hesabın var mı? giriş yap

  • buna üye olacağıma youtube’a üye olurum en azından reklamsız izlerim.

    youtube türkiye’yi çöplüğe çeviren herkesi youtube’tan aldı. youtube artık daha güzel sayende ajun abiy.

  • 31 ağustos 2021 tarihinde mersin sayapark avm mediamarkt mağazasına oled tv bakmaya gittim. televizyonları incelerken, satış danışmanı arkadaş yardımcı olmak adına ilgilendiğim bir model ya da marka olup olmadığını sordu. ben de 12-15 bin tl civarı bütçem olduğunu bu aralıkta lg ya da philips markalarının modellerini düşünebileceğimi söyledim.

    satış danışmanı, philips'in oled805 modelinde indirim olduğunu, düşünürsem biraz daha düşebileceklerini söyledi. verebilecekleri en iyi fiyatı sordum. satış takım lideri ile konuşup bana en son 12k'ya düşebileceklerini bildirdi. internette yaptığım ufak fiyat araştırması ile internetteki fiyatların da 12k bandında olduğunu gördüm ve 11.5k'ya düşebilirseniz cihazı alacağımı söyledim.

    ema üzerinden mail atıp fiyat onayı almaları gerektiği ve dönüşün 1 saate kadar olacağı söylendi. fiyata onay gelirse aramaları için telefon numaramı bırakıp çıktım. 30 dakika sonra telefon ile arandım. fiyata onay geldiği söylendi, satın alma işlemi için mağazaya geri gittim.

    çocuğumun yaşı ufak olmasından dolayı ekran koruyucu ve 1+3 yıl cihaz koruma paketi ile beraber 14.407 tl ödemeyi kk ile yaptım.

    görsel

    sıfır kapalı kutu cihazın kahramanmaraş mediamarkt mağazasında olduğu ve teslimatın 7-10 gün süreceği söylendi. benim için problem olmadığını yeter ki söylendiği gibi sıfır kapalı kutu, sağlam bir şekilde gelmesini söyledim ve mağazadan ayrıldım.

    aradan 10 gün geçtikten sonra, telefon ile bilgilendirilme yapılmadığı için mağazaya gidip ürünün durumunu sordum. 13 eylül pazartesi günü mersin'e geleceği ürünün şu anda hatay'da olduğu ve direkt olarak gelmediği söylendi. bu aşamada şüphe duymaya başladım.

    13 eylül pazartesi günü söylendiği gibi ürün geldi ve kurulum için philips teknik servis ile 17:00'a sözleştik. buradan sonra olaylar başlıyor.

    sıfır kapalı kutu olarak geleceği söylenen cihazın kutusu daha önceden açılıp, bantlanmış olduğunu gördüm. teknik servisteki çalışanlara neden böyle yapıldığını sorduğumda, cihazı kendileri açıp müşteriye getirmeden önce teknik serviste kontrol ettiklerini söylediler. ben de bu şekilde ürünü kabul etmeyeceğimi söyleyip, mağazada ürünü satan satış danışmanını aradım. o da aynı şekilde ürünün kontrol amaçlı açıldığını sıfır olduğunu söyledi. teşhir olup olmadığını nasıl ispat edeceksiniz diye sorduğumda; teknik serviste çalışan kişi çalışma saatine bakabileceklerini söyledi.

    tv kurulup açıldıktan sonra çalışma saatine baktırdım. ev modunda 1 saat çalışan cihaz, mağaza modunda tam 1366 saat çalıştırılmış olarak göründü!

    görsel

    ürünün teşhir olduğunu ve kabul etmediğimi söyledim. o sırada kurulumu yapan kişi mediamarkt'ı aradı ve durumu izah etti. bana sıfır kapalı kutu cihaz geleceğini söyleyen kişi telefonda teknik servis çalışanına utanmadan ürünün sıfır olduğu konusunda ikna etmesini istedi.
    bunun üzerine hemen mağazaya geleceğimi söyledim.

