ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
29 mart 2021 sokağa çıkma kısıtlamalarının gelmesi
-
çaktırmadan ramazanda oruç tutmayan dışarıda yemek de yemesin tezgahı kurmuşlar.
antalya'da kıskıvrak yakalanan ekmek hırsızı
-
sizin ben adaletinizi si.eyim!
allah belanızı versin...
lan geçtim artık malum kişiyi... milyar dolarlık israflarını; dünkü belediye başkanı bile artık hangi tüyü bitmemiş yetimin hakkını yediyse 500 araçlık konvoylarla görüntü veriyor, golf sahalarından tarım kurtarıyor. sokaklar ultra lüks alman arabaları ile dolu, ki hepimiz en çok da o şerefsizler biliyor ki biz bu kadar zengin bir ülke değiliz, artık hırsızlık organize hale gelmiş tabana yayılmış, lan resmen hırsızlıkta sosyalist davranılmaya başlanmış... herkes bir yerden adilik peşinde ama bu adamı böyle yakalıyorsunuz...
bu ülkenin yasalarını çıkaran milletvekilleri, bu ülkenin adalet sisteminin kilometre taşları hakimleri, savcıları, yüksek veya alçak! yargı organları... güvenlik güçleri kolluk kuvvetleri... lan bu adamı böyle kıskıvrak sakatlarcasına yakalayan bu düzene çanak tutan bu ülkenin sözde vatandaşları... sizin ben adaletinizi cibiliyetinizi sileyim! allah topunuzun yedi bin türlü belanızı versin!
e mi?
orucu 6. dersin teneffüsünde açan nesil
-
ayrıca okuldan akşam karanlığında çıkmış olan nesildir, çantasında küçük el feneri bile bulunur.
iranlı messi
-
bu iranlı messi değil kardeş. bildiğin arjantinli olan bunun çakması.
vallahi ilk selfi çeken vatandaşın neyi messi'ye benziyor ki diye baktım. ben formalı olanı messi öbürünü benzeyen sandım.
benim gibi olan var mı lan?
edit: herkeste aynı etkiyi yaratmış valla. yeşillendirenleriniz bol olsun :)
uluslararası telefon sapığı replikleri
-
istanbul'dan zimbabwe aranir...
- alo mosamba orda mi?
- kim?
- mos.. oha ya adam turk cikti
- ...
kum yığını altında kalan işçinin otopsi raporu
-
doktorun sahte raporuna rağmen takipsizlik kararı vermek hangi vicdana sığar? türkiye vahşileşiyor!
cihangir'deki mavi tişörtlü emniyet müdürü
-
çocuğu bırak, ülke uyuyor. video durumu çok güzel özetlemiş aslında.
biz uyuyoruz onlar alıyorlar.
uyumayın!
edit: bazı arkadaşlar tepki göstermiş insanları galeyana getiriyorsun diye.
ben kimseye sokağa çıkın, ortalığı karıştırın demiyorum arkadaşlar. bu ülke hepimizin, hem kendimiz hem toplumumuz için mücadele ediyor birçoğumuz. böyle zamanlar toplum olarak bağlarımızı güçlendirmek için bize örnek olmalı.
uyanık olmak, gözlemlemektir. doğruyu yanlışı ayırt edebilmektir.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
öyle bir ülkede yaşıyoruz ki; 7 kez evlenip boşanmış seda sayan evlilik programı, 3 kez din değiştirmiş tuğçe kazaz din eleştirisi yapıyor. sonra vay efendim benim cumhurbaşkanım neden rte?
özkan uğur'un eşinin mfö grubu üyelerine tepkisi
-
ö'yü kaldırma fikrinin mazhar alanson'dan çıktığına eminim.
neden diye sormayın, öyle...
saçlar süperken evde oturmak
-
sabah kalkınca aynaya bir bakarsın ki, saçlar hiçbir zaman olmadığı kadar süper bir formda. ama kahretsin ki o gün dışarıda hiç işin yok. dışarı çıkacak kimse de yok. bu durumda malesef üstte pijama, kafada süper saçlar, evde kendi kendine pineklersin. kimse de görmez o muhteşem formdaki saçları.
(bkz: lanet olsun dostum)
yatılı okul alışkanlıkları
-
terliği ayağın bir parçası haline getirmek.
#evrimgerçekdeğildir
-
twitter'da denk geldiğim popüler heşteg.
on dakika inceledim ve anladım ki bizdeki okulların tamamı işlevsiz.
ben şu gün temel bilimlerden birinin öğretmeni olsaydım kahrımdan oturur ağlardım. bir halkı hiç eğitmesen bile insanlar bu kadar cahil kalmazlar.
demek ki sadece eğitim vermiyor değiliz
aynı zamanda yanlış yönde de dolduruyoruz insanları.
bakın evrim yoktur diyene sussun konuşmasın falan demiyorum. deme hakkını gasp etmiyorum.
dünya düzdür diyen adama da hak gördüğüm fikir ifade etme özgürlüğüne sonuna kadar destek oluyorum. rahatsızlığımın kaynağı, itiraz ettiği olgu hakkında hiç bilgi sahibi olmadığı halde inatla bilimsel yayınlara kafa tutan inanılmaz bir kitleyle nasıl yaşayacağımı bilmediğim için duyduğum huzursuzluktur.
ben dayanamıyorum birader.
olmuyor.
başımı çevirip bu kitleyi yok sayıp hayatıma devam edemiyorum.
mesele evrim teorisi falan da değil.
bu insanlar diplomasi kurulabilecek uzlaşılabilecek bilgi paylaşılabilecek bir platform bırakmıyorlar. beni onaylasınlar istemiyorum ama oturup konuşalım, saygın bir dialog kapısından iletişim kuralım istiyorum.
bilgiye saygı duyulmuyor, bilgiyi üretene saygı duyulmuyor, idealist öğretmenler giderek ay sonunu bekleyen memurlara dönüştürülüyor.
kalıp bozulmuş bu memlekette ürün çıkmıyor.
biri beni bir şeyle oyalasın yoksa sabaha kadar insanlara laf anlatmaya çalışacağım.
(bkz: evrim yoktur deme hakkı/@limon kimyon zorro)
(bkz: evrim teorisi/@limon kimyon zorro)
(bkz: evrimcilerin cevaplayamadığı sorular/@limon kimyon zorro)
(bkz: evrim gerçekse neden laboratuvarda deneyemiyoruz/@limon kimyon zorro)
(bkz: marmara üniversitesi evrim karşıtı sempozyumu/@limon kimyon zorro)
(bkz: paris'te büyük evrim-yaratılış tartışması/@limon kimyon zorro)
(bkz: onur yıldız/@limon kimyon zorro)
yiğit özgür
-
bu adamın her beğendiğim karikatürünü yazmaktan sakınıyorum; ama bazılarını da yazmadan olmuyor. milliyet gazetesinin 23 temmuz günkü ilavesinde yer alan karikatür de pek yarıcı ("yarıcı" diyerek spoiler yaptım):
- maaşım yetmiyor müdür bey...
- ne kadar alıyodun sen?...
- iki buçuk milyar.. ama bahşişlerle bi buçuk oluyo..
- nasıl bahşişlerle bi buçuk oluyo?
- bahşiş bırakmayı çok seviyorum.. bol bol bahşiş bırakıyorum her yere...
- çıkar mısın dışarı...
- olur..
- o masaya bıraktığını da alır mısın?...
- kendine bişeyler alırsın..