hesabın var mı? giriş yap

  • 36 saat nedir ki be gülüm !!

    uni yıllarında çıktığım sonrasında beni terk eden hatun aradan 20 sene sonra facebook dan msj atıp,

    eeeee daha daha nasılsın bi tenem..

    yazdı.

    o an lokantada bol limonlu ve sarımsaklı kelle paça çorbası içiyordum.
    mesajı silip içmeye devam ettim.

    kendisi evlenmiş, boşanmış, iki tane boyum kadar oğlu olmuş ve bana " bi tenem" yazmış şivesini s.ktiğimin karısı.

  • açılın saat hastası geldi. rolexlerle ilgili başlık altında da yazılan bazı yanlışları düzeltelim;

    - her rolex her zaman yatırımlık değer kazanmaz. dolar enflasyonu/ arz-talep vs. elbette etkilidir ancak her model sınırlı üretim olmadığı için aldığınız tüm rolexler değerlenecek diye bir kaide yok. en azından bir yatırım aracı gibi kayda değer kâr ettirecek kadar değerlenmeyecektir. bunun da ötesinde, zaman zaman değer kaybeden modelleri de olur.

    - sınırlı üretim de olsa, durduğu yerde değerlenmesi için bazı şartları taşıyor olması lazim rolexlerin. sadece rolex de değil tabii. diğer tüm koleksiyon değeri olan lüks saatler için de durum aynı. bir sınırlı üretim rolex'in zamanla degerlenebilmesi ve/veya yatırıma dönüşmesi için gerekli şartlar şunlardır;

    1- saatin tüm belgeleri eksiksiz olmalı. fatura ve hatta tamir/bakım belgeleri dahil. belgelerinin yani sıra silme bezi, soğuk damgalı mühür, saat kutusu, poşeti, kılıfı... artık aklınıza ne geliyorsa, saatle birlikte verilen her şey ama her şey saklanmalıdır.

    2- rolex tamir ettirecekseniz asla ama asla 3. bir partiye değil, rolex'in kendisine yollayıp tamir ettireceksiniz. bir saatin tamir görmesi inanılmaz bir sorun olarak görülmez. yeter ki tüm tamir belgeleri eksiksiz olsun ve tamir edilen parçalar da geri alınsın. burası çokomelli. diyelim ki saatin camını cizdiniz ve yenisiyle değiştirmek için servisine yolladınız. çizik camı muhakkak geri isteyin.

    3- hiç kullanılmayan modeller, eğer çok ünlü biri tarafından falan kullanilmissa tabi ki iş değişir, kullanılan modellere göre birkaç kat daha fazla koleksiyon değeri taşır. dolayısıyla sarı çizmeli mehmet ağa iseniz ve yatırımlık bir sınırlı üretim rolex alıyorsanız, kutusunu bile açmayın. bırakın dursun. temiz saatlerin müzayede değeri kat kat fazla oluyor genelde.

    4- kullanmak gibi bir hata yaptıysanız ve bir de herhangi bir parçasını -kordon, bezel, cam, mekanizma, kadran gibi- degistirecekseniz bile orijinalini kutusunda saklamalısınız. durduk yere değişen parça istenmez. değiştiyse veya tamir gördüyse de eski parça muhakkak aranır. saat öyküsü için önemlidir.

    5- bir saatin sınırlı üretim olması için maksimum 2000 adet üretilmiş olması gerekir. ne kadar az üretim, o kadar yatırımlık değer demektir. hele hele elinizde seri numarası 001/100, 001/300 belki 001/500 arası bir saat varsa -ki limited edition saatlere sayı verilir. kaçıncı uretim saatin sizde oldugunu bilirsiniz- keyfiniz yerine gelsin, müzayede değeri gerçekten yüksek bir saatiniz var demektir. onun haricinde rolex'in de seri uretim ve onbinlerce ürettiği modeller var. rolex bugün yılda 1 milyondan fazla saat üretiyor. neredeyse her mağazada bulunan modeller var ve onlar ne müzayede ne de yatırım için alınabilir çünkü kim neden piyasada 100.000 tane bulunan saatin peşinden koşsun? beğenirsiniz, alırsınız orası ayrı ama üzerinden kayda değer bir para kazanamazsınız. neden? mesela geçenlerde swatch üretimi üzerinde omega yazan plastik saatleri yatırım için alan ve hatta aldığı gibi sarı siteye 30 kat pahalı ilana koyan barzolar durumun farkında değiller ancak o saat mağazadan çıktığı saniye %20 deger kaybetti bile. çünkü sınırsız üretim bir saat. dahası pilli, plastik, cırtcırtlı bir modeldi ve asla bir koleksiyon değeri yoktu.

