hesabın var mı? giriş yap

  • bazı şeyler kitaplarda, filmlerde, şarkılarda karşımıza çıktığında kalbimize dokunuyor, hoşumuza gidiyor, duygulanıyoruz, empati yapıyoruz. gerçek hayatta benzer durumlarla karşılaştığımızdaysa kurgudakine benzer şeyler yaşayan insanlara tahammül edemiyoruz... ne garip değil mi?

    aylardan beri çeşitli aşamalardan geçiyorum. inkar ettim, isyan ettim, kendimi dağıttım, bol bol ağladım, okudum, eve kapandım, kendimi dışarıya attım... çoğunu da tek başıma yaptım. yolu hala yarılayamadım.
    “güçlüyüm bak, böyle de eğleniyorum hah hayyy!” diye oynamadım. arabeskleşmedim, şarkılarla, sosyal medya mesajlarıyla laf sokmadım, haber alabileceğim, haber taşıyabilecek tanıdıklarla görüşmedim ama yine de zaman zaman tesadüfler sonucu, zaman zaman merakıma yenik düştüğümden dolayı öğrendiğim her yeni bilgi canımı biraz daha yaktı.

    hediyelerde, anılarda, fotoğraflarda soykırım yaptım. bazı fotoğrafları silmeye kıyamadım, o kadar güzellerdi ki... baktım olmuyor, gittim kendime yeni bir telefon aldım doğum günümde, o kıyamadığım fotoğrafların olduğu telefonu gözlerimi kapatıp fabrika ayarlarına döndürdüm, oğluma verdim. çok sevindi çocuk.

    bugün pazar ve evde oturuyorum. en şen kahkahalarda bile içindeki kırıklıkları gizleyemeyen bir kadınla harcanamayacak kadar kıymetli bir gün büyük şehirde. ben de oturdum, bilgisayarımın damarlarına sızmış geçmişin son kırıntılarını temizliyorum. bütün o gezilerdeki, bütün o güzel fotoğrafların iki kişilik olması haksızlık. bir fotoğrafı iphoto’da kesiyorum. öyle güzel gülümsemişim ki... ama ne yapsam da omuzumda kalan eli çıkartamıyorum. o kadar şey yaşadım, o kadar aşamadan geçtim, hiçbir şey bu el kadar koymadı... metin altıok'un şiiri geliyor aklıma, sezen aksu’dan dinliyorum...

    şimdi biraz ağlayacağım. arka arkaya birkaç sigara içeceğim. bir mola vereceğim ve sonra temizliğe devam edeceğim. dezenfektanlarla girişeceğim, parlatmaya çalışsam da biliyorum bazı lekeler hiç silinmeyecek. olsun. 21. yüz yıla yakışır bir hızda olmasa da yavaş yavaş, sakin sakin ilerlemeye devam edeceğim. gün gelecek, kendimi kendime yaptıklarımdan dolayı affedeceğim.

    omzumda bir kesik el ki hala durmadan kanar...

  • ırmak kupal isimli 3,5 yaşındaki el kadar bebeğin tecavüz edilerek öldürülmesi ardından açıklanan rapor.

    --- spoiler ---
    "otopsi raporuna göre, ırmak'a tecavüz edildiği, elle boğularak öldürüldüğü ve ters ilişkiye girilmek istendiği, bu sırada da iç organlarına zarar verildiği saptandı."
    --- spoiler ---

    kaynak

    o el kadar bebek bedeninden daha ağır bir tabuta konuldu.
    o bebeğin son anlarını hiç düşündünüz mü? o çocuğun ne şekilde mücadele vermeye çalıştığını, kurtulmak adına nasıl göz yaşı döktüğünü hiç hayal ettiniz mi? nasıl canının yandığını, neler yaşadığını. sakinleşemiyorum, düşündükçe kalp krizi geçirecek gibi hissediyorum.

    allah sana çok çok uzun ömür versin himmet aktürk.
    her anında hatta her nefes alışında o kız gelsin gözlerinin önüne.
    her nefes alıp vermen sana aylar gibi gelsin.
    1 dakikanı 10 sene gibi yaşa.
    yaşadığın tüm acıları iliklerine kadar hisset ama hiç bir şey yapamayasın.
    ölmek için çok çaba göster ama öleme.

