hesabın var mı? giriş yap

  • + kütlenin tanımı "maddenin durum değişikliğine gösterdiği direnç" tir. kolay anlaşılmaz, karizmatiktir.
    - ağırlığın tanımı ise "maddenin gezegen merkezine çekiliş gücü" dür, karizması yoktur, ilkokul 3 seviyesindedir.

    +kütle, pazarlarda kullanılan eşit kollu terazi ile ölçülebilen bir tevazu abidesidir.
    -ağırlık, batının sömürge düzenini hatırlatan dinamometre ile ölçülen bir burjuvamsıdır.

    +kütle, skaler bir büyüklüktür, toplanabilir, çıkarılabilir, kısacası öğrenciye kıllık yaratmaz.
    -ağırlık vektörel bir büyüklük olduğundan, dört işleme tabi tutmak, binbir türlü eziyeti beraberinde getirir.

    +kütlenin birimi kilogram'dır, içimizden biridir, bakkalda pazarda heryerde kullanılır.
    -ağırlığın birimi newton'dur, kendisini keşfeden zat-ı muhteremin adıyla anılmaktan yakasını sıyıramayan bir yetersizdir.

    +kütle, kütleçekimi, kütle numarası gibi türevleride mevcut bir çokyönlüdür.
    -ağırlık, hiçbir zaman bir başka sözcükle uyum içinde türeyememiş bir anti-sosyaldir.

    +kütle, cismin bulunduğu ortamdan bağımsız olarak hesaplanan bir özgünlük sembolüdür.
    -ağırlık, hesaplanabilmek için sabit bir yerçekimi ivmesine muhtaçtır.

    +kütlenin, dinamiğin temel prensibi olan f = m x a daki m'yi temsil etmek gibi asil ve ulvi bir misyonu vardır.
    -ağırlık ise m (kütle) x g olarak ifade edilir, burada bile kütleye muhtaç bir eküri bozmasıdır.

  • patronu kayınbabası olan damatlardan. gerçi mussolini'nin damadı olmadan önce de soylu bir kökeni var. babası amiral costanzo ciano birinci dünya savaşında italya'nın donanma komutanı, ulaştırma bakanı, meclis başkanı ve de kont. bu yüzden damat da kont: kont ciano. hatta karısı olan mussolini'nin kızı edda'ya da kontes ciano diye hitap ediliyor. yani damat sonradan görme değil. bilakis hukuk eğitimi almış bir diplomat, yakışıklı bir playboy ve hatta bir tür sefa pezevengi, kibarcasıyla bon vivant.

    mussolini'nin kızıyla evlendikten sonra alıp yürüyor ve dışişleri bakanı oluyor. hatta öyle ki mussolini'nin yerine geçmesine kesin gözüyle bakılıyor. daha da ilginci mussolini'nin oğlu olsa kendisine ancak bu kadar benzer. hadi tipini geçtim, sesi, jesti mimikleri de. nitekim karısı bu benzerliklerin sorulması üzerine, kocam babamla o kadar fazla vakit geçiriyor ki bir süre sonra istemsizce onun gibi konuşup onun gibi davranmaya başlaması normal demiş.

    fakat ikinci dünya savaşının sonlarına doğru faşistler için işler boka sarmaya başlayınca italyan yüksek faşist konsey’inde mussolini’nin görevden alınması lehine oy kullananlardan biri de damat oluyor. akabinde kayınbabası tutuklandı, kendisi de bakanlıktan alınıp almanya'ya kaçtı. bundan sonrası ise film gibi: hitler, eski kankası mussolini'yi tutukluğu bulunduğu gran sasso d'italia dağındaki hapishaneden kurtarmak için özel bir bir havacı bir birlik* gönderip kurtarır.

    daha sonra ise hitler, mussolini'ye italya'nın kuzeyinde salo cumhuriyeti'ni kurdurur ve almanya'da kaçak yaşayan damadı eski dışişleri bakanı galeazzo ciano'yu tutuklayıp mussolini'ye iade eder. kızının "yapma etme baba, çocuklarımı babasız koyma" yalvarmalarına aldırmayan mussolini, damadını vatana ihanetten yargılatıp suçlu buldurdu ve ters oturtuğu sandalyede sırtından kurşunlanmak suretiyle 1944'te idam ettirdi. daha da fenası bütün infaz anını, damadının beyninin akmasını, can çekişmelerini falan kameraya aldırmış. +18.

    damadın idamından bir yıl sonra italya'dan kaçmak için girişimde bulunduğu sırada yakalanan mussolini ise milano'da kalabalık bir grup tarafından linç edildi. +18.

