hesabın var mı? giriş yap

  • 26 nisanda tutanak tutulmuş. 27 nisan'da görevlendirme adı altında sürgüne gönderilmiştir. bir de adliyeler yavaş çalışıyor diyorlar.

  • yapımı diğer yörelerde üretilen beyaz peynirden hiç bir farkı olmayan ancak tüm farkını içerdiği ham madde nedeni ile sağlayan beyaz peynir çeşidi.

    ezine ( bölgeyi balıkkesir'den başlatıp tüm trakya'yı içerecek bir coğrafyaya taşıyabilirsiniz ) yöresinde üretilen beyaz peynirlerde mevsiminde koyun, keçi ve inek sütleri karma olarak kullanılır. koyun sütü balıkkesir'de 15 ocak gibi başlar en geç 30 mayıs'ta sonlanır. yukarıda adı geçen coğrafyada bu dönem bölgenin ısı yapısına göre maksimum 15 ila 30 gün farklılık gösterir . aynı dönem keçi sütününde üretim dönemidir. inek sütüne ise tüm yıl boyunca ulaşabilirsiniz.
    bu güzel peynirde ( tamamen doğa şartları etken olmak üzere ) ortalama %40 koyun, %10 - 15 keçi sütü bulunur.

    bu bölge çiftçisi sütünü verdiği işletmecilerden ( mandıra) diğer yöre çiftçilerine göre çok daha yüksek bedel alırlar. bu hem yöredeki bol otlak potansiyeli nedeni ile sütün kaliteli olmasından hem de çiftçilerin bilinç seviyelerinin yüksekliği nedeni ile hayvanlarına iyi ve temiz bakmalarından ve ulaşım kolaylığı nedeni ile ph derecesi düşmemiş sütleri mandıraya zamanında ulaştırmalarından kaynaklanmaktadır. yüksek bedel alan çiftçi, para kazandığı hayvanlarının ırkını iyileştirmek için yatırımı ihmal etmez.

    koyun sütü ortalama % 18 - 20 arasında kuru madde içerir. bunun minimum % 6 lık bölümü süt yağıdır. ( süt verimi döneminde düşük olan değerler dönem sonuna doğru ciddi anlamda yükselir. ) inek sütü ise zayıf bir süttür. içerdiği kuru madde oranı koyun sütüne göre %50 azdır. maksimum yağ miktarı %4 olup genelde %3 yağlıdır.

    diğer bölgelerin koyun sütlerinde ( özellikle doğu ve güney doğu anadolu ) bulunan tortu, çamur, pislik ( bildiğiniz koyun boku ) süt mandıraya ulaştırılıncaya kadar çok uzun süre sütün içinde kaldığı için aromaları süte ( özellikle sütün yağına ) siner. halbuki trakya çiftçisi sütünü sağdıktan sonra süzer. yaygın karayolu ve düz coğrafya koşullarında aracı ile ( diğer bölgeler için lükstür ) madıraya çabucak teslim eder. mandırada süt separatör makinelerinden geçen süt tüm kirlerinden arındığında koku derdi ortadan kalkmış olur.

    az buçuk bilen olarak söyleyeyim o zaman...

    - beyaz peynirde standart vardır. ( pastörize sütten imal edildiği için ) ama mevcut işletmelerde pastörizasyon sonrası çok kirlilik bulaşması olduğu için bir teneke peynir diğerinden farklı çıkabilir. ( son dönemde tüm işletmelerde modernizasyonun artması ile birlikte standart sorunu çözümlenmekte)
    - beyaz peynir seçerken yapabiliyorsanız aynı üreticinin peynirini alın
    - süt verim döneminin şahikası olan nisan ayında üretilen peynir diğer ay peynirlerinden daha iyidir. ( ilk dönem sütler zayıftır. son dönem hava ısısı yükseldiği için süt daha çabuk kesilir. üretim verimi ve kalitesi düşer.)
    - doğru işlenmiş koyun sütü kokmaz, kıçınızdan uydurmayın.

  • zaytung'un formulle ile ilgili son derece carpici yorumu,

    coca cola'nın formülünün ortaya çıkmasından sonra le cola'dan beklenen açıklama geldi: "maalesef bir tanesini bile tutturamamışız...

  • buna şu an hayıflanan da çılgın bediş izleyip, yonca evimik dinleyen nesildi. büyüdü adam oldu işte pek ala. her şeye ağlaşmayın amk.

