hesabın var mı? giriş yap

  • ögretmen sinifta madenleri ve ne kadar degerli olduklarini anlatiyormus. dersin bitiminde çocuklara sormus:
    - "çocuklar! kim hangi madene sahip olmak ister?"
    önce david cevap vermis:
    - "platin, ögretmenim. onunla kendime bir porsche alirdim."
    ardindan mike cevaplamis:
    - "altin, ögretmenim. altinlarimla kendime sonmodel bir cadillac alirdim."
    en son küçük joe yanitlamis:
    -"silikon, ögretmenim. ablamda iki tane var, kapinin önündeki arabalari hayal bile edemezsiniz!..."

  • efsane.

    josef de souza'nın basın toplantısında, tipik bir spor muhabiri sorusu soruluyor;

    "buraya gelmeden önce kiminle konuştunuz, kimler size bilgi verdi? şu an galatasaray'da oynayan alex telles veya fernandao ile konuştunuz mu?"

    josef de souza ise şu cevabı veriyor; https://youtu.be/1xa5_c8hnxw?t=270

    "ne alex telles ile, ne de fernandao ile konuştum. yalnızca alex de souza ile konuştum ve buraya gelişimde onun sözleri etkili oldu."

    bir kulüpten hak etmediğiniz şekilde gönderilmiş olabilirsiniz. futbolu bırakmış olabilirsiniz. refere ettiğiniz yerden binlerce kilometre ötede olabilirsiniz. binlerce kilometre ötedeki ülkede birkaç kötü adam, arkanızdan atıp tutmuş olabilir.

    yine de oraya gitmek isteyen biri, sırf sizin sözlerinize bakarak kariyer planı yapıyorsa ve daha önemlisi, size kötü anılar bırakan bir yere olan vefanızı koruyorsanız, yalnızca büyük bir oyuncu değil, büyük de bir adamsınız demektir.

    teşekkürler kaptan.

  • gencecik bir çocuk hevesle sana bir şey yapmış,
    şu yaptığına bak.
    gerçi aldıklarını kaybediyormuşsun.
    sana bir şey vermeye değmez.
    cumhurbaşkanı verse kaybolmasın diye, bir yerlerine sokar saklardın.

  • --- spoiler ---

    titanic'te "you jump, i jump" delikanlılığını yapabilen leonardo abi, inception' da "if you jump, you are going to die" demiştir karısına.

    gençken daha cesur oluyor insan.

    --- spoiler ---

  • çekilecek 25 metrelik çizgiyi askerlerin boyuyla ölçmek.

    bir gün sabah içtimasının hemen ardından bölüğe yeni gelen bi' uzman çavuş "gençler bana 1.80 ve 1.60 boyunda adamlar lazım. boyu 1.80 ve 1.60 olanlar beni şurada beklesin geliyorum ben şimdi" der ve gider.

    yaklaşık bi yarım saat sonra komutan gelip sadece 4-5 kişinin kenara ayrıldığını görünce "yok mu lan aranızda 1.80'lik adam. 13 kişi lazım bana. 13 tane 1.80, 1 tane de 1.60 arıyorum. tek tek boyunuzu ölçtürmeyin lan bana" diye söylenir. öndeki birkaç kişiye tek tek senin boy kaç diye sorup 170 komutanım, 1.76, 1.83 vs cevaplarını alınca memnuniyetsiz şekilde içeriye gider bir daha.

    allahım merak içindeyim ne olcak acaba, ne yapıyo bu herif falan derken bir daha gelip, beyler aranızda odtülü sinan varmış, gelsin bakayım yanıma deyip yanına çağırır

    uzman: sinan sen odtülüymüşsün kafan çalışır senin, benim gösterdiğim kişilerin boylarını topla tamam mı?
    sinan: emredersiniz komutanım.

    komutan kafasına göre 15-20 kişiyi yanıya çağırıp boylarını tek tek sorar, 1.73, 1.78, 1.84, 1.76... bu sırada sinan da toplamaya başlamıştır. sinan sırayla söylediklerini toplar ve 25.12 diye bağırınca komutan tamam dur fazla oldu, tam 25 olması lazım, 25 olması önemli, napcaz diye sorar ve sinan'ın teklifiyle 1.84lük arkadaşı çıkartıp 1.72lik adamı dahil eder gruba. toplamları tam 25 metre oldu dimi sinan diye de son kez teyit alır sinan'dan ve kenara ayrılan askerelere gelin benle çizgi çekmeye gidiyoruz der. meğer 25 metrelik çizgi çekilecekmiş ve herif bu adamları tek tek yere yatırıp mesafeyi ölçecekmiş.

    işin daha da komik tarafı, günün sonuna doğru çizgi çekilmiş, bölüğe geri dönülmüştür. uzman çavuş yanımıza gelerek odtü'lü sinan'a bu iyiliği karşısında jest yapıp çay ısmarlamıştır, tatlı tatlı çaylar içilip muhabbet edilirken sinan'dan o ölümcül soru gelir; komutanım botları çıkararak uzandılar değil mi?

    olm yaa ahahahahah

  • olmayan farktır.

    şöyle ki söz konusu sözcüklerin kökü "art-" fiilidir. türkçede eskiden beri kullanılan faktitif (ettirgenlik / oldurganlık) ekleri ise şunlardır : "-r , -t , -dır"

    türkçe gerek çok uzun zaman öncelere uzanan tarihi gerekse yayıldığı geniş coğrafya ile ses (fonem) ve yapı (morfem) bakımından epeyce çeşitlilik gösteren bir dildir.

    aynı anlama gelen iki sözcüğün ortaya çıkmasını bu şekilde açıklamak gerekir. geçmiş dönemlerde türkçenin yayıldığı geniş coğrafyadaki bazı boylar faktitif eki olarak "-r" yi tercih etmişken diğer bazı boylar ise "-dır" ekini tercih etmiştir. bunun sonucunda "artır-" ve "arttır-" türemiş fiilleri ortaya çıkmıştır.

    iki fiil de aynı anlama gelir ve kullanımında bir hata yoktur. ilginç olan kısım ise türkiye türkçesi içerisinde bu iki fiilin bir arada bulunması, içlerinden birinin kullanımdan düşmemiş olmasıdır.

    not: türkçe hakkında yorum yapmadan önce türkçenin tarihi ve yayıldığı geniş coğrafya hakkında ve dahası tarihi türk şiveleri hakkında biraz bilgi sahibi olmak gerekiyor, diye düşünüyorum. hele ki türkçenin yalnızca 20. yüzyılda ortaya çıkan türkiye türkçesinden ibaret olduğunu düşünüyorsanız bu konulara hiç girmeyin. naçizane tavsiyemdir.