ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
erkek çocukla öpüşen instagram fenomeni
-
aynı fotoğraf için erkek ve kadının cinsiyetlerini/yaşlarını değiştirip bakın.
kız çocuk ve erkek yetişkin bir adam için böyle bir fotoğraf sizi rahatsız eder miydi?
şimdi yorum yapmanıza izin veriyorum, göreyim sizi...
cem yılmaz'ın türkçeye kazandırdıkları
-
(bkz: kaynımda da var)
128 milyar doları sattık çünkü tc iflas ederdi
-
hayatları yalan. velev ki doğru söyledi, ülkeyi nasıl iflasın eşiğine getirdiniz diye sormazlar mı adama.
hoşlanılan kızın whatsapp'tan gönderdiği son mesaj
-
(bkz: boş küme)
valla en son bi kızdan hoşlandığımda whatsapp yoktu.
hatta akıllı telefon yoktu, salak salak telefonlar vardı.
rte henüz bir kul kabul ediliyordu.
fışkiye kırılmamıştı.
küçük ibo hala küçüktü.
nihat doğan daha seda sayanla çıkmamıştı.
ibrahim tatlıses yıldız tilbe'yi pezevenklerin elinden kurtarmamıştı.
düşünün euro daha yoktu ya.
53 lira hesap kitlenen dh ölücüsü
-
mustafa orta halli bir esnaf çocuğu haftalığı 50-100 lira olan kendi halinde bir liseli kardeşimiz. feyza ile dilara aynı mahalleden gözü açık geçinen lisede herkesin ağzının içine baktığı, bunun farkında olan ve erkeklerin nasıl çalıştığını manikürcü ablalarından öğrenmiş genç kızlar. feyza daha akıllı olanı dilara da onun yanında gezen ancak o kadar uyanık olmayan ekürisi. günlerden bir gün haftalığını alan mustafa indirimde olan mağazalara ölücülük için yola çıkar. yürürken geçtiği kafenin önünde okulda hep gördüğü ancak konuşamadığı kızın kapıda sigara içmekte olduğunu görür. kız onu fark ettiğini anlaması için sigarayı atıp etrafı izler. bundan cesaret alan mustafamız naber diyerek hikayeye başlar. kızlar mustafa’dan uyanık olduklarını düşündükleri için gün boyu yediklerini mustafaya uygun bir dille kitlerler. ancak unuttukları bir şey vardır. mustafa bir dh ölücüsüdür. intikamını fazlasıyla alacaktır.
ımdb: rating 8.7
mustafa's revenge
on 8th march...
bir lisede yaşanabilecek en dumur olaylar
-
yıl: 1996
yer: kayseri fen lisesi
mabeyihumayun ve oda arkaşları o gün farkli bir sesle uyanır.normalde “ kalkın yavru kuşlaaar!” diye bağıran nöbetçi hoca, “ bu ne laaan, manda boku mu laaan!” diye bağırmaktadır.derken daha önce uyanmış olan angeleyes kahkahalarla odaya girer:
- nooluyo lan dışarıda?
- hahahahaaa
- ne var lan nooluyo?
- bok var! hahaha.vallaa git bak istersen..
bunun üzerine mabeynihumayun yataktan kalkıp koridora çıkar.ortalık ana baba günüdür.koridorun tam ortasında ise bir yığılma vardır.o tarafa gidenler “ öğhh, iğrenç” gibilerinden söylenerek ortamdan uzaklaşmaktadır.mabeyn kalabalığın ortasına geldiğinde yerde kocaman bir bok kütlesiyle karşılaşır.sabah sersemliğiyle beraber herkes gibi söylenip hemen uzaklaşır,odaya döner.
halen mayışık bir halde olduğu için tekrar yatmayı düşünür.normalde nöbetçi hoca milleti sabah etüdü için uyandırmıştır ve kahvaltıya yaklaşık 1 saat vardır.herşeyi göze alıp yatmaya karar verir ( sabah etüdüne gitmeyenin haftasonu izni iptal ediliyordu)
- ali olum ben yatıyom, beni kahvaltıya uyandır
- oh beyim yatsın biz kaldıralım.neyse yat sen ben gelir uyandırırım seni.
- :)
mabeyn uykuya tekrar daldıktan sonra birinin dürtmesiyle uyanır, karşısındaki milleti etüde aldıktan sonra son kontroller için yurda dönen nöbetçi hocadır:
- nooldu olum niye yatıyon hala?
- ee kem küm..
- nooldu olum hastamısın?
- e evet hocam
- hmm.karnın mı ağrıyo?
- evet hocam ( asıl sıçtığım an budur.yazı bitiminde bu parantez içini tekrar okuyun)
- tamam yat sen.
- :)
kahvaltıdan ve ilk iki dersten sonra biyoloji yazılısı için gelen anonsla herkes koşmaya başlar: “ 2c ve 2d sınıfları sınav salonuna gidiniz..”
herkes yer tutmak için salona koşarken (bkz: pole position/@mabeynihumayun) mabeyn bi ses duyar, ses müdüre aittir:
- mabeyn efendi gel bakalım buraya
- hocam sınavımız var
- sınavdan sonra odama gel
mabeyn, muhafazakar olan müdürün kendisini bir gün önce kız arkadaşıyla gördüğü için okulda böyle şeyler yapmaması konusunda uyaracağını düşünmektedir.
sınav sonunda millet derse giderken mabeyn müdürün odasına gider:
- hocam beni çağırmıştınız
- gel senle bahçede konuşalım
(kısa bi hal hatır sorma işinden sonra)
- söyle bakalım neden pisledin koridora?
- !”^”$^”$???
- tamam olabilir yetişememişsindir, ama niye temizlemedin?
sabah koridordaki görüntü, nöbetçi hocayla yaptığımız diyalog gözümün önünden film şeridi gibi geçti.ihalenin bana kaldığını anlamıştım..
o şaşkınlık ve sinirle müdüre ne cevap verdiğimi tam olarak hatırlamıyorum.ama müdür benim yapmadığım konusunda ikna olmuştu ve kendisine de müdür yardımcısının benim ismimi verdiğini söyledi.soluğu müdür yardımcısının yanında aldım:
- hocam benim adımı nasıl verirsiniz müdür beye?
- dur oğlum sakin ol
- hocam kolay mı adam harcamak o kadar?
- dur oğlum.bana ahmet bey (nöbetçi hoca) senin yaptığını söyledi
soluğu bu kez nöbetçi hocanın yanında aldım:
- hocam nasıl olur benim adımı verirsiniz?
- heeheeee
- hocam gülmeyin nolur
- olum sen söylemedin mi bana karnım ağrıyo diye, başka da yatan yoktu ben sen olabilirsin dedim.sen yