ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
2014 en girişimci üniversiteler sıralaması
-
nişantaşı üniversitesi niçin ilk 20'ye giremediğine anlam veremediğim liste.
bu arada arkadaşlar çarpım tablosu vize notları elinde olan varsa yeşillendirsin.
ulaş bayraktaroğlu
-
sdp il binasında yakalanmıştır. kendisini hem polise sdp flamasıyla molotof atıp hem de doğruca il binasına gittiği için kutluyorum. kahraman polisimizi hiç uğraştırmamıştır.
ölen kişiden geriye kalan en hüzün verici nesne
bir neslin beyninde yer etmiş dizi film sahneleri
-
benim için genellikle hüngür hüngür ağlatan sahneler oluyor. saçma sapan bir anda aklıma gelebiliyor, hala arkadaşlarımla aramızda konuşuyoruz. kendimce böyle bir liste hazırladım, hepsi ayrı bir telden ama olsun.
-çemberimde gül oya
hiçbir sahnede bu kadar eğlendiğimi hatırlamıyorum, efsane bit sahnesi
tanker patlaması
idam kararı
yağmur çiseliyor
küçük kara balık
seni tanıdığımdan beri bir gemi geçiyor içimden :(
-kuzey güney
burası soğuk lan
-aşk-ı memnu
bihteer!
gözlerimin önünde birbirlerini seviyorlar
anne nasıl dayanıcam?
-asmalı konak
ben evimi özledim ama evim neresi bilmiyorum
oradan bu noktaya nasıl geldiler bilmiyorum ama, sıçtığımın bornozu
- ikinci bahar
benim babam olur musun?
-suskunlar
34 yaşındayım, bir seni sevdim çok saçma
-sihirli annem
taci insan oluyor :(
anneme yardım
-
teşekkür editi: ilk giriyi yazdıktan bir hafta sonra annemin solunumu hiperkapni (kanda karbondioksit yükselmesi) nedeniyle durdu. acil serviste 1 gün boyunca non-invazif mekanik ventilasyona (maske ile solunum cihazı) bağlandı. sonrasında ankara üniversitesi göğüs hastalıkları bölümüne yatırılarak prof. dr. demet karnak tarafından takip edildi. bir hafta sonrasında taburcu oldu.
şu an oldukça iyi. oksijeni sadece uyurken kullanıyor. bipap cihazını günde 2 saat kullanıyor. bilinci yerine geldi. ne diyebilirim ki? beklentimin o kadar ötesinde ki günlerdir sevinçten ağlıyorum.
arayan, ilgilenen, mesaj atan, dua eden, konuyu üstte tutmak için uplayan ve aklıma gelmeyen birçok konuda destek olmaya çalışan herkese çok teşekkür ederim. mesajlarına yanıt veremediğim yazarlardan da özür diliyorum. allah hepinizden razı olsun.
üst edit: arayan, mesaj atan, ilgilenen herkese çok teşekkür ederim. birkaç doktor ismi verdiler. yarın onlarla görüşeceğim.
biraz rahatlatacak öneriler sunanlar oldu. onları da uygulamaya çalışacağım.
maddi destek önerisinde bulunanlar da oldu. böyle bir ihtiyacımız olmadığını belirtmek isterim.
merhaba;
ankara'dan yazıyorum.
annem 67 yaşında, 23 yıldır akciğer sarkoidoz hastası. 14 yıl önce de mitral kapak replasmanı ve triküspit t ring annüloplasti yapıldı. beş yıl önce geçirdiği pnömoni nedeniyle evde oksijen kullanmaya başladı.
yaklaşık 3 ay önce kalp yetmezliğinin ilerlemesine bağlı ödem, solunum sıkıntısı gibi şikayetlerle yeniden kardiyolojiye başvurduk. yaklaşık 8 kilo ödemi attı. eski kilosuna geri döndü. pro-bnp düzeyin 330'den 400'e düştü. bnp düzeyi 120'ye düştü. oda havasında oksijen satürasyonu % 87'ye kadar çıktı ki çok rahatlamıştı.
20 gün öncesi spo2 oda havasında % 60'a kadar düştü. akciğer enfeksiyonu olabileceği söylendi. iki hafta kadar çeşitli antibiyotikler aldı. sonrasında da antibiyotikleri kesildi.
sorun şu ki annemin kliniğinde herhangi bir düzelme olmadı. iki yastıkla bile hala uyuyamıyor. sürekli boğulurcasına kalkıyor ve otruduğu yerde uyukluyor. en son yapılan ekoda pulmoner basıncı 65, ef: 56. bir önceki ekosunda ef: 40, pulmoner basınç 85'ti.
annemi rahatlatacak bir önerisi veya farklı bir tedavisi olan bir doktor var mı içinizde veya böyle bir doktoru tanıyan?
son akciğer röntgeni
bir önceki akciğer röntgeni
tomografi raporu
tomografi.raporu
tomografi raporu
gerçekten çok çaresiz durumdayım. yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
edit: yardımcı olmaya çalışan herkesten allah razı olsun. gerçekten yaşlı gözlerle okuyorum yazdıklarınızı.
kaç doktora gittiysek yapılabilecek bir şey kalmadığını, sadece palyatif desteklerle devam edebileceğimizi söylediler. ben hemşireyim. durumun ciddiyetinin de farkındayım ama bir gecede oksijen düzeyinde % 27'lik bir azalmanın sadece kalp yetmezliği ve sarkoidozdan kaynaklandığına inanamıyorum.
akciğer nakli çare olur belki diye başkent hastanesine danıştım. yaşı itibariyle annemin akciğer nakli sırasına alınmayacağını biliyorum. annemle kan grubum uyuyor. dokularımız da uyarsa kendi akciğerimden vermek istedim ama türkiye'de henüz canlı vericiden akciğer nakli yapılmıyormuş. artık ne yapabileceğimi bilmiyorum.
kullandığı ilaçlar:
diltizem 1x 120 mg
digoksin 1x1 tablet haftada 5 gün
coumadin 1x 2,5 mg
lansor 1x 15 mg
lasix tablet haftada 2 gün
cozaar 1 x 50 mg
edit: son kan tetkikleri
kan tetkikleri 1
kan tetkikleri 2
kan tetkikleri 3
kan tetkikleri 4
bilinç bulanıklığı, nörolojik defisiti yok. inr ve hemogram tahlillerini üstte ekledim.
iletişim bilgilerim şu şekilde:
e-mail: y.eskigulek@gmail.com
justin bieber
-
itü kantininde türkiyenin en büyük veli toplantısının yapılmasına sebep olmuştur.
bebeklerin en önemli sorunu
-
amaçlarının olmaması.
büyümeyi bekliyorlar resmen, saçma sapan şeylere ilgi göstermeler falan. geçen bir bebek gördüm mesela sırt üstü yere uzanmış tavana bakıp gülüyor. korktum lan resmen kime gülüyor bu diye. hemen uzaklaştım oradan. kaç aylık insan sonuçta, kendi başının çaresine baksın az.
sanrısal algıların kaygısal düzlemdeki izdüşümleri
-
sanrısal: gerçeğe uymayan düşünceden kaynaklı.
algı: bilginin alınması, yorumlanması, düzenlenmesi.
kaygı: bir şeye karşı duyulan korkunun, bireyin gündelik yaşamını olumsuz yönde etkilemesi hali.
düzlem: bir doğrunun yön değiştirmeden ve kendi doğrultusunda olmayan hareketiyle meydana getireceği kabul edilen yüzeylere denir.
izdüşüm: ışınlar aracılığıyla bir cismin şeklinin bir düzleme belirli kurallarla aktarılması (projeksiyon).
tanım: gerçek dışı yorumlanan bilgilerin, insanı korkutan ve ürperten bir perdedeki yansımaları.
örnek: gece karanlığında çişe kalkmış bir adamın, üstüne fular takılmış kapı arkasına asılı bir montu, kendini asmış bir insan olarak görmesi ve bu görüntünün yarattığı yusuf yusuf.
bu benimkiyle beraber 14. fular oldu daha da fular diyeni sözlük s.ksin, yetti bee!
yaran inci sözlük entry'leri
-
baslik: tayyibin en sevdiği oyun
entry: http://c11.incisozluk.com.tr/…000/6/40756_of865.jpg (halka geçirme oyunu)
bu güzeldi.
arabada erkek varken kadının araba kullanması
-
kullanan dişi ben değilsem sıkıntı yaratmaz.
babam bana araba kullanmayı öğretirken boş alan diye hayvan pazarına gitmiştik.. kocaman yer, dön dön bitmiyor. belediye elektrik direği için galiba çukur açmış ama boş bırakmış. üzerini de ot kaplamış
öyle dönüp dururken ön tekeri o çukura soktum, babamın kafayı da aynaya. dakikalar geçti araba çukurdan çıkmıyor. baba sinirli, babanın kafası kanıyor, elinin tersinde ve kemerle bağlı durumdayım.. allah acıdı da ilerde tarlada top oynayan gençler peyda oldu bi anda ve kaldırıp çıkardılar bizi.
dönüş yolunda yine direksiyona geçirdi beni zorla, hemde trafikte.. bi tane otobüs çok yakın geçince korkup gözümü kapattım, ellerimle :) nihayetinde; araba kullanacak cesaret ve yeteneğe sahip olmadığıma babam da ikna olunca, yer değiştirdik. tekrar yola çıkacağız
babam- bak bakalım sağdan gelen var mı
ben- maviden sonra yok
yok kısmını duymuş sadece. bastı bakmadan.. benim oturduğum tarafa bi tane şahin girdi, ve akordeon olarak durdu.
babam bence o gün silmiş, o gün vazgeçmiş olabilir benden.
edit: babanın araba kullanmayı öğretmesi
pkk'lıların türklerden empati beklemesi
-
daha çok beklerler.
birebir yaşadığım olaydır, rivayet falan değil...
bundan daha üç gün önce, akşam üzeri bilgisayar başında vakit öldürüyorum. bir anda bir patlama ile bulduğum oda, bilgisayar masası falan sarsıldı. noluyoruz diye dışarı fırladım, birine bir şey oldu mu, bir yardımımız dokunur mu diye düşünüyorum. dışarı çıktığımda gördüğüm manzara şu idi...
http://m.imgur.com/hbg7r2n
http://m.imgur.com/uhdp0ci
http://m.imgur.com/zdewy1g
oturduğum binaya yakın bir polis karakoluna pkk bomba atmış. şans eseri kimseye bir şey olmamıştı ama; binanın ve binanın önünde park halindeki arabaların camları patlamıştı.
tekrardan yukarı çıktım, koridorda öğretmen bir kız panik halinde çömelmiş ağlıyor, arkadaşları da onu teskin etmeye çalışıyordu. bulunduğu odanın camı patlamış, eli ayağı birbirine dolanmıştı.
lafı fazla uzatmadan sadede geliyorum. ben doktorum ve hipokrat yeminim var, yarın gene hiçbir şey olmamış gibi hastaneye gideceğim, hiçbir şey olmamış gibi hasta bakacağım. hatta belki de o bombayı atan teröristi getirecekler, ona da bakacağım.
ama o öğretmen kızdan ya da canına kast ettiğiniz o polislerden ne empati, ne merhamet, ne acıma hiçbir şey beklemeyin.
zira hiçbir varlık, kendi canına kast eden biri ile empati kuramaz...