hesabın var mı? giriş yap

  • erkan can'la dandik bi pastanede sigara içtim.

    adamla sadece fotoğraf çekilelim istedim.

    "gel şurada bi yerde çay içelim" dedi.

    kral adam.

  • mesleğe yeni başlamış bir hakim/savcının 22.000 lira, 4-5 yıllık olanların ise neredeyse 30.000 lira kazandığı skalada bir hekimin 10-12 bin liralara çalışması gülünç ve daha da ötesi korkunçtur.

    adaletin tecellisi için yargı erklerinin kafa rahatlığı açısından gelir durumu ne derece önemliyse sağlığımız için doktor hekimlerin de geçinebilme kaygısı gütmeden, son derece insani şartlarda yaşayabilmesi adına bu paraları istemeleri ne tartışmaya açık ne de fazla bir istektir.

    edit: yoğun mesajlar üzerine ufak bir düzeltme ihtiyacı hasıl oldu, 4-5 yıllık olanların maaşı 24-25 bandında değişiyormuş.

  • adam burada sayfalarca yazılanları beş kelime ile özetlemiş,
    bizim türkler mıç mıç kadını erkeği kene gibiler.

  • ağlayabilirim bu habere.
    siz görmediniz; diyaliz merkezlerindeki, nefroloji poliklinikleri önündeki sarı siyah renkli, hali kalmamış insanları. içinizden hiç çığlık atarak ağlamak gelmedi onca insanın haline. organ nakli konusunda kimsenin bi dakika bile düşünmüyor oluşuna hiç dehşete düşmediniz.
    bu haber beni gerçekten mutluluktan ağlatır..

  • sözlükte uzun süredir böyle önemli konularda başlık açıldığını görmemiştim. nihayet hakkında yazmaya değecek bir konu var.

    dünkü büyük tartışmamız çok lüks bir hayat yaşayan mankenin gelir kaynağı konusunda kadının kapitalizmdekini yerini ve bunun insan ilişkilerinin ne hale geldiğini lümpen lümpen konuşmuştuk . konunun fular gerektiren seviyeye yükselmesi iyi olmuş.

    evet:
    ilk kez ortaokul zamanlarımızda, orta asya türkleri ve çin arasındaki rekabette duyduğumuz ''böl ve yönet'' politikası aslında dünya'da en güçlü ve etkili şekilde kapitalist sistem tarafından kullanılmaktadır. işçi sınıfının küresel düzeyde örgütlenmesini engellemek ve maksimum düzeyde kullanabilmek için toplumlar içerisinde her zaman ırk ve cinsiyet temelinde farklılaştırmalar ön plana çıkarılmış ve ayrımcılıklar körüklenmiştir.

    mesela sanayi devriminden önce kadının üretimdeki yeri evlerinin içindeki el tezgahlarının başıydı...

    sanayileşme ile birlikte ev ve iş arasında hızlı bir iş bölümü oluştu. erkek para kazanan unsur iken kadın da doğurganlığı sebebiyle çocuk ve ev işlerinin mecburi elemanı oldu. kadınlar sadece ekstra iş gücüne ihtiyaç duyulan savaş gibi durumlarda kullanılabilecek yedek ve ucuz iş gücü kaynağıydı. aksi durumlarda ise mesela ekonomik durgunluk ve işsizlikler başlar başlamaz da tasviye edilip, işten çıkartılıp evlerine geri gönderilirlerdi. en büyük örneği ülkemizde ! neoliberal yeni sağ devlet politikasını uygulayan akp ekonomik krizlere teğet geçtiğimiz dönemlerde bunu yapmaya çalışmış, kadının yerinin evi olduğunu söylemiştir. yıllar sonra hatırlanmayacak ama ben not düşeyim. lehman brothers'ın batmasıyla başlayan 2008 ekonomik krizinde ülkemizde yükselen işsizlik oranı yüzünden çalışma bakanımız 'kadınlar da iş aradığı için işsizlik yüksek görünüyor. kadının yeri evidir' demişti. sonrasında ise: *

