hesabın var mı? giriş yap

  • isveçlilerin räksmörgås denilen sandviçi. şöyle bir şey. bir dilim ekmeğin üstüne karides, haşlanmış yumurta, salatalık ve mayonez (isteğe göre başka şeler de eklenebilir) konularak yeniyor. ben şahsen yazarken bile iğrendim şu an ama kendileri bayıla bayıla yiyor bu "şey"i.

    karides, haşlanmış yumurta, salatalık ve mayonez hep birlikte, düşünebiliyor musunuz?*

  • bu uzun boylu, sivri sakallı, kitap sevdalısı ve özgürlükçü adam en başat rol modellerimden**** biridir. bildiğim kadarıyla da, modern zamanların tek bilge kralıdır*.

    okumaya olan düşkünlüğü ve fiziksel işlerden pek hazzetmemesi nedeniyle tembellikle suçlansa da kendi kendini eğitmede gösterdiği azimle önce çok başarılı bir avukat, ardından da abd tarihinin belki de en saygın başkanı olmayı başarmış abe. evlendikten sonra avukat olmaya karar verip kendi kendine hukuk kitapları okuyarak kısa süre içinde işin fenafili olacak kadar ciddi bir adamdan bahsediyorum.

    gençliğinde masal, öykü, roman türünde çok sayıda eser okuduğu için her zaman anlatacak bir hikaye bulurmuş. bu yanını hassaten severim. en kritik anlarda, herkes gerginken alakasız bir ezop masalıyla efkarı dağıtır, insanları güldürürmüş. bilge adammış diye boşuna demiyoruz burada!

    çok seçim kaybettiği doğrudur. 37-38 yaşına dek çoğu zaman kaybeden tarafta yer almış, hukuk camiasının kendisine taktığı lakapla; honest abe. zira politikada başarıya ulaşmak için elzem olan zengin ve güçlü dostlardan yoksunmuş bu güzide insan. ancak azmi aşkın gelmiş, hayal ettiği ne varsa alayına ulaşmış sonunda.

    lincoln'ü özel yapan şeylerden biri de köleliği kaldırmış olmasıdır elbette. fakat şüphelenilebileceği şekliyle pragmatist bir motivasyonu yokmuş adamın. samimi bir biçimde kölelik kurumuna karşı olmuş ömrü boyunca. çocukluğunu köleliğin yasak olduğu bölgelerde geçirmesi bu duruşunda önemli bir neden tabi. biraz kaderle ilgili bir şey bence bu. köleliğin çok doğal karşılandığı bir bölgede büyüse o da birkaç köle satın alır mıydı, yoksa ismini paylaştığı ibrahim peygamber gibi içinden çıktığı toplumun kötü geleneklerine yine başkaldırır mıydı, orasını bilemeyeceğim. bildiğim şey, lincoln'ün samimane bir yaklaşımla köleliği ilga etmesinin sadece güney eyaletlerini değil, ingiltere'yi de çok ciddi ekonomik krizlere sürüklediğidir.

    eşiyle tanışıp nişanlandıktan sonra bir öfkeyle nişanlar atılıp çeyizler iade edilmiş ve aradan zaman geçip de birbirlerini sevdiklerini anlayınca yine bir araya gelip bir ömür didişmeye devam etmişler bu arada. lincoln'ün aksine eşi mary todd hem zengin hem de köleliği destekleyen bir aileye mensupmuş. fakat bu farklılık aile içi kavgalara neden olmamış*.

    bildiğim kadarıyla, bugün muhafazakarlığın kalesi kabul edilen cumhuriyetçi parti'nin kurucusudur abraham lincoln. ancak tabi o zamanki roller bugünün tam zıddı. öyle ot içip bob marley dinlerken "let it be meeeeen" diyen hippi demokrat imajı canlanmasın zihninizde. düşman gördüğü adamı -ülkenin başkanı bile olsa- tiyatro izlerken vurduracak kadar tehlikeli adamlar o zamanın demokratları.

    anlaşılacağı ve tarihte hep olduğu üzere, başta reformist bir topluluk olan cumhuriyetçi parti zaman içinde muhafazakarlaşmış, lincoln'ün durduğu yerden çook uzaklara savrulmuş.

    böyleyken böyle.

    bu tatlı insanın bir iki de özlü sözünü paylaşarak entry'yi itele tuşuna basayım sevgili suser'lar;

    - government of the people, by the people, for the people, shall not perish from the earth (halkın, halk için kurduğu cumhuriyet ilalebet payidar kalacaktır*).

    - common looking people are the best in the world: that is the reason the lord makes so many of them (sıradan görünümlü insanlar dünyadaki en iyi insanlardır. tanrı'nın çok sayıda böyle insan yaratmasının nedeni budur).

    - do ı not destroy my enemies when ı make them my friends (düşmanlarımla dost olduğumda düşmanlarımı yok etmiş olmuyor muyum)?

    - nearly all men can stand adversity, but if you want to test a man's character, give him power (hemen hemen herkes zorluğa katlanabilir. ama bir insanın karakterini test etmek istiyorsanız ona güç verin).

    - better to remain silent and be thought a fool than to speak out and remove all doubt(sessiz kalıp aptal zannedilmek, konuşup da aptallığını tescil ettirmekten evladır).

  • kendi başınıza gittiğiniz hastanede doktorundan hemşiresine, hademesine, diğer hasta refakatçilerine kadar herkesin ağız birliği etmişcesine "refakatçiniz yok mu?" diye sorduğu her an.

    -refakatçiniz yok mu?
    +yok.
    -refakatçiniz olsaydı iyiydi.
    +kendi başımın çaresine bakabiliyorum. refakatçiye gerek yok.
    -olsun, refakatçi olsaydı iyiydi.
    +peki.

  • http://www.cnnturk.com/…dalarda-atlarin-buyuk-drami

    atların yetersiz beslenmesi/bakımsız olması, fayton çekmeye uygun olmayan atların kullanılması, tüm gün bilhassa yaz döneminde fazla koşturulup çatlamaları, yürüyüş hızında gitmesi gereken faytoncuların, araba süratinde gitmeye çalışması sonucu mahvolan atlar, kaza yapan faytonlar ve her yıl, kaza yapan faytonlar yüzünden pisi pisine hayatını kaybeden insanlar.

    adaları gezin ama bisikletle gezin!

  • son dakika editi: istanbul il secim kurulu tarafindan reddelimistir(bundan once ilce kurula da basvurmuslar, onlar da red etmis)

    son dakika editi2: akp secim sorumlusuna gore basvuruyu tum istanbul iciin degil buyukcekmece icin yapmislar. boyle oldugunu yazmistim zaten.

    istanbul’un buyukcekmece ilcesi icin, usulsuz secmen kaydi yapildi gerekcesiyle yapilmistir.

    https://m.haberturk.com/…?__twitter_impression=true

    edit: akp bunun varligindan 5 nisan’da mi haberdar olmus yoksa maksat secmenlerine “bakin cirpiniyoruz sizin icin” mesajini mi veriyor?

    bu arada “secim yeniden olursa fark atariz” goygoyculari sussun! secim mecim olmamali. ekrem kazandi.

  • 30'luk gomez ve hatta podolski'yi bile milli takıma çağıran löw'ün kendisini milli takıma çağırmamasının başlıca tek bir sebebi olan futbolcu:

    1. van persie alman değil.