ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sarılarak uyumak
-
altta kalan kol karıncalanırsa çekin olum aptal olmayın.
edit: “altta kalan kol karıncalansa da çekmem felç olsa da çekmem” gibi bir şeye cevaben yazmıştım.
david silva karımla yatabilir
-
yaya toure icin de aynisini dusunur mu diye dusundurten bir cumle.
dünya'yı güneş aydınlatmıyor
-
zımba gibi beyanat. yemin ediyorum başlığa tıklarken birisi başbakanı övmek için "dünyayı güneş değil adeta başbakan aydınlatıyor" dedi sandım.
işin kötüsü de şu: böyle olsa şaşırmayacaktım.
ingilizceyle ilgili hatırlanan ilk şey
-
ben 5 yaşındayken, ingilizceden hiç anlamayan ve habire ingilizce dersinden çakan benden epey büyük komşu çocuğunu, eni vici vokke tadında uydurmasyon şarkılar söyleyerek delirtmem..
bütün dünya ingilizce konuşuyoruz da bi o konuşamıyo sanıyodu mal..
toni morrison
-
romanlarında her zaman doğaüstü, sihirli olaylar olan yazar. yazım şekli resim sanatını andırır; o kadar iyi çizer ve renkleri yerleştirir ki, tüm karakterleri ve ortamı gözünüzde canlandırmamak güçtür. genelde siyahi insanların siyahtan çok uzak iç dünyasını okuyucuya sunar. toplum ve çevre de her zaman değindiği önemli noktalardan olmuştur. hakkını vererek okuması kimi zaman güçtür ama okunmalıdır.
devir geldiği halde vitesi yükseltmeyen insan
-
kadinsa ne bicim kullaniyor.
erkekse bir bildigi vardir.
amazon.com.tr'nin kağıt israfı
-
bence bunun sebebi kargo şirketleri. kargo şirketleri kutuları o kadar kötü taşıyorlar ki amazon risk almamak için böyle bir yola başvuruyor.
yaran fıkralar
-
85 yaşından da bir adam doğum hanenin kapısında beklemektedir.
doğumhaneden çıkan doktor şöyle bir b...a...kındıktan sonra yaşlı adama sorar:
doktor- "içerde doğum yapan bayan yakınınız mı?"
adam- "evet,eşim.”
doktor- "ama bayan 25 yaşlarında..."
adam- "tamam işte, eşim o. niye şaşırdınız, baba olamaz mıyım yani?"
doktor- "yoo, aklıma benim dedem geldi de."
adam- "nesi varmış dedenizin?"
doktor- "kendisi av meraklısı idi. sürekli ava çıkardı. ancak yaşlanınca zorlanmaya başladı. bir gün ava çıkacakken kendisini uyardık, aman yapma dedecim, sen yaşlandın, ava gidemezsin diye. kendisi israr etti ve hazırlandı. e, tabi yaşlılık, çıkarken tüfek yerine baston aldı eline. ben de kendisiyle gittim. ormanda bayağı yol yürüdükten sonra bir geyik gördük. dedim ya, dedem yaşlı. bastonu omzuna koydu, doğrulttu ve geyiğe bastonla ateş etti. geyik o anda vurulup yere düştü..."
adam- "olur mu, başkası vurmuştur onu."
doktor- "ben de onu demeye çalışıyorum işte .. başkası vurmuştur
çeviren eşekherif iyi seyirler dilerim
-
kalitenin imzası olan nottur.
1975 yılında konya stadyumu'nda çekilen fotoğraf
-
dünya'da batıya gittikçe eğitim, öğretim, görgü, medeniyet çoğalır, türkiye'de 1925'lere gittikçe.
atatürk türkiye'nin batısıdır.