hesabın var mı? giriş yap

  • sevgili cananlar, prenses degilsiniz. ulkemizde monarsi yok. kimse de sizin usaginiz degil. etrafinizdaki insanlarin gorevi, kaldiramadiginiz kicinizin rahatini saglamak hic degil. surekli mizildanarak, her seyden yakinarak, gun boyu elestirip memnuniyetsiz bir yuz ifadesiyle tahtinizda oturarak cok daha itici bir insan haline geliyorsunuz. belki amsalak erkekler dis gorunusunuze bakip aldanabilirler ama inanin kadinlarin sizin gibi sendromlu insanlara tahammulu yok.

    "ben pamuklar uzerinde buyudum, aliskin degilim boyle yerlere" ne demek lan!? bizi civili yatakta mi buyuttu anamiz babamiz? o pamuklari bir tarafina tiktiklarinda sen de toprak altinda curuyeceksin. ayh ne dolmusum.

  • hala bu adamı savunanlar katıldığı programları izlemiyor herhalde, adamın salladığı/bilmediği ama kesin konuştuğu konulara doğru cevaplar gelince olayı nasıl saptırdığı programlardaki gerçek diyolaglardan örnekleyelim (video olarak burada):

    oytun: virüs dediğin şey küçücüktür, corona virüs her türlü maskeden geçer, hepa filtreden ve n95'ten bile geçiyor, yani ben maskenin hiçbir koruyuculuğu olmadığını biliyorum.
    prof ateş kara: oytun... korona virüs virüsler arasındaki en büyük virüslerden bir tanesi, hepa filtreden geçmesi imkansız, maskelerin koruyucu özelliği vardır.
    oytun: hepaların boyutu değişebilir hocam tabii. bir de eliyle maskeleri oynuyor insanlar, ondan geçirebiliyo bazen

    oytun: deniz suyu ya da tuzlu su corona'ya iyi gelir, virüsü öldürür.
    prof mehmet ceyhan: tuzlu suyun corona'ya hiçbir etkisi yok, öyle bir yayın da yok (who da önermiyor ek bilgi)
    oytun: hocam zaten corona için demiyorum, burnu açar temizler rahatlatır... di mi?

    oytun: ...hepatit a'da bu çok sıktır, yüzde 5-10'lardadır.
    prof ateş kara: oytun, aksine hepatit a'da bu çok nadirdir, rakam 1000'de birin altında.
    oytun: tamam hocam, sözlüde sorsanız kalırdık ehehe.

    kaan yılancıoğlu: dediklerin akademik değil
    oytun: akademik tartışmaya gerek yok, halkımız ciddiye almaz, dinlemez.

    mehmet ceyhan: türkiye ile iran'ın genetik faktörler farklı dediniz ama türkiye'deki insanların yüzde kaçının dna'sının iran'la büyük benzerlikler gösterdiğini biliyor musunuz?
    oytun: hocam şöyle zaten öyle bir çalışma yok zaten, öyle bir çalışma yok.
    mehmet ceyhan: nasıl yok? var öyle bir çalışma yok demeyin, benim kızım (kızı genetikçi ve ödüllü bir çalışma) yaptı, var.

    ender saraç: demir eksikliği varsa kişinin demir takviyesi yapması lazım, şunları yemesini tavsiye ederim...
    oytun: yok buna katılmıyorum demir fazlalığında 'şöyle şöyle' olur!
    ender: evet de zaten demir eksikliği olanlar için dedim en başta
    ateş kara: evet demir eksikliği olanlar için uygulanabilir takviyeler
    oytun: demir tamamlanmalı evet eksik olan için

    oytun: ben eve gidince hep çeşme suyuyla beş kere ağzımı çalkalıyorum, mekanik önlem.
    mehmet ceyhan: onun hiçbir faydası yok, virüs öyle gitmez, temizlenmez.
    oytun: hocam ağız sağlığı için faydalı en azından!! (konuyla alakasız bir manevra gene)

    dara düşen bonus oytun: hocammm bilimde doğru yanlış yoktur !!! yorum vardır yorum!! bir kere de olumlu bakın!

  • topal paşa'nın sağ kolu af dilerken "topal beni kandırdı, lüffen padişahım, kandırıldım" diye haykırdı. iv. murat'ın sağ kolu silahtar da "kanmasaydın paşaam" dedi.

    tanıdınız mı bu replikleri? tanıdınız tanıdınız.

  • ne zaman canım çekse yesem, hep kenarını getiriyorlar. katır kutur ne yediğimi de anlamadan kalkıyorum. madem işkence çeker gibi yiyorum daha az para ödeyeyim. göbeğini yiyip, ağzında yufkanın ayrı peynirin ayrı dağıldığı adamla niye aynı parayı ödüyorum anlamadım.

  • hasta muayene edilir, durum biraz ağır olduğu için hasta müşahede denen gözlem odasına alınacaktır.

    +ne yapıyoruz doktor bey?
    -gözleme alacaz şimdi sonrasına bakarız.

    hastanın kanları alınır, tedavisi başlanır, sonuçlar bekleniyordur ama bu arada hasta yakınları boş durmamış.

    +hocam birşey sorabilir miyim?
    -sor bakalım.
    +hocam bir tane peynirli bir tane de patetesli aldık yedi ama bir gelişme yok, bir tane de kıymalı mı alsak acaba?
    -nasıl nasıl?
    +gözleme alın demediniz mi?
    -puhahahahahahahaha....

  • amcamın beyninde tümör çıkmıştı.

    ankara'dan tedavi için yengemle bize geldiler. ben o zaman şehir dışındaydım. eve geldiğim zaman geçmiş olsun diyebildim.

    amcam bizde kaldığı 15 gün boyunca sudoku'ya başladı. gece gündüz durmadan sudoku çözüyordu. "beyne faydalıymış" diyordu. hastalığına iyi geleceğine inanıyordu. tabii hayatında bırak sudokuyu, bulmaca çözmemiş amcam, oldukça zorlanıyordu. onun bu hali bizi üzüyordu.

    amcamı 16.gün kaybettik.

    ne zaman sudoku görsem aklıma gelir.