hesabın var mı? giriş yap

  • en değerli şey olan zamanı satın almak için para harcamaları.

    zenginler zaman kazanmak için paralarını verir. fakirler para kazanmak için zamanlarını verir.

    şöyle anlatayım;

    fakir adama ve zengin adama dünyanın cennet bir köşesinde herşey dahil 3 günlük tatil mi yoksa son model en yüksek hafızalısından iphone pro maximum mu her ne karın ağrısıysa ondan mı diye iki seçenek sunulsa zengin adam o tatili (deneyimi) seçer. çünkü iphone macbook air falan onun için ulaşılmaz değildir. zor olan sorumluluklarını aksatmadan bir deneyimi yaşamak, zaman kazanmaktır. fakir adamsa istisnasız iphone’u seçer. 3 gün biter gider elimde ne kalırki? hem iphone’u paraya çevirebilirim vs. diye düşünür.

    en asgari kıstas budur bence. bir maddi varlık belirtmeye gerek bile yok. adamın isterse 10 tane evi olsun şu seçenekler arasında iphone’u seçiyorsa kalbinde, ruhunda bir yönden fakir kalmıştır o. zengin adam gibi düşünemez. içi cız eder gitti iphone diye:)

    not: ben de iphone’u seçerdim. 3 gün göz açıp kapayana kadar geçer :/

  • artık öyle bir hale gelmişsiniz ki, "ben mutluyum" diyen adama, "hayır sen mutlu değilsin! olamazsın! nasıl mutlu olursun lan!" diyorsunuz. bir de dalga geçmeler falan.. oğlum, adam mutlu hissediyor kendisini, ne güzel işte; bir dönün kendinize bakın hele, ne hale gelmişsiniz, sorun onda değil sizde, zavallılar.

  • kabataşta yarattıkları senaryo için "ya sizin çocuğunuzunu başına gelseydi" diye ajitasyon yapmaya çalışanlara özellikle hatırlatılması gerekir...

    ya sizin çocuğunuzun başına gelseydi...

    mehmet ayvalıtaş, 20 yaşında, istanbul, 2 haziran 2013, gezi parkı’na destek için otoyol kapatıldığı sırada üzerine süren aracın çarpması sonucu öldü. katilleri serbest...

    abdullah cömert, 22 yaşında, antakya, 3 haziran 2013, eylem sırasında başına aldığı darbe sonucu öldü. katilleri serbest...

    mustafa sarı, 27 yaşında, adana, 5 haziran 2o13, polis komiseriydi, eyleme müdahale ederken tedbir alınmamış bir alt geçit inşaatından geçerken düşerek hayatını kaybetti. devletin yoğun baskısı, iş kazası... katilleri hala başımızda, bizi yönetiyor...

    ethem sarısülük, 26 yaşında, ankara, 12 haziran 2013. 1 haziran’da eylem sırasında polis tarafından başından vurularak ağır yaralandı. 12 haziran’da beyin ölümü gerçekleşti. katilleri serbest...

    medeni yıldırım, 18 yaşında, lice, 28 haziran 2013. kayacık köyü’ndeki karakolun yenilenip kalekol yapılmasını protesto eden insanların üstüne askerler tarafından açılan ateşle öldürüldü. katilleri serbest...

    ali ismail korkmaz, 19 yaşında, eskişehir, 10 temmuz 2013. gösterilerin ilk günlerinde sivil giyimli saldırganlar tarafından feci şekilde dövüldü, başına aldığı darbenin etkisiyle beyin kanaması geçirirken yunus emre devlet hastanesi’nde görevli doktorlar tarafından önce polise ifade vermeye gönderildi. 20 saat geciken müdahalenin ardından 1 ay yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetti. katilleri serbest...

    ahmet atakan, 22 yaşında, antakya. ankara’da odtü ve tuzluçayır’daki protestolara destek vermek için antakya, armutlu’da yapılan eylemde polis tarafından kafasından gaz fişeğiyle vurulup, çatıdan düşerek öldü. katilleri serbest...

    berkin elvan: evinden ekmek almaya çıktığında polis tarafından nişan alınarak atılan gaz kapsülü ile başından yaralandı. hala hastanede, hala uyuyor (263 gündür)... uyanması için hala umutla bekleniyor

    ya sizin çocuğunuzun başına gelseydi...

    maalesef edit: 269. gününde berkin elvanda direnişini bıraktı... bu gün onu uğurlayacağız... içimiz buruk, öfkeli...

