hesabın var mı? giriş yap

  • (bkz: ivan gonçarov)
    romanın çıkış noktası 1849'da bir dergide basılan ve yine gonçarov'un imzasını taşıyan "oblomov'un rüyası" adlı eserdir. sonrasında yazar 1857 yılında bir aylığına kendini sadece eserine adıyor ve bu şaka gibi kısa sürede ortaya oblomov romanı çıkıyor. gonçarov'un bu konuyla ilgili sözleri şöyle: "bu büyük romanın bir ay içinde yazılması belki de imkansız görünür. ama unutmayın ki, bu eseri yıllarca kafamda taşıdım ve onu sadece kağıda geçirmek kalmıştı"

  • ''güven testi'' denen zımbırtının yeni moda olduğu ya da bizim yeni duyduğumuz, benimse ''hadi şimdi güven testi yapıcaz seninle, kollarını açıp kendini bırakıcaksın, ben de seni tutucam'' diyen arkadaş sayesinde ilk kez duyduğum zamanlarda, olayı yanlış anlayıp, kollarımı açıp arkaya değil de kendimi öne doğru bırakmak suretiyle kafayı gözü dağıtmak. güven testinde yüz üstü yere yapışan başka biri var mıdır merak etmiyor değilim.

  • ''bütün dünya tayyip erdoğan' a düşmanlık ediyor. halbuki tayyip erdoğan fanidir.'' dedi. kendi dedi. kendisi için.

  • işte bu dediğim twitter tag'i.

    bu ülkede bişeylerin değişebileceğine dair ümitleri arttıran tag.

    izlemem bilmem ama iddialara gire geçen yilın kazananı en başından belliymiş. öyle yada değil insan zekasıyla alay eden bu program , ve bu programda sms'lerden gelen parayla seyma subaşı'nın lükslerinin karşılanması salaklıktır.

  • var böyle bir şey. tüyler ürpertici. tekrar kavga başlatıcı.

    mesela bugün tanık olduğum bir olaydan yola çıkayım;

    banka kuyruğunda bekleyenler var diyelim ya da hastanede doktorun odasının önünde bekleyen kalabalık da olabilir. sıra oluşundan mütevellit ortam zaten azıcık gergindir. aniden bi itiş kakış; ''sıra bendeydi'' gerginliği çıkıyor. atışma başlıyor taraflar arasında. ''arkadaşım bi müsaade et'', ''önce ben geldim lan'' lafları tansiyonu yükseltiyor yavaştan. sonra taraflardan biri yumuşuyor, ''can sıkacak bi durum yok, güzel abim gel sen geç benim sırama'' diyor.. ortam yatışıyor hafiften, tam mırıl mırıl eden kalabalık susacakken tartışmanın taraflarından diğeri, asabi olan patlatıyor bombayı

    - hah işte böyle susarsın, adam ol. !!
    ya da
    - illa uyaralım mı yola gelmen için !!11
    ya da
    - ha şöyle aferim!

    ulan napıyorsun yaa :((( niye kışkırtıyosun adamı? sonra kesin büyük bir kavga çıkıyor, daha bugün gördüm. sus işte adam hazır alttan almış.
    o son anda edilen laf var ya laf! kanın beyne sıçradığı andır. arada susmak lazımdır.

  • (karismatik)
    - kiminle görüşüyorum?
    - yanlış insanla.

    (sıkıcı)
    - kiminle görüşüyorum?
    - hangi numarayı aradıysanız, o numaranın sahibiyle.

    (çok kişilikli)
    - kiminle görüşüyorum.
    - kimi arzu ederdiniz?

    (paranoyak/asabi)
    - kiminle görüşüyorum?
    - sen kimsin?

    (ev hanımı)
    - kiminle görüşüyorum?
    - hatice sen misin?

    (ev babası)
    - kiminle görüşüyorum?
    - aloo

    (espriktüel)
    - kiminle görüşüyorum?
    - özcanoğulları'nın malikânesi, buyrun. eküki

    (sözlükçü)
    - kiminle muhatap oluyorum?
    - (bkz: kiminle görüşüyorum) (bkz: aramaya inanmak)

  • en basit anlatımıyla anlatmak gerekirse,

    bir ilkokul çocuğu okula aç gittiğinde verimi %30 düşüyor.

    aynı çocuk uykusuz gittiğinde ise verimi %20 düşüyor.

    ve o müthiş gün geliyor. çocuk hem aç hem uykusuz gidiyor. herkes %30+%20 = %50 verim düşüklüğü beklerken çocuk %90 falan verimi düşüyor.

    işte türk sanayisinde de yapılan en büyük yanlış. bütün faktörlerin birbiriyle etkileşimi olabileceğini gözden kaçırıyoruz hep. senelerin saha müdürleri cidden düz mantıkla yaklaşabiliyor proseslere. ama deney tasarımıyla, alakasız denilen bütün aktivasyonları birbiriyle ilişkilendirebiliyoruz.