ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
işe patronundan daha pahalı arabayla gelen çalışan
-
1.2 milyon euro'luk metrobüse binmektedir.
epidemic
-
ingilizce-türkçe sözlükte, epidemic kelimesinin karşılığı da salgın, pandemic kelimesinin de... peki bu iki kelimenin farkı ne?
- epidemic, bir hastalığın sınırlı bir yerde salgın olması. örnek: "şu sıralar okulda grip salgını var."
- pandemic ise, dünya çapında bir salgın. örnek: 2009 yılındaki domuz gribi salgını
aradaki fark basit. ama sonradan içlerinden hangisi hangi manaya geliyordu, hatırlamak zor olabilir. pan- ön eki, hatırlamaya yardımcı olabilir. zira, pan-, önüne geldiği kelimelere "hepsi" ya da "tamamı" gibi kuşatıcı bir mana kazandırır. örnek: dünya üzerindeki bütün türkleri birleştirme ideolojisi, pan-türkizm.
tema:
(bkz: ingilizce /@derinsular)
burhan kuzu'nun attığı beyin bronzlaştıran tweet
-
atilla taş durur mu yapıştırmış cevabı;
"bi zahmet onu da siz söyleyiverin hoca, biz söyleyince cezaevine atıyosunuz!"
100 metreyi 9 saniyenin altında koşmak
-
usain bolt'un 9.58'lik rekorunu kırmaktır. askerde keyif verici madde kullananları ortaya çıkarmıştır.
true detective
-
--- spoiler ---
benim tek bir yellow king tahminim var: o da terk edilmiş okulun önüne ilk gittiklerinde, terk edilmiş çayırı makinesiyle biçen sakallı koca adam. rust adamla konuşmaya yeni başladığında ledoux ile ilgili telsizden anons gelmişti de, marty kornaya abanıp rust'ı çağırmıştı. işte kaç zaman sonra, konuşmayı yarım bıraktığı bahçıvanın olduğu okula giden rust, duvarda bir sürü resimler ve bir ahşap heykel daha bulmuştu. okuldan şüphelenmiş, ancak bahçıvandan hiç şüphelenmemişti. ben şüpheleniyorum arkadaş.
o sakallar da takma gibi duruyor zaten. dahası herif o çim biçme makinesinden bi kalksa hodor'dan bile dev bence...
--- spoiler ---
emine hanım'ın çakma çanta kullanıyor olması
-
tek bir sorum var.
eşinin dostunun yüzüne nasıl bakıyorsun hande fırat?
fransızcadan türkçeye geçmiş kelimeler
-
kravat-- fransizca cravate
pantolon-- fr. pantalon
asansor-- fr. ascenseur
modern-- fr. moderne
kanser-- fr. cancer
kuafor-- fr. coiffeur
parfum-- fr. parfum
deodorant-- fr. déodorant
diferansiyel-- différentiel
konsol-- fr. console
ekarte-- fr. écarter
tuvalet-- fr. toilette
sinema-- fr. cinéma
adaptasyon-- fr. adaptation
kredi-- fr. crédit
mar$-- fr. marche
bale-- fr. ballet
balerin-- fr. ballerine
piyanist-- fr. pianiste
elektrik-- fr. électrique
metot-- fr. méthode
tren-- fr. train
televizyon-- fr. télévision
radyo-- fr. radio
telgraf-- fr. télégraphe
telefon-- fr. téléphone
tüm türkiye'nin yanlış telaffuz ettiği kelime
-
doğrusu, bütün türkiye'nin yanlış telaffuz ettiği kelime olacak olan başlık. "tüm türkiyeliler" de olur. "tüm" ve "bütün" kelimeleri eş anlamlı değildir, arkadaşlar. "tüm", birden fazla olanların beraberliğini, "bütün"se yekpare bir yapının tamamlığını betimler. "tüm" hepsi, "bütün" tamamı anlamındadır. bütün orman veya tüm ağaçlar gibi, bütün bilgisayar veya tüm bileşenler gibi, bütün toplum veya tüm vatandaşlar gibi.
düzeltim: krater82'nin uyarısı üzerine ya da'ları veya ile değiştirdim. böylesi daha doğru.
bir kadının hazırlanıp evden çıkma süresi
-
kesinlikle nereye gittigiyle degil kiminle bulusacagina gore degisen sure.
sıla gençoğlu
-
dinleyeni, seveni, sayanı gözümde otomatik olarak kalitesizleşen kişi. adına aşk dedikleri ve büyük çoğunlukla salt aşk ile zerre alakası olmayan taklit ve kopya ilişkileri hayatının merkezine koyan zavallılarca girdiği o ağır abla tripleri karizmatik bulunur. "ah ulan biz neler çektik be" temalı leş arabesk kültürün on yıllardır genelde erkeklere hitap etmesi ulaşılmamış kitleler doğurdu, bu durum da aynı kültürün pop soslu lacivertini günümüzde doğurdu. benzerleri hep vardı ancak imaj olarak bu en güncellenmişi ve genele hitap edeni. sürekli bir dert hali, 1.çoğul şahıs ekli kopya sözler. "'rakı candır'cı kadın modeli" de bunu dinleyen kitle işte. erkekler de geri kalır mı tabii modern arabeskten, hemen nasipleniyorlar.
özet tanım: türkiye'ye yakışan kalitedeki pop yıldızı.
ingilizce entry örneği
başka firmalarla görüşüyor musunuz
-
+ başka firmalarla görüşüyor musunuz?
- hayır sadece bu firmayla ilgileniyorum.
+ yalan söylemeyin, çantanızdaki cv fotokopilerini gördük.
- ay nerden gördünüz onları ya?
+ aslında görmemiştik.
- nası yani?
+ olta attık, siz de yediniz.
- ama olmadı ki böyle...
+ oldu.
- hem, yok ki çantamda fotokopi benim!
+ pınar hanım.
- ay gerçekten yok!
+ daha fazla çirkinleşmeden gidin.
- üf ama yaaa :(
atatürk'ün alkollüyken yaptığı konuşma kaydı
-
sarhoşken denmez hayvan herifler, alkollüyken diyeceksiniz.
sarhoşlukla alkollü olmanın farkını öğrenin, gerçek hayatta da çok işinize yarar.
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
okulun dışında tüp arabası geçince zil çaldı sanıp sınıfı terkeden bir hocanın yaptığı sınav sırasında zaten iki küçük çizgiden ibaret olan gözlerini görememem sonucu "anam hoca uyuyo galiba abanayım kopyaya" diyerek iyice gözlere konsantre olmam. hocanın gözlerinde kaybolmam. hocanın "ne bakıyorsun lan" demesi sonucu kendime gelmem.