  • market ya da ormanda yürüyüş dışında dışarı çıkmadığım, eşim dışında hiç kimseyle fiziki olarak görüşmediğim karantina sürem 1 ayı geçti.

    neredeyse her gün ne kadar şanslı olduğumu düşünüyorum bu aralar. evlenirken “hayatı beraber geçirmek istediğin insan”ı seçtiğini düşünüyorsun ama birebir yaşayıp görmek çok değişik bir duygu.

    mutlu olunca “kesin bir bokluk olacak” diye düşünen bir insan olduğum için, şimdiye kadar hep içimde evlendik ama belki birkaç yıl sonra aslında doğru insan olmadığızı anlarız belki gibi bir korku vardı. “ya hata yaptıysam” korkusu. şu bir ayı geçirdikten sonra, anladım ki çok doğru bir karar vermişim.

    başka hiç kimse olmadan, 1+1 ufacık evde mutlu mutlu yaşayabildiğim bir insanı bulmuş olmak inanılmaz.

    o kadar insan içinden nasıl oldu da böyle harika bir insanla ikimiz de bekarken tanıştık, ikimiz de birbirimizi çekici bulduk, zaman geçti iyice bağlandım, o da bana bağlandı ve mutlu olduk. nasıl bu ufak ihtimal gerçekleşti? aklım almıyor.

    ilerde daha ufak bir yere taşınsak şehir hayatını özler miyiz, beraber sıkılır mıyız tantana olmadan diye düşünüyordum arada. çok daha mutluymuşuz meğer.

    mutlu evde büyümediğimden herhalde bana öyle olağanüstü ve inanılmaz geliyor ki... neyse hayat bu ama şimdilik pek güzel.

  • bu güne kadar nedensizce hep antipatiyle yaklaştığım insan. ancak gezi olaylarıyla ilgili, dolmabahçe yakınlarından*.kendi facebook adresinden şöyle bir yazı paylaşmış;

    insanın ağırına gidiyor lan! gencecik, tertemiz, taptaze çocukların üzerine gazı acımadan boca ediyorlar. iblisler!!!. zerre vicdanı olmayan bir faşist sürüsü, genç olana, güzel olana, aydınlık olana karşı biriktirdiği bütün ezikliğini vandalca, pervasızca, gaddarca kusuyor kusuyor kusuyor.... pırıl pırıl çocukların birbirine bir tutunuşu, bir dayanışması, gazın ızdırabına zerafetle bir katlanışı var içiniz parçalanır arkadaşlar. gaz gerçek bir kabus. onu tadan oraya değil evladını düşmanını salmaz. önce solunumunuz kavruluyor sonra böcekler gibi aşağılanmış hissediyorsunuz kendinizi. sinirinden ağlayanları görmelisiniz. boyunlar bükük gururlar kırık hüzünlü bir öfkeyle burkulmuş büyük acıyı görmelisiniz. sonra derinlerden bir çığlık: "oomuuzoomuuza".... böyle başlıyor direnişin şakıması... kıpırdanmaya başlıyor umut. geçti geçti diyorsunuz birkaç dakika birkaç sloganla... " faşiiizme kaarşı..." sonra annesini arayanlar... sevgilsine sarılanlar... arkadaşına yaslananlar... ve sonra tekrar başlıyor herşey. pat pat paaat pata pata pata ta ta ta!!!...oradan oraya koşturuyor ürkek kediler gibi ülkenin aydınlık geleceği... imdaaaaaaat diye haykırasınız geliyor, yediremiyorsunuz... lanet olsun ki katlana katlana büyüyorsunuz oracıkta, birkaç dakika içinde.... aaahhhhhh!!!
    faşizme karşı ne yapılabilir arkadşlar? allah aşkına ne yapılabilir? birşey yapmak lazım, bişey... birşey...
    bu halkı uyandıralım en azından ne olur... ne olur! ne olur!!
    bu halkı uyutan, yalancı , sahtekar, işbirlikçi medyayı asla affetmeyelim! gözünü seveyim affetmeyelim bu aşağılık kelekçileri.
    asla asla asla!!!!

    tanım: gezi olaylarını gitmeyenler/gidemeenlere betimleyen çizer.

  • dini duygularından ötürü bu gerçeği göremeyen milyonlarca insanımıza bazı tarihi gerçekleri hatırlatmak istiyorum.

    1) birinci dünya savaşında ingiltere ile beraber çok sayıda türk askerini katlettiler. içimizdeki araplaşmış türkler bu gerçeği nedense göremiyor!

    2) benim bile çocukken beğendiğim bir lider olan yasser arafat geçmişte rumları destekleyen açıklamalarda bulunmuş. hatta işbirlikleri hala devam etmektedir
    rum-filistin dayanışması

    3) yetmedi mi ?eğer sempatiniz hala bu insanların müslüman olmasına ise size hem müslüman hemde türk olup çok daha orantısız bir düşmanla savaşan uygur türkleri meselesinde bakın mazlum filistinli kardeşlerimiz nasıl bir tavır takınmış: adamın gol diyor

    4)peki sizce türkiye ermenistan sorunlarında bu adamlar kimin tarafında yer aldı dersiniz? filistin ermeni soykırımını tanıyor

    adamlar türk düşmanıyız diye bir asırdır bağırıyor. daha ne yapması lazım?
    bunlara üzülenlere söylenebilecek çok güzel bir laf var ama şu anda söylemek istemiyorum.

  • ben mi kolay yolunu buldum bilmiyorum ama kabloyla bilgisayara bağlayınca dcim klasörü gözüküyor ve oradan video-fotoğraf aktarımı yapabiliyorum hem de çözünürlüğü değiştirmeden? usb bellekten dosya aktarımı yapar gibi

  • mantıklı uygulama.

    parası olana da aşı var, olmayana da.

    burda bir adaletsizlik yok.

    hatta parası olanlar aşı olup aşı sırasından çıkartılacağı için parası olmayana daha hızlı sıra gelecek.

    destekliyorum.