    15 dakika sonra mağazaya gittiğimde bana ürünü satan kişinin izne ayrıldığı söylendi :) ve satış takım lideri görüşebileceğim bildirildi. yaşanan bu durumdan dolayı çok mahçup olduklarını ve ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduklarını söylediler.

    satın almış olduğum ürünün söylendiği gibi kapalı kutusunda tarafıma teslim edilmesini talep ettim, fakat türkiye'de hiçbir mağazada bulunmadığını, kahramanmaraş'taki mağazanın da kendilerine bu ürünün sıfır olduğunu belirterek gönderdiklerini söylediler. düşünürsem aynı markanın bir alt modelini aynı fiyattan yardımcı olabileceklerini de eklediler, kabul etmedim ve konu hakkında tutanak tutulmasını ve paramın iadesini talep ettim.

    görsel
    görsel

    sonuç, 13 gün boyunca sıfır kapalı kutu olarak geleceğini sandığım teşhir ürünü bekleyip, üstüne kk limitini doldurmuş oldum. tv fiyatlarına gelen zam da cabası olarak kaldı.

    kurumsal firma deyip güvenerek alış veriş yaptık ve mağdur olduk.

    düzeltme: öncelikle geçmiş olsun dileklerini ileten tüm arkadaşlara teşekkür ederim, bu yönde birçok mesaj aldım. konu hakkında genel müdürlükten arandım. özür dileklerini ilettiler, konunun detaylıca incelenip, personeller hakkında soruşturma açılacağı bilgisi verildi. mağduriyetin giderilmesi adına ise, tarafımca teklif edilen cüzi bir fark ile aynı markanın bir üst modelini gönderebileceklerini söylediler.
    süreç hakkında telefon ile genel müdürlükten bilgilendirme yapılıyor. yeni televizyonun tesliminden sonra tekrar düzeltme yapacağım.

  • bu sabah bir arabaya çarptım, markası 93 model doğan slxti. kimsecikler yoktu sabahın köründe kaçabilirdim, ama yapamadım. garibanın tekidir zoraki almıştır vs vs. işe de geç kalıyordum, sokayım işine. neyse aracın sahibini aradım, sordum. bizim mahalledeki şantiyedeki bir inşaat işçisininmiş. adam da 2 aydır maaşını alamıyormuş. ben de nasıl çarptıysam artık; arabasının sol çamurlukla, sol tekerin aksını kırmışım. 8 çizerek gidiyordu tekerlek. neyse tutanak tuttuk, fotoğrafları çektik vs vs. sigortayı aradım, yapacaklarımızı söyledi. adama da 100 lira uzattım sanayide ustaya verir, ya da bir yemek yer diye. almıyordu, zorla soktum cebine. üç kuruş için kimsenin hakkını yemeye gelmez. içim rahat şu an, mis gibi...

    edit:imla.

  • gerçek hayatında nasıldır hep merak etmişimdir... cheeseburger isticek mesela;

    "a cheesburger... with fries... with ketchup... but no mayo!!! and a coke... with ice... on a red tray. on a tray of fulfilment! fighting against hunger... and much more... should have it soon..."

  • ahmet çakar emre'yle ilgili konuşurken.
    (- ertem şener)

    +emre sen saha içinde kötü bir yaratıksın
    -hocam şimdi yaratık deme ayıp oluyor
    +ne var yani allah'ın yarattığı anlamında
    -olsun hocam öyle anlaşılmıyor
    +tamam emre sen kötü bir mahlukatsın

  • hangisinin benzediğini anlamadığım polis memuru.
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    .
    ek: esas komik olanı, şenol güneş sağdan ikincisine daha çok benziyor. bak, sağdan ikincisi şenol güneş'e benziyor demiyorum, nüans var.

