ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
döviz/altın alımında kambiyo vergisinin %1 olması
-
(bkz: muamele vergisi)
hükümet en azından bu konuda dürüst.
bence direk olarak hesaplarımıza el koysunlar böyle yavaş yavaş gelen hamleleler çok can sıkcı oluyor çünkü.
kolay değil, 18 senedir yiyorlar ve delik o kadar büyük ki artık nasıl kapatacaklarını şaşırmış durumdalar.
ne diyorum hep; (bkz: siyasal islamcılar bu ülkenin kanseridir.)
ayyıldız tim'in redhack'e inanılmaz cevabı
-
biri çıkıp ülkenin son 10 yılını özet geçer, biri de böyle sikimsonik -müzik demeye dilim varmıyor amk- şeyler yapar.
hayat ne tuhaf vapular filan.
the godfather
-
ilginctir ki, the godfather uclemesinde, portakal cok onemli bir yer tutar. tahminimce sicilyanin portakali meshur oldugu icin olsa gerek, bu film serisi bir portakalin bakis acisiyla da izlenebilir. bakiniz the godfather serisindeki portakal olgusu:
-ilerde michael corleone'e ihanet edecek olan sal karakterini ilk defa gordugumuzde bir portakal soymaktadir, sal ilerde olecektir.
-woltz karakteri bir sahnede bir sepet portakalla birlikte gorulur, daha sonra adamin atinin kafasi kesilir.
-don corleone* vurulmadan hemen once manavdan iki tane portakal alir.
-bes ailenin katildigi toplantida tattaglia ve barzininin onune birer kase portakal konur, bu kisiler olur.
-ve en onemlisi, vito corleone olmeden once bahcede torunuyla oynamaktadir, soyle ki, portakal kabugundan takma dis yapmistir kendine, sonra o da olur.
bu olay serinin diger iki filminde de var ve de tesaduf olamayacak kadar fazlalar, hatta ikinci filmden simdi hatirladigim bir sahne, vitoyu isinden eden mahallenin kabadayisi fanucci olmeden once portakal kasasindan bir portakal aliyordu. bu konu kesinlikle arastirilmalidir.
24 temmuz 2015 star gazetesi'nde bomba paniği
amazon prime video'nun şanlı enflasyon direnişi
-
içeriğini beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama ülkedeki enflasyonu sallamayan bir ücret politikasıyla hizmetini sürdürmesi övülmeye değer. darısı diğerlerinin başına.
düğünlerin olmazsa olmazları
-
masada çantalara göz kulak olmaya terkedilmiş nine.
tv reytinglerinin hala ilkel yollarla ölçülmesi
-
medya planlama şirketinde çalışan biri olarak sanırım en doğru bilgileri verebilirim. öncelikle debe'ye girmiş olan üstteki entry'de yanlış bilgiler mevcut (bkz: #141264648), tv izleme araştırması tıak tarafından yapılmaktadır ve araştırma örnekleminde ab ses oranı %15 (a grubu %4 hatta), c1 ses oranı %25, c2 ses oranı %34 ve de ses oranı %25'dir.
bununla beraber genel bilinen bir kanıyı da düzeltmek istiyorum, ses yani sosyo-ekonomik statü sadece gelirle bağlantılı değildir, eğitim ve meslek detayları da ses’i şekillendirir. örneğin aylık geliri 7.000 tl olan üniversite mezunu bir yöneticinin ses grubu ‘a’ olabileceği gibi, aynı gelir seviyesinde ilkokul mezunu bir esnafın ses grubu ‘c2’ olabilir.
ölçüm sistemini kısaca anlatmak gerekirse 40 ilden 4.000 haneye tv ile çalışan peoplemeter isimli ölçüm cihazları yerleştiriliyor. bu cihazların özel kumandaları oluyor ve hanede yaşayan her bir birey için özel bir kod oluşturuluyor ve her bireyden kendi izleyeceği zaman kodu olan tuşa basarak kanala geçiş yapması isteniyor. ne kadar sağlıklıdır kısmına gelince, benim bu konuda tek aklıma takılan şey insanların kendi kodlarını girmekle uğraşıp uğraşmadığı.
friedrich nietzsche
-
olağanüstü tespitleri olan şahsiyet.
''bir şeyden hoşlanmaktan söz edilir, aslında doğrusu, bu şey aracılığıyla, kendinden hoşlanmaktır.''
ulan ben bunu yıllar önce fark etmiştim ama açıklayamadım hiç. şerrefsizim benim aklıma gelmişti.
istanbul'da ev kiraları
-
ev sahibi arap. üç hafta önce mesaj attı “her şey iki katına çıktı, ekonomi kötü, kirayı da artırıyorum. ya verin ya da çıkın” dedi. elimizde kontrat var. haklarımızı biliyoruz. isterseniz mahkemeye gidin çıkmıyoruz dedik. adam üç haftadır taciz ediyor. evde huzur kalmadı. gece gündüz arıyor mesaj atıyor, tehdit imalarında bulunuyor. yine de bir zorbaya boyun eğmeyeceğim. çıkmayacağım. yasal hakkım neyse kullanacağım. her şeye rağmen bu ülkede hak var hukuk var. kimse kirayı iki katına çıkaramaz. ama öyle zor ki bu süreç. keşke herkeste vicdan denen şey olsa, dini sadece namaz ve oruca indirgemese. her mesajı allah kuranla başlayıp sonunu tehditle bitirmese.
