hesabın var mı? giriş yap

  • başka bir başlıkta yazmıştım, buraya da yazayım;

    dursun, temel'e demiş ki:

    -temel bil bakalım: arama fasilitesi var kullanmaz, yazılanı okumaz...

    temel durmuş,

    -skeyim öyle yazarı... demiş.

  • fark ettiğim üzere çok ucuz ürünlerin gönderim ücreti 28-40 tl’ye çıkmış.
    lakin 137 tl ye bir kalem vardı sepetimde o hala ücretsiz.
    gümrüğe de çaktırmadan 50 kuruş koymuşlardı en son.

    biz niçin diğer ülke vatandaşları gibi paramızı hakkıyla harcayamıyoruz?

    suluboya yapmak istiyorum kağıtlar olmuş 200 lira
    fotoğraf makinesi almayı düşünüyordum o da 6-7 binlere uçmuş
    bisikletler zaten uçtu
    bir de hayale kapılıp acaba teleskop mu alsam diye aklımdan geçirdim 10 saniye kadar.

    150 liraya fırça mı olur ulan, boyalara hiç girmiyorum.

    bunlar lüks ihtiyaçlar farkındayım, bunlar olmasa da yaşanır lakin canımı sıkan bu yazdıklarımın maliyetini karşılayıp vergisini karşılayamıyorum.

    ben böyle sanat ruhlu bir devlet görmedim, her istediğimden kendine de alıyor birer ikişer tane..

    benim aliexpress rekorum 8 gün arkadaşlar.
    8 günde aras kargoyla geldi, gümrük ödememiştim.
    kendimi bir an fransada hissetmiştim.
    fazla mutlu olduysam demek ki..

    çember daralıyor.

  • ilgili röportajı okuyunca, bana kendi işimi kurabileceğim veya devlette çok iyi yerlere atanabileceğim bir mesleğim olduğu için, "tam bir eşit ağırlıkçısın bla bla" diyen nice öğretmeni, teyzeyi halayı dinlemeyip (genel olarak işletme fakültesi gibi yerlerin insanlarını sevmediğimden dolayı) sayısal seçtiğim için, teknik üniversite'de yıllarca ebeminkini tersten görerek okuduğum için sevinç gözyaşları döktüren bir ablamız.

    çok samimi söylüyorum, sıfır beden, at suratlı, fönlü saçlı, burnunun ucuna bok bulaşmış ifadeli, lütfederek doğurduğu veledi haftasonu kanyon'da gezdiren plaza hatunlarından tiksiniyorum, keza aynı tipin erkeklerinden de. içinde kendini kaybettiği yalakalık girdabından, her gün 15 cm topuk üzerinde duran ayaklarından bacaklarından, sabahın köründen akşamın karanlığına kadar çalıştıktan sonra insanlığından, başta kendisi olmak üzere ailesine, çocuğuna, kocasına nasıl bir hayır gelebilir pahalı tatillerle lüks giyip lüks yemekten başka? insanlığı, kadınlığı, anneliği mi kalır o kişinin haftasonu da kendini göstermek için kıçını yırtarak gittiği boğaz kenarı brunchlarında?
    şahsen 12.000 tl'yi 1 ayda kazanıp bu kadar kevaşe bu kadar leş ötesi bir ortamın kendini çok önemli zanneden ırgatlarından biri olacağıma, 3-4 ayda kazanır, boş vakitlerimde kışlık domates yapar kavanozlara koyarım, mac bebeköy'de değil sahilde spor yaparım, ayağımda çocuk sallar 2-3 tane büyütürüm, islim kebabıyla bulgur pilavı filan yapar pişmesini beklerken devrilip kitap okurum, etiket gibi koluma takacağım ve iş stresinden haydar dümenlik olacak bir plazberk ile değil rahat adamın tekiyle evlenirim.

    yok 30 yaşında expat olacakmış da 33 yaşında çükübik, 35'inde fikibok olacakmış.. ahy içim sıkıldı, 12.000 teleymiş, vah ablam leşliğe bak.

    edit: teknik üniversite sadece mühendislik eğitimi vermiyor, ayrıca laflar ablanın şahsına değil yanlış anlaşılmasın, "sevgili kaşar'lar, yarın kendi kendimize göndereceğimiz çiçeklerin organizasyonu yapıldı mı?" tweetine ise sesli güldüm.