    bakınız çok enteresan
    kadınların ucuz iş gücü olarak görülmeleri sebebiyle durum öyle bir boyuta gelmişti ki 19. yy'nin başlarında maden işçilerinin çoğunluğunu kadınlar oluşturmaktaydı. hatta çok da ilginç olarak bu süreçte kadınların da erkeklerle aynı emek ve iş gücü kapasitesine sahip olduğu anlaşılmıştı. ve maden gibi bir ortamda!
    ancak madendeki ağır şartlar nedeniyle kadın işçilerin güzelliklerinden ve kadınlıklarından eser kalmaması ve hamilelik sorunlarından dolayı 19. yy'nin ortalarında kadınların madenlerde çalışması yasaklandı. çünkü kadınların emek piyasasında yoğun olarak çalışmasının sonucunda uzun vadede nüfus azalacak dolayısıyla da gelecek nesillerdeki işçi sayısı azalacaktı. sonucunda işçi maaşlarının yükselmek zorunda kalacağı, işverenin daha az kâr barizdi. kapitalist iktisatçılar yüksek ücret uyarılarında bulunmuştu. bundan endişe eden kapitalist güçler çalışan kadın sayısının yüksekliği yerine evinde oturup çocuk yapan kadını tercih etmişlerdir. böylece yüksek hızlı artan nüfus ve bol işçi sonucunda düşük maaşa çalışabilecek daha çok işçi bulunabilecek ve iş verenler/kapitalistler daha çok kâr edebilecekti. şimdi anladınız mı neden en az 3 çocuk?`şimdi anladınız mı neden 2 milyon suriyeli müşteciye kucak açıyoruz?` ( hükümet, ülkemizi ucuz iş gücünün maksimum seviye olduğu ve küreselleşme adı altında işçilerin sömürüye açık halde olduğu bir piyasaya dönüştürmek istiyor )
    çalışan az orandaki kadının ise iş dünyasında kadınsılığıyla/güzelliğiyle metalaşabilen, bu şekilde marjinal katkıda bulunabilecekler arasından seçilmesi tercih edilmiştir (presantabl diyorlar artık buna)

    sonuç olarak kadınların madenlerde çalışmasının yasaklanmasının sebebi, kadınlara pozitif ayrımcılık değil, bir kıyak değil; erkeklerin ailevi, kapitalistlerin de kâr endişelerinden kaynaklanmaktadır. bu da kapitalizmin kadına kötü bakış açısını gözler önüne serer.

    peki kadına yönelik bu muamele nasıl düzelecektir?

    aslında erkeğin kadın üzerindeki egemenliği, erkeğin ilkelliğidir. kadına hükmeden, onu ezen ve aşağılayan erkek, bozulmuş ve ilkel bir insan demektir. kadına hükmetmenin keyfi ve rahatlığı içindeyken biz erkekler farkında olmasak bile erkeğin asıl durumu da budur. o yüzden bence öncelikle kadın ve erkeğin birlikte bir aydınlanma yaşaması gerekmektedir.

    her neyse...
    kafanızı şişirdiysem özür dilerim, hızımı alamadım entry yazayım derken manifesto çıkardım. hadi şimdi evde mor olan ne varsa giyin...

  • tel sesi.....

    -alo buyrun?

    -emel hanim?

    -evet efem buyrun.

    -emel karakas di mi??

    -evet efem.

    -hanfendi, burasi ... laboratuvari. esinizin test sonucu geldi ancak ayni isimde bir beyin daha sonucu var elimde ve acik konusmak gerekirse hangisi daha kotu bilemiyorum!!!

    -ne demek istiyorsunuz?

    -valla biri alzaymer digeri eyds!

    -bi daha yaptirsak testi?

    -hanfendi biliyorsunuz bunlar pahalli testler,sigorta odemez ikinci testi!

    -n'apcaz o zaman?

    -bakin biz burada dusunduk soyle bi fikir geldi aklimiza:

    kocanizi bindirin arabaya, sehrin ortasinda biyerde birakin...

    evi bulursa sakin bi daha onla yatmayin!!