    6- yatırım için alacağınız rolex'in hangi modelinin tuttuğunu bilmeniz lazım. mesela gmt master diye yakisikli bir modeli var bu markanın. ama tutan kasası 1675 mi, 1670 mi, bezeldeki malzeme seramik mi, alüminyum mu? lug to lug genişliği ne? hangi kasa rengi tutar? hangi tip kordon? hangi yıl üretimi en çok değer kazanır? hangi hangi hangi... tüm detaylarına inmeniz gerekir. eğer doğru koleksiyonluk modeli seçmezseniz, siz gidip bir rolex'e 20.000 dolar verip alırsınız değer kazanır diye, öte yandan 20.000 dolara başka bir modelini alan kişinin saati 20 yıl sonra yarım milyon dolar ederken sizinki 40.000 edebilir. bu yüzden piyasayı, koleksiyonerlerin eğilimini, saatin kaç kişide olduğunu vs. çok detaylı bilmeniz gerekiyor. bunu da doğru zamanda bilmek, tahmin edilemeyen garip olaylardan dolayı çok zor. ne gibi? mesela bazı saat kasa ve bileziklerinin rengi kullanıldıkça zamanla değişiyor. veya bazı bezeller güneşten, kimisi deniz suyundan renk değiştiriyor. kulağa saçma gelse de bu rengi değişenler veya solanlar ileride daha çok aranan, dolayısıyla daha çok para kazandıran modeller olabiliyorlar. tabi bunun tam tersi durumlar da oluyor. örneğin şahsi fikrim, 2021-22 aralarında üretilen kadranı tiffany mavisi rengindeki rolex oyster perpetual veya patek philippe nautilus modelleri ilerde üzecek gibi insanları. çünkü bu renk çok kısa süren bir renk trendi idi ve şimdiden markalar bu alakasız renkten vazgeçtiler. gerçi belki 2080 yılında bir şey olur ve bugün elinizdeki tiffany mavisi saatler gelecekte lacivert veya siyah modellerin 10 katı pahali olabilir. bu yüzden gelecekte neyin koleksiyon değeri taşıyıp para kazandıracağını tahmin etmesi zor. maaşlı bir çalışan iken 70'lerde birkaç maaşına rolex alıp saklayan, sonra müzayedede yuzbinlerce dolara satan vatandaş hikayelerini çok duydum.

    7- asla ama asla kaliteli bir saate, saatin karakterini, görünüşünü, hele hele mekanizmasıni değiştirecek bir mod yapılmaz. yapılmamalıdır. kordon değişiminden falan bahsetmiyorum. onu bile milimetrik bir çizik dahi atmadan yapmalısınız bu arada tabi... demek istediğim, mesela boksör mayweather sığırı gibi gidip saatlerin üzerine elmas döşememelisiniz. saatlerde asla dekoratif veya her ne amaçlı olursa olsun orijinallik bozulmamalıdır. 50.000 dolar değeri olan bir rolex'e 500.000 dolar değerinde bir elmas dekorasyonu yapınca o saat 550.000 dolar olmuyor. o işler öyle değil. saatin değeri yükselmek yerine aksine düşer. dolayısıyla rolex aldıysanız veya babadan/dededen kalma bir rolex'iniz varsa saatin orijinalliğini bozacak herhangi bir oynama yapmayınız. millet olarak modifiye yapmayi seviyoruz arabalara falan ancak unutulmamalı ki bu bir araba değil. lüks saatler üretildiği gibi kullanılmalı ve saklanılmalıdır.

    not: aklıma başka maddeler geldikçe editleyeceğim burayı. sevdim bu konuyu.
    edit 2: imla

  • -kaça gidiyorsun sen?
    -ikiyeee
    -bana ilkokul üç espirisi yapabilir misin?(arkadaşlarla gülüşmeler fian)
    -seneye yaparım
    ekip iptal.

