hesabın var mı? giriş yap

  • iyi bir vurgun olmuş tebrik ediyorum. ucuz döviz diyerek yapmış olması ünlü dolandırıcı sülün osman'ın bir sözünü hatırlattı "aslında onlar beni dolandırmaya çalışıyordu."

  • benim anlamadığım nokta şu.
    müslüman erkeklere ve kadınlara "nefsinize hakim olun cennete gireceksiniz" minvalinde ayetler öğretiliyor.
    hatta hayatları bunun üzerine kurulu oluyor falan.
    karşılığında da cennet vaad edilmiş ve bu insanlar deli gibi cennet arzusuyla yanıyor.
    yani bu şekilde anlatıyorlar bildiğim, gördüğüm.

    eee şimdi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
    nefsine hakim olma meselesini bu kadar aleni şekilde küçük çocuklar gibi karşı tarafa yüklemek ve kendini nefsine hakim olamamak vebalinden kurtarmak için kadını suçlamak ne demek?

    allahı kandırmaya çalışmak değil midir?
    yani her kul bildiğim kadarıyla günahından mesul iken "ama o da çok açık giyiniyordu" diye bir bahaneyi nasıl sunabileceksin tanrına? sana "o onun meselesi" dediğinde ne diyeceksin?

    yani kafalar gerçekten çok karışık. en basit öğretilerde bile milyonlarca fire veren bir topluluk.

    edit: imla hatası.

  • en basit şekilde anlatıyorum.

    *euroleague, nba gibi bir organizasyon.
    * nba, her franchise'a(takıma) gel bize katıl, ligimizde oyna diyor mu demiyor. lige yeni bir takım katılması için takım sahiplerinin onayını alması gerekiyor.
    * nba, takımların rekabetten kopmaması için çeşitli sınırlar ve draft getiriyor. salary cap'in üst miktarını herkes biliyor ama salary cap'in de alt miktarı var ve maaşlar toplamı o miktardan az olursa takım ceza ödüyor.
    * euroleague, belli başarılar elde etmiş ve yatırım sözü vermiş takımlara a lisansını verdi zamanında. maccabi ve milano boktan durumda olabilir ama yıllardır bu ligdeler. barcelona, her sezon şampiyonluk için kadro kuruyor. zalgiris rekabetçi bir takım, dar kadroyla bile play-off'a oynayabiliyor.
    * türkiye'den daçka'nın katılma şansı, wildcard ile oldu yatırım yaptıkları için. her sene daçka'ya wildcard'ı veremezler. -wildcard kalkmış-
    * beşiktaş ve galatasaray şampiyon olursa da katılamaz çünkü belli bütçeyi taahhüd edemiyorlar. galatasaray'ın katıldığı zamanda oyuncularına maaş ödeyemeyip maçlara 6 kişi çıktığını, beşiktaş'ın oyuncularına para ödemediği zamanları hatırlatalım.
    * olay bütçe de değil. 10 milyondan fazla yatırım yapan zenit ve khimki, euroleague'e katılmak için seri oynadı geçen haftalarda. sizin mantığınıza göre ikisini birden alması gerekiyor.

    türkiye : anadolu efes, fenerbahçe
    ispanya : barcelona lassa, real madrid ve laboral kutxa
    yunanistan : olympiakos ve panathinaikos
    italya : ea7 emporio armani milan
    israil : maccabi fox
    rusya : cska moskova
    litvanya : zalgiris kaunas

    bu takımlar a lisans sahibi.
    +1 takım eurocup şampiyonu: malaga
    + 1 takım wildcard yazmıştım ama bertomeu en iyi derece yapan ispanya takımı demiş : valencia
    +1 takım almanya şampiyonu: brose
    +1 takım: vtb şampiyonu. cska ile khimki final oynuyor. cska'nın a lisansı olduğu için khimki katılacak.
    +1 takım: adriyatik şampiyonu kızılyıldız.

    bu format epey önceden belirlendi, şimdi itiraz etmeye gerek yok.

    her şey bütçeyle olsa,
    kuban 17.9 milyon euro
    kazan 14.3 milyon euro
    zenit 12.1 milyon euro

    direkt katılma hakkı elde ederdi.

    çok dağınık bir yazı oldu, kafede arkadaşlarımı beklerden yazdım asksjfkdd anlaşılır olduğunu düşünüyorum yine de.

    edit: wildcard kalkmış, onu editledim.

  • belki de hayatın amacı olan ama modern yaşamın koşuşturmacasında fark etmediğimiz edim. öncelikle bu mertebeye ulaşabilmek için başka derdimiz olmamalı, çocuklarımız kendi ayakları üzerinde duruyor olmalı, eşimizle mutlu olmalıyız; borç, harç, geçim sıkıntısı olmamalı; beyaz atletimizle balkonda çay içebilmeli, karpuz yiyebilmeliyiz. belki de mutluluk budur. haftalardır görmediğimiz evladımız kahvaltıya geldiğinde "bak bir peynir aldım, böylesini bulamazsın, bir tat" demektir.

  • 1997'deki ben. 2007'de de bunun 40'lık modeliydim. isteyip de imkân ve fırsat bulamamaktan değil. baba tarafımın neredeyse tüm erkekleri ya -babam gibi- şoför, ya tamirci, olmadı oto yedek parçacısı. rahmetli kardeşim 15 yaşında kamyon kullanıyordu. bense kamyonumuzun plakasını bile hafızama nakşedemedim.

    ilgi diyorum, olmayınca olmuyor. piyangodan sıfır araba çıksa satar daha lüzumlu bir şey alırım.

  • aldigi son güncelleme ile ekranın yarisini reklamla kaplayan uygulama. gece karanlık modda kullanırken yarım sayfa bembeyaz trendyol reklamı gosteren geliştirme ekibini kutluyorum.
    ayrıca çok fazla ayrıcı çizgi eklemişler. her menü yatay çizgi dolu. göz yoruyor.

  • biz onu imralıya tıkmamış mıydık zaten dediğim haber.

    edit: bu entry, 'dünyanın en değerli böceği kürdistanda bulundu' başlığına, pkk sevici bi arkaşa ithafen girilmiş, önce arkadaş gitmiş sonra başlık taşınmış, gül gibi entry'im piç olmuştur.

  • hafta sonu bir avm, park, restoran ya da dışarıda herhangi bir yerde onlarcası görülebilecek, en az 1 adet yaramaz çocuk bulunduran çiftlerdir. hayatlarından bezmiş, allah belalarını vermiş gibi bir görünümleri vardır. suratları asıktır ve birbirleriyle sanki küsmüşcesine hiç konuşmazlar. genellikle telefonlarına odaklanmışlardır. sadece, sağa sola koşturan çocuklarına "dur, yapma, gitme, gel buraya çabuk!" şeklinde bağırdıklarında konuştuklarını duyarsınız. çocuklarıyla düzgün şekilde konuştuklarını ise pek duyamazsınız. çocuklarına hitap biçimleri genellikle "bağırma" şeklindedir. "madem böyle bakacaktın, neden yaptın o çocuğu" diye düşündürtürler çevredekilere. görenleri evlilikten soğutma gibi bir özellikleri de mevcuttur.