hesabın var mı? giriş yap

  • rum mimar pappa kalfa tarafından 1903 yılında saray eşrafından arif sarıca için yapılmıştır. kendileri moda'ya ya da kadıköy'e yerleşen ilk türk ailelerden biri aynı zamanda.

    özellikle heybeti ile yolu moda'ya düşen herkesi selamlayan bir yapıda; çünkü sadece duvar yükseliği bile metrelerce. zengin bir taş işçiliğine sahip konak moda için nadide bir eser statüsünde.

    günümüzde ailenin üyelerinden ayşegül sarıca tarafından aslına uygun olarak konut biçiminde kullanılmaktadır. bu yönüyle de sevindirici bir hadise, çünkü anadolu yakası'nda bu ölçekli bir konağın konut olarak, aslına uygun biçimde kullanılması pek alışkın olduğumuz bir şey değil.

  • evlenen insanın bakmakla yükümlü olduğu kişiler ortaya çıkar. en basitinden bir erkek, evlendiği eşinden mesuldür. aynı şekilde kadın da erkeğin dışarıya karşı hareketlerinden, eylemlerinden yarar-zarar göreceğinden onları kontrol altında tutmak ister.

    fevri bir canlı olan insan, kararlarını alırken tek başınaysa daha atak, saldırgan olabilir. ama biriyle hayatını birleştirmiş bir erkeğin-kadının eskisi kadar agresif ve atak olması beklenemez. hele bir de çocuk dünyaya getirmişlerse iyice pasifize olurlar.

    yani kısaca, sadece kendinizden mesulseniz toplumda "çıkıntılık" yapma ihtimaliniz çok yüksektir ve özellikle bizimki gibi toplumlarda bundan hiç hoşlanılmaz. yalnız erkeksinizdir ve toplumun boyun eğdiği şeylere ses çıkartırsınız, tepki gösterirsiniz. yalnız kadınsınızdır ve toplumun size biçtiği rolden çok daha fazlasını veya farklısını benimsemiş, toplumun istemediği derecede başarılı olmuşsunuzdur.

    işte toplum bu "baş ağrısından" kurtulmak için "iki özgür ruhu birbirine zincirleyerek" dizginlemeyi amaçlar. sonra da aman oğlum-kızım, ailen var. evde seni bekleyen var. karışma, ses çıkarma, boyun eğ telkinleri ile sizi mevcuda mahkum kılarlar.

    onlar mevcudun değişmesi için çaba göstermemişlerdir. böyle bir çabaları hiç olmamıştır. öyle ki bunun farkında dahi değillerdir. ve tıpkı maymun deneyindeki gibi, kimse onlara düzeni değiştirmek istedikleri için zarar vermemiş olsa dahi eski korku masallarını dinleyerek, size de aynı masalları anlatarak sizi vasatlığa mahkum ederler.

    işte bu sebeple insanlar evlendirilir veya buna zorlanır. evlenen birey işyerinde patrona, trafikte işini düzgün yapmayan memura, markette önüne geçen hanzoya, yüksek sesle müzik dinleyen üst komşuya, hükümete tepki göstermez.

    çünkü evinde bir ailesi vardır ve dikkatli olması gerekiyordur.

  • durumu anlatabilmek adına bulduğum en uygun başlık buydu.

    örnek: aldatan karımı terk etmiyorum (troll başlığı)

    x kişi: sen gavatsın
    y kişi: bence böyle şeyler normal
    z kişi: buna normal diyen gavattır
    tekrar y kişi: buna gavatlık diyen yobazdır.

    örnek: volkan demirel türk futbolundan atılsın.

    x kişi: atılsın çünkü terbiyesizdir. (hafifletilmiş ifadeler tercih ediyorum yoksa evlilik hayatından olaya girenler var)
    y kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın
    z kişi: o atılacaksa diğeri de atılsın diyen şikecileri görmemize vesile olmuş başlık
    y kişi: fransız döllerini ortaya çıkartan başlık.

    iki durumda da; "ne neden yapılır?" "bu durum hangi sosyolojik durumlar sebebiyle bu hale gelmiştir", "bu durumu düzeltmek için ne gibi öneriler sunulur" gibi önermeler yok, hesapta burası kutsal bilgi kaynağı ama gel gör ki kuşlubahçe muhtar heyetinden farksız. bu iki örnek özelinde sergilenen uygulamayı alın bütün başlıklara yayın. ben okuyan adamım, dünyadaki olan bitenle meselem var, ilgileniyorum ve gelip böyle bir platformda yazıyorum diyen zekanızın eseri bu mudur? seçimlerde bok attığınız milletten tek farkınız elinizin altında internet olması diyeceğim sonra aktroll olacağım ama onlarla sizi kıyasladığım için kemalist yavşak da diyecekler. ben olacakları önceden söylüyorum. kendinize çeki düzen verin, akıllı olun.
    (yazıyı o son cümleyle bitirmeyecektim fakat içeceğim masaya döküldü.)

  • ne sıfatla türk gençliği adına açıklama yaptığını anlamadığım rezil örgütün sikimde olmayan açıklaması. asıl zehir kaynağı kendileri.

  • bugün metrobüste paltolu ve robot gibi yürüyen sakallı birisi bindi araca. baktım etrafıma 2-3 kişi var. "yok az kişiyiz patlatmaz" dedim.

    geldiğim piskoloji bu.

  • bildiğiniz üzere ekşi sözlük'ün mobil uygulamasının birçok eksiği var ve sözlük halkı tarafından hiç beğenilmiyor. donma, yavaş çalışma, debenin olmaması ve şu an aklıma gelmeyen birçok eksiği var. appstore'da puanlaması 5 üzerinden 1.8, google play'de 2.3. ios versiyonu en son 8 ay önce, android versiyonu da 2 yıl önce güncellenmiş. teknoloji günden güne ilerlerken moderatörlerin ekşi sözlük'ün mobil uygulamasına neden güncelleme yapmadığı merak konusu haline geldi. bu kadar büyük bir oluşumun, telefonların hayatımızın merkezinde yer aldığı bir dönemde bu kadar kötü bir mobil uygulamaya sahip olması kabul edilemez. bu nedenle daha işlevsel bir mobil uygulama için moderasyona güncelleme çağrısı yapıyorum. tüm yazarların bu çağrıya desteğini bekliyorum.

  • bir aziz yıldırım beyanatı:

    "şike soruşturmasının, o dönem başbakan olan recep tayyip erdoğan ile fenerbahçe camiasının ve diğer kulüplerin camialarını karşı karşıya getirmek amaçlı bir plan dahilinde gerçekleştirildiğinin öne sürüldüğü dilekçede, “başbakan ve hükümete yönelik olarak illegal yapının destekçisi medya mensupları tarafından başbakan'ı ve hükümeti hedef alan bir algı çalışması yapılmıştır” denildi."

    http://www.hurriyet.com.tr/sondakika/27821741.asp

    bir fenerbahçeli olarak diyorum ki yazıklar olsun, yeter.