ve başardık, 1.1den tl ye sabitledik maaşı.
çalışma hayatımda istediğimin olduğu tek olay budur.
dua: allah kimseyi vizyonsuz yaratmasın
adıyaman'da churchill sunumu yapan kahveci
-
çüş amk o kadar tuz artı soda tansiyondan beyin kanaması geçirmeseler iyi. limonun da yarısını heba etti amk.
5 milyon mülteci sınır dışı etmenin lojistiği
-
atatürk'ün çok güzel bir lafı var;
geldikleri gibi giderler
demiş maestro.
edit: bu entry'yi ilk entry'ye cevap zanneden çaylaklar, kurtuluş savaşından kalma bu sözle mülteci göndermeye çalıştığımı zanneden ahmaklar, bir de direk hakaret ile konuya giren annesizler... bu entry'nin tek bir amacı var;
tarafım belli olsun
zaten gelen tüm mesajlar çaylak mesajı "1" tanesi hariç. inadına çaylağa mesaj kutusu kapatmıyorum "ok" yazıp savuşturuyorum alayını ama daha fazla kendini komik duruma düşüren olmasın diye bir edit atayım dedim.
kalın sağlıcakla...
lazerle göz ameliyatı olanların güncel durumu
-
2007 yılında lazerle göz ameliyatı oldum. miyop astigmatım vardı 3.75. sıfırlandı ve cok rahat ettim zira 20 yıldır gözlük ve lens kullanmak yormuştu. sonrasında gözlerim ışığa çok hassas hale geldi. kapalı ve yağmurlu havalarda bile güneş gözlüğü kullanıyorum abartısız. şu an yaş itibarıyla hem yakın hem de uzakta zorlanmaya başladım. yaşam kalitemi bozmasa da biraz bulanık görüyorum. ancak doktor şimdilik gözlüğe gerek yok, 1-2 sene daha idare edersin böyle dedi.
istanbul metrosundaki metal dedektörleri
-
şu ana kadar ne laptopa, ne mutfak robotuna, ne hoparlör setine ne de vantilatöre öttüğünü gördüm. (gerçi vantilatör sinbo markaydı, sayılmaz)
bir dahaki sefere 3.5 kilogramlık saf demir külçesiyle gireceğim, bakalım onu tanıyacaklar mı.