hesabın var mı? giriş yap

  • şu hayatta garibanlık kadar içimi burkan bir şey yok. garibanlık dediğim de asla köylülük, cahillik, fakirlik vs falan değil. garibanlık dediğim bir insanın zorla üstüne yüklenen görevlerin altında ezilmesi, ezilirken yine de elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışması, kimseye mahçup olmadan yaşayabilmek için it gibi çalışması ve asıl itlere hizmet etmek zorunda kalması.. yine de duruşunu bozmadan, sesini çıkarmadan, üç kuruş hayat için.

  • 1500 avro maaş alan fransızlar benzin fiyatlarının 1.5 avro olmasını protesto ediyor. 1600 tl maaş alıp benzine 6.2 tl veren yurdum çomarları da avrupa karışıyor diye seviniyorlar. önce oturup kendi halinize ağlayın.

    adamlar belli ki fransız devriminin ruhunu kaybetmemişler. hakkını arıyorlar. macron'u seçtik, 5 yıl istediği şekilde bizi yönetebilir demiyorlar. arada rot- balans ayarı yapıyorlar ki yolundan şaşmasın.

  • aleyna tilki'nin başarısız olmuş ilk yurt dışına açılma denemesi.

    warner music group distribütörlüğünde yayınlanan şarkı, youtube'da sadece 10 milyon izlendi (onun da çoğu aleyna ne yapmış diyen meraklı türkler tarafından). spotify'da ise 3 milyon stream bile alamadı. aleyna ülke dışında istediği başarıyı yakalayamadığı gibi bu sefer ülke içinde de ses getiremedi. zaten abd ya da ingiltere listeleri gibi bir şey düşünmemiştik ancak kıta avrupası'nda ya da diğer müzik piyasalarında da hiç varlık gösteremedi.

    şarkının başarısız olmasının birçok nedeni var. çoğu kişi "türk işte, nasıl başarılı olsun?" diye düşünüyor ama bunu diyebilmemiz için aleyna tilki ve ekibinin teknik olarak her şeyi doğru yapmasına rağmen başarısız olması gerekirdi. oysa aleyna'nın yaptığı çok ciddi hatalar var.

    ilki ve en önemlisi şarkı seçimi. retrograde dua lipa, sarah hudson, diplo, king henry ve jr. blender tarafından yazılmış bir edm şarkısı. yabancı müzik listelerini şöyle bir karıştırırsanız urban/rap/r&b türleri etkisinde olduğunu, edm gibi dancepop şarkılarının biraz geri planda kaldığını görürsünüz. tür olarak çok da doğru bir şarkıyla gelmediler. aleyna ülke içinde bu edm sound'unu satmayı başardı ama edirne'den yukarısı için bu müzik türü bir süredir gündemden düştü.

    ikincisi, piyasaya açılmak için seçtiği ismin dua lipa olması, daha doğru bir ifadeyle onun yolundan gitmeye çalışması. dua lipa kendini ispatlamış köklü bir şarkıcı değil ki. hâlâ kendini kanıtlama yolunda adımlar atan popüler bir isim o kadar. ilk stüdyo albümünden bir şarkı hit olmuştu. ikinci albümü ise ilkine kıyasla daha fazla ses getirse de abd'de üçüncü sırada kalmış ve yıl sonu listelerinde ilk 50'ye girememiş bir albüm. üstelik bizim buralarda her ne kadar arnavut olmasıyla gündeme gelse de özünde ingiltere'de doğmuş ve baştan aşağı ingiliz biri. müzik endüstrilerini takip edenler bilir, ingiliz şarkıcılar kendi endüstrilerinden çok ciddi destek görürler. abd'deki gibi %100 serbest piyasa yoktur. açıkça kayrılırlar. bu da onlara abd'de olmasa bile avrupa çapında hatırı sayılır bir başarı getirir. yani dua lipa'nın sadece new rules'la popüler olduğunu, onun gibi bir edm şarkısıyla bu popülariteyi yakaladığını düşünüp aynısını yapmaya çalışmak çok da iyi bir fikir değil.

    ikinci nokta yine dua lipa. piyasaya hızlı giriş yapmak isteyenler hitmaker'lar dediğimiz prodüktörlerle çalışır ve radyo dostu pop şarkılarla piyasaya girerler. şarkı yazarlığı konusunda hiçbir tanınırlığı olmayan ve kendi şarkılarını yazmasıyla bilinmeyen birinden şarkı almak niye? madem kesenin ağzını açacaksınız, piyasanın önde gelen prodüktörleri dururken neden genç ve şarkı yazarlığıyla bilinmeyen bir isim? bunun doğal sonucu olarak şarkı ciddi anlamda çok kötü. çok ucuz bir şarkı.