  • en azindan yakin gelecekte gercek olmayacagini dusundugum onerme.

    halen bilgisayar ile goru* alaninda doktora yapiyorum, elektrik-elektronik muhendisiyim. tum bu alan, 2012 yilindan bu yana, kamuoyu nezdinde yapay zeka adi altinda parlatilan derin ogrenme* adi verilen teknik tarafindan domine edilmis durumda, ben de yalnizca derin ogrenme calisiyorum. cikan neredeyse her yeni algoritma derin ogrenme tabanli ve derin ogrenme tabanli olmayan algoritmalardan cok daha iyi performans gosteriyor. once isterseniz "yapay zeka" olarak nitelendirilen metodun ne oldugundan kisaca bahsedeyim devaminda neden bunun tip doktorlugunun alternatifi olamayacagini dusundugumu aciklayacagim.

    derin ogrenme, lineer ve lineer-olmayan donusumlerin birbirini izledigi kompleks bir matematiksel fonksiyon. bu fonksiyona ait parametreler* var. bu parametreler, daha onceden insan eli ile isaretlenmis veriler kullanilarak "ogreniliyor". ornek uzerinden anlatayim: elimizde yuz adet hayvan olsun. bu hayvanlar ya kedi, ya da kopek olsun. her bir hayvanin boyunu, kilosunu ve yasini olcelim, olcerken de hangisinin kediye, hangisinin kopege ait oldugunu bir kenara not edelim. daha sonra, bir kompleks matematiksel fonksiyon uyduralim (tabii ki matematiksel olarak anlamli dizayn oruntuleri var). bu fonksiyona ait ayarlanabilir parametreler olsun. ıste "ogrenme" fazinda, biz bu fonksiyona bu boy-kilo-yas verisini gosterecegiz ve bu fonksiyon bize rastgele bir cikti verecek. daha sonra da, parametreleri ayarlayarak, istedigimiz ciktiyi vermesini saglayacagiz. diyelim ki, kopek icin 1, kedi icin 0 sayilarini cikti vermesini istiyoruz. gosterdigimiz ornekler ile, olmasi gereken ciktiyi bildigimiz icin matematiksel optimizasyon metotlarini kullanarak uygun parametreleri belirliyoruz. daha sonra, kediye mi kopege mi ait oldugunu bilmedigimiz bir boy-kilo-yas verisi geldiginde, elimizdeki fonksiyonu, ogrenilmis parametreler ile calistiyoruz ve algoritma bize bir cikti veriyor. bu cikti, 0.5'in altinda ise, bilinmeyen ornegin bir kediye, ustunde ise kopege ait olduguna isaret ediyor. ıste, yapay zeka olarak adlandirilan derin ogrenme bu sekilde calisiyor.

    simdi gelelim neden derin ogrenmenin tip doktorlugunu neden yok edemeyecegine. bunun sebeplerini su sekilde siralayabilirim:

    1) derin ogrenmenin verdigi kararlar aciklanamaz. bu kisim oldukca onemli. derin ogrenme, bazi tip ile ilgili gorevlerde gercekten iyi bir performans sergiliyor. kimi zaman, deneyimsiz doktorlardan daha basarili patolojik tani koyabilmekte. ancak, mevcut hali ile, verdigi bir karari neden verdigi bilgisine ulasilamiyor. bir insana soruldugunda, burada bir ben* var ve ben bu benin seklinin yuvarlak olmamasindan ve icinde ton degisimleri olmasindan dolayi bunu supheli goruyorum aciklamasini alabilirsiniz. bir derin ogrenme algoritmasi ise size sadece suphelilik olasiligi gibi bir sayi verecektir. ıste bu yuzden halen, dunyanin ileri gelen saglik kuruluslari, derin ogrenme algoritmalarinin direkt olarak tibbi cihazlarda kullanimasina karsi cikiyor. tip temkinli yaklasilmasi gereken bir alan. yapilmasi muhtemel hatalarin bile neden yapildigina dair aciklama getirmenin onemli oldugu bir alan. daha aciklanabilir sonuclar alinana degin, derin ogrenme muhtemelen size tani koymayacak.