edit: arkadaşlar hala zaman zaman mesaj atıp son durumu soranlar oluyor, bu sebeple buraya güncelleme yazacağım. biz kendi evimize taşındık! zaten kiradayken kendi evimizin teslimatını bekliyorduk, tüm bu olayların bu şekilde sonlanması tek güzel şey oldu. eski ev sahibi buraya ilk entry girdiğim dönem birkaç mesaj daha atmıştı. fakat biz çok kararlı durduk ve hatta ters bir mesaj attık sınırlarını aşma içerikli. o mesajdan sonra sustu ama yine de arada bir “evi satacağım, iki ay sonra satacağım, yarın satacağım vs” diye mesajlar yollamaya devam etti. o mesajlara cevap vermedik ve tabii ki de evi satmadı, sadece aklına düştükçe eski sevgili gibi yazdı iş olsun diye. biz taşınacağımızı haber verince de sevinçten havalara uçtu. böyle işte. sonuç olarak biz ev sahibi olayından kurtulduk.
bundan iki üç yıl öncesine dek ev kredisi altında hayatımı sınırladığımı düşünür ve üzülürdüm. pişman olurdum böyle bir borca girdiğime çünkü arkadaşlarım arabalarını değiştirir, güzel güzel plansız tatillere çıkarken ben hesap yapardım. ama özellikle de bu yaşadığımız şeylerden sonra iyi ki diyorum. iyi ki zamanında cesaret edip bir ev almışız. herkesin önceliği tabii ki farklıdır ama demek ki benim için güzel bir araba veya hesapsız bir tatildense yaşadığım evde kafamın rahat olması daha önemliymiş.
çok uzattım. bu süreçte abartısız yüz küsür mesaj almışımdır. belki daha fazla. herkes ya yardım etmeye çalıştı bilgisiyle ya da destek mesajı attı. hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. umarım hak eden ve iyi niyetli herkesin hikayesi mutlu biter.
koç üniversitesi'ndeki pikachu
-
(bkz: je suis pikachu)
elmas su çelmecesi
-
diger bir adi deger celmecesi olan paradoks. suyun elmastan daha faydalı olduguna kusku yoktur. o halde,nasıl olur da elmas sudan daha degerli olabilir. bu paradoksu farkedenler degerin fayda ile aciklanamayacagi sonucuna varmislardir. daha sonra burada karsilasilan acmazin, toplam fayda ile marjinal faydayi karistirmaktan kaynaklandigi anlasilmistir.sorunun aciklanmasi marjinal fayda ilkesinin ortaya atilmasindan sonra kolaylasmistir. bir malin veya hizmetin degeri ve fiyati toplam faydasi ile degil marjinal faydasi ile tayin edilir denilmistir. elmasin uretimi guc oldugundan ve yeryuzunde mevcut stoku sinirli bulunudugundan marjinal faydasi ve dolayisiyla fiyati yuksektir. ote yandan, su cok gerekli ve faydali olmasina karsilik yeryuzunde bol miktarda bulundugundan marjinal faydasi dusuktur ve fiyati ucuzdur. ancak suyun toplam faydasi elmasin toplam faydasindan daha yuksektir.
en keyifsiz anlarda pollyanna olan yakın arkadaş
-
- naber abi nasılsın keyifsiz gördüm seni ya?
- sorma ya dibi gorduk sınavda, 19 almışım...
- hadi ya ortalama kaç?
- 45... standart sapma da 18..
- 3 puan 5 puan yüksek olsa d olcak not abi o, bir soraki sınava iyi çalış, kasarsan a bile gelir...
(1 ay sonra)
- vay kanka nasısın ya... niye suratın asık?
- abi ikinci sınavından 14 aldım ya... keşke rapor alsaymışım
- abi olur mu, asıl rapor alsaymışın kalırmışın... finale kasacaksın şimdi bak!
- daha neyine kasayım yahu?
- finalden 90'ı çaktın mıydı, hoca ne dicek? vaaay dicek... sana b'yi vermicek mi?
- vericek mi?
(1 ay sonra)
- koçero, naber? mutsuzsun, final nasıldı?
- bok gibi...
- hep öyle gelir abi... bak ama herkesin kötü geçmiş.. ortalama 20 filan çıkar o sınavda
- diyosun..
- tabi abi... bir 25 alsan c bile gelir o ders sana!
(1 hafta sonra)
- abi niye neşesizsin noldu?
- çakmışım dersten.
- ...
- eee?
- ne eeesi?
- bişey demeni bekliyorum?
- yarrağı yemişsin abi daha ne diyeyim?
- ulan ulan ulan...