  • "insan parası warsa çalışmak zorunda kalmaz.böylece zamanı satın alır.bu kalan zamandada kendini mutlu edebilcek şeyleri yapar.yani para mutluluğu satın alır."

  • arctic monkeys frontmanidir. kendisini yıllardır hayranlıkla takip eden bir insan olarak şarkıları dışında özel hayatı hakkında da epey bir bilgi sahibi oldum. günümüzün en iyi şarkı yazarlarından birini hem daha yakından tanımak isteyenler için hem de şarkılarına kimlerin/nelerin ilham olduğunu merak edenler için dosyayı açıyorum.
    dosyada bahsedeceğimiz kişiler zaman sırasıyla lauren bradwell, johanna bennett, alexa chung, arielle vandenberg, taylor bagley ve louise verneuil. biraz uzun olduğu için alexa chung'tan önce ve sonra olarak iki part halinde anlatmak daha iyi olacaktır.

    part 1.

    -lauren bradwell (2004)
    alex'in bildiğimiz ilk sevgilisi lise yıllarından lauren bradwell. bilindiği üzere grubun davulcusu matt helders ile alex turner çocukluk arkadaşı ve aynı liseye de gitmişler. aslında lauren ilk önce matt ile sevgiliymiş. daha sonra dördüncü sınıfta alex ile çıkmaya başlamış. alex hakkında şöyle söylüyor: “oldukça utangaç ve sessizdi ama bütün kızlar ondan hoşlanıyordu. gerçekten yakışıklıydı ama kibirli değildi. iyi anlaştık ve her türden şey hakkında yıllarca konuştuk. şarkılar yazardı ve hep bir grupta yer almak istediğini söylerdi. derslerde oturup hayal kurar, kitabının arkasına sözler yazardı.”
    daha sonra lauren, alex'i onlardan yaşça büyük arabası olan bir çocuk için terk etmiş. hatta bu olay bigger boys and stolen sweethearts şarkısına da ilham olmuş. lauren bu şarkıyı duyar duymaz kendisi hakkında olduğunu anlamış. şimdi “keşke alex'le olsaydım” diyor…
    “okul erkek arkadaşının dünya çapında bir yıldız olmasını görmek delilik. keşke ona daha iyi davranabilseydim. "

    -johanna bennett (2005-2007)
    2005 yılında johanna bennet ile bir ilişkiye başlıyorlar. johanna da o dönem müzisyenmiş ve bir grubu varmış. hatta fluorescent adolescent şarkısını alex ile beraber yazmışlar. johanna “alex normalde başkalarıyla şarkı yazmaktan hoşlanmaz ama bu ikimiz için de güzel bir anı oldu” diyor. alex grubuyla konserler için tura çıkarken, johanna üniversiteye gidiyormuş. alex groupie'leriyle fazla yakınlaşmaya başlamış ve pek parası da yokmuş. johanna hep aynı ucuz yerlere gitmekten sıkılıyormuş ve en sonunda 2007 yılında alex'i terk etmiş. bu ayrılık the meeting place şarkısına ilham olmuş olabilir diye düşünüyorum; zira 2015'teki bu performansta şarkının sonunda (3:07) alex onun ismini söylüyor. :) ayrıca 505 de büyük ihtimalle johanna hakkında. bu arada kadın daha sonra 2009'da kings of leon'un gitaristiyle evleniyor. hala evliler ve iki çocukları var.

    -alexa chung (2007-2011)
    temmuz 2007'ye geldiğimizde alex'in şimdiye kadar en bilinen ve sevilen ilişkisi başlıyor. yani alexa chung ile olan. bu kısım biraz uzun olacak. (hatta alexa'dan sonraki ilişkilerinden bahsederken de onu sık sık anacağız.)
    alex ile alexa, t in the park'ta bir festival sonrası karaoke partisinde tanışıyorlar.

