hesabın var mı? giriş yap

  • erdoğan: "tırlarda insani yardım malzemeleri vardı."
    erdoğan: "camide içki içtiler."
    erdoğan: "kabataş'ta türbanlı bacıma saldırdılar."
    erdoğan: "papa'nın özel uçağı var."
    erdoğan: "mercedes 330 bin lira."

    adamın en kral iddiası 1 yıl dayanmıyor.

    midem bulandı.

  • laik bir ülkede devletin bir kurumunun böyle bir üslupla konuşması ancak ve ancak alay konusu olur. bu ülkede farklı dini inanca sahip veya inançsız insanlar bunu hakaret olarak algılayamaz mı kim çoğunluktaysa onun dinini geçerli sayan bir devlet olmaz olursa yarın ateistler çoğaldığında camileri kapatmayı kendisine hak görür o zaman bana saygı duyun diye ağlayamazsın. devletin dini olmaz, devletin hastanesi dini bir üslupla konuşamaz bu müslümanların kendi haklarına vurduğu bir darbe olur. laiklik inanançsızlardan çok inananların sigortasıdır.

  • yıllar önce muhalif denilen insanlar "yanlış yapıyorsunuz, betonla ekonomi dönmez, üretim lazim" dediğinde, "ekonomi çok iyi, 3. havalimanını almanlar kıskanıyor, dünya lideri, super güç olduk" diye böğüren ve muhalefet eden herkesi fetöcü, pkklı ilan edenlerin bu başlıkta duyar kasmaya hakkı yoktur. kaldı ki kimsenin ülke batıyor diye sevindiği de yoktur. işler iyiyken, küp dolarken aynı gemideydik de şimdi biz muhalifler filikalara mı doluştuk. beraber batıyoruz.

    tanım: yüzsüzlük barındıran ifade.

  • "evlenme hazırlığı içinde olan bir çift trafik kazasında ölüp cennete gider. damat adayı durumu görevli meleğe anlatarak evlenip evlenemeyeceklerini sorar.

    "bir bakayım" der görevli melek. aradan 3 ay geçtikten sonra mağdur çifte: "her şey ayarlandı. sizi evlendirebiliriz" diye müjdeli haberi verir.

    damat adayı peki der; "biz düşündük de, acaba evliliğimiz yürümezse bizi boşayabilir misiniz ?"

    görevli melek gök gürültüsü sesiyle son derece kızgın bir şekilde:

    "siz manyak mısınız? cennette bir imam bulabilmek için 3 ayımı verdim. avukat bulmak ne kadar sürer tahmin edebiliyor musunuz?"

    (bkz: bu da böyle bir anımdır)
    melek olan benim.

  • 1. haksuzluk ney?

    2. her kuşu sevdik bi leylek cemaati mi es geçtik?

    3. ergenekon, balyoz, madımak vs. olaylarına tavırlarını unutmadık. kısa hurma tırmalama formulü ile hesapla.

    4. her şeye rağmn sizin için bile adalet. evet.

  • alkol alınımının tavan olduğu, günahın envayi çeşidinin işlendiği güzel ülkemde bir tek birlik halinde dışlanmış günahtır. neden olduğunu anlamam. kimseye neden yemiyorsun demem de, diğer günahlar dert değil bir bu mu dert derim. adama bakıyorsun; alkol var, zina desen gırla, yalan söyler, ticarette harama el uzatır.... liste uzar gider. söz konusu domuz eti olduğunda bütün bu adamlar ağız birliği eder. günah! e diğerleri ne? bu kadarı bana iki yüzlülük gelir.
    büdüt:yanlış anlayanlara, i levye domuz eti!

  • akşam eve gelince beyler makarna mı yiyelim patates mi sorusuna 45 dakika süren bir yanıt aldıktan sonra hiçbir şey anlamayıp 2 buçuk saat düşündükten sonra aç uyumaktır.

  • ortalıkta sosyal medya dışında henüz kaynak yok, kazakistan’ın da en az 30 yıldır baskıyla yönetildiği de hepimizin malumu.

    hükümetinin çin ile yaptığı uzun vadeli doğalgaz satış anlaşmasının halk nezdinde ülkenin kaynaklarını çin’e peşkeş çekmek olarak algılanması, bu anlaşma içerisindeki kazak şirketlerinin nursultan nazarbayev’e yakın kişilere ait olması, zaten enerji sektöründeki çalışma koşullarının insani olmaktan çok uzak oluşu, uzun süredir çalışma koşulları için yapılan protestoların hep polis tarafından müdahalelere uğraması ve en nihayetinde de akaryakıta yapılan %100 zam; olayların niçin şimdi çıktığına yönelik gerekçeler olarak gösterilse de tüm bunların aslında sadece bardağı taşıran son damlalar olduğu konusunda ülke gündemini takip edenler hemfikir. gerçek neden olarak ise kazakistan’ın yaklaşık 35 yıldır tek bir kişinin keyfine göre yönetiliyor oluşu, hükümetin gırtlağına kadar yolsuzluğa batmış hale gelmesi ve halkın, özellikle de işçi kesiminin yaşam standartlarının yerlerde sürünmesi olarak gösterilebilir.

    yaşadığımız ülkeyle oldukça benzer sıkıntılar.

    pek çok sosyal medya kullanıcısı kazakistan’daki protestoların görüntülerini kazakistan halkının haklı tepkisi, kazakların özgürlüğe giden yoldaki cesur adımları olarak görürken binlerce kilometre ötede, zulme karşı ayaklanan halkın kazak hükümeti dışında endişelendirdiği bir kesim daha var: biz, yani türkler. yerli twitter hesaplarımız yine büyük resmi görmüşler. meğer kazak halkı aslında yıllardır refah, bolluk ve huzur içinde yaşıyormuş ama halkı sokağa döken abd, rusya, çin ve otpor’muş.

    hedef de tabii ki türk birliği; yersen.

    halileo sıcacık yatağından bildirdi. mikrofonlarımız taaa kazakistan’daki olaylardan bile mağdur olabilen siyasal islamcılar ve kucaklarında oturan minik turancılarda.

  • j.k. rowling'in bir tek harry potter'ı yazacak bir yazar olmadığının kanıtıdır. gerçekten iyi bir hikaye anlatıcısı olduğunun kanıtıdır. böylece sıradan bir olay hakkında, koca bir roman yazıp, bunu da sıkmadan okutabiliyorsa o kitap başarılıdır. hayranlıkla okudum! bitmesin istedim, tıpkı harry potter serisinde olduğu gibi...

    ve ben anlamıyorum, "yazmasın başka şey, yazmasın, harry potter yazsın" diyenleri... evet yazsın, ama canı gerçekten istiyorsa yazsın. yazarlık hayatına hepimizi büyülemiş, harika öykülerle adım atmış olabilir, ama ömrü boyunca harry potter'a mahkum olacak demek değildir bu. ben bu kadının başka ne hikayeler anlatacağını merak ediyor ve sabırsızlıkla bekliyorum şimdiden bir sonraki kitabını.

  • bu şakayı bunlardan özenip yeğenime yapmıştım elime baktı sonra suratıma baktı dayı o ayıp bir şey dedi tekrar yapınca da annesine şikayet etti

    yok bu çocuk dayısına çekmemiş