  • soruşturmaya esas haberin verilme nedeni şöyledir;

    "patlaması halinde bir şehri yok edecek kadar çok silah,

    bu ülkenin hava limanına gizlice indiriliyorsa,

    o silahlar tır’lara yüklenip bu ülkenin şehirlerinden, topraklarından, sınırlarından geçiriliyorsa,

    o silahlar, o ülkenin bütün denetim kurumlarından, idari yetkililerinden, halkından habersizce, komşudaki bir savaşın taraflarından birine destek olmak için gönderiliyorsa,

    gönderilen taraf, bu ülkenin sınırları içinde silahlı eylem yapmış, bu ülkeyi sık sık tehdit etmiş, vahşi bir terör örgütüyse,
    gönderen hükümet, bu silahların mevcudiyetini ısrarla reddediyor, bu silahları durduran askeri yetkilileri görevden aldırıyor, bu silahlar hakkında soruşturma açan savcıları tutuklatıyor, yargılatıyorsa,

    bu ülkenin halkı, bu silahlar dolayısıyla karşı karşıya olduğu riskleri bilmiyor, bu sevkiyatın hayati, siyasi, hukuki, diplomatik sonuçlarından haberdar olamıyorsa,

    yapılan örtülü operasyon başlı başına bir suçsa ve hiçbir yasa, bir suç eylemini meşrulaştırmaya kifayet etmiyorsa,

    bir gazetenin, bir gazetecinin görevi okurunu bilgilendirmek, halkı bu tehlikeden, bu tehditlerden haberdar etmek, bu maceraya kalkışan yetkilileri ikaz etmektir."

    can dündar

  • metroda bir anne ve 6-7 yaşlarındaki oğlu arasında geçen diyalog:
    o: anne 4. elemente mi geldik?
    a: hayır oğlum 4. levent o.

  • ders: hayat bilgisi
    konu: türk kadınlarının yabancı erkeklere karşı daha hoşgörülü olmaları.

    şimdi pek sevgili okur, gerek kendi çevremden, gerekse başkalarının çevrelerinden gördüğüm, izlediğim, duyduğum kadarıyla türk kadınının, yabancı erkeklere karşı daha hoşgörülü olduklarını bir süre önce saptamış idim; bir de yazayım da belki doçentlik falan alırım diye kasıyorum. ha bu arada, belki diğer milletlerin kadınları da böyledir ve hatta belki de bu yüzden rus kadınlar türk erkeklerine hastalar sanıyoruzdur. orasını bilemem; şimdi kalkıp da tanıştığım 3-5 ecnebi üzerinden genelleme ya da tespit yaparsam, mazallah ab'ye falan almazlar bizi.

    neyse biz konumuza dönelim. evet sen, türk kadını, bugüne kadar fark etmediysen, bu entariyi giydikten sonra fark edeceksin ki, ecnebi bir oğlanın hal ve tavırlarına, bir türk gencininkinden hep daha hoşgörülü yaklaştın. tabi ki hepinizi genellemiyorum hemen bık bık etmeyin. ayrıca sebepleri kişiden kişiye de elbet değişecektir ancak böylesi bir "eğilim" olduğunu hemen inkar etmeyesin diye ben sana, bir kendi yaşadığım, bir de sözlükte de genel eğilim olarak gördüğüm iki örnek vereyim.

    örnek 1: bizim arkadaşlar, bir öğrenci gezisi esnasında bir grup italyan çocuk ile tanışırlar (bak italyanı vurguladım az sonra olaylar gelişecek). bunlar yolda kakara kikiri ahbap olup giderlerken, otobüs ani bir fren yapar ve arkadaşımın bana anlattığı haliyle bundan sonra kurulan diyaloğu size aktarırım:

    arkadaş: abi az daha otobüse yüzü koyun kapaklanıyordum.
    nickimi unuttum: hmm.. (tüh ya kurtarmış)
    a: ama asıl komik olanı, tehlikeyi atlattıktan sonra italyan çocuklardan birisi döndü bana "niye bu kadar korktun ki düşsen de bişey olmazdı sana" dedi. ben de "o niye?" dedim. o da "çünkü doğal hava yastıkların var senin" dedi zuahahahhaa (evet arkadaş kız)
    nu: hmm sen de bunu komik buldun?
    a: evet neden ki?
    nu: bi kere espri çok kalitesiz. ikincisi daha yeni tanışmışsınız, densiz bir espri olmuş. üçüncüsü bu espriyi o değil de bir türk yapsaydı "oha hayvan, abazan işte" derdin; komik bulup gülüp bir de gelip bana anlatacağına!
    a: eehmm.. kem küm..
    nu: hadi naş naş gözüm görmesin...

    ya sevgili okur bak gördün mü? işin daha da kötüsü bunlar sonra o espri anlayışına sahip italyan arkadaşlarla kanka oldular ve 2-3 yıldır da görüşüyorlar.

    örnek 2: açın sözlükte ispanyol erkekleri, italyan erkekleri, yiğidin harman olduğu yerin erkekleri gibi başlıkları okuyun. kadınlarımızın türk erkekleri için "çok kötü vasıflar" olarak nitelendirdikleri "çapkınlık, hovardalık, yavşaklık..vs" gibi bütün sıfatların bir anda nasıl da meziyet oluverdiklerine hayret edin. "bunlar hem çok şekeeeer, hem çok tatlıııı, hem çok sıcak kanlıııııı (türk olunca bunun adı yavşak oluyor) hem de çapkındırlar ekiekiekie" şeklinde girilmiş bir çok entryi görün ve beni daha fazla yormayın.