    öncelikle kimdir alexa chung? alexa o zamanlar popworld gibi müzik programlarında sunucuydu, müzik gruplarıyla röportajlar yapıyordu. daha önce de müzisyenlerle çıkmıştı. kendisi yine ünlüydü ama “it girl”/stil ikonu/”indie queen” olarak anılmaya başlaması aslında daha çok alex'le birlikte olmaya başladıktan sonra oldu. (2007 civarı işte) çabasız görünen güzel stiliyle, dağınık saçlarıyla gerçek bir stil ikonu haline geldi. dergilerin kapaklarında o vardı, marka işbirliklerinde o vardı. karl lagerfeld, anna wintour gibi isimler bile ondan övgüyle bahsetti. 2010'da ünlü mulberry markası ondan esinlenerek “alexa” isimli bir çanta bile tasarladı. “festival kızı” denince akla alexa chung gelirdi. bunun yanı sıra samimi ve esprili bir kişilikti.
    dönemin en popüler rock gruplarından birinin solistiyle güzel ve popüler alexa'nın ilişkisi elbette çok ilgi görüyordu. baktığın zaman müthiş bir eşleşme. çok cool'dular, “indie couple” idiler. o dönem sosyal medya çok yaygın olmasa da, ikilinin nesiller boyu yetecek paparazzi fotoğrafları mevcut elimizde.
    2008'de alexa, the last shadows puppets'in my mistakes were made for you klibinde yer aldı. (alex ile birlikte arabanın içinde.)
    yine 2008'de alex'in alexa'ya yazdığı aşk mektubunu alexa barda unuttu ve bulan kişi bunu bir gazeteye sattı. böylece hepimiz görmüş olduk. 13 yıl olsa da hala internette dolanmaya devam ediyor. alexa'nın söylediğine göre bu bir aşk mektubu değil, sevgililer günü kartıymış. internette dolaşan yazı da alex'in yazısı değil, temize çekilmiş hali zaten. ilk başta kadın bunu bilerek “unutmuştur” diye düşünsem de yıllardır alexa'yı takip eden ve biraz karakterini çözen biri olarak öyle olmadığını düşünüyorum.
    “alex bana bir sevgililer günü kartı yazdığında ve bunu yanlışlıkla bir barda unuttuğumda gerçekten üzücü bir olay oldu. birisi onu the sun'a sattı ve sevgililer günü kartı gibi görünmemesi için değiştirdiler. bir aşk mektubu olduğunu söylediler. onu gerçekten aşırı duygusal olduğu için suçladılar. bak, bu benim erkek arkadaşım ve o da alex. tabii ki bir hikaye gibi yazacak.”
    kadın o kadar da romantik olmayan ve sevgilisinin aşırı duygusal biri olarak görünmesini istemeyen biri. daha çok eski tarz rockstarların hayranı, alex'in de öyle olmasını istiyordu bence. “ben kendini itiraf eden bir groupie'yim” diyor kitabında da. -alex'ten önce ve sonrasında da lead singerlarla çıktı.-

    ayrıca söylemekte fayda var; ikisi de birbirine çok aşık gözükse de bu ilişkide baskın olan taraf alexa. aynı şekilde alex'e göre daha dışa dönük biri. 2011'de verdiği bir röportajda şöyle diyor: “o geceleri sözlük okuyan türden biri. "dostum, 25 yaşındasın. hadi bir bara gidelim" derdim.”

    2009 yılında alexa, abd'den bir iş teklifi alıyor ve taşınması gerekiyor. bu olayın fire and thud şarkısına ilham olduğu söylenir. “benimle gitmek istemesine sevindim.” diyor alex. new york'a taşınıyorlar ve beraber yaşamaya başlıyorlar. aşk burada da devam ediyor. ancak birkaç ay sonra alexa'nın tv show'u iptal ediliyor. bundan sonrasında bazen new york'ta, bazen londra'dalar. ama hep beraberler ve mutlu görünüyorlar.

    2009'daki bir röportajda alex hakkında konuşuyor:
    “erken kalkarım, belki sabah 9'da ve yaptığım ilk şey erkek arkadaşımı öpmektir. alex ile çok tatlı bir eve taşındım. o çok düzgün, temiz bir çocuk ve ben gerçekten dağınık bir kızım. giysilerim her yere dağılmış durumda.”
    “alex ve ben müzik dinleyip rahatlamaktan hoşlanıyoruz ve kollarımızı birbirimize dolayarak uykuya dalarız. o gerçekten küçük ve ben de öyleyim, bu yüzden kimsenin kolu ölmez. bazen aynı pozisyonda uyanırız. şimdiye kadarki en iyi şey.”