  • elektrikli somun sıkma makineleriyle sıkılan somunların on kaplan gücündeki parmaklarla açılabildiği, kaputun şaaak diye çıkartılabildiği, aracın lego gibi parçalanabildiği sürreal görüntülerdir. aracın yampir yumpir gelişinden belli ne mal olduğu.
    kısaca saçmalığın dik alası olan şovdur.
    dosta korku, düşmana güven vermiştir

  • sözlügün gercek bir kutsal bilgi kaynagi oldugu eski günlerin anisina basligi ciddiye alip, geyik muhabbeti aksine bilgi verme amacli olarak asagidaki aciklamayi giriyorum:

    1. uluslararasi sivil havacilik kurumu ucak motorlarinin kücük boy kuslari zarar görmeden "yutabilmesini", büyük boy kuslarin carpmasi durumunda ise en azindan "patlamamasi" stardardini zorunlu tutmus. yani kus carpmasi durumunda bir motora gelebilecek en büyük hasarin motorun kullanim disi kalmasi standardi getirilmis.

    2. ucak motorlarinin önüne tel kafes gerilmesi konusu gündeme gelmis ama bir dizi arastirmadan sonra bundan vazgecilmis. nedenleri ise:
    - o hizda ucmakta olan bir ucaga carpan bir kusu engelleyecek gücte bir kafesin cok agir olacagindan dolayi cok fazla yakit israfina sebep olacagi
    - motora hava girisini önemli ölcüde engelleyecegi (ben hoparlör tasarimiyla ugrastigim icin hoparlör önündeki izgaralarin hoparlörden itilen havanin ortalama %40'ini engelledigini biliyorum, dolayisiyla bu tür bir izgaranin hava emilimini hatiri sayilir oranda düsürmesi benim icin sürpriz degil)

    3. bazi havaalanlarinda kullanilan, kuslari kacirtici ses frekans vb yayin imkani olmasi

    4. gelismis radar ve audio teleskop teknolojilerinin de kus sürülerini tespit etmekte etkili olmasi

    orijinal kaynak icin buradan.

    bu linkte de 1960'li yillardan bu yana kus carpmasinin neden oldugu toplam 7 ucak kazasi rapor edilmis ki diger kaza sebeplerine göre pek kayda deger bir rakam degil.

  • ilk izlenimlerim;

    ps4 için fps droplar mevcut. şehirde gezerken özellikle 30 fps altına düşüşler var biraz can sıkıcı. şehir trailer’da gösterildiği kadar kalabalık değil ve insan sayısı baya az oyunun atmosferi için kötü. sanırım oyunun akıcılığını etkiliyor diye downgrade yemiş çevre faktörlerini azaltarak. ama yine de optimizasyon sıkıntısı mevcut. update ile çözülür diye umuyorum.

    yapay zeka kötü, rpg-fps oyun yapıyorsun ama wolfestein’dan hallice vuruş hissiyatı ve düşmanların biblo gibi karşında durduğu oyun veriyorsun insanlara. (2.41’den sonra izlenebilir.) combat’ları şu an hoşuma gitmedi. düşmanlar ne bir cover alma zahmetine giriyor ne de seni zora sokacak şekilde abluka altına almaya çalışıyor. sik gibi karşında dikiliyorlar hatta o kadar boş dikiliyorlar ki karşılarında şarjör değiştirme olayını bile rahatlıkla yapıyorsun.

    araç sürüş hissiyatını çoğu kullanıcı sevmemiş, zamanla oynadığınız karakterin bu konuda yeteneğinin gelişeceğini düşünüyorum. gta ve rdr oyunlarında ki gibi.

    gelelim grafiklere ps4 için texture olayları kötü. grafikler next-gen’e göre tabii ki sınıfta kalacak ama bu nedir aga? bu oyunun tanıtımı yıllarca next-gen’e göre yapılmadı. bütün lansmanları ps4 ve xbox one için gösterime sunuldu. day 1 patch ile düzeliyor demiş bazıları ama ikisinin karşılaştırmasını yapmak lazım.

    şimdilik eyyorlamam bu kadar inceledikce güncellenecek entari.