  • evrimin ahlâkî mekanizması yoktur da ondan. siz doğayı size anlatılan masallar gibi toz pembe mi zannediyorsunuz? ayrıca evrim kimseyi elemez bu konuda anlaşalım önce. evrimin mekanizmalari vardır bu mekanizmalar sonucu doğa popülasyonları eler. ayrıca evrim tek bir canlı üzerinden değil popülasyonlar üzerinden ele alınır.

    evrim kısaca popülasyon frekansının değişmesidir. başlıkta anlatılmaya çalışan mekanizma muhtemelen doğal seçilim. evrimin sadece doğal seçilim mekanizması da yoktur bunun dışında genetik sürüklenme, mutasyonlar, adaptasyon vs. gibi mekanizmaları da bulunur.

    bahsedilen konuyu şöyle ele alalım. bir canlımız var bu canlımız x olsun. güzel bir populasyonda yaşıyor bu canlımız ve habitatı her şeye elverişli. bu canlımız diğer türlerine nazaran tecavüz eden diğer türdaşlarini öldüren bir canlı. bu canlı eğer kurtlar gibi sürü halinde yaşayan bir türe ait canlıysa muhtemelen diğer türdaşlari içinde üstünlük kuracaktır ve öne geçecektir. çünkü av için rekabet ederken diğer arkadaşını öldüren bu canlıya seri katil diyebilir miyiz? ya da çoğalmak genetiğin aktarmak için bir dişiye tecavüz etmesi bu canlıyı tecavüzcü mü kılar? işte bu gibi ahlâkî kavramlar ve kurallar yalnızca insan medeniyeti için geçerli. insanın ve atalarının yaşadığı evrimleştiği ve hatta akrabalarının da yaşadığı o yıllarda bu gibi kavramlar yoktu. dolayısıyla yine bir eleme söz konusu olamaz.

    tecavüz ve öldürme kavramları zaten yalnızca insan türüne ait kavramlar değil bunu bu yazıda çokça belirtmeye çalıştım.

    ancak şöyle bir şey var. bu tecavüzcüler ve seri katilleri diğer canlılardan farklı kılan bir gen olabilir mi bu muamma? bu konuda yapılmış bir çalışma yok ya da ben göremedim. hatta bu tecavüz ve öldürme geni bize atalarımızdan miras kalan bir şey olabilir mi burası da muamma?

    doğa muazzam bir karmaşa ve ölüm kalım mücadelesi içinde devam ediyor...

    not: eksikler ve hatalarım varsa özelden belirtebilirsiniz veya tartışabiliriz.

    edit:

    tecavüz davranışları ile ilgili birkaç ekleme yapmak isterim gelen mesajlar doğrultusunda.

    dipnot: eklediğim bazı görüntüler hassas içerik olabilir +18 olarak belirteyim. her ne kadar hayvan da olsa söz konusu davranış tecavüz. izlemek istemeyenler olabilir diye peşinen söyleyeyim. ancak bilimsel gözle bakmak isterseniz bakabilirsiniz.

    https://en.m.wikipedia.org/…ogical_theories_of_rape

    mating patterns and reproductive strategies in a community of wild chimpanzees (pan troglodytes schweinfurthii)

    evrim ağacı fb. / bazı tecavüz görüntüleri

    ördekler ve toplu tecavüz örneği

  • --- spoiler ---

    04.01.2010 tarihli bölümde ali'nin ezdiğini sandığı hamam böceği, ramiz dayı'nın çürümüş mutfak dolabından çıkarıp adam ettiği hamam böceği olabilir. önümüzdeki bölümde çıkar kokusu.

    --- spoiler ---

  • kadına laf edip karışacağına kendini tesettüre sokmuş sporcudur. inancınızı böyle yaşayın canımı yiyin.

  • şu görsel bardağı taşıran son damlaydı nasıl böyle bir salak akrabam olabilir dedim sildim gitti.

  • oyun devam ettikçe hanım kızımızın aslında başka bir çocuğa meylettiğini fark etmekle daha da bir dramatikleşen olay.

    şöyle ki kızımız parmak uçlarıyla narin pasları hep o dingile atmaya, saçını bir sağa bir sola atıp gülümsemeye, dingilin de ona karşılık olarak gönderdiği topa düşmesin diye son anda yetişirken cilveli ve minik "ay!" sesleri çıkarmaya başladığında dünya başınıza geçebilir.

    bu gibi durumlarda önce surat asılır, kıza "vay be, bana ha..." diye imalı imalı bakılır (kız bakmaz ama), son çare olarak dönüşüm geçirip payidar demir olunur, herifin kafaya kafaya smaçlar çakılır. ortam elektriklenir gibi olduğu anda ise son smacı da kızın kafasına çakıp "siz oynayın!" diyip basıp gidilir.

    "kız hemen koşarak arkadan gelip "dur, nereye gidiyorsun... neden böyle davrandın ki?" diye sorar. kıskandığını anlamıştır ve sana karşı boş olmadığını göstermek için gülümseyerek gözlerinin içine bakar" diye bitirmeyi çok isterdim ama genelde arkandan "gerizekalı" demekle yetinir sondaki "a" harfini inceltmeyi beceremeden...