hesabın var mı? giriş yap

  • az önce sonuçlanan olay.
    özellikle bu başlık altına gelip "burayı şikayet sitesine çevirdiniz" minvalinde laflar eden suserlerin bu sonucu iyi okuması, çıktısını alıp saklaması ve günde iki kez tekrar etmesi lazım.
    başlığın açılmasından 2 gün sonra ford otosan tarafından arandım ve genel merkezden bir teknisyenin bulunduğum şehre gelip arabayı tekrar inceleyeceği söylendi. hukuki sürece başvurmama gerek kalmadan meseleyi çözeceklerini ifade ettiler. (sosyal medya yüzünden olduğu ne belli denilebilir ancak ne olduysa bu yazılanlardan sonra oldu zaten).
    bugün gelen telefonla da paramın iade edileceği söylendi.
    bu entry öncesinde yazan ve destekleyen tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum, uygun zamanda her birine işkembe çorbası ısmarlayacağımı da belirtmek istiyorum.
    sosyal medyanın bir yaptırım gücü olduğuna gerçekten inandım. zaten olması gereken de budur, firmaların sosyal medyadan çekinmesi hem tüketici hem de firmanın yararınadır.
    bir kez daha teşekkürler ekşi sözlük, teşekkürler sedet.

  • saçmalamayın lütfen. imfden borç felan istediğimiz yok, sadece al yanında bulunsun lazım olursa kullanırsın diye bize para vermeye çalışıyorlar. siz hiç gurbete giden birinin cebine para sıkıştırmadınız mı lazım olur diye? yaa al all, lazım olur diye. eyyy imf, sen kimsin yaaa?

  • uzun yıllardır ilk defa işini doğru düzgün yapan bir polis görmemize sebep olmuştur. elleriniz dert görmesin, umuyorum ki bu tip polislerimizin sayısı artar.
    normalde 3 polisin bıçaklı saldırgana arabayı kaptırması olayında olduğu gibi bıçak gören kolluk kuvvetlerimiz far görmüş tavşan gibi kalakalırlardı. sanırım bu olaydan az da olsa ders çıkartılmış.
    açıkça söylemeliyim ki ben hıncımı alamadım keşke yerde anırırken ağzını burnunu dümdüz etselerdi. yıllarca bu tiplere öylesine yüz verildi ki artık polise bile saldıracak cesarete eriştiler.
    toplum zararlısı parazitin etkisiz hale getirilmeden önceki halleri;
    https://www.youtube.com/watch?v=fe3tdysiwei
    iki kişiye daha saldırdığını görebilirsiniz.

    not: bugün polise bıçak çeken yarın sana bana ne yapmaz diyecektim ki herif suç makinesiymiş, sürüyle sabıkası varmış. bu tip insanların sağlıklı toplumlarda yeri yok, bunlar rehabilite olmaz. bunun gibi suçlular gençlikleri sönene kadar hapislerde çürütülmelidir, aldıkları nefes bile israf bunların.
    bu arada 14. saniyedeki el hareketinin yarattığı hisse paha biçilemez, ne oldu lan telekinezi ile mermiyi durdurmaya mı çalışıyorsun? adamı böyle anırtırlar işte.

  • bu durum jerry seinfeld tarafından şu şekilde betimlenmiştir:

    "bence tüm o havaalanı, havayolları kavramı sadece bize 9 dolara ton balıklı sandviç satmak için yapılmış kocaman bir dolap. bence sağlanan o kar, tüm havayolları sektörünü ayakta tutuyor. yani bir düşünün. terminaller, uçaklar hepsi dikkat dağıtmak için, siz de böylece ton balıklı sandviçten yediğiniz kazığı anlamıyorsunuz."

  • hoca tahtaya soru yazıyor. yazarken öğrencinin biri hangi takımı tuttuğunu sordu hocaya. hoca da bir eli cebinde olarak bize döndü "türkiye'de tutulacak tek bir takım var evladım" dedi. ben de tutamadım amk kendimi. "hocam şu anda da herhalde onu tutuyorsunuz" dedim. demez olaydım.

    "evet oğlum zil çalınca sana da tutturacam" demişti. herkes gülmüştü la bana. kalmıştım o dönem fizikten.

