hesabın var mı? giriş yap

  • buna sevinen adamlar sıra kendi çalışmalarına geldiginde başka türlü yorumlar yapabiliyor, hangi sektör olursa çok çalışma içeren hicbirseye en azindan çalışan kesim sevinmesin.ayrica bu çağda cumartesi banka calistiracaklarina musteriden hafasonu eft ucreti almayıp,döviz makasini acmazlarsa hepsinden daha hayırlı hizmet olur.

  • bir de böyle adamlar türedi son zamanda. aha bu da son örneği:

    (bkz: eylemcilere söven esnaf)

    daha önce bunun bir örneğini de tcdd grevinde görmüştüm. adamlar hakları için greve gitmişler. seferler durmuş. adam gideceği yere gidemediği için grevcilere küfrediyordu. millet mecburdu sanki sen biryere gideceksin diye üç kuruşa çalışmaya.. yada senin işin aksamasın diye evinde oturmaya.

    doktor dövülüyor mesela bir hastanede. doktorlar greve gidiyor. "e ben hasta olsam ne olacak?" diyor bu andavallar.

    adamların işi görülsün de isterse dünya yıkılsın umurlarında değil.

  • döküm tava kullanma kılavuzu:

    1) döküm tavanızı en yüksek seviye ateşte, ısı sığasını iyice doldurana kadar ısıtın.
    teflon tava gibi 30 saniye sonra eti üzerine atmayın sıçarsınız. ne mi olur? o duymanız gereken "cozzz" efektini duymazsınız, bir süre sonra etin üstünde et suyunun göllendiğini görürsünüz. bu ne anlama mı gelir? "geçmiş olsun benden hayır gelmez artık" mesajının dışa vurumudur o su.

    döküm tavanın esprisi zaten bu. yüksek ısısını üzerine konan soğuk ete rağmen korur. enerjisini ete aktarır. teflon gibi soğuyup sonra tekrar ısınmaz. etin yüzeyini hızlıca dağlar, suyu içine hapseder.

    kısacası: en azından 5 dakika tavanızı kızdırmadan etinizi koymayın.

    2) eti attıktan sonra bir süre beklemeden çevirmeyin.
    eğer hemen çevirmeye kalkarsanız etinizin tavayı bırakmadığını farkedeceksiniz. zorlarsanız da henüz mühürlenmemiş yüzeyin mikro düzeyde parçalanmasına, içindeki suyu bırakmasına neden olursunuz. biraz bekle, sonra hafiften dürt, kalkıyor mu, çevir. teflondaki gibi zırt pırt oynama kısacası.

    3) pişireceğiniz eti ince kestirmeyin, çok dövdürmeyin.
    annenizin evinde yediğiniz 0.5 cm kalınlığındaki biftekler antrikotlar tam anlamıyla bir fiyaskoydu, unutun onları. etin içinin biraz pembe olması etin çiğ olduğu anlamına gelmez, pişmemiş olduğu anlamına hiç gelmez.

    "ay bu kadar kalın et pişmez ki" yok bundan sonra. pişer. ne yazık ki bu kadar et tüketilen bu ülkede insanlar et yemeyi bilmiyor. ya tamamen kahverengi olana kadar eti pişiriyorlar, ya da eti incecik dövdürüp tüm aromasını yok ediyorlar. neyse ki steakhouse furyasıyla biraz bir şeyler öğrenildi.

    etin pişim derecesi kişiye kalmıştır. ama etin medium-well seviyeden çok pişirilmesi kişiye kalmamıştır, bu etin mahvedilmesidir. dünyada genel kabul gören düzey "medium" 'dur, "medium-rare" ondan daha makbuldur, "rare" ya da "blue-rare" gibi daha aşağı seviye pişimler alışık olmayana ters gelir.

    tavsiyem, 3 cm kalınlığında bir bonfileyi, tavanın üzerinde durabilen her yüzeyini ızgaralayarak bir deneyin. içini pişirmeye uğraşmayın. zaten o yüzeyleri pişirirken merkezi de yeterince pişecektir. sonra damak lezzetinize göre bir dahaki sefere tavayı ocaktan alıp eti birkaç dakika daha üzerine tutarak içini pişirebilirsiniz.

    eti pişirmeden evvel üzerine kaya tuzu ya da deniz tuzu serpmek de tavsiye edilenler arasında. et pişmeden tuz atılmaz safsatasını da bir kenara atın.

  • yıllar evvel (yaklaşık 8-9 sene oluyor) iş dönüşü atm'ye uğramıştım.biraz para çekmem gerekliydi.atm önüne geldim.önümde iki kişi var.dede torun muhtemelen.dede 70li yaşlarda torun 10-11 yaşlarında bir kız çocuğu.

    atm bu.hızlı hızlı para gönderme ,para çekme yeri.baktım baya baya oyalanıyorlar.sonra sonra anladım işlemi yapamıyorlar ya da bilmiyorlar.

    -amcaaa!! sorun mu var?

    dedim gevşek gevşek.

    +yeğenim askere para yatıracağız beceremiyoruz.

    dedi.

    -dur amca ben halledeyim,

    dedim yanlarına yanaştım.

    çocuk,ben,dede atm'nin başındayız.

    -ver amca kartı,söyle hesap numarasını vs….

    -kaç para amca? dedim…

    +10 lira

    dedi adam.

    hayatımda garibanlık yüzünden böyle yutkunduğumu hatırlamıyorum.

    on liraya muhtemelen o zamanlar 2 paket filan sigara alınıyor. ya da üç ne bileyim.paranın o zamanki değerini hatırlamıyorum ancak hatırladığım bir şey var, çok bozulmuştum bu duruma.

    -tamam

    dedim girdim bilgileri, ileri falan filan geçtim para yatırma kısmına,

    -ver amca parayı dedim,

    adam çıkardı verdi iki beşlikten oluşan on lirayı.

    hayatımdaki en “hiçbir şeye yetmeyecek” on lirayı o akşam orda gördüm.on liranın en “yetmeyecek hali”. atm'nin alamayacağı kadar eski,kırışmış iki adet beşlik…

    beşlikleri tümlüyor gibi yaparak temiz bir on lira çıkardım çaktırmadan,rencide etmeyecek kadar parayı çaktırmadan ilave ederek askere yolladım.

    diliyorum o asker çok büyük yerlerdedir,dilerim o güzel çocuk çok iyi okullarda rahat rahat okuyordur,dilerim o amca hala sağlıklı ve mutludur.

  • halkın cahil ve vandal kısmının zoruna gidecek hatta onlara ekşi sözlükte başlık açtırabilecek söylem. aktroller mesaide…