  • ben anlamıyorum arkadaşım. hadi hepimiz yapıyoruz gerek etek traşı, gerek koltukaltı, gerek omuzdaki sırttaki kıllar bazen parmaklarda çirkin gözüküyor diye tam parmakların üstünde çıkan kıllar.. yanlış anlama ha, jilet falan değil bazen traş makinası bazen trimmer bazen makas kadar masum. böyle çaktırmadan üstten üstten kısaltıyorum ordaki kılları. ama şerefsizin evladı nasıl da anlıyor kestiğimi hemen uzamaya başlıyor. lan ne zaman gördün, deriye mi değdim, kıl dökücü krem mi sürdüm ki dellendin gıpraştın? it oğlu it... sen farkında bile değilken sağa sola yatıkken üstten inceden kestim seni. lan uzamıyodun ki daha önce... sabitlenmiştin sen? nerden gördün de yine uzuyorsun..
    köke yaptığı baskı hafifledi de mi uzamaya karar verdi... anlamıyorum arkadaşım.

  • guinness biralarının guinness rekorlar kitabı'nı çıkarmaya başlaması nasıl bir tarihsel gelişimin ürünüdür? anlatılan o ki, guinness şirketinin başkanı bir av partisi esnasında bizzat kendi arkadaşlarıyla "en hızlı av kuşu hangisidir?" konulu bir polemiğe girer. incelikli bir insan olduğundan sonra da şöyle der kendi kendine: "kimbilir benim memleketimin publarında sırf bu bilinemeyen rekorlar yüzünden ne kavgalar çıkmakta, kaç adam guinness biralarını içip içip ardından 'en iyi avcı benim, en büyük ev benim evim, en çok kadınla ben yattım' gibi konularda birbirlerini yemekte, büyük maddi ve manevi tahribata sebebiyet vermektedirler.. dünya barışı adına bu gidişe ben bir son vermeliyim".
    bu motivasyonla ufak bir broşür halinde ve guinness biraları sponsorluğunda 1950'lerde basılır ilk guinness rekorlar kitabı. gittikçe kendini aşar, guinness biralarından daha ünlü olur, bugünkü haline gelir. tahminim odur ki bu kitaba girmek isteyenlerin kendilerine verdikleri maddi ve manevi zarar, irlanda publarında birkaç sarhoş adamın çıkardığı tartışmanın verdiği ziyanın yanında hiçbir şey değildir.
    ben aslında son cümleyi sizi denemek için yazdım. yakalayabildiniz mi acaba içindeki anlam hatasını.. ilk yakalayan marie antoinette oldu, kendisini tebrik ediyorum içtenlikle.

  • atam ingilizleri öyle güzel silkeledi ki üzerinden neredeyse 1 asır geçtiği halde hala acısını hissediyorlar.

    edit: euronews’in fransız olduğunu biliyoruz dostlar. bunların hepsi itilaf devletleri değil miydi zamanında? ingilizleri yenince hepsini yendi atatürk işte. lütfen artık, euronews fransız, diye mesaj atmayın rica ediyorum.

  • birilerinin cok zoruna giden konusma . troller asagidaki görselli dagitip duruyorlar sürekli.

    diyor ki orda : "hükümeti elestir, eyvallah, erdogan'a öfkelen buna da tamam, mit'e kiz hakkin var, ulan bir iki cümle de teröristlere söyle pezevenk."
    http://i.hizliresim.com/6nprx0.jpg
    http://imgur.com/rc1rfpj

    tabi bunu mal bulmus magribi gibi paylasip duran akp'liler düstükleri komik durumun fakinda bile degilller. güclüyken teroristle muhattap olunmaz diyor, bombayi yiyince "ama o da vurdu, ona bisey demiyorsun" diyor.

    ulan adam terorist, isini yapiyor, kendini patlatiyor. devlet olan sensin, sen isini yapican, patlattirmayacaksin o bombayi. sonrada kendini böyle teroristle ayni kefeye koyup, kendini ona denk sayip , "ama ona da bisey söyle" diye aglamayacaksin.

    gerci bu komik durumu anlayacak kafa olsa akp'li olmaz bunlar. sirf oksijen israfi.

    edit: hukuka uygun hale getirildi