ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
bere takınca yakışıklı oluyorum, güneş gözlüğü takınca daha da yakışıklı oluyorum. yüzüm ne kadar görünmezse o kadar yakışıklı oluyorum amk.
üniversitede fark edilen gerçekler
-
rockcı metalci geçinen gençlerin bahar şenliklerinde hande yener eşliğinde yardırdıklarını.
fal baktırmak
-
terapi değildir.
bağımlılık olarak rapor edilmiş olaylardan birini şuradan okuyabilirsiniz.
adı helen, 45 yaşında ve 18 yaşından beri "inanmıyorum ama terapi işte" diye başladığı bu macera, otuzlu yaşlarından sonra falcı seansına 200 euro ödemek, sinemada gideceği filmi bile falcılara sormak, tüm ilişkilerinde onların önerileriyle karar almak gibi garip bir noktaya ulaşmış. işin aslı kendi başına karar alamaz biri haline gelmiş. falcının söyleyeceklerini beklerken heyecanlanmak, pozitif ifadeler duymak istemek, beklentilere kapılmak, sürekli ve sürekli aynı soruları sormak... tanıdık geldi mi? sonunda maddi manevi çöktüğü için yardım alması gerekmiş.
helen'in durumunda dr. mark griffiths'in 6 bağımlılık kriterini de kullanmışlar. mark beyefendi davranış bozukluğu, kumar bağımlılığı, oyun bağımlılığı, internet bağımlılığı gibi alanlarda araştırmalar yapan bir psikolog. bağımlılık kriterleri ise:
1- salience (when a particular activity becomes the most important activity in the person’s life)
2- mood modification (the use of the activity as a way of either getting a ‘high’ or ‘buzz’ and/or using the activity to escape, de-stress or numb)
3- tolerance (needing more and more of the activity over time to feel the mood modifying effects)
4- withdrawal symptoms (psychological and/or physiological consequences such as excess moodiness and irritability if unable to engage in the activity)
5- conflict (with other activities – such as work and hobbies – and personal relationships, that may lead to a loss of control)
6- relapse (i.e. returning to addictive patterns of use following a period of abstinence)
helen'in durumunda ne olmuş?
salience: fal baktırmak helen'in hayatındaki en önemli olay haline geliyor, sosyal ilişkilerini fal baktırmak için erteliyor.
mood modification: fal öncesi ruh hali değişiyor, endişeleniyor ama aynı zamanda heyecanlanıyor da.
tolerance: daha çok fal, daha fazla falcı... her defasında aldığı tatmin azaldığı için daha uzun süreler fal baktırıyor.
withdrawal symptoms: tipik çekilme belirtileri. bir süre fal baktırmazsa geriliyor, kötü hissediyor.
conflict: yaptığının onu kötü etkilediğini biliyor, maddi manevi tükendiği halde buna engel olamıyor.
relapse: yıllarca fal baktırmayı bırakmaya çalışıyor ve hep başa dönüyor.
sanırım dünya genelinde üzerinde araştırma yapılmış fazla olgu yok, bu nedenle örnekler sınırlı ama psikoloji forumlarında bolca görebilirsiniz.
bir süredir çevremde çok fazla fal bağımlısı olduğunu gözlemliyorum. özellikle de fal uygulamalarına delice paralar harcıyorlar, falcı için şehir değiştiren var. tüm fal baktıranlar bağımlı olmamakla birlikte, ruhsal sıkıntıların olduğu dönemlerde faldan medet umanlarda işin bu boyuta varabileceğini bilmek lazım. bizde kahve, çinde çay, batıda tarot, her kültürün kendi popüler kehanet yöntemi var.
şuradaki araştırmaya göre en çok inanılan paranormal durum astroloji iken, en az inanılan koca ayak. kehanete ya da diğer paranormal öğelere inanmanın içinde bulunulan grup ya da medyada maruz kalma gibi etkenlere bağlı olduğu belirtilmiş.
yani özetle içilen her türk kahvesinden sonra fincanların kapatıldığı, herkesin telefonunda falcı uygulamasının bulunduğu bir dünyada bununla ilgilenmeme ihtimali azalıyor. çoğu insan için anlık eğlence olsa da, ruhsal sorunlara sebep olduğu gerçeği burada dursun dedim.
bence fala inanmayın, falsız kalın, kafanız rahat olsun.
tema'nın cengiz holding'in bağışını iade etmesi
-
doğru ise ülkede son zamanlarda gördüğüm en dik ve onurlu duruş.
tıpkı bir çınar gibi..
