hesabın var mı? giriş yap

  • ölümünden bir kaç yıl önce bodrum'daki evinde buluşmuştuk. çalıştığım gazetenin bilmem kaç kupon karşılığı dağıtacağı zeki müren'den fıkralar kitabı'na yazılması için gün boyu fıkra anlatmıştı bana. hayatımda ilk kez yüzlerce fıkrayı aklında tutup ardarda bana aktaran birisiyle karşılaştığım için acayip etkilenmiştim. heee, fıkraların % 99'u da belden aşşa (bkz: belden aşağı) idi. ama, her yaptığı işte olduğu gibi bunu da son derece ciddiye almış ve bana evinin terasında sabahtan akşama kadar fıkra anlatmıştı...o günkü kadar hiç gülmemiştim:)))

    sonra ''zeki müren'den fıkralar'' kitabı bilmem kaç kupon karşılığı dağıtıldı gerçekten....

    - bodrum'da yaşadığı sürece her gün mutlaka bardakçı koyu 'na gittiğine ve saatlerce denizi seyredip çay içtiğine ve orada o anda bulunan tüm vatandaşlarla koyu sohbetlere daldığına da tanığım.

  • işyerindeki merve'nin benim haricimdeki bütün arkadaşlarıma asılması. bana bu kadar mesafeli durduğuna göre kesin hoşlanıyo amk. geçen gün beni görünce kafasını çevirdi yönünü değiştirdi. yüzünde iğrenç bir ifade ile uzaklaşınca tam emin oldum.

  • e hadi bu kız çocuğu kötü ingilizce konuşuyor...sen de buzda dans izliyosun arkadaşım?

    hangisi daha kötü?

  • günlerden bir gün arkadaşlarınızla diablo 2 oynamak için bilgisayar başına geçince şöyle bir bakayım diye ekşi sözlüğe girersiniz ve sol frame' de bir başlık görürsünüz. ilginizi çeker bu başlık ve açar okumaya başlarsınız. girilen genelde komik, kinayeli, serzenişli yazıların arasında bir yazı dikkatinizi çeker "vay benden başka böyle düşünen adamlar da varmış." dersiniz. nickine şöyle bir bakar aratır yazılarını okumaya başlarsınız. sizin gibi yeni bir yazardır, o da yazdığı ilk yazılardan biridir şans eseri tam o anda ekşi sözlüğe girip fark etmişsinizdir onu. sonra aklınızda kalır ismi, hergün onlarca yazarın yüzlerce yazısını beğenmenize rağmen bu yazarın adı aklınızda kalır. öyle badi butonunu falan kullanmayı bilmediğinizden her seferinde arama butonuna basıp yazdığı yazılara bakarsınız, sessizce takip edersiniz yazılarını. "ben buradayım seni takip ediyorum" temalı bir yazı yazrsınız arkadaşınıza. bir gün bir yazısı sizi çok şaşırtır aylarca seninle aynı kafadan olduğunu düşündüğün adam aslında bayandır. bu şekilde yıllar* geçer yazılarını okudukça kafa yapınızın ne kadar uyumlu olduğunu anlarsın. bir gün artık dayanamaz selam edersin, haliyle pek sıcak karşılamaz senin selamını ama bir şekilde sürer diyaloğunuz. sonra bir gün birden bir şekilde o da seni fark eder. görüşmek istersiniz ama kader buna izin vermez çünkü daha zamanı değildir. iş için bir çok defa onun bulunduğu şehre gitmene rağmen kah onun sınavı olur**, kah sen arabayla şarampole uçar ölümden dönersin* defalarca denersiniz ama bir türlü görüşemezsiniz çünkü daha zamanı değildir taşlar yerine oturmamıştır. konuşmaya devam dersiniz sürekli her gün zevleriniz ne kadar kesiştiğini ne kadar uymlu olduğunuzu fark edersiniz. kimseyle konuşamadığınız muhatab bulamadığınız şeyleri konuşur gece saat 10-11 gibi "5 dk konuşup yatayım sabah işe erken gidicem" derken ne olduğunu anlamadan saati sabahın 4 ü edersiniz. bir gün ne olduğunu o an anlayamadığınız bir sebepten kavga eder ve konuşmama kararı alırsınız. için için üzülseniz de belli edemezsiniz gurur herşeyden önemlidir çünkü. şuydu buydu derken tekrar konuşmaya başlarsınız ve size bir süre sonra konferans için oturduğun şehre geleceğini haber verir. korkuyla beklersiniz o günü bu kadar zamandır uğraşamanıza rağmen türlü felaketler ve kaderin oyunları sonucu görüşememişsinizdir. o gün sonunda gelip çatar ilk defa o gün telefondan sesini duyarsınız heyecanlanırsınız. ve onu, 4 sene boyunca yazılarını takip ettiğiniz hayal ettiğiniz, hayallerinizde göklere çıkardığınız kişiyi köprünün üzerinde size doğru yürürken görünce yanınıza gelip konuşmasını duyunca hiçte hayal ettiğiniz gibi olmadığını hayallerinizdekinden çok daha mükemmel olduğunu görürsünüz. şimdi onu o köprünün üzerinde hafif tebessüm ederek size bakarken görüşünüzden tam 4 ay sonra onunla evliliğe doğru adım adım ilerlerken bazen 4 sene önce sözlüğe girip sol frame de onun yazısını görüşünüzü hatırlar ve "işte hayatı değiştirecek mükemmel tesadüf böyle bir şey olsa gerek" dersiniz.
    (bkz: bu da böyle bir anımdır)

  • hagi'nin marshall'lı mavili, bank ekspress parçalı, yine marshall beyaz çizgili ve telsim'li 4 adet forması mevcut bende.

    sneijder'e bakıyoruz, henüz sıfır(0).

    bu da neyi gösteriyor?

    öğrenci olup baba parası yemek gibisi yok amk :/

    ________________________________________________________________________________

    debe hagit: hagi için ibrahim erkal'dan gelsin madem sabah sabah.

    https://www.youtube.com/watch?v=c1mjpm-n2wc

    sneijder'e yazık sen koşacaklar
    sneijder'e yazık sen vuracaklar
    tüm 10'lara yazık
    senin gibi olmayacaklar...

    _________________________________________________________________________________

    dayanamadım lan bu da volkan ayısı için gelsin, klipteki vücutçu oğlana(evet oğlan) dikkat ajhsdkhgashdagksaj;

    https://www.youtube.com/watch?v=ojgbndatxvw