hesabın var mı? giriş yap

  • birkaç gündür instagramda art arda sanat dünyasının 150 başyapıt resmini paylaşması nedeniyle takipçi sayısı 609 bin'den 607 bin'e düşen fazıl say bu bilgiyi paylaşmış.
    acun biti hakan hatipoğlu hangi akla hizmetse altına yorum yapıyor: aynı şey bana da oluyor bayram tebriki paylaşınca :)

    sonrası uygulamalı cringe. fazıl say: "siz ne işle uğraşıyordunuz?" diyor. sonrası h.h. için karanlık... onu bir daha gören olmadı. yorumunu siliyor tabii.
    fazıl say klavyene sağlık. doblo bilmeyen vedat milor'dan sonra en nazik insan ezme bu olurdu herhalde. içimin yağları eridi. evet.
    http://m.hurriyet.com.tr/…s-yapiyorsunuz-41025688/4

  • kaan'a çektiği şut için kızmak futbol cehaletidir. tüm takım neredeyse 18 içinde kalmış ve kaptırılacak top kontraya sebep olur. böyle pozisyonlarda atak sonlardırma tercih edilir ve bu yüzden de gol olursa süper gol olsun, olmazsa da dışarı çıksın vurusu tercih edilir. buna altyapı eğitimi deniyor.

  • bütün entrylerini silip kaçman araptaparlar hakkında çok şey anlatıyor ama gg olmayayım.

    "pakistandaki savaşın adı nedir?" diye sorulduğunda cevap veremeyecek araptaparların ağızlarını yaya yaya kurdukları cümle.

  • üzerinde manasız bir yapılaşmaya gidilen yassıada için "neresi yaslı be, canına okumuşsun demek" suretiyle yanlışlıkla iyi gazetecilik yapan spiker.

  • günümüz teknolojisinin kameralarının dahi gerçek göz görüntüsüne ulaşamadığı* düşünülecek olursa, "daha gerçek" olana giden yolu ve yöntemleri düstur edinme iddiasıyla yola çıkan öncülerinin sağlam bir çelişkiye toslamasına sebep olmuş sinema akımıdır. örnek vermek gerekirse, akşam saatlerinde* odasına girip bir eşyasını arayan karakterin eylemini izlememiz mümkün olmaz. dogmaya göre, gerçek bir iç mekanda gerçek zaman ve ışıkla çekilmesi gereken bu görüntüler gerçekte olduğundan çok daha karanlık olarak bize ulaşır.

    yine de getirdiği sıkı kalıp ve yaklaşımlarla sinemacıları yaratıcı yöntemler geliştirmeye zorlaması bakımından kıymetlidir. sinemada gerçekçi bir dil yaratabilmenin önemi üzerinde duranlar ve perdenin hayata açılan bir pencere olması fikrinden haz duyanlar minimalist sinemanın sunduğu değerlere eğilebilirler. böylece evet belki film biter ama perdenin ardında hayat akmaya devam eder. sinemada minimalizmin öncüsü kabul edilen robert bressonun pickpocket filmi* meraklılarına epey fikir verecektir.

    türkiye sineması için konuşacak olursak, tam anlamıyla minimalist diyemezsek de yeşim ustaoğlu, sinemada gerçekçiliğin nasıl inşa edilebileceğine dair iyi örnekler sunmaktadır.

    yani neymiş? gerçeğe giden yolda, gerçeğin dahi kendisine alan bulmakta zorlanacağı dogmalar yerine "disiplinli özgürlük" mottosuyla**hareket etmekte her daim fayda vardır.

  • gün geçmiyor ki ekşi sözlük fakirliğimizi yüzümüze yüzümüze vurmasın.

    lan ben markayı şimdi duydum, millet ev düzerken bu olsun diyormuş.

    merak edip websitesini inceledim, “technology with style” sloganları var. italyan tasarımı olunca pahalı sanırım, fiyat listesi bile yok.

    edit:
    merak edenler için amme hizmeti
    dg narenciye sıkacağı 6.750 tl
    dg su ısıtıcı kettle 6.750 tl
    dg ekmek kızartma makinesi 8.750 tl
    hamur karıştırma makinesi 9.250 tl
    düşünün daha küçük ev aletleri bunlar.

    x dg retro mavi buzdolabı 89.950 tl

    fakir kardeşlerim için ek bilgi:
    dg = dolce&gabbana

  • bu haftasonu izmir agora avm'deki mudo mağazasında karşılaştığım manzara...
    bahsi geçen odun, indirim öncesi 475 tl imiş, mudo damping yapmış, 380 tl'ye düşmüş.

    http://imageshack.us/…hoto/my-images/859/mudoz.jpg/

    kredi kartına taksit yapıyor musunuz diye sordum, ciddi ciddi biz 6'ya bölüyoruz, banka da +4 veriyor dediler.

    merak edenler için boyutlar: yaklaşık 45 - 50 cm yüksekliğinde 15 - 20 cm çapında....

    imlayı düzelttim.