hesabın var mı? giriş yap

  • yine brezilya: karim benimle tanismadan once bir turkiye seyahati yapmaya niyetlenmis, denyo seyahat acentacisi "gitme" demis "seni kacirir, deve karsiligi sultana satarlar!" .. korkmus, gitmemis tabii .. peru'ya gitmis. biz daha cikarken bunu anlatip dogru olup olmadigini sordu. ben de soyle yukaridan asagiya bir suzdum, "8 deve edersin" dedim. hala dalga mi gectim dogru mu soyledim bilmez.

  • 44 senelik ömrümde tatil denen şeyi yazlık ve ufak pansiyon/motellerde kalıp gittiğimiz bölgeyi/çevresini çılgınlar gibi dolaşmak, denize girmek, dağ tepe bayır gezmek, mağara ve tarihi eser görmek olarak algıladım. bu şekilde yaşadım ve yaşattırttım tatilleri.

    sonra bu yaz bir gün, yine havlu asarken (yazlıktaydık ve ben bir mağara gezisi artı denize girme işinden dönmüştüm); havlu asmaktan nefret ettiğime karar verdim. o havluların sorumluluğunu çok uzun süre almıştım. havlulardan gına gelmişti.

    her şey dahil içine ne dahil umrumda bile olmayan, ancak plaja giderken havlu verildiği söylenen, deniz kenarında manasızca “şimdi gidip havluları asmak lazım” diye düşünmeyeceğim o tatili aldım sonunda.

    annemin bir gün yazlıkta elindeki tavayı fırlatıp “yeter ya yemek yapmak mı tatil?” dediği yaşlara geldim sanırım. zaten ülkede görmediğim mağara da kalmadı gibi….

  • -eee yetti be dokuz ay dokuz ay kafama kakıp durma gel bakiim buraya
    -indir beni yere derhal
    -olmaz dokuz ay taşıyacam başka türlü susmayacaksın sen

  • greenpeace ile birlikte kuzey kutbuna gidiyormuş, büyük erimenin nedenine falan filan bakacaklarmış, çevre bilinci durumu yani.

    bir de tanıtım filmi hazıırlamışlar valizini falan topluyor ayşe hanım veee bu sözümona çevreci hanım kocaman 4 çeker aracına atlayıp bineceği gemiye doğru yola çıkıyor.

    sen çevre bilinci de, herkesi duyarlı olmaya çağır ama şehrin içinde kocaman 4 çeker araçla gez. komik.

    hep reklam kokan hareketler bunlar.

  • - pazar gunu seni kilisede goremedim john?
    + olum wilyımlarla göl tarafına balığa gittik, aha böyle böyle lüfer vardı.
    - deme be..

  • beni ciddi anlamda "sarsan" kitaplardandır kendisi. son 1 haftadır hayatım hakkında iyiden iyiye düşünmeye iten, başağrılarına sebep veren bir öyküsü var. evet kurgusu zaman zaman "ne ara bu kadar zaman geçti yaaa?" dedirtse de, öyküsü fazla gerçek dışı olsa da hayata dair inceden inceye fısıldadığı o mesajlar beni gerçekten etkiledi. sonunu henüz okumadığım için sonuna dair birşey diyemeyeceğim ama fantastik kitaplar, filmler seven benim gibiler için ideal.
    (bkz: portobello cadısı)
    (bkz: stardust)

  • "açık giyiniyormuş", tesettürlüler öldürülmedi çünkü. (bkz: kübra güngör)

    "evli adamla ilişki yaşıyormuş", evli olmayanla ilişki yaşayan öldürülmedi çünkü. (bkz: zeynep şenpınar)

    "kocası değil sevgilisiymiş", kocası tarafından öldürülen yok çünkü. (bkz: emine bulut)

    "mutaassıp bir hayatı olsa böyle mi olurdu", mutaassıplar öldürülmedi çünkü. (bkz: konca kuriş)

    kadınlar, sadece kadın oldukları için, hangi yaşta, giyimde, inançta, yaşayışta olurlarsa olsunlar erkekler tarafından öldürülüyorlar! bırakın artık katil aklamayı, bırakın kurbanı suçlamayı. babası, abisi, amcası, dayısı tarafından öldürülüyor kadınlar ya, onları da mı kendileri seçiyorlar? neresinden tutsanız elimizde kalıyor bu kof, dayanaksız, aptalca bahaneleriniz!

    meşru müdafaa hariç kimsenin kimseyi öldürmeye hakkı yok. bu kadar basit bir cümleyi nasıl söyleyemiyor, nasıl takla atıyor, ucuna nasıl "ama..."lar takıyorsunuz ya? yok kardeşim, yok, düpedüz yok!

    ekleme: şu "ama biz sizin iyiliğinizi istiyoruz, ondan tavsiye veriyoruz" yalancıları var ya, en az bu kadınları öldürenler kadar iğreniyorum sizden. rezilsiniz. (bkz: #110488317)