  • floryada bir kafeye gitmiştik..

    ne yesek ne yesek diye düşünürken, garson bize pizzalarının çok iyi olduğunu ustalarının italya'dan geldiğini söyledi..

    bu da bizim hoşumuza gitti, vayyy oovvvvv sesleri çıkardık doğal olarak..bu sesler adamı biraz gaza getirdi ki içeri gidip pizza ustasını bizim masaya gönderdi tanışmamız için..uzaktan tıknaz kafasında bandana olan şimanca bi adam geldi masamıza ve yaran diyalog yaşandı...

    biz: vay abi italyadan gelmişsin
    aşçı: evet
    biz:ne kadar kaldın abi italyada?
    aşçı: 3 ay
    biz: 3 ay mı çalıştın abi?
    aşçı: yok çalışmadım
    biz: 3 ay aşçılık kursuna mı gittin?
    aşçı: hayır 3 ay gezmeye gittim
    biz: heee iyiymiş abi...garson bey biz bi pazı bazlama alabilirmiyiz :)

  • okulda oğluna dayatılan namaz eğitimine itiraz eden doktor işten atıldı!
    yalova'da özel bir sağlık kuruluşunda çalışan dr. abuzer meral, ortaokula giden oğluna zorunlu din dersi kapsamında uygulamalı namaz eğitimi dayatmasına itiraz etti. okul yöneticileri dr. meral'i, tetikçi ve yandaş "gazete" akit'e şikayet etti. akit tarafından "bu nasıl doktor" başlıklı bir haberle hedef gösterilen doktoru, çalıştığı özel sağlık kuruluşu işten çıkardı.

    yalova'da özel bir sağlık kuruluşunda çalışan dr. abuzer meral, ortaokula devam eden oğluna, zorunlu din dersi kapsamında sınıfta uygulamalı namaz eğitimi dayatmasına itiraz etti. okuldan bazı öğretmenler, bir süre sonra dr. abuzer meral'i zorunlu din dersine karşı çıkması ve bu konuda sosyal medya hesabında paylaşımlarda bulunması nedeniyle yandaş, gerici ve tetikçi "gazete" akit'e ihbar etti.

    tetikçi akit hedef gösterdi!

    akit adlı "gazete" geçtiğimiz gün "bu nasıl doktor" başlığıyla dr. abuzer meral'i hedef gösteren bir "haber" yayınladı. aynı gün içinde, çalıştığı özel sağlık kuruluşu dr. abuzer meral'in işine son verdi.

    dr. abuzer meral: siyasal islam ile derdim var

    konuyla ilgili kişisel sosyal medya hesabında bir açıklama yapan dr. abuzer meral şunları söyledi:

    tetikçi yeni akit beni hedef göstermiş. nedeni ortaokulda oğlumun din dersinde uygulamalı namaz kıldırılmasına ve çocukların beyinlerinin yıkanmasına karşı çıkmam. okuldan tehdit edildim. yazımı kaldırmam istendi aksi takdirde kötü şeyler olacağını söylediler. tehditlerine pabuç bırakmadım. ve tetikçi akit'te ısmarlama linç yazısı yazdırdılar. çalıştığım hastaneye ankaradan işten atılmam için tehdit gelmiş. sosyal hesaplarıma şu ana kadar yüzlerce hakaret ve tehdit mesajları yağıyor. yazdığım hiç bir şeyde suç unsuru yok. kamuoyunda paylaşılan yazılan şeyler. siyasi yorumlar. temiz inançlı müslümanlar ile hiç bir sorunum yok, olmadı, olmaz da. 18 yıldır yalovada'yım, herkes beni tanır. inançlara saygılı, özgürlükçü, çoğulcu, laik demokratik bir hukuk devleti mücadelesi veren biri olarak sadece siyasal islam ile derdim var. bu saatten sonra bana, aileme gelebilecek herhangi bir şiddet, hak mağduriyetinin sorumlusu okul yönetimi, din bilgisi öğretmeni ve kocası ile birlikte tetikçi yeni akit ve sosyal medyada hedef gösteren herkestir."

    ve işten atıldı!

    dr. abuzer meral, bu açıklamasından kısa bir süre sonra çalıştığı özel sağlık kuruluşunun yönetimi tarafından işten çıkarıldı. işten atıldığı nı yine facebook hesabından duyuran dr. abuzer meral, şunları söyledi:

    bu akşam itibari ile çalıştığım hastane işime son verdi. kesinlikle onları suçlamıyorum. yukarıdan aranmışlar. sonuçta bir ticarethane. yüzlerce insan ekmek yiyor. korku imparatorluğu herkesi teslim almış durumda. ekmeğimle oynayanlar, tehdit edenler hesap verecek. tüm hukuki yollara başvuracağım."

    http://haber.sol.org.tr/…016/12/05/tetikci_akit.jpg

    taze bir islamofaşizm vakası.

    öyle değil mi lan angut liberal?