  • facebookta dolaşırken birilerinin artık kendi dilinden "dur" dediği görülen kişi.
    aşağıdaki linkten yazılanlar görülebilir, ne olur ne olmaz buraya da aktarayım;

    https://www.facebook.com/…741825.31005599074&type=1

    elliuçtur elliuç rize'nun plakasi,
    kim kemuk atarse, olursun yalakasi..

    yetmedimi ismail bu kadar kudurduğun,
    her sene değişiyi tasmani tutturduğun..

    bir gun şevki yılmaz'a, bir gun melih gökçek'e,
    türüt hepten dönüştun, omurgasuz böceğe..

    bir gun mesut yılmaz'a, bir gun sedat peker'e,
    her yöne döneyisun benzeyisun tekere..

    vatansever geçinup, katili öveyisun,
    deren satiluriken, acep ne edeyisun.?

    israil'li hep aldi senun dereleruni,
    yesunler yalan yere vatan sevmeleruni..

    turkiler dizeyisun birkaç bin lira içun,
    değer miydi ismail festival kapmak içun..

    adam olsan bu millet belki seni severdi,
    eski karinda gidup mahkemeye vermezdi..

    iki uç kuruş içun harcadun gururuni,
    bu sana son uyari yiturma onuruni..!

  • italyan rönesans ressamı sandro botticelli'nin ünlü tablolarından biri. botticelli’nin, mediciler’in çevresinde adeta moda olan yeni-platoncu düşünce bağlamında yapmış olduğu bu resminde saydam giysiler içerisinde el ele tutuşmuş üç güzeller halka dansı yaparken görülür. rönesans sanatçıları bu dansı, antik sanat yapıtları ve edebi kaynaklardaki betimlemelerden bilmektedir. bunlardan biri, antik dönem yazarlarından seneca’nın de beneficis’de anlattığı kayıp bir klasik resimdir. seneca bu resimde, üç güzellerin, armağan verme, kabul etme ve geri vermeden ibaret üç yönünü temsil eden gülümseyen, genç, el ele tutuşmuş, bol saydam giysiler giymiş kızlar olarak betimlendiğini anlatır. alberti de della pictura adlı kitabında seneca’nın sözünü ettiği bu resmin ressamlar için mükemmel bir konu olduğunu belirtir ve ressamlara bu resmi yeniden canlandırmalarını tavsiye eder. yunan mitolojisinde afrodit’in hizmetinde olan bu neşe, eğlence ve güzellik tanrıçaları rönesans döneminde kozmolojik bir simgeye dönüşmüştür. botticelli’nin bu tablosunun gerçekleştirilmesinde önemli payı bulunan marsilio ficino’ya göre evren, ilahi bir sevgi dairesidir. yeni-platoncu kozmolojide sürekli bir oluşum, değişim ve kaynağa dönüş döngüsü söz konusudur ve bu döngünün her aşaması, sonsuz döngü dansını yapan güzellerden birine karşılık gelir. bu aşamalar, tanrı’da başlayıp tanrı’ya cezp ettiği için güzellik; dünyaya yayılarak onu tutsak ettiği için aşk ve yeniden yaratıcısına dönerek onu eseriyle birleştirdiği için hazdır. güzellikten başlayan aşk, haz ile sonlanmakta ve tıpkı başladığı noktaya geri dönen bir dairede olduğu gibi, tanrı’dan başlayıp dünyaya yayılan ve sonunda tekrar tanrı’ya dönen sürekli bir çekim bulunmaktadır. klasik yazından esinlenen botticelli, öykünün orijinalinde figürlerin tümünün bir arada bulunmamasına karşın, kompozisyonunda bunları bir araya getirmiştir. kompozisyonun merkezini venüs ve hemen üzerinde bulunan eros figürü oluşturur. bu iki figür, yeni-platoncu anlayışta sevginin her şeyi birleştirici bir güce sahip olduğunu simgelemektedir.

    neyse ki, botticelli'nin savanorala'nın gazına gelip de yakmadığı resimlerinden biridir. yakmaması sayesinde sanat tarihçileri ve eleştirmenlerinin üzerine iki çift kelam etmesine neden olan resimdir de denebilir.