hesabın var mı? giriş yap

  • kız sizinle zor bi durumunu paylaşmış, fikir almak istemiş, belli ki sizin kadar insan içinde değil, paylaşacak fazla insan yok etrafında, yaşça da küçük... sizin verdiğiniz tepkilere bak. yok imla yok bilmem ne.

    az biraz insan olun be. azıcık.

    inanmadıysanız, ciddi bulmadıysanız da "ya gerçektir falan" deyip başka bir başlığa gidiverin, zor değil. bir fikriniz varsa da insan gibi entry girin, yardımcı olun.

    birine yardım etmek iyidir, insan olduğunuzu, yaşadığınızı hissedersiniz.

  • gram inandırıcılığı olmayan aciklama, çıkarın kamera kayitlarini gösterin dediğiniz gibi ise

  • efsaneye göre marsyas adındaki bir satiros gün kırlarda dolaşırken athenanın icat ettiği ancak çalarken yüzü çirkinleştiğinden fırlatıp attığı flütü bulmuş. bir tanrıçanın eseri olduğu için çok güzel sesler çıkaran flütü çalmaya başladı..ve bir süre sonra marifetin kendisinde olduğuna inanmaya başlayarak kendini apollona rakip görmeye başladı. bunun üzerine apollon kazananın kaybedene istediğini yapabilmesi şartıyla marsyas ile bir yarış yapmaya karar verdi.

    apollonun arkadaşları olan musalar ve phrygia kralı midas yarışmada hakem oldular. apollon gitarı ile çok güzel şarkılar çalarak ortalığı inletti. marsyas da flütü ile ondan geri kalmayarak çok güzel şarkılar çaldı. hakemler tereddüt ediyorlardı. bunun üzerine apollon lirini eline aldı. okadar güzel o kadar hoş şarkılar çaldı ki dağlar taşlar heyecandan titrediler. marsyas apollon gibi çalamayacağını itiraf etmek zorunda kaldı. apollon anlaşma gereği marsyası ölümle cezalandırdı. yarışma sırasında marsyasın tarafını tutarak onun daha iyi çaldığını iddia eden midasa da ceza verdi. onun kulaklarının iyi işitmediğini söyleyerek insanlara özgü kulakları ona uygun görmedi ve midasın kulaklarını uzatarak eşek kulaklarına çevirdi. midas kulaklarından öyle utanıyordu ki sürekli başında bir kalpakla dolaşmaya başladı. fakat berberi saçlarını keserken kulaklarını farketmişti. midas hiç kimseye anlatmama şartıyla berberine yaşamını bağışladı. fakat berber bu sırrı içinde saklamakta çok zorlandı. birilerine söylemezse patlayacağını düşünüyordu, diğer yandan söylediği taktirde kralın kendisini öldürmesinden korkuyordu. sonunda bir gün daha fazla dayanamayarak ıssız bir yerde bir çukur açtı, ve oraya eğilerek yavaşça "haberiniz varmı, kral midas eşek kulaklıdır" diye fısıldadı. bunu söyleyince üzerinden büyük bir yük kalkmış gibi oldu ve rahatladı. fakat kazdığı çukurun yanındaki kamışları hesaba katmamıştı. kamışlar rüzgarla sallandıkları zaman "midasın kulakları eşek kulakları, midasın kulakları eşek kulakları" diye sırrı her tarafa yaydılar.

  • "bim'den alışveriş yaptık, fiş iddaa kuponu gibi... en yükseği çerezza 1.95 o da handikaplı galiba.."

  • yazıdan çok fotoğraftır.

    "halkı aşağılıyor" diyenler, yolsuzluk yapan, halkın parasını çalan ve aptal yerine koyanların halkı yücelttiğine inanıyor heralde.

    o zaman da bekir coşkun'un paylaştığı fotoğraf haklı çıkıyor.

  • adamın biri, pejo marka bir minibüs alır.
    sonraki gün yolcu taşımaya çıkar. minibüs tıklım tıklım, tutar kasabanın yolunu ve gittikçe hızlanır.
    yolculardan biri:
    -kaptan yavaş, bir yere çarpacağız! der.
    şoför:
    -sen pejo'yu biliyor musun? der.
    yolcu:
    -hayır! der.
    şoför: -o zaman sus der ve devam eder.
    minibüs hızlanmaya devam eder..
    bir yolcu daha seslenir:
    -oğlum ben hastayım, biraz yavaş!
    şoför yine sorar:
    -sen pejo'yu biliyor musun?
    amca ne bilsin,
    -hayır! der.
    -o zaman sus der, şoför..
    bu kez bir kadın seslenir:
    -hamileyim! lütfen biraz yavaş, çocuğumu düşürceğim !!
    şoför yine sorar:
    -sen pejo'yu biliyor musun?
    kadın:
    -yok! der.
    şoför yine aynı cevabı verir..
    arkadan kızgın bir ses tonuyla bir genç seslenir:
    -yavaş git kardeşim, öldüreceksin bizi !!!
    şoför yine sorar:
    -sen pejo'yu biliyor musun?
    genç:
    -biliyorum lan, ne olacak? der.
    şoför:
    -o zaman çabuk söyle, bunun freni nerde?...

    durumumuz budur !