  • sanirim cok fazla trajediyi cok yakin aralıklarla yasadigi icin yeni bir trajedi yasayinca cok cabuk organize olabiliyor artik.
    olayin şokunu hizlica kenara koyup birbirine el uzatiyor.
    tabii yasadiklarindan ders almadığı icin, bu trajedileri tekrar tekrar yasiyor olmasi ayrica uzun bir konu tabi ama demek istediğim sey, bu hizlica organize olabilme becerisi, ecnebi memleketlerde yok.
    haliyle bize gore daha seyrek yasadiklarindan dolayi belki de ya da baska bir sey, bilemiyorum.
    ama bizdeki ahenk onlarda yok, bunu cok olayda gözlemledim.
    onlar trajedilerinden cok ders alip, yasananlari anmayı asla unutmuyor.
    biz hizli unutsak ta her seferinde ayni dayanismayi sergiliyoruz.

    malum cok buyuk bir nufus ve alan bu depremden korkunc zarar gordu.
    henuz 24 saat oldu ve her yer muazzam organize olarak, tum gucuyle deprem bölgesine destek olmaya calisiyor.
    istanbul-ankara otoyolu yuzlerce cekici low bed'ler uzerinde bekolu kepce tasiniyor.
    onlarca ambulans tek sira olmus gidiyor.
    farkli sehirlerin plakalarindan grup grup kamyonlar "deprem yardımı" afisleriyle yollarda.
    bircok sehirdeki lojistik merkezi yapilmis alanlarda yuzlerce insan kolileri elden ele uzatip tir yukluyor.

    muazzam sahneler.
    suan niğde otoyolundayiz, adana'ya gorev yerimize gidiyoruz ve bir suru farkli plaka minibus minivan, logolu sirket araci, ici insanla, malzemeyle dolu bolge yolundalar belli.
    benzinliklerde selamlaşma var,
    allah hepimizin yardımcısı olsun,
    yolunuz acik olsun,
    gibi dileklerle yeniden yola cikiyorsunuz.

    sanirim turk halki bu ozverili dayanismayi seviyor, bu konuda cephede en onde, süngü takmis zafere kosan dedeleri gibi olmaktan gurur duyuyor.
    henuz sifir noktasina varmamisken bu birlik hissini yasamak cok acayip, tarifi zor.

    hepimiz sanirim uzun zamandir tek yürek olabilmenin gücünü özlemişiz.

    tum kirli siyasilere, art niyetlilere ragmen...

    fdes yoldan bildirdi.

  • (bkz: kübra eken)
    guzel ulkemizin ata sporlarindan biri.
    bir defa da tecrube etmistim.
    20 gunluk lohusayken.
    hatta oncesinde, hamileligimin cesitli evrelerinde alistirma manasinda da yedigim olmustu.
    dogum sonrasi ilgi, sevgi, anlayis beklerken dayak yemek.
    ha bakin yemek fiil de enteresan. yiyip, hazmetmeye de calismak.
    hayvanlik diyecegim ama degil.
    sabah sabah butun sinirlerim zipladi.
    bakin; bacilarim, kizkardeslerim, abilerim, erkek kardeslerim !
    burada yazan bir suru kadin yazarin o veya bu sekilde siddete maruz kaldigini biliyorum.
    kendi hayatimla ilgili paylastigim entryler sonrasi bir suru mesaj ve agit aldim bu konuda.
    inanin, korktugunuzdan cok careniz var.
    bunu yasamaya mecbur degilsiniz.
    basima ne gelir diye korkmayin.
    daha kotusu yok bunun.
    sizin sabir gosterdiginiz her atak, daha sonra katlanacak ve buyuyecek.
    siz dur demezseniz durmaz.
    komsum, anam, babam ne der demeyin.
    kapinizi kapattiginizda ne yasadiginizi, ne hissettiginizi sadece siz biliyorsunuz.
    buna izin vermeyin.
    lutfen !
    daha cok sey soylemek istiyorum ama, inanin ellerim titriyor sunlari yazarken.
    korkmayin !

  • devlet bu krediyi toki'nin yeni yapacağı ucuz konutlar için uygulamalı.

    hazırda bitmiş evler için değil.

    toki de maliyetine evleri halka satmalı.

    işte o zaman emlak piyasası biraz regüle olur.