ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
etfal'de ayaküstü sıçan teyzenin alzheimer olması
-
olmayan ihtimaldir. çünkü ortalığa sıçacak kadar dezorganize davranışlar sergileyen alzheimer hastası tek başına hastaneye gelemeyeceği gibi sıçmadan önce etrafta kimse var mı diye de kesemez.
don't look up
-
başkanın oğlunu danışmanı yapması bana bir şeyler hatırlattı :)
hüdapar'ın şeyh said açıklaması
-
şeyh sait, vatana ihanet eden ve paşam tarafından asılan bir teröristtir. şeyh sait'i savunan bu ülkeye ihanet eder.
misvak dergisi referandum karikatürü
-
misvak dergisinin referandumda hayır oyu verenleri şeytanla özdeşleştirdiği, efes şişesiyle de ayrıca mesaj vermeye çalıştığı karikatürdür.
bu, açık açık hedef gösterme değil de nedir?
komiklik yaptığını zannetmek bir yana bu kafa, bu anlayış nasıl bir kin, nasıl bir merhametsizlik örneğidir?
eğer bu ülkede bir gram adalet varsa, yeminine sadık tek bir savcı varsa bu karikatürün hesabı sorulmalıdır.
vakaların artmasının sebebi hepimiziz 84 milyon
-
akp kongrelerine çıtını çıkartamayan özel hastane sahibinin yine halkı suçladığı bilmem kaçıncı masal.
"evin içinde bulaş artmış", bak sen şu işe, virüs eve nereden gelmiş olabilir ki? bir düşünelim bakalım. biraz daha sıkışırsa "evde covid virüsü üretiyorlar" diyecek herhalde.
pardon özel hastane demişim, özel hastaneler olacaktı.
gece editi: 84 milyon dediğine göre ülkeye doldurdukları milyonlarca mülteci ve özellikle suriyelilere yine toz kondurmamışlar yine.
ronaldo'nun primini kanser hastalarına bağışlaması
-
tam olarak bağışlanan para 275 bin euro'dur. bu prim portekiz milli takımının kupayı kazanması primidir. aynı zamanda ronaldo böyle primleri zaten sürekli kanser vakfına bağışlamaktadır. örnek verirsek;
- 2016 şampiyonlar ligi şampiyonluğu primi olarak kazandığı 600 bin euroyu kanserle savaşanlar vakfına(http://www.independent.co.uk/…charity-a7063036.html)
- nepal depremi sonrası nepal yardım fonuna 5 milyon sterlin
(https://www.theguardian.com/…nepal-aid-fund-reports)
- hasta bir çocuğun ameliyatı için 83 bin dolar;
(http://sports.yahoo.com/…s-operation-155950192.html)
- portekizde kanserle savaş merkezi kurulması için 165 bin dolar bağışlamıştır.
(http://www.dailymail.co.uk/…ver-tom-daley-list.html)
araştırılırsa daha bir çok yardım kuruluşuna yardım ettiği de rahatlıkla bulunabilir.
edit: imla
capharnaüm
-
filmde oynayan insanların gözleri kadar güzel bir film olmuş.
her şey o kadar sade ve o kadar gerçek ki. salonda bulunan onlarca insan dakikalarca gözlerini kırpmadan izledi, pek çok yerinde aynı anda göz yaşı döktü.
öyle bir soundtrack yapmışlar ki insan dinlerken şunu düşünmeden edemez bence. " dünya acılarla dolu bir yerdir " buyrunuz malum eser : https://open.spotify.com/…si=z44v-uxct62cme-vo1pdcq
birfilm sayfasında çocuklara ne oldu diye bir görsel paylaşılmış. bu çocuklar gerçekten o tablonun anlatıldığı yerden hayat kesitlerine sahipler , zain aslen suriyeli, filmden sonra 2018 ağustosta mülteci olarak ailesiyle norveç'e yerleşmiş. zain ve kardeşleri orada okula başlayabildi. aile, bahçe içinde iki katlı güzel bir evde yaşıyor.
sahar (cedra) filmden önce beyrutta evsiz bir çocukmuş, her şey için geç olsa da artık evsiz değil ve unicef'in yardımlarıyla okula başlayabilecek.
yonas (treasure) ailesiyle birlikte lübnan'da sürekli sınırdışı edilme korkusuyla yaşıyordu . ekonomik nedenlerle memleketine dönemeyen aile , günlerini lübnan'da çok kötü şartlar altında geçirmek zorunda kaldı. çekimlerden sonra ailesinin yanında güvenle kenya'ya dönen treasure okula başladı.
yapım ekibi, oyuncular ve ailelerine sürekli yardım sağlamak üzere capernaum vakfı nı kurdu. vakfın amacı, tüm çocukların uzun dönemde kendi başlarına ayakta kalabilmelerini sağlamak.
bu film, o coğrafyadan küçük bir kesit, bu kurtarılma öyküleri elden geldiğince yapılabilen şeyler. bu demek değil ki hepsini kurtaramayacağız. bugün, sadece suriye, ırak gibi savaşın vurduğu yerlerdeki çocukların sefaletini değil, gün gibi ortada olan lübnan gerçeğini gördük, bir başka nadine labaki bir başka ülkeyi fotoğraflayıp aktaracak, yeri gelecek kendisi de öyküye dahil olacak. böyle böyle görüp düzeltmeye çalışacağız bu bozuk düzeni. umuyorum ki yönetmenler böyle güzel, gerçekçi ve toplumsal hatta tüm dünyayı ilgilendiren sorunlara değinen filmler yapmaya devam eder.
galatasaray'ın bağış kampanyası başlatması
-
herhangi bir futbol kulübüne bağış yapan geri zekalının önde gidenidir. net.
memurların cumartesi günleri çalışmaması
-
asıl yanlış olan "özel sektör çalışanlarının cumartesi de calışması"dır.
ben çalışıyorum memur da çalışsın diyecek kadar malsan, pazar da çalışsan fark etmez zaten.
edit: 06:58'de ofise girdim. evet cumartesi.
lisede yapılan hayvanlıklar
-
yandan asılan çantamın (ne deniyorsa artık) askısına ibrişim kuşak adını verip o kuşakla dayanabildiğimiz kadar boğazımızı sıkıp "death time" adı altında bir oyun icat etmek, sonra işi geliştirip bu işi düello haline getirmek (iki kişi karşılıklı sıkıyor birbirinin boğazını, karşıdaki bırak işareti verene kadar devam ediyor, bırakan eleniyor), sınıfta turnuva düzenlemek, bunun okula yayılması, tüm bunların derslerde yapılması, oyunun dövüş kulübü gibi kuralları olması, hocaların manyak bunlar elleşmeyelim hiç bakışları.