11 kişilik kız grubu içindeki tek erkek
-
neyin peşinde hiç belli değil. bazen görüyorum. siz de görüyorsunuzdur bence. bir sürü kız var tamam mı, bir tane de erkek var. böyle bildiğin erkek. "alla alla, ne yapıyor lan bu orada acaba" diye kendime soruyorum. sonra işte telefonuma bakıyorum mesaj gelmiş mi diye. gelmemiş. hayır gelmeyebilir de o adam ne yapıyor orada onu anlamıyorum.
düğünlerdeki müzikli slayt saçmalığı
-
kızının fotoğraflarını görünce kızarıp bozaran amcaya gülmemi sağlayan saçmalık. adam "bunlar buralara ne zaman gitti gezdi" diye beyninden vuruldu yalanlar ortaya çıktı kızı aslında hiç bir zaman mervelerde ders çalışmamış... kalp krizi sebebi olabilir yapmayın etmeyin.
türk televizyonlarındaki unutulamayan anlar
-
az önce cnn türk'te yayınlanan an. bir boğa bir duvarın önünde 20 kişi tarafından kıstırılmış kesilmek üzere yere yığılmak istenmekte boğa ise direnmektedir; hayatin şiirsel yanı boğa'nın yere yıkılmadığı duvarın üzerinde yaşasın haklı direnişimiz yazmaktadır.
avrupa'ya gidip veliaht prens kafesleyen kezban
-
onlar mutluysa sana giren çıkan nedir kamil ?
insanları yaftalayan zavallı entrysi.
program files altına kurulmayan artist programlar
-
"program files klasörünün altına kurulmayı istemeyen artist programlar"'dır aslı, elli harf diyetiyle yukarıda gördüğünüz hali almışlardır.
neyse efendim. program kurcaksınızdır. bulursunuz setup dosyasını, enter'a basmak veya tıktıklamak suretiyle başlatırsınız kurulumunuzu. eh bir ara nereye kurulacağını soracaktır program, ve size de default bir değer verecektir. işte artist program ile efendi program arasındaki ayrım bu noktada yapılır.
efendi program, "c:\program files\halimsalim" gibi bir değer taşıyor olacaktır, kanaatimce normal olanı da budur.
kendini fasulye gibi nimetten sanan program ise "c:\neyintursusu\pancar" gibi bir değer seçecektir. yani kendini direk c: 'nin altına install ettirecek kadar değerli görmektedir paşa beyimiz. (bkz: bak sen)
iyice tozutmuş programlar ise
"c:\harikaprogramlar\gelbizekatilbize\yarraaamiyeooo\robdosambr\"
gibi klasör değerleri atarlar kendilerine ki, deli ederler, cin ederler adamı.
kimsin olm sen? artist misin? koskoca paint shop pro, internet explorer, kazaa vs vs bile efendi efendi program files'ın altına kurulurken, sen ne diye zirzopluk edersin? otur oturduğun yerde kırmiyim cd'ni.
led tv'yi kıran komşu çocuğundan para istemek
-
olmasi gereken cocugun ailesinin mahcup olup ödemeyi teklif etmesiydi. tv sahibi de olur mu öyle sey deyip reddetse de ailenin israrci olup ödemesi gerekirdi. prosedür böyle isler. eger cocugun ailesinden hicbir reaksiyon gelmedi ise ayıp etmiş ve bu yüzden tv sahibinin bunu istemesi bence normal.
telefona bakıp 14 kızdan mesaj geldiğini görmek
herkesin yaptığı ama yapmadığını sandığı şey
-
entry girerken bazen kelimelerin yazımları hakkında şüpheye düşüp, doğru yazılışını teyit etmek için google veya sözlüğün başlık ara butonunda kelimeyi aratmak.
not: bu itirafta beni mal kılan detay ise aynı zamanda bir türkçe öğretmeni olmam.
tarık akan
-
yine yanlış uzun gitti.
sıçtık kelimesinin pc oyunlarındaki terminolojisi
-
(bkz: your ancient is under attack)
içte bir bunalma, efendime söyleyeyim bir küskünlük, takımda ise deriiiin bir sessizlik yaratır.
tam olarak şuradan dinleyebilir, o hisleri tekrar yaşabilirsiniz.