hesabın var mı? giriş yap

  • bu vatanın tek karışından hain planlarınızı geçirmeyeceğiz?

    sanırım birileri burada kürtaj yapıyor. çünkü inadına çomarlık.

    karış karış damatlara, torunlara ve yandaşlara yedirdiğiniz vatanın mı?

  • normalde sosyal sorumluluk gerektirdiğini düşündüğüm konularda kendim destek veririm, ancak başkalarını buna yönlendirmem. ancak bu sefer durum benim için farklı, yeteneklerine ve direksiyon becerisine sonsuz güvenim olan bir arkadaşım için bir kampanya başlatıldı.

    berk, scirocco alabilmek için ehliyet kursuna başvurdu ve kursa katılmayı başardı. üstüne üstlük ehliyet sınavına girerek sürücü belgesi almayı da başardı. ancak hayalindeki scirocco'ya ulaşmak için yeterli parası yok. türkiye’de kredi için başvurduğu her bankadan red aldı. berk'e 1 dolar bile olsa bir katkıda bulunmanızı; fakat bu mümkün değilse bile paylaşımda bulunarak daha fazla kişiye ulaşabilmesi için yardımcı olmanızı isteyeceğim.

    konu berk'in ağzından aşağıda yazdığım gibi ve bizim yardımlarımızın önemini anlatıyor. biz yardımsever insanlar olarak ne kadar çabalamamız gerektiğini gözler önüne seren bir durumdayız: ''ne yazık ki türkiye'de araba sahibi olmak çok zor, destek bulmak gerçekten çok büyük bir problem. kime sorduysam bana scirocco alma çok yakar sadece haftasonları binebilirsin dedi. bunun bir önyargı olduğunu düşünüp uzanabildiğim her kuruma, bankaya, vakıfa ve şirkete gidip durumumu anlattım. bu süreçten öğrendiğim şey karşılıksız kredilerin olduğu ancak bana vermeyecekleri oldu. eğer aldığım scirocco ile ışıklarda gaz vermek ya da caddede yanlamak yerine profesyonel yarışlara katılacak olsaydım bana kredi vereceklerdi. oysa ben sadece kafe önüne park etmek için istiyorum.''

    arkadaşlar berk'in neredeyse her renk adidas eşofmanı ve aynalı güneş gözlüğü var. en sevdiği nargile elma nanedir. kendisinin hali hazırda kirli sakalı da mevcut. doğuştan esmer zaten. ve arabayı sizin sayenizde aldığında koltuğu sonuna kadar yatıracağına da söz veriyor.

    bunların hepsi berk'i değil beni bağlar. bu kampanyayı da asla silmeyeceğim. berk'e sormadan başlatıyorum bu kampanyayı çünkü kendisi çok üzülür. kimse sizden cebinizdeki iki lirayı zorla istemiyor. bütün gün sözlük başından twitter'dan birbirine sallayan tiplere de muhtaç değiliz.

    kampanya linki : buradan buyurun

    (bkz: buket'i amerika'ya yolluyoruz)

    (bkz: tuğçe yurtsever için burs yardımı)

    (bkz: oyku'nun macbook'unu yenilemesine yardim ediyoruz)

    (bkz: berk'in scirocco'su)

  • kurala uymayan gencin sınava alınmamasıdır. bu tip zamanlı işlerde 1 dk ile 20 dk veya 1 saat arasında fark yok. arkadaş buluşmasına gitmiyor sınava gidiyorsunuz, istersen bağdat'tan gel oraya zamanında varacak saatte ulaşmakla mükellefsin.

  • geçen gün bir arkadaşım yazdığı bir raporu verip okusana nasıl olmuş dedi. bi baktım birleşik de'ler da'lar havada uçuşuyo. yanlışlıkla olsa 1 olur, ne bileyim 2 olur. hepsi birleşik, bir de bazılarını te/ta yapmış utanmadan. ingiliz dili ve edebiyatı okuyor üstüne üstlük. dedim; sevgilinin seni neden terk ettiği belli. baktım yüzü düştü; şaka lan şaka dedim, gönlünü aldım.
    ama şaka değildi.

