hesabın var mı? giriş yap

  • bu saatte neden sela verilir?

    diğer şehitlerden neden ayrı tutulur 15 temmuz şehitleri diğer şehit ailelerine yazık günah değil midir?
    (30 ağustos, sakarya, çanakkale, kore, doğuda batıda terörden şehit düşmüş her bir çocuk bebek kadın erkek vatandaşımız?)

    yıllarca terörle uğraşmış bu ülkede neden sadece 15 temmuz için böyle bir uygulama var?

    diğer darbe girişimleri için neden sela okutulmuyor?

    bu saatte hastası yaşlısı sınavı bebeği olanlara bu yapılan ayıp değil midir dinde yeri var mıdır?

  • değil eserleri sadece biyografisi ve cv'sini yazmaya çalışsan bir kitap ortaya çıkacak adamın aydınlığı eleştiriliyor.

    sadece türkiye değil çalıştığı her ülkede aydın sayılabilecek bir adamdır celal şengör.

  • make ekşi sözlük great again mottosuyla çıktığımız yolda bu sene sözlük'te bir dizi yapısal değişikliği hayata geçirmeyi planlıyoruz.

    temel amacımız sözlük'ün en belirgin özelliği olan içerik çeşitliliğini ve içerik kalitesini arttırmak. sözlük'te zaman geçirenlere her konuda güzel entry'ler önermek, yazarlar arasında daha fazla etkileşim sağlamak, yazar alımı ve moderasyonu çok daha hızlı işler hale getirmek de hedeflerimiz arasında. yeni özellikler geleceği gibi, mevcut bazı fasilitelere de veda edeceğiz.

    debe, bir önceki gün en fazla beğenilmiş entrylerin ön plana çıkmasını sağladı ve bu sayede birbirinden güzel entry’lerin gözden kaçma ihtimalini azaltarak çok daha fazla insana ulaşmasına imkan tanıdı.

    sayesinde çok iyi yazarlar ve entry’leri ile tanıştığımız debe, doğal olarak bir yandan da sadece debe listesine girme motivasyonuyla yazılmış entry’lerin sayısını arttırdı. daha çok oy alma imkanı olduğu için sadece çok ilgi gören veya gündeme girmiş başlıklar hakkında yazılmasını ve bazen de başlığa yeni ve özgün bir entry girilmesi yerine başlığı açan kişi ya da entry’si hakkında yeni entry'ler yazılmasını beslemeye başladı.

    debe'ye giren el emeği göz nuru güzelim entry'leri hariç tutarak belirtmek gerekir, debe'nin amacının saptırılmış şekilde kullanılmasına rağmen yayında kalması, aslında istemediğimiz bu durumu onayladığımız algısı yaratıyor.

    bu sebeple dünün en beğenilen entry’lerinin sunulduğu debe fasilitesine veda ediyoruz. iyi yazarların ve entry’lerinin daha da fazla görünür olmaları, daha az kişinin yazdığı başlıklara yazılan entry’lerin de gözden kaçmaması ve sözlük’e her konu hakkında çok daha fazla sayıda kaliteli entry yazılması motivasyonunu arttırmayı planladığımız çalışmalarımıza da süratle devam edeceğiz.

    bu bakımdan, eksikliklerimizi fark etmemiz için fikirleriyle bizi besleyen, iletişim sayfası üzerinden geri bildirimlerini eksik etmeyen yazarlarımıza sonsuz teşekkürler ederiz. yes we can.

  • "yeri gelirse, ben müdahale ederim."

    evet, cümle bu şekliyle hiç karizmatik değil, amma velakin buyrun söylendiği yere bakalım:

    bundan 8 yıl evvel, hava harp okulu sınavlarına girilmeye hak kazanılmış ve toplu mülakat aşamasına kadar gelinmiştir. 20 kişilik aday grubu bir odaya alınır, saçma sapan bir konu verilir ve 10lık 2 grup halinde konunun tartışılması istenir. grubun biri konunun bir kısmını ikna etmeye çalışırken, diğer grupda diğer kısmını ikna etmeye çalışır. bu grubuda izleyen binbaşılar, pilot (rütbeleri hatırlayamıyorum) vs. vardır.

    tartışma başlamış ve 10-15dk geçmiştir ama zatı muhterem ben, henüz tek bir kelime bile etmemişim.
    ordan komutanlardan biri bana sorar, delikanlı sen hiç konuşmayacak mısın ?

    ben: "yeri gelirse, ben müdahale ederim."

    sonuç: 19 kişi o mülakatta elendi, ben geçtim. buda ömrü hayatımda verdiğim en karizmatik cevap olarak tarihe geçti.

    edit: gelen bir çok mesajdan dolayı, not düşeyim, hikaye 2002'de yaşanmıştır . ayrıca subay olup olmadığım soruluyor, hayır değilim, bu olayların olduğu son hafta check-up'ta elendim, hikaye sona erdi, bir daha askeriye ile işim olmadı, askerlikte yapmadım, bedelliden yararlandım.

  • mutlak bir çözümü olmayan sorunsaldır, yani viskisine göre değişir. genel olarak (viski standartlarına göre konuşuyorum tabi ki) ucuz ve nispeten dandik bir viski içiyorsanız isterseniz 10 tane atın, damak tadınıza nasıl uyuyorsa. ama daha iyisi viskinin içine çok az miktarda (alkol oranını %35'lere düşürecek kadar) soğuk su katmaktır. bu sayede alkolün keskin tadı bir nebze azaltılıp viskinin içindeki farklı aromalara erişmek kolaylaşır.

    hatta viski tadımı yapılıyorsa viskinin kalitesine bakılmaksızın bu soğuk su olayı uygulanır ama tabi tadım olayının başka detayları da var.

    daha üst kalite viskilere ise buz atanı döverler zira buz viskinin sıcaklığını fazla hızlı düşürüp tadının eksilmesine neden olur.

    not: "on the rocks ne o zaman amerikyum?" dediğinizi duyar gibiyim, hemen cevapliim: "on the rocks" terimi viskiyi veya içine konacak suyu soğutacak herhangi bir teknolojik zamazingonun olmadığı zamanlarda nehir yataklarından toplanan soğuk taşların kullanılmasından gelir.

    ha viskimi buzlu içerim derseniz, atacağınız buzu dondurmadan önce kaynatın ve internette satılan küre buz kalıplarından (google'a sphere ice mold yazarsanız bir çok örneğini bulabilirsiniz) kullanın. donduracağınız suyu önce kaynatmanız daha şeffaf ve saf bir buz elde etmenizi (görsel ve işlevsel fayda), küre şeklinde dondurmanız ise yüzey alanını küçülterek buzun daha yavaş erimesini (işlevsel fayda) sağlar.

    imla: edit

    edit 2: gelen mesajlardan görülüyor ki entry'mi okuyanlar 2'ye ayrılıyor:

    1. beni viski konusunda engin bilgi sahibi zannedenler.
    2. "sen kim köpeksin lan ne anlarsın viskiden, öyle şey mi olur su mu katılır viskiye" diyenler.

    efendim viskiden çok anladığımı filan iddia etmiyorum. viskiyle ilişkim ara sıra canım çektiğinde iş dönüşü evde bir duble viski yuvarlamaktır. bütün bilgim aha bunun gibi videolardan gelmektedir. bu videonun benzerleri internette gani gani bulunabilir, izleyiniz efendim.