    2) suclanabilirlik. diyelim ki hastaneye gittiniz ve radyolojik muayene neticesinde riskli bir kitle tespit edildi. derhal biyopsi alindi ve patoloji laboratuvarina gonderildi. makroskopik incelemeden sonra patolog bu biyopsiyi mikroskopta incelenecek sekilde hazirladi ve boyadi. devaminda dunyanin en iyisi olan bir derin ogrenme algoritmasi mikroskopik fotograflari inceledi ve bu kitlenin iyi huylu olduguna karar verdi. diyelim ki, yanildi ve siz oldunuz. bu durumda kimi suclayacagiz? biyopsiyi hazirlayan doktoru mu, algoritmayi hazirlayan muhendisi mi, yoksa ogrenme icin kullanilan veri setini olusturan kisileri mi? cevap bunlarin hicbirisi, cunku bu sorunun bir cevabi yok. benzer bir durum surucusuz araba icin de gecerli. bu arac hatali bir karar verip, aslinda onlenebilecek bir kazayi yaptiginda, aracin icindeki yolcuyu suclayamazsiniz. bu hukuki cikmaz onemlidir ve derin ogrenme tabanli algoritmalarin gundelik hayatimiza girisini onemli olcude yavaslatmaktadir.

    3) derin ogrenme insanin isaretledigi veriden ogrenir. ınsanin isaretledigi veri hangi bilgiyi isaret ediyorsa, derin ogrenme onu ogrenir, dogru veya yanlis olmasi fark etmez. ornegin bir radyologun kolayca yakalayabilecegi bir kist, ogrenme datasinda yanlis isaretlenmis ise, derin ogrenme bu yanlisi ogrenebilir. ogrenmeyebilir de. aciklayamiyoruz (bkz: madde 1). ayrica, insanin isaretledigi veriden ogrenen bir algoritmanin, insandan daha basarili sonuc vermesi beklenmez. verse bile bunu tespit edemeyiz, cunku test icin kullanacagimiz veriler de bir insan tarafindan isaretlenmis olacak.

    4) derin ogrenme tibba dair bir takim rutin isleri devralabilir, ama bu tip doktorlugunu bitirecegi manasina gelmez. belki istihdam edilmesi gereken doktor sayisi bir miktar azalabilir, ancak her tip ana bilim dalinda arastirma yapacak, ya da hic olmazsa derin ogrenme icin kullanilacak verileri isaretleyecek insanlara ihtiyac olacak.

    5) genelleme yetenegi. halen en iyi algoritmalarin dahi genelleme yetenegi sinirli. ornegin, diyelim ki, bir hastanede calisan radyoloji uzmani bir doktor, kendi hastanesindeki y marka mr cihazinin goruntuleri ile calisiyor. ancak bu doktor baska bir hastanedeki z marka mr cihazinin sonuclarini da, bu markaya ait sonuclara daha once bakmamis olsa dahi anlayabilir ve performansinda ciddi dusus olmadan dogru taniyi koyabilir. aynisini bir derin ogrenme algoritmasi icin soylemek oldukca zor. dunyadaki tum mr cihazlarinin goruntulerini ogretseniz dahi, halen en guclu algoritmalar bile, veri seti spesifik ogretilmis versiyonlarindan kotu calisiyor.

    tum bu etkenler degerlendirilince, yakin gelecekte derin ogrenmenin doktorlugu yok edecegini dusunmuyorum, ki verdigim ornekler ozellikle yok olacagi dusunulen tip alt dallarina ait. eger illa bir doktor grubu issiz kalacaksa bu, teknolojiye ayak uyduramayan, onunla calismayi kaldiramayan grup olacak. cunku derin ogrenmenin avantajlarini kullanmayi bilen bir hekime kiyasla cok daha dusuk verimlilik saglayabilecekler.

