ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran zaytung haberleri
-
gündemi, aktörlerinin kendi ifadelerine dayanarak kısa bi' tweetle anlatmak hakikaten takdir edilesi;
- son dakika -
erdoğan’ın ''yangın mahalline görevli olmayanlar bundan böyle kesinlikle alınmayacaktır'' talimatının ardından orman bakanı bekir pakdemirli görevliler tarafından bölgeden uzaklaştırıldı…
twitter linki
haber linki
debe editi : (bkz: edanuriçinadalet)
habertürk linki
shakespeare'in aslı şeyh pir'dir
-
tam hali "shakespeare ingiliz değildir, aslı şeyh pir'dir ve gizli müslümandır" olan kadir mısırlıoğlu vecizesi. beyaz tv'deki ramazan sohbetleri programında söyledi. çok doğru söylemiş üstat. en ünlü eseri için şuradan (bkz: bir kadir gecesi rüyası)
(bkz: akıl fikir)
sürekli ikindi okundu mu diye soran ihtiyarlar
-
kararlılıklarıyla şaşırtan bir güruh... hiç bıkmazlar, üşenmezler, yorulmazlar. sorarlar da sorarlar, sorarlar da sorarlar, sorarlar allah sorarlar... çocuklarına sorarlar, torunlarına sorarlar, olmadı eşe dosta esnafa sorarlar.
- ikindi okundu mu? okudular mı ikindiyi?
- yok dede okunmadı daha...
- oh pek güzel...
lan nesi güzel? ne oldu şimdi? valla çıldıriciim. öğle ya da akşam ezanı falan da değil, varsa yoksa ikindi. ikindi okundu mu, ikindiyi okudular mı, okudurlar mı ikindiyi... bu nasıl bir ikindi tutkusu anlamış değilim. ne var bu ikindi de çözemedim. hayır bilhassa ikindiyi soruyorlar çünkü. böyle "okudular mı ikindiyi koç yumurtası?" falan derken bir gün çıldırıp "evet okudular, hemi de bir saat oldu" falan demek geçiyor insanın içinden... böyle delice ve hoyratça "ooohoooaauuvv... ikindisi mi kalmış, akşam ezanı bile okundu az önce" desem ne olur acaba? valla hiçbir şey olmaz. çünkü dedeler nineler yaşlandıkça namaza ayarlı casio saat gibi oluyorlar. bir kere de okunduktan sonra sor be arkadaş... yok valla hep okunmadan önce soruyorlar.
zaman konusundaki şu konsantrasyonun, şu hassasiyetin binde biri bende olsa öss birincisi olurdum valla. reklamlarda görürdünüz beni: "finalle çalıştım, kazandım" diyen gözlüklü, zayıf oğlanlardan biri olabilirdim ben de... ama yetiştiremedim lan... bizim senemizde bilhassa coğrafya soruları zordu çünkü zaman yetmedi... yetseydi iyiydi ama yetmedi. konuyu dağıttığımı hissediyorum ve hemen gidiyorum.
salak uçak yolcusu tripleri
-
-cocugumla ben ucucam ogluma cocuk fiyatı istiyorum ne kadardi.
-cocugunuzun 12 yasını asmaması gerekiyor kac yasındaydi
-32 yasında..ama cocugum...
the lord of the rings vs game of thrones
-
en basit şekilde ifade etmek gerekirse tolkienin orta dünyasında ancak bir cümle olur game of thrones.
debe editi: ortalama iki yılda bir okuduğum yüzüklerin efendisi serisinin, hobbitin ve silmarillion'un yazarı tolkien'e bunaldığım zamanlarda kitaplarıyla yanımda bulunduğu ve bugün beni debe'ye sokarak onurlandırdığı için teşekkür ederim, bu debe'yi tolkien'in ruhuna bağışlıyorum.
17 nisan 2023 demirtaş'ın ince açıklaması
-
“ince'ye oy vermekle erdoğan'a oy vermek arasında fark yok.”
%100 haklı bir tespit. dağılabilirsiniz. konu kilit.
14 şubat 2015 nihat doğan'ın attığı tweet
-
benim olmazsan taciz ederim diye bir şarkı (!) yapmış birisinin attığı tweettir, şaşırtmamalıdır.
ayrıca: (bkz: özgecan için 16 şubatta siyah giyiyoruz)
kimi raikkönen
-
profesyonel is yapmanin tanimi gibi bir insan kendisi.
hepimizin icra ettigi iste, yapmak zorunda oldugu sacma rutinler vardir. raikkonen icin bunlardan birisi, basina demec vermek muhtemelen.
tahmin ediyorum ki bu sezon basindan itibaren, formula 1 ile ilgilenmek zorunda kalan s sport calisani, kendisiyle soyle bir roportaj yapiyor cuma antrenmanlari oncesi:
x: istanbul park'ta yapilan ilk yarisin kazananiydin 2005'te. 15 sene sonra yine burada olmak nasil hissettiriyor?
kimi: ben ralli icin geliyorum zaten bu piste.
x: sence o zamanlardan bugune ne degisti?
kimi: havaalanindan buraya gelirken yeni binalar gordum.
ve roportaj biter.
elon musk'ı hiç duymadım
-
celal şengör'ü şu rezil durumda bile savunabilenler var ya nasıl bu kadar mal olunabilir merak ediyorum gerçekten.
bilinen en şaşırtıcı tarihi bilgi
-
fareli işkence yöntemi tarih boyunca insanların uyguladığı en acımasız işkencelerin başında geliyor.
antik roma zamanından beri uygulanan bir işkence yöntemi bu , daha sonra ortaçağ almanyasında bolca kullanılmıştır geliştirilerek , en sonunda da güney amerika da diktatörler tarafından bolca kullanılmıştır . pinoche şili sinden , brezilya , arjantin e , uruguay a kadar . ilk kayıtlara bu işkence yönteminin girmesi 17'ci yüzyıla dayanıyor.
nasıl uygulanıyordu derseniz , koyduğum resimden de anlayabileceğiniz gibi , işkence yapılacak insan masaya bağlanıyordu ve karnına bir altı açık kafes yerleştiriliyordu , sonra kafes e sıcak kömür konuluyordu ve aç farelerin artan sıcaklıkla beraber kaçacak yer aramalarına , çılgın gibi her yere saldırmalarına ve sonunda en yumuşak kısım olan karın kısmından içeri girmeye çalışmaları ile kurban büyük acı içinde çığlıklar atmaya başlar ve fareler içeri girdikçe kurban ölür . aynı şekilde kurbanın yüzüne de bunu uygulayıp farelerin kurbanın yüzünü yemesine neden oluyorlardı .
insanoğlu'nun acımasızlığı hiç bir şeyle yarışamaz kötülükte maalesef.