hesabın var mı? giriş yap

  • bu dizide de görüyoruz ki ejderha denen hayvanat küçükken sevimli mi sevimliyken ergenlik dönemiyle birlikte birden ibneleşmeye başlar. başına buyruk hareketler, anneye babaya karşı gelmeler falan. charizard'dan beri bu böyle.

  • kendini öğretmen sanan bazı şerefsizlerin hayatımızı kararttığı dönemdir. çok dövüldüm, çoğunu unuttum ama henüz 9-10 yaşlarında bir kız olan sınıf arkadaşımın kara tahtanın önünde gördüğü işkenceyi unutamıyorum.

    sahte öğretmen kız çocuğunun ellerine sopa ile sertçe ve defalarca vurarak uzun süre dövmüştü. kız artık ellerini hissetmediği için yukarı yani dövülme pozisyonuna kaldıramamaya başlayınca sahte öğretmen elindeki sopayı masasına bırakıp tokat ve tekme ile kız çocuğunu dövmeye devam etmişti. bu esnada dövülen çocuk altına çişini kaçırıyordu ve çiş yerde metrelerce alana dağılmıştı. buna rağmen sahte öğretmen kız çocuğunu dövmeye devam etmişti.

    sahte öğretmen işkence etmeye doyup ya da yorulup bıraktıktan sonra bu kez de yerleri kirlettiğini söyleyerek kız çocuğuna hakaret edip aşağılamıştı ve evine gitmesini tembih ederek okuldan kovmuştu.

    ilave: o dönem için güzelleme yapan varsa onun da damına koyayım., pardon çıkayım.

    ilave 2: yukarıda anlattığım vakanın hayal ürünü olduğunu iddia eden varsa onun da damına çakayım. bu kadar rezil bir olayı hayal aleminde üretebilecek potansiyelde biri varsa onun da..

  • kim ne derse desin, şahsiyetini, haysiyetini, benliğini, geleceğini, ruh sağlığını her şeyini medyaya ve devlete kurban vererek karşılığında kızının katil zanlısını aldı. halbuki normal bir hukuk düzeninde bunlara gerek yoktu. ama o kızının yanına kendini koydu; ölmeden mezara girdi. medya figürü olmayı göze aldı; şarlatanlıkla, şovmenlikle suçlanmayı göze aldı.

    akli melekelerini yitirdi. gözümüzün önünde bir kafka romanı karakteri gibi eriyip gitti, çıldırdı. bu davadan en çok zararı o gördü. amacına ulaştı. kızının canı yetmedi kendisini de feda etti.

    peki siz zanlının ailesinde her hangi bir psikolojik değişiklik gördünüz mü?

  • benzinlikten veya baska bir kesimden nereden yola cikarsaniz cikin katilacaginiz yol tek yön ise veya bolunmus bir yol ise (karsi yola gecemeyecegimiz yollar) yani baska bir yola erişmek icin bir şerit ya da yol geçmeden yapilacak ise sinyal verilmez.
    sayet benzinlikten ciktiniz benzinlik sagda bu arada ve yola girmek icin bir katilim/hizlanma şeridi var ise katilim seridinden asil yolun sağ seridine *hizlanarak kontrollu girerken sola sinyal verilir yani ''ben katilim seridindeyim ama buradan yoluma / seridime girecegim'' mesaji verilir sinyal ile.

    katilim seridi yok ise sinyal verilmez trafik kontrol edilir ve benzinlik yolun saginda ise sag seritten devam edilir. benzinlik yolun solunda ise sol seritten devam edilir.

    sayet gidis gelisli cift serit bir yol ise karsi seride gecmeye, donuse engel bir uyari tabela yasak yok ise ;

    benzinlikten cikarken saga gidilecekse saga sinyal verilir çunku sola donme secenegim de var.

    sola donulecek ise sola sinyal verilir cunku saga gitme secenegim de var.

    girilecek yollar cok seritli ise girisler her zaman size en yakin seritten yapilir yani giris yolun saginda ise sag seritten devam edilir giris yolun solunda ise sol seritten devam edilir.

    guvenli sürüs uzmanı ve trafik kaza bilirkisi olmamın vermiş oldugu yetki ile yazıyorum.
    koyuya ''bence, bana gore'' diye baslamadim
    kurallar nettir kisiye gore degismez sacma da bulsak, mantigimiza uymasa da trafik yonetmeliginde acikca yazilan kurallar, kanunlar tartismaya / yoruma acik degildir olmamalidir da.
    yani o kural o yonetmelikte oldugu ve degismedigi surece biz uymak zorundayiz.

    sacma ya da mantiksiz buldugumuz kuralin icinde bilmedigimiz gozden kacirdigimiz detaylar olabilecegini ve bu kurallarin keyfi, gelisi guzel konulmadigini bilmeliyiz.

  • artık gerçekten katlanamayacağımız bir noktaya gelen durum.

    ülkedeki fakirler de alabilsin diye tüm ürünlerde önce gramaj düşüklüğüne gidildi yetmedi içerikleri maliyeti düşürecek şekilde kalitesizleştirildi ve sonunda istediğimiz kalitede bir ürün bulamayacak noktaya geldik.

    kardeşim artık şu ürünlerin kalitesini düşürmeyin! magnum 50 lira olması gerekiyorsa 50 lira olsun. benim imkanım varsa 50 lira verip alabileyim, imkanı olmayan da almasın. ama 50 lira verdiğimde de 3-5 sene önce yediğim kalitede yiyebileyim. magnum sadece bir örnek. sebzeden meyveye kadar neredeyse her üründe inanılmaz bir kalite düşüşü var. neden fakirler alamıyor diye biz de kalitesiz ürünlere maruz kalıyoruz.

    bu konuda bakanlığın gıdalarda katı sınırlar koyması gerekiyor. ben artık fakirler de alabilsin diye, yıllardır tüketmeye alışkın olduğum ürünlerin kalitesinin düşmesini istemiyorum.