  • atar yapan magandalık yapana haksız olana birden fazla kişi engel olmaya kalkınca haksızı tutmak gibi bir huyu var bizim milletin. adam barzo adam hödük. adamın ensesinin kalın olması avrupa görmüş olması bir şey ifade etmiyor. eşeklik bakii. hem gücü yettiği ile üstelik uçakta kavga etmeye kalkıyo. başkaları kulaklarından tutup s..ip attılar diye haksız mı olacaklar. aferin onlara.

  • yozgatlı, lise mezunu bir youtuber. memleketinde buna sunny side up denmesi onun suçu mu yani? cringe kere cringe ama neyse. yeterince gömerler burada zaten.*

  • basit bir önlem ile onlenebilecekken son 20 yılda binden fazla kişinin kamyonların altında öldüğünü biliyor muydunuz? hem de
    ezilip sıkışarak. kafa kemiklerinin hepsi kırılmış. başı gövdesinden ayrılmış,
    yüzü tanınmaz hale gelmiş,
    göğüs kafesi komple ezilmiş,
    karnınından başlayıp boynuna kadar uzanan derin bir yarık oluşmuş olarak.

    google

    “otomobil tırın altına girdi”
    arama araçları son 1 yıl
    haberler
    şeklinde arama yaparsanız 100 lerce haber çıkar. neredeyse her gün gazetelerde okuruz. belki de bu yüzden alışkanlık olup bu haberleri görmüyoruz.

    ahmet saber abdullah yönetimindeki 54 ma 245 plakalı otomobil tır’a çarparak, aracın dorsesi altına girdi.

    samsun'da korkunç kaza! araç hurdaya döndü. tekkeköy ilçesinde meydana gelen trafik kazasında 1 kişi öldü, 2 kişi yaralandı.

    tem otoyolu derince mevkinde meydana gelen trafik kazasında tıra arkadan çarpan otomobilde bulunan 2 kişi ağır yaralandı. yaralılardan biri tüm çabalara rağmen kurtarılamadı

    sarıoğlan ilçesine bağlı sultanhanı mevkiinde h.a. yönetimindeki 38 dl 637 plakalı hyundai marka otomobil, 33 fa 948 plakalı i.ö.'nün sürücüsü olduğu tıra arkadan çarptı. 3 kişi öldü

    kocaeli'nin kartepe ilçesinde sürücüsünün trafik ışıklarında bekleyen araçları geç fark ettiği otomobil, dorseli tıra arkadan çarptı. tırın altında sıkışan sürücü, hayatını kaybetti.

    bu haberler çok tanıdık değil mi?

    peki bunlar kader mi?

    bu kazalarda bu insanlar neden ölüyor?
    hava yastığı emniyet kemeri başta olmak üzere bütün koruma tedbirleri neden işe yaramıyor?
    sebep basit;
    çünkü bu kazalar araç içi koruma tedbirlerinin hiçbirinin işe yaramayacağı biçimde oluyor.
    tıra ya da kamyona bir araç arkadan çarparsa araç tır dorsesi ile asfalt arasına sıkışıyor. ön koltukta kaç kişi varsa ölüyor. aracın hızına göre arka koltukta oturanlarda ölüyor.

    araç markası volvo olmuş, egea olmuş önemli değil.
    bir kamyona arkadan carparsanız feci şekilde ölürsünüz

    ezilip sıkışarak.
    muhtemelen başınız gövdenizden ayrılır.
    kafanız araç bagajının içinden bulunur.
    ezilmiş olarak.
    kafa kemiklerinizin hepsi kırılmıştır
    yüzünüz tanınmaz hale gelmiştir.
    göğüs kafesiniz komple ezilir.
    karnınızdan başlayıp boynunuza kadar uzanan derin bir yarık vardır.

    aynen böyle
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    bu ölüm türkiye yollarında kaçınılmaz bir sondur. muhtemelen değil kesinlikle ölürsünüz
    arkadan çarptığınız için de kamyon sürücüsü anlamlı bir ceza almaz.

