ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sadece ideal bir dünyada girilebilecek diyaloglar
-
içinde yaşadığımız dünyanın dertlerinden kederlerinden endişelerinden uzak diyalog türleri.
*
- çay içer misiniz?
- tazeyse alayım.
- değil. 4 saat 27 dakika oldu yapılalı, bokum gibi.
- ouuvv anlıyorum, almayayım o zaman tişkürler.
*
- seni başka kimsenin sevemeyeceği kadar çok seviyorum ve bir ilişkiye başlamamız için bu yeterli sanıyorum.
- madem seviyorsun çıkalım o zaman, tamam.
*
- pike vereyim mi oğlum üşüme öyle.
- yok anne iyi böyle istemem pike.
- tamam.
*
- pike vereyim mi oğlum üşüme öyle.
- yok anne, puyol ver.
- puyol gerçekten bir efsane ya, puyol bir giggs iki. bu ikisini çok seviyorum. atalım mı bir pes?
*
- bence beni işe almalısınız, işsizlik çok canımı sıkıyor, üzülüyorum. para da lazım.
- haklısın valla, tamam işe alındın, hayırlı olsun.
*
- alo show tv mi? sizin doktorlar diye bir dizi vardı ya eskiden, onu artık her gün yayınlar mısınız? günde 10 saat doktorlar verin, bol bol kutsi verin, dayayın kutsi'yi olur mu?
- olur.
*
sonuncusu araya karışmış olabilir ama yine de can sıkan her diyalogun bizim için ideal olan bir başka dünyada karşılığı olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor, mutlu oluyorum. leibniz, haksızdın dostum diyorum, seviniyorum.
kim takarsa taksın düğündeki altınlar geline ait
fenerbahçe'de olup galatasaray'da olmayan şeyler
-
vergi levhası.
alex de souza
-
kendisiyle ilgili anlayamadığım 1-2 şey var. sormak istiyorum.
1- kendisi hakkında neden sürekli olarak "kimse fenerbahçe'den büyük değil" cümlesi kuruluyor? alex'in fenerbahçe'de oynadığı dönemde ya da sonrasında "ben > fenerbahçe" şeklinde bi beyanı mı oldu?
2-kendisi hakkında neden sürekli "fenerbahçe'ye zarar veriyor, susmalı" cümlesi kuruluyor? alex'in sevilla maçındaki imza polemiği fenerbahçe'ye ne gibi bi zarar verdi? hisseler mi düştü, futbolcular maça çıkarken ya bizim de primlerimiz verilmezse falan mı diyor? bu zarar tam olarak nedir biri net olarak ifade ederse sevinirim.
3-yaptığı açıklamalar kimi neden rahatsız ediyor? aziz yıldırım ve aykut kocaman'ı anlayabiliyorum çünkü ikisini de doğrudan yalancılıkla suçluyor da taraftara ne oluyor? fenerbahçe taraftarı alex'in söylediklerinden neden rahatsızlık duyuyor bunu gerçekten çok merak ediyorum. bunlardan sözlükte de var bi açıklasınlar.
4-alex'ten soğuyoruz ne demek? soğuyorsan senin problemin alex ne yapsın yani sen soğuma diye üzerine battaniye mi örtsün, doğru bildiği şeyleri söylemekten mi vazgeçsin? o zaman ısınır mısınız?
kitapçıda hissedilen kitap çok ömür az anksiyetesi
-
sanırım insanoğlunun öğrenme merakından gelen kaygı. tabi bunun tadına bir kez bakmak gerekir. ölmeden önce ne kadar öğrenirsek, o kadar iyidir düşüncesi. dünyaya bir kez geliyoruz, en azından dolu dolu bir hayatım olur demek için belki. aynısını sinema filmleri için de söyleyebilirim. düşünsenize; kubrick, kurosawa, bergman, tarkovski, hitchcock, tarantino, leone, filmlerini izlemeden ölüyorsunuz. bu; dünyadan bomboş gitmek değil midir?
bacak antrenmanı yaparken bacağı kırılan kadın
ekşi itiraf
-
babaannemin adı menteşe.
mecidiyeköy'de kazaya sebep olan martı
-
önündeki aracın tamponuna yapışmayı maharet bilen, diğer şeritteki iki araç arasındaki takip mesafesinden kaynaklanan boşluğu, yere düşen altın yüzüğe atlayan erdal bakkal gibi dolduran sözde usta şoförlerin önündeki araca bodoslama daldığı kaza. raikkönen'i tenzih ederim.
edit: dikkatli izleyince kazaya gerçekten sebep olan aracın, en öndeki araç yavaşlayınca yavaşlamayan, dolayısıyla arkadaki araçları aldatan raikkönen olduğunu görüyoruz.
ucuz uçak bileti almanın yolu
yunus karaca
-
çocuğun yarışmada birinci olması yaptığı esprilerden daha komik amk.
tanım: yetenek bilmem ne isimli yarışma programı dönem birincisiymiş.
rıza kayaalp vs kaan kazgan
-
olum siz manyak mısınız lan? rıza dediğiniz adam kaan'ı anahtarlık diye çükünde sallar. o kadar da değil amk. hatta kaan'a benim entrymi gösterin o bile "az bile demişsin abi" der.
edit: imla