    dahası, dua lipa bu şarkıyı kendi albümüne koymak yerine sağa sola veriyorsa "album reject" dediğimiz bir parçadır. yani reddedilmiş, artık bir şarkıdır. yurt dışına açılmak isteyen biri diğerlerinin artığıyla mı yola çıkmalı sizce?

    bir başka konu, aleyna tilki'nin kimlik karmaşası yaşaması. tarz olarak dua lipa olmak istemiş, stil olarak şarkıcı ava max'a benzemiş. masa başında oturup "kime benzetirsek yıldızı parlar" diye düşünüp bu iki ismi bulmuşlar ama hiçbirinin aklına kendisi olması gerektiği gelmemiş. şu tarzı twitter'da "çakma ava lipa" ya da "dua max" esprilerinden fazlasını getirmedi. sadece alay konusu olmasına yaradı.

    aleyna gerçekten orijinal bir tarzla ve kaliteli bir şarkıyla gelseydi, piyasanın günümüz popüler isimlerini takip etmek yerine kendi yolunu çizseydi ve başarısız olsaydı, o zaman derdik ki "batı müzik endüstrisine karşı türk kimliğiyle ancak bu kadar oluyor. başarısız olması normal" ama önce onun üzerine düşeni yapması lazım. kendisi ve ekibi baştan sona yanlış şekilde yurt dışına açılmayı denerse başarısız olmalarında da şaşıracak bir şey olmaz. yalnız şunu belirtmek gerekir. şarkının tek iyi yanı aleyna'nın aksanı. o işi çok iyi kotarmış.

    o değil de, günümüzdeki şartlar hadise'nin elinde olsaydı bugün bambaşka bir yerde olabilirdi. hani şu "türk olduğu için önü tıkalıydı" engeli var ya, işte tam anlamıyla hadise'yi anlatıyor. mükemmel bir şarkı ve mükemmel bir stil. üstelik aleyna'dan çok daha fazlası vardı, hadise kendi şarkılarının yazımına katkıda bulunuyordu. gelin görün ki piyasaya çıktığı dönem youtube daha yeni kurulmuştu. streaming platformları diye bir şey yoktu. politik doğruculuk kavramı bugünkü gibi değildi, şarkıcılara karşı daha anlayışlı yaklaşılmıyordu.

    eğer hadise bugünün şartlarında, bugünün youtube'u ve spotify'ında stir me up gibi bir şarkıyla gelseydi dünya çapında tanınan bir isim olması işten bile değildi. 15 yıllık stir me up'ın bugün bile gideri var. o kadar iyi bir şarkıydı.

  • bir fenerbahçeli olarak açılışına gittim, yerinde inceledim. gözlemlerimi sıralıyorum efendim ;

    - öncelikle stat cillop gibi. bok atan, kusur bulan komplekslidir.

    - ilk maç olmasından dolayı heralde, hiç bir güvenlik görevlisi ya da sorumlu giriş çıkışlar ve park yerleri hakkında bilgi sahibi değil.

    - stadın akustiği harika. 20 kişi bağırsa bile bütün stat inliyormuş gibi oluyor ancak kullanılan ses sistemi çok kötü.

    - playback yapan kenan doğulu çok itici.

    - başbakan'ı yuhalayan o galatasaraylı kardeşlerim ne güzel insanlardır, ne can insanlardır. maç içinde ilk defa taraftarla bir olabildim bu sayede.

    - yiyecek içecek çok büyük sıkıntı. içinde sadece kaşar olan sandviçe 10 lira ödedim ağlaya ağlaya. küçük sayılabilecek bir döner dürüm ise 16 lira. astronomik derece pahalı fiyatlar.

    - toki'nin başkanı sanırım, hayatımda gördüğüm en troll insan açık ara. yahu kitle başbakan diyince yuhalıyor. en az 11 kere başbakan dedi. onu geçtim, fenerbahçe'nin yapılan yeni salonundan bahsediyor. beni her ne kadar güldürdüyse de oradaki 30-40 bin kişi fena kıl oldu adama.

    - trafik sorunuyla karşılaşmadım. maçın bitiminden 5-6 dakika önce çıkıp, arabayla bostancıya tam 15-20 dakika civarında ulaştım.

    - böyle karlı havalarda falan korkunç üşür orada insanlar. bugün bile buz kestik.

    - cem yılmaz'ın reklamı kusturdu resmen. en son saydığımda 18. kez izliyordum.

    - galatasaray'ın şarkıları çok kötü. marşlardan bahsetmiyorum, stat hoparlöründen çalan şarkılar var ya. hah işte onlar. bir de türk telekom'un şarkısı var ki çok daha fena.

    benim yorumlamam bu kadar. hadi hayırlı işler.