    fakat bu bir fizik kanunu değil. bu ölümler mecburi değil

    ülkemizdeki bir denetim eksikliği

    aslında çözüm çok basit

    kamyon dorsesine tampon takılmasının kağıt üzerinde değil gerçekten zorunlu olması ve bunun kontrol edilmesi.
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel
    görsel

    bu resimde olduğu gibi hidrolik olarak indirilip kaldırılabilen ya da sabit olan tamponlar
    olursa yine kaza olur, yine ölüm olabilir. ama en azından araçlar tır ile asvalt arasına sıkışmaz. hava yastığı, emniyet kemeri gibi koruma önlemleri işlerini yapabilme şansı olur.

    zor değil, çok pahalı da değil.
    ama yok.
    yolda araç kullanırken bakın. kamyonlara ve tırlara bakın.
    bir çoğunda yok.
    onları görünce beş başlı köpek balığı görmüş kadar korkun. onlar köpek balıklarından çok daha tehlikeli.
    algıda seçicilik ile bakarsanız ne kadar çok olduklarını göreceksiniz.
    sarı sitede şuan satılan kamyon ilanlarından bir kaçı
    https://www.sahibinden.com/…hatasiz-895529487/detay

    https://www.sahibinden.com/…pro-522-852663697/detay

    https://www.sahibinden.com/…-kamyon-883284694/detay

    https://www.arabam.com/…-126-bin-km-adetli/17095463

    tırlar yurt dışına da yük taşıdıkları için onlarda olmama oranı biraz daha düşük ama kamyonların büyük çoğunluğunda yok. hele sarı müteahhit kamyonlarında olanı bulamazsınız.
    çünkü bu kamyonlar araziye çıkıyor, baraj inşaatına katılıyor, yol yapımında kullanılıyor. bu tamponlar böyle durumlarda yere sürtüyor.
    hidrolik olanları ise kısmen daha masraflı. denetleyen de olmayınca kamyonlar sadece araç muayenesi sırasında takıp çıkışta direkt söküyor.

    bu kamyon tır terörüne bir son vermek lazım.
    istanbulda yaşayanlar için önerim yolda trafik kilitlendiği sırada sağınıza solunuza bakın. beş başlı köpek balığı görürseniz hemen plakasını da içerecek şekilde fotoğrafını çekin. kısa bir video olursa daha iyi. emniyetin trafik ihbar whatsapp hatları var.
    numaraları illere göre değişiyor.

    sma hastaları için benim de desteklediğim bir sürü kampanya yapıyoruz. iyi ve güzel. keşke daha fazla şey yapabilsek
    oysa bunun yanında her yıl yüzlerce insanımız basit bir önlemle hayatta kalabilir. çok zor ve ulaşılmaz bir şey değil isteğimiz
    sadece tampon."

    yolda beş başlı köpek balığı görürseniz çekin fotoğrafını gönderin.
    bu tür konular bir bilinç ve alışkanlık olayıdır.
    6 ay boyunca bu konuya dikkat edebilsek, 200 kişi yolda giderken kamyon fotoğrafları gönderse
    kamyoncular bir biri ile iyi haberleşir. cezalar peşi sıra gelirse hepsi tampon takar. bu iş bir rutine girerse sonradan da hep devam eder.

    bir iyilik yapın ve beş başlı köpek balığı görünce ihbar edin.
    göndereceğiniz bir fotoğraf ile kim bilir kaç kişinin hayatını kurtaracaksınız.
    aman be ! demeyin!
    bagajda ezilmiş kafası bulunan kişi bir yakınız da olabilir.

    siz hiç bedenden ayrı duran bir kafa görmemişsinizdir. ben doktorum gördüm.
    umarım siz hiç kimlik tespiti için böyle bir şeyi görmek zorunda kalmazsınız.

    üstelik şundan emin olun! kimlik tespiti için girdiğiniz morg dan kimliği tespit edemeden çıkacaksınız.

    whatsapp şikayet hattı ile ilgili sorunlar olabiliyormuş

    egm mobil (emniyet genel müdürlüğü mobil) diye bir uygulama var. oradan şikayet daha kolay ve etkili.

    https://play.google.com/…etails?id=tr.gov.egm.mobil

    görsel

    görsel
    görsel