    2010 yılının sonunda çıkan bir habere göre alex onunla evlenmek istiyor ama alexa bu fikre pek sıcak bakmıyor. daha sonra yine 2011'de birkaç kez mutlu görünüyorlar. bu sırada suck it and see albümü çıkıyor. she's thunderstorms albümden alexa için yazılan aşk şarkılarından biri. bir de love is a laserquest var. alex her ne kadar “bu şarkı alexa chung hakkında mı?” sorusuna “umarım değildir. çünkü şarkıda bitiyor.” dese de büyük bir ihtimalle bu şarkı olası ayrılık hakkında. şu videoda 2.42'de görebileceğiniz gibi alexa laserquest'i sevdiğinden bahsediyor.
    ayrıca 2014'te laserquest ile ilgili tweetine bir hayran şarkıdan alıntı yaparak “do you still think love is a laserquest?” diye mention atıyor. alexa da şarkıya atıfta bulunarak “no, i'm taking it very seriously.” yazarak cevap veriyor.

    ve en sonunda 2011 temmuz'da alexa'nın menajeri ayrıldıklarını açıklıyor. sebep olarak yoğun iş programları ve aynı evde yaşamalarına rağmen artık görüşememeleri gösteriliyor. alex albüm turundayken alexa evden eşyalarını taşırken görüntüleniyor. ilişki bitiyor yani gerçekten.
    (beraberken verdiği bazı röportajlarda alex evde oturup yalnız kaldığından bahsediyordu. alexa da ayrıldıktan baya sonra bir röportajda, programı iptal olduğu zamanlar üzüldüğünü ve yalnız kaldığını, alex'in de sürekli turda olduğunu söylemişti.)

    ve ayrılık haberinden iki-üç gün sonra çok farklı bir alex turner görüyoruz! saçlar kesilmiş, tarz değişmiş. daha bir özgüvenli görünen alex var karşımızda. iki hafta sonra da model ve oyuncu arielle vandenberg ile sevgili olduğunu öğreniyoruz. e bundan sonrası part 2 oluyor artık. alexa, alex'i neden terk etti? alex, alexa'yı gerçekten hemen unuttu mu, yoksa onu arielle ile aldattı mı? neden birden tarzını,saçını,sahnedeki tavrını değiştirdi? bunların cevapları part 2'de gelecek, editleyeceğim.

    edit: part 2 için #135178066

  • bugün metrobüste gelirken kendisini düşündüğüm sözlük.

    bazen çok eski bir entry'm oylanmış oluyor, "o tarihte nerede ve kiminleydim" diye düşünmeye başlıyorum. o entry'yi yazarken neler düşündüğümü hatırlamaya çalışıyorum.

    sekiz buçuk yıldır buradayım.
    o zaman lisans öğrencisiydim. sözlük'ün yazar aldığını tam da bir sınava girmek üzereyken ablam mesajla haber vermişti, ben de "beni de kaydet, nikim şu olsun" diye cevap yazmıştım.
    şimdi, 4.5 yıllık bir avukat ve taze bir doktora öğrencisiyim.

    o zamanlar okuldan bir sevgilim vardı. sonra 3 tane daha oldu. bu dört sevgiliden başka, bir tane sevgili olduğu sanılan ama aslında olmayan adam, bir tane de tam sevgili olacakken son anda vazgeçen gerizekalı oldu. (düzensiz ilişkileri saymıyoruz.)
    şu anda ise, yine sözlük'te yazar olan ama buradan tanışmadığım bir sevgilim var. şubatta bir yıl olacak.

    o zamanlar balmumcu'da oturuyordum, sonra dört ev daha değiştirdim, şu an istanbul'daki 6. evimdeyim.
    şu andaki en yakın arkadaşlarımın, o zamanlar varlığından haberdar bile değildim.
    siyasi görüşüm de çok değişti. daha doğrusu, o zamanlar siyasi görüş sandığım şeyin aslında "elitizm" olduğunu sonradan fark ettim.

    o zamanlar "yirmi yaşında yaşlanmak" başlığında yazdığım şeylerin, aslında ne kadar arabesk olduğunu demek ki önceden fark etmişim ki entry'yi silmişim. fakat "dünyadan bihaber" de olduğunu 28 yaşında fark ettim.

    sözlük, artık gerçekten eskisi kadar keyifli bir yer değil. fakat benim kişisel tarihim.
    sırf geçmişine kıyamadığın için vazgeçemediğin bir sevgili gibi.

  • uyanıklıktır. bunu yapan insan öylesine açıkgözlü ve zekidir ki inenleri bekleyenleri kaptığı boş yerden alaycı bakışlarla izler. ben de beklemem. salak mıyım? niye izdiham yaratmak dururken medeni davranayım? ne diye hepinizden üç saniye önce binip on dakika fazla oturma fırsatını tepeyim? metro yanaşırken sarı çizgiyi de geçerim. çünkü cin gibiyim. herkes akıl edemez.