hesabın var mı? giriş yap

  • sivas'a, peru'dan göç etmiş ailenin kızıdır.

    edit: başlık taşındı, ekşisözlük nüfus idaresi kızın kütüğünü bulmuş. kız sivaslı değilmiş.

  • eğer yanlış anımsamıyorsam yıllardan 1995. parlak bir ilkokul sürecinin ardından ortaokul serüvenine adım atmışım. fakat bulunduğumuz kasabada ortaokul yok ve bu nedenle okula parası aylık olarak ödenen bir minibüsle gidip geliyorum. gidiş-geliş nereden baksan 2 saat gibi bir zaman alıyor. yani okul epeyce uzak. ee okul süresine ulaşım süresini de ekleyince koskoca bir gün yapıyor. sabah çıkıp ta akşam evde olabiliyorum. içinde yetiştiğim ailemin kemikleşmiş bir harçlık kültürü hiç yoktu. günlük olarak her şey, annemin hazırladığı bir beslenme çantasından ibaretti. işte ben yine böyle bir günde o güzelim beslenme çantasını minibüste unutmuşum. kıpkırmızı domatesim, peynirim ve üstüne yumurta sarısı sürülüp kızartılmış ekmeğim uçtu gitti. okul her öğlen 1 saat yemek paydosu verir, yakın olanlar evlerine falan gider, karınlarını doyurur gelirlerdi. sınıf arkadaşlarımdan birinin evine gidip karnımı doyururum diye plan kuruyorum kafamdan; ama gel gör ki utancımdan kimseye ben de geliyim mi diyemedim. hayatta planlanan her şey uygulamaya dönüştürülemiyor ne yazık ki. hayatın gerçekleri çok farklı.

    okul yemek saatine girdi. giden gitti. ben de çarşıya çıktım. avare avare dolanıyorum sokaklarda. karnım da iyice acıkmaya başladı. çocuk bünyesi işte. cebimde de çok ufak bir madeni para var. belki 2 ya da 3 sakız falan alınabilir. o değerde bir para. gözümü karartıp nolursa olsun diyerek bir fırına girip parayı uzattım ve ekledim:

    - buna ne kadar ekmek olur abi?

    önce fırıncı dayı beni baştan aşağı bir süzdü ve"buna ekmek olmaz aslında; ama ben sana yarım ekmek veriyim" dedi. süper bir gelişme. uzattığım parayı da "koy onu cebine" diyerek almadı.

    siz şimdi o yarım ekmeği yiyip okula gittiğimi sanıyor olabilirsiniz; aslında benim de amacım buydu; ta ki okula giderken yol üstündeki dönerciyi görene kadar. olay bu ya dönerciye gidip yarım ekmeğimi göstererek "bu kadar param var. acaba ekmeğimin arasına sade kıvırcık koyar mısın" diye sordum. adam güldü "olur tabii" dedi. ne güzel iş lan. işin ilginç yanı bu da bozukluğumu almadı. "para istemez" dedi.

    evet kepaze bir durum. resmen dilencilik yapmış gibi olmuşum ey sözlük. ama ben bu süreçte hep samimiydim. hep paramla bir şeyler yapmaya çalıştım. eee adamlar almadıysa benim suçum mu?

  • ekşi sözlük yazarlarının maç hakkındaki sikimsonik tahminlerini kimsenin sallamadığı maç.

    amk varsa sağda solda okuduğunuz ilginç bir bilgi, bir anektod, bir foto, bir video yazın şuraya.

    atletico alır.

    madrid alır.

    final maçı haliyle 2 takımdan biri kazanacak aynı şeyleri daha ne kadar tekrar edeceksiniz amk.

    gol dakikası veren var, bunun çocukluğuna inmek lazım. bu ne ilgi budalalığı.

  • --- spoiler ---

    tatilcilerden idil kılıç da "bugün yaşadıklarımız karşısında şok olduk. gerçekten bir şey yapılmalı. psikolojim bozuldu. denize girmeye korkar oldum. üstelik yaz boyu teknede yaşayan biri olarak bu benim için çok kötü oldu" diye konuştu.
    --- spoiler ---

    ne yapılmalı lady'm? keselim mi hepsini ateşte kızartırız. sen sırf paran var diye git hayvanın alanını gasp et. sonra yok efendim o beni ısırdı. hanımefendinin yatı daha önemli ekosistemden. çünkü o zengin. o istediğini yapar. hayvan mı? parası neyse alırız canım kaç para bi kaplumbağa.

  • http://www.haber7.com/…irda-doktora-bicakli-saldiri

    daha uzmanlığı alalı, göreve başlayalı 1 yıl olmuşken, tırnağı etmeyecek insanlara faydam olsun diye hayatını senelerce ertelemişken, bir insan müsveddesi tarafından kalbinden ve karnından bıçaklanan meslektaşım.

    tamam iyi yaşamıyoruz, tamam insanca yaşamıyoruz, tamam sizsiniz, efendimizsiniz, cahilliğinizle sizin duyduğunuz kadar biz de gurur duyuyoruz, kibrinizi haklı buluyoruz. tamam alın ne varsa alın, daha fazla alın. ama ulan yaşamamıza izin verin bari be.

    aşağıladığınız, değersizleştirdiğiniz, ötekileştirdiğiniz yetmedi öldürmek bitsin artık be.

    doktorsuz kalın!

    edit: "tırnağı etmeyecek insanlar" tabirini alıp duyar kasmaya çalışanlara: kastedilen, doktora, iyileştirmeye çalışan ele kalkan eldir. türkiye'de bu tipte insanları doğu batı üst alt diye ayıramıyorsun, her yerdeler, her tarafımızı sarmış durumdalar. kokuşmuşluk ırk renk din dil ayırt etmeden işlemiş durumda her yana, malesef.

    edit2: izmir tabip odası'ndan gelen bilgiye göre arkadaşımızın ameliyatı başarıyla sonuçlanmış, takip amaçlı erzurum'a sevki olacakmış.

    kalp dokusu hasarı ve aort yaralanması vardı, gelen habere göre. bu ölçekte bi hastanede, bu denli büyük bi ameliyatı gerçekleştirip başarıya ulaştıran ekibe tebrikleri bildirmek gerekir. umarız herhangi bir sekel kalmadan hayatına devam edebilir hekim arkadaş.

    edit3: sabah itibariyle arkadaşımız solunum cihazından ayrılmış, gözlerini açmış hatta gülümsemiş. fotoğrafı dahi ulaştı:)
    mutluyuz, umarız hiçbir sıkıntı olmadan hayatına devam edebilir.

    mutluyuz ama hala sinirliyiz, bunun son olmadığını biliyoruz çünkü.

    ayrıca bugün, 29 eylül 2017 cuma günü saat 12:30'da, uzmanlık eğitimini tamamladığı izmir bozyaka eah'ta ttb tarafından basın açıklaması yapılacak.

    geçmiş olsun.