  • yıllar sonra beyaz yakalılığı bırakıp pastacılık ve ekmekcilik alanını bitirdiğim eğitim kurumu. su an stajım devam ediyor. tek bir pişmanlığım var, oda daha erken başlamamış olmak. bu sektörde gerçekten birşey yapmak istiyorsanız size mantığını ve tekniği öğreten bir kurum. ama mezun olduktan sonra “sefim ben salatalık soymam, soğan doğramam” zihniyetindeyseniz, liyakat mantigini oturtamadiysaniz çok uzağa gidemezsiniz sonra kurumu kötülersiniz en basından bilmekte fayda var.

    sorusu olan varsa yesillendirebilir tabiki, mümkün mertebe yardımcı olmaya çalışırım

  • kardeşim ve ben çocukluğumuzdan beri şener şen hayranıydık, kardeşimin arkadaşından aldığı vcd player ile bir gün 5 defa şalvar davasını izlediğimizi hatırlarım, çiçek abbas ve davaro, üst üste o vcd playerda izlediğimiz filmlerdendir.

    şener şen'in bizim evimizdeki yeri farklıydı, tam muhabbetin ortasında kardeşim can salonun ortasında şener şen'in davaroda karısının düğününde oynama sahnesini veya kibar feyzo'nun sonundaki takla atarak ölme sahnesini taklit ederdi, hiç olmadı mekan elverişsizse filmlerindeki diyalogları kurup kahkahalar atarak kendimizden geçerdik. evet kendimizden geçerdik, biz bu adamla oturup kalkıyorduk. uzunca bir süre gerçekten böyle geçti.

    bir gün kardeşim çok hastalandı, hastaneye yattı, hastaneden çıktı, sonra yine yatmak zorunda kaldı ki, artık çıkıp çıkamayacağından emin olamıyorduk, doktorlar çıkamayacağını biliyordu da, biz ailesi yakıştıramıyorduk, konduramıyorduk, yaşayanlar bilir.
    kardeşim artık yatağından kalkamıyordu, bu çocuğu var olan durum içinde nasıl mutlu ederiz diye düşünürken 'şener şen sevgisi' bize ışık oldu.

    şener şen'e ulaştık, o'na durumu izah ettik. 21 yaşında bir delikanlının ölümle buluşmasına az kala onu mutlu etmek için ziyaretine gelebilir misiniz? dedik.

    kabul etti. ricası 'basına haber vermeyin.' oldu.

    nedir ne değildir bilmiyorum, bunu anlatacak, tarif edecek bir cümle bulamıyorum, kardeşimin şener şen'in geleceğinden haberi olmamasına karşın (görüşme iptal olur da üzülür diye söylememiştik) o sabah, 'anne bana sakal traşı yap, top sakal istiyorum, üstümü de değiştir' demesi, sanki bu buluşma kalbine doğmuş gibi hazırlık yapması çok enteresan.

    şener şen geldi ve kardeşim mutluluktan ağladı, hemen o an defalarca fotoğraflandı, sohpet ettiler kardeşim en sevdiği filmlerden bahsetti.

    bu buluşmadan 2 yada 3 hafta sonra kardeşim hayatını kaybetti. tarih 15.04.2005 i gösteriyordu,doğum gününü kutladığımız 11 nisandan 4 gün sonra..

    şener şen ölüm döşeğindeki gencecik bir insanı mutluluktan ağlatmış insandir.

  • gereksiz bir paylaşım olduğu gerçeğini kabul etsem de oğlunun pipisindeki 1gr deri gittiği için davul zurnayla kutlama yapan bir toplum için bir sosyal medya paylaşımının çok da mesele olmasına gerek olmadığını düşünüyorum.

    edit: olmuş.

  • başlık: beyler elim ayağım titriyor şuan inanamazsnız

    1.amını sikim ekmek almaya gittim bakkal amcaya. son 3 ekmek vardı aldım onları tam çıkacakken bizim mahhalleden bi kız girdi çok tatlı bi kız öğrenci ünide. o da ekmek var mı diye sordu. bakkal amca beni gösterdi son 3 taneyi aldı diye.

    kız bana baktı sonra ve "yaa rica etsem birini verseniz dedi bizim evde hiç kalmadı" dedi. anında koşarak uzaklaştım eve zor attım kendimi.

    ekmeği kaptıracaktım az kalsın lan elim ayağım titriyor piçler

  • kocasının zenginliğinden ve sürekli para saçmasından yorulduğum kadın.
    o ne kıroluk yavaş be kardeşim.
    abi 20şer küsür milyona iki tane yalı almak nedir, çırağan sarayı'nda doğum günü nedir lan? evinde yaparsın mumlarını üflersin, 3-5 sevdiğin sana saçma hediyeler verir ve dağılırsınız. saray ne kafayı mı yediniz?

    edit: ana adamı içeri almışlar ule?