hesabın var mı? giriş yap

  • levyeyle mi cikacakti amk dedigim insan. baska neyle cikacak olm, mal misiniz? (duz adam taylan)

  • turkiyenin toprak butunlugunu korumasinin en buyuk nedenlerindendir. devrimle beraber dogu cephesindeki tehdit ortadan kalkmis, birliklerimiz yeniden konuslandirilmistir. fakat cok daha onemlisi bolseviklerin bize yaptiklari yardimlardir.

    isin ilginc yani da ataturkun ve arkadaslarinin bolsevik yardimi alabilmek ve ruslari ingilizlere karsi siyasi acidan dengeleyebilmek icin oynamis olduklari komunizm sempatizani rolleridir. birtakim telgraflarda gordugum kadariyla, oyle bir dil kullanilmis ki, sanirsiniz ertesi gun ulkede komunizm ilan edilecek, ataturk basyoldas * secilecek. velhasili kelam, basarili bir politika sonucu bolseviklerinden aldigimiz para ve silahlarla ordumuzu kuvvetlendirdigimiz bir gercektir.

    tabii bolseviklerden de ilginc olarak, italyanlarin bize yaptiklari yardimlari da unutmamaliyiz. ingilizlerin korumasindaki yunanistanla, cikar catismasi yasamalari uzerine, onlarin ilerleyisini durdurmamiz icin bize gizliden gizliye silah ve muhimmat sattiklari gercegi var. ingilizler bunun kismen de olsa farkina variyorlar ama pek de birsey diyemiyorlar, yunanistani idare ediyorlar.

    neyse bolsevikler savas sonrasinda da bize destek olmuslar, denge unsuru olarak dis politikamizdaki onemlerini korumuslardir. taa 1937-38lerde ingilizlerden yuklu miktarda dis borc aldigimiz donemlere kadar da (16 milyon pound, silah alimi ve celik endustrisi yatirimlari icin. ingilizlerin amaci ise bizim ayni borcu nazi almanyasindan almamizi onleyrek, onlarla olan iliskilerimizi baltalalamak) bolsevikler tek borc kaynagimiz olarak kaliyorlar.

    [not: gerci oktay sinanoglu gibi "vatansever tarih bilimcilere" kalsa, ne bu olaylar olmustur, ne bu borclar alinmistir, ne de 1930lardaki great depression yuzunden ihracatimiz 100 milyon dolardan 50ye inmistir; aksine cumhuriyetimizin kasalari altinla doludur, bozdurup bozdurup dugunlerde harcamisizdir.]

  • bir an önce faaliyete geçmesini istediğim uygulamadır. verilen haklı veya haksız cezalar bir yana böyle bir uygulama verilecek en güzel ceza olacaktır ceza almaya sebebiyet veren taraftara.

    alacaksın aynı 30.000 kişiyi işinden gücünden alıkoyacaksın yasaya uygun bir hale getireceksin. dikeceksin stadyumun önüne saat 3'te normal maça gider gibi. 5'te açacaksın kapıları. 19'da topu koyacaksın santraya. 90 dakika izlettireceksin yeşil sahayı. sonra stadyum çıkışı geniş geniş açmayacaksın çıkış kapılarını. dar olan taraflarını açacaksın öyle bırakacaksın herkesi evine. bak bi daha yapıyorlar mı ?

  • hali hazırda kedi sahibi olanların (sahiplik olayı biraz göreceli gerçi), ''bir kedi var, eve almak istiyorum ama...'' diyen kişilere vereceği tavsiyelerdir.

    - öncelikle o kediyi sokakta bırakmayın, hemen alın. çetrefilli bir iş ama dünyanın en zor şeyi değil.

    - kediler genelde, kendisi için aldığınız pahalı minderlerde/evlerde yatmayı tercih etmezler. kedinin huyunu suyunu öğrenene kadar, gereksiz masraflara girmeyin.

    - kediyi eve geldiği ilk gün, içinde kendinizin de olacağı küçük bir odaya koyun. tuvaletini ilk yaptığında (eğer kum yerine halı üzerini tercih ettiyse) bir gazeteyi çişe bastırın (dikkat ettiyseniz kedinin kafasını bastırmıyoruz) ve ters çevirin. bir dahaki çiş zamanında o gazetenin üzerine yapacaktır. kuma alışması için gazetenin üzerindeki çişi kuma dökün. bir dahaki sefere çişini kuma yapacağına emin olabilirsiniz. sonrasında leğenin içine girip yapmaya başlayacaktır. ilk zamanlarda leğeni gerekirse odanın tam ortasına koyun, hayvan iyice alışana kadar orda dursun. yine de kum harici bir yere tuvaletini yapmaya kalkışırsa, çömelip çişini yapmakta olan kediyi işini bitirmesini beklemeden elinize alın ve kumun üzerine bırakın. çişin yapıldığı yeri mümkünse çamaşır suyuyla temizlemeyin, çünkü kokusu kedi için cezbedicidir.

    - kum alırken ince taneli olanlarindan almaya dikkat edin. (mesela akkum) ayrıca, kum paketinin üzerinde bir ay kullanılabileceğine dair bir ibare göreceksiniz ama ne yazık ki bir ay dayanmadığını kedi büyüdükçe fark edeceksiniz. maksimum üç haftada değiştirmenizi öneririm. ayrıca kumdaki kakaları her gün bir kürek yardımıyla almalısınız. yoksa kokudan, kedi ve sizin hastalanmanıza kadar olan geniş bir yelpazedeki aksilikler kaçınılmazdır.

    - petshoplarda satılan leğen-kürek ikilisine dünya para vermektense, mahallenizdeki bir milyoncudan maksimum beş liraya temin edebilirsiniz.

    - ev yemeği verebilirsiniz ama bu kedinin ihtiyacı olan vitamin, mineral vs tam karşılayamacağı için mutlaka mama desteği de vermelisiniz. veya sürekli olarak kedi için yemek yapabilirsiniz. içinde tuz, soğan, sarımsak, salça olmadan. et/tavuk/balık, pirinç, sebze karışımı şeklinde. ek vitamin mineral gerekip gerekmediğini veteriner hekiminize danışmalısınız. uygun diyeti önerecektir.

    - mama alacaksanız ve ucuz markaları tercih etmek durumundaysanız, tavuklu olanlarından kaçının. zira o mamaların içerisinde tavuğun kısımları(gaga, ibik, deri, tırnak vs) vardır ama eti yoktur.

    - bazı sitelerden ve çevredeki petshoplardan kampanyaları takip edin. mümkünse kumu topluca, mamayı da 15 kiloluk olanlardan almaya çalışın ki totalde sonuçta tüketilecek şeylere ekstradan para vermiş olmayın.

    - aşılarını düzenli yaptırmanız önemlidir. hem sizin, hem kedinizin sağlığı için. hastalık taşımayan bir kedi, size hastalık bulaştıramaz unutmayın.

    - yıkamayın yıkamayın yıkamayın! kedi yıkanmaz. çok gerekli olan bir durum olursa da; (bkz: #21871673)

    - kediden istemediğiniz yerde uyumamasını, istemediğiniz yere çıkmamasını, terliklerinizi getirmesini vs beklemek hayalperestlik olur. eğitim için dürmüş olduğunuz gazeteyi hemen elinizden bırakın.

    - pişmemiş et ürünleri, çok fazla süt ürünü ve patlıcan yemesine izin vermeyin.

    - pencereler açıkken bir gözünüzü kediye dikkat etmesi için görevlendirin. düşerse çok üzücü tablolar yaşanıyor.

    - daha fazla kediye bakmak için maddiyatınız ya da eviniz veya psikolojiniz müsait değilse ve kısırlaştırılmasını istiyorsanız; (önceden farklı düşünüyordum ama okuduklarımla fikrim değişti) ilk çiftleşme döneminden hemen önce kısırlaştırmak en doğrusudur. dişiler için bir kere doğum yapsın, sonra kısırlaştıralım demek duygusal fakat çok gerekli bir düşünce değil. annelik hisleri yok mu, var. ama bizdekinden birazcık farklı. sekiz ay sonra kendi yavrusuyla çiftleşebiliyor mesela.

    - suyunu her gün tazelemeye özen göstermelisiniz. mamasının yanında bol miktarda su mutlaka olmalı. özellikle hayvan ishal olduğunda, kesinlikle suyunu ortadan kaldırmamalısınız. fazla sıvı kaybettiği için, normale göre daha fazla suya ihtiyacı olacak çünkü.

    -kedi ilgi isteyeceği zamanları genelde iki ayağınızın bir pabuçta olduğu anlara denk getirecektir. alışmaya çalışın...

  • quality grader yani kalite ölçücüsü diyebileceğimiz bu kişiler 96 yılında kurulmuş kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan coffee quality institute ( kahve kalite enstitüsü) - kısaca cqi - tarafından belirlenmiş olan programlardan geçerler. kahvenin kokusu ve tadı üzerinden kahveleri ayırt edebilecek kabiliyete sahip olan bu kişiler kahvelerin puanına karar vererek, kahveleri sınıflandırırlar.

    q grader'liğin ve dolayısıyla kahveyi sınıflandırmanın ana amacı dünya üzerinde çok çeşitli kahve meyvesi olması ve bu kahve meyvelerinin toplandıktan sonra, yıkama/kurutma, kabuktan ayırma, ölçeklendirme, kavurma gibi bir çok farklı işlemden geçirildikten sonra ortaya çıkan son ürünün değerlendirmesinde ortak bir dil oluşturmaktır. bu ortak dil ve bu dilin yayılması sayesinde hem kaliteyi değiştiren ve kaliteyi düşüren etmenleri kolay çözmeyi hem de kaliteyi artırıcı faktörleri tespit edebilmeyi sağlar.

    dünya üzerinde 5500 üzerinde q grader vardır.

    basitçe de bu uzmanların yeteneklerine bakacak olursak, kahveyi niteleyebilecek 36 adet aromayı tanımlayabilir, veya çok az kavrulmuş bir kahve örneğinde kusur/ nitelik kaybı bulabilecek ölçüde yeteneklilerdir. bu seviyeye gelmek için karmaşık ve zorlu bir programdan geçip, tüm duyusal becerileri içeren, kahve örneklerinde ekşi ve tatlı tuz derecelerini belirlemeye kadar varan incelikte 22 testten oluşan sınavları geçerek bu dereceler alırlar. tahmin edileceği gibi bu sınavı başarıyla bitirme oranı çok çok düşüktür.

  • bunun erkek çocuklarına giydirilmesi yasaklanmalıdır, duygusal travmalara yıllarca kanayan yaralara neden olur. annemin her sabah zorla giydirdiği ve çorabın belinden tutup ayaklarım yerden kesilene kadar yukarı çektiği o zalim sahneyi unutmaya çalışırken alkolik oldum ben.

  • sinemaya gitmeyi hiç sevmeyen beni bile fragmanıyla sinemaya davet eden ve pişman etmeyen film.

    --- spoiler ---

    o kadar güzel alt metin hazırlanmış ki her sahnesi size bir şeyler anlatıyor. hayatta en çok istediği şey olan tvye çıktığı anı hayal ederken bile annesinin kendisi ile gurur duymasıyla övünüyor. sonra annesinin kendisini kandırdığını ve çektiği acılara annesinin sebep olduğunu anlıyor. hayatta annesinden başka kimsesi olmayan biri için inanılmaz bir yıkım.

    babasını bulduğunu düşünürken yine kabul görmüyor ve hatta aşağılanıp yumruklanıyor.

    kendisini ''normal'' olmaya zorlayan devlet bile tedavi sürecini sonlandırıp ilaç desteğini kesiyor. doktorun deyimiyle ''onun gibi insanları umursamıyor''

    hayranı olduğu şovmen onu tv'ye çıkarıp rezil ederek prim yapıyor. ''hadi bize bir şaka yap'' derken bile 2 kelimede bir araya girip onu küçük düşürüyor. kendisine ait koskoca bir şovu olan bir adam hayatı boyunca bu 5 dakikayı hayal eden bir adama o şansı bile çok görüyor.

    çalıştığı yerdeki arkadaşları kendisiyle alay ediyor, patronu hakaret edip kovuyor, hastanenin kapısı bile jokeri görünce açılmıyor.*

    aslında asansörde kendisine gülümseyen bir kadının hayaliyle bile hayata tutunabilecek naiflikte olan bir karakterin toplum tarafından bir katile dönüştürülmesini izliyoruz.
    --- spoiler ---

    film hem oyunculuk hem de anlattığı şeyler bakımından bence kült bir film olmaya aday. izlemeyen herkesin mutlaka izlemesini tavsiye ederim.

  • off ortama bak.
    10 adama 30 adam düşüyor. ya da 10 siyahiye 20 suriyeli. 20 suriyeliye
    , 10 afgan...

    iste istenen, özlenen, beklenen yeni türkiye. vatana millete hayırlı olsun.

  • benim için tek şartı vardır:

    acelesi olmamak.

    hiçbir şart altında, hiçbir gün, hiçbir zaman acele etmek zorunda olmamaktır. (doğal afet vs gibi kaçış durumları hariç)

    acele kadar insanı fakir gösteren hiçbir şey yoktur.

  • "çok üzülerek söylüyorum: 6-18 yaş arası kuşağın enkaz haline gelmesinden ülke olarak hepimiz sorumluyuz. az ya da çok."

    ben sorumlu degilim nagehancim, zerre sorumluluk kabul etmiyorum. sorumlu arayacaksan kocanla birlikte canhiras bir sekilde senelerce savundugun iktidarin kapisini cal.