hesabın var mı? giriş yap

  • 8 yaşında bir çocuk 2 yaşında bir bebeği elinden tutup dolaştırmaktadır.
    -aaa iki bebek elele dolaşıyorsunuz.
    -ben bebek değilim, o bebek; ben çocuğum.
    -ee peki ben neyim o zaman?
    -sen züppesin.

  • uyanmaması gereken saatte uyananın başına gelir. insan uykusu bittiği için uyanmalı bence. şahsen elde çorap, elde çalar saat, saç tokası ya da el boş vaziyette binlerce kez yaşadım bu durumu. uyku daha bitmemiş, bünye niye uyandığını anlamıyor. iş güç ders, yok anlamıyor. gözler yarıaçık cezaevi, alında bir "loading... %68" yazısı. yazık yaa.

    insanın en zavallı hallerinden biri.

  • iyiden iyiye insanı güldüren manadır.

    hele bu sözde 'mana'yı dile getirirken takındıkları o ciddi tavır yok mu ahaha ya tamam sizsiziniz amk siz.

    -büyük beşiktaş taraftarı he de hödödür
    -şerefli beşiktaşız biz renkliler anlamaz.
    -onurlu duruşumuz var bizim.

    blabla

    yok ebesinin örekesi afedersin. taraftarsın ulan sen ne bu oligarşiye savaş açmış don kişot tavırları, ne bu jan darc havaları, ne bu takımına laf geldiğinde kendisine ''tavuk'' denmiş marty mcfly ciddiyeti.

    yapmayın komiksiniz.

  • olaya şu gözle bakılabilidiğinde oldukça basittir. 3 kişi var. sahtekar, bakkal, pastaneci.

    sonuçta pastaneciye giren çıkan var mı? yok. adam 100 tl verdi ve son işlemde 100 tlsini aldı çıkıp gitti.

    geriye kalan iki kişiden birinin kârı öbürünün zararı olacaktır. sahtekarın karı ne? 95 + sigara. dolayısıyla bu kime kaçtı? evet baggala.

  • sahip olan grubun içinde yüce insan ssg de bulunduğu için hakettiği aşağılayıcı tepkiyi göremeyen düşünce yapısı

  • bizim insanımız taharet musluğuna rağmen nasıl kokuyor?

    hem nasıl kokuyor? öyle kokuyor işte. terler avuçların, kesilir solukların. hem nasıl kokuyor? öyle kokuyor işte.

    debedit: #açıklamabekliyoruz.

  • tercihleri her ne kadar anormal gibi görünse de beni insanlıklarına hayran bırakmış kişilerdir.

    şöyle ki; ortaokul zamanlarım, yanılmıyorsam 12-13 yaşlarında falandım. annemle bir bayram arifesi izmir tepecik pazarına bayram alışverişine gittik. halimiz ortada tek babam çalışıyor 3 çocuk bir de annem, adam anca yetişiyor boğazımıza... ee bayramlık da alınacak mecbur, biz küçüğüz üzülmememiz lazım o yüzden en uygun yer tepecik pazarı (haddinden fazla kalitesiz ürünü, çok ucuza alınan bir pazar). annemle beraber pazardan dönüyoruz üst geçitten geçerken oyuncakçının biri sergi açmış ben tabi çocuğum takıldım kaldım sergide. gözüm peluş oyuncak bir köpeğe takıldı, aldım elime hatta sevdim biraz anneme ''bunu alalım noluurr'' diye yalvardım. kadıncağızda anca dolmuş parası kalmış belli ki ''söz haftaya yine gelir alırız, ama şuan paramız kalmadı'' dedi. ikiletmedim bile ''peki annecim'' dedim, uzaklaştık. dönüp arkama son kez baktığımda onu gördüm! o hemen arkamdan o köpeği satın alıyordu! üzüldüm açıkçası bir hafta sonra biz gidip alacaktık oysa onu... anneme hiç belli etmedim yine de. dolmuş geldi, bindik. o da ne? o da bindi bizimle beraber aynı dolmuşa, geldi oturdu yanımıza. benim gözüm köpekte hala... bir anda ''çok beğendin bunu dimi?'' diye sordu, tabi annem bir terbiyesizlik yaptığımı sanıp hemen özür dilemek istedi ama susturdu annemi ''ben bunu onun için aldım, o yüzden hiç alakam yokken bu dolmuşa bindim, lütfen kabul edin'' dedi. önce kendimden utandım, sonra annem ondan utandı, ve son olarak bütün dolmuş ahalisi o pis bakışlarından utandı. hepimize insanlık dersi verip, inip gitti. hala saklarım köpeğimi ve aklıma geldikçe adını bile bilmediğim o insan için tebessüm ederim. teşekkür ederim sen her kimsen, dilerim bu hayatı gönlünce yaşamana izin veriyorlardır.

  • ne kadar yamyam bir ticari kuruluş olduğunu geçtiğimiz günlerde göstermiş bir şirkettir...

    çocuk esirgeme kurumuna bağlı küçükyalı çocuk yuvasının başvurusu üzerine (yanlış anlaşılmasın bağış olarak falan değil, parasıyla) yuvayı ev değil kahvehane statüsünde görmüş ona göre ekstra ücretlendirme istemiştir...

    televizyonda fıldır fıldır dönen reklamların giderini 0 - 12 yaş grubu çocukların aralarında okey çevirip ödemelerini bekleyecek kadar alçalmışlardır.

    şimdi bu rezalet ortaya çıktığında hiç bir yetkili demesin "ay aman bölge bayilikleri bağlantılarından pirim kazanıyor ondan falan feşmekan, bizim haberimiz olmadı" diye... onlar ne kadar çok kazanırsa, digitürk'ün daha da fazla kazanacağı aşikardır...

    ama içleri rahat edebilir... nasıl olsa bu kimsesiz çocukların yuvasını kahvehane statüsünde gören "pazarlamacı"ları hiç bir kamera tespit edebilmiş değil...

    oğlum sizde hiç "vicdan" tuşu yok mu?...

  • yok abi valla sizden bi numara olmaz.

    paran yoksa yeme diyeni mi ararsın, yok evde yap madem diyeni mi, iskendere o kadar para verilir mi diyeni...

    bakın gençler biz lise zamanında cebimizdeki harçlıkla haftasonu önce izmir hilton otelindeki emperland eğlence merkezine gider ister bowling ister atari oynardık. ardından sinemaya gidip çıkışta da kemeraltında iskender yerdik. hiçbirimiz de zengin değil orta direk memur işçi çocuklarıydık.

    sizi ne hale getirmişler böyle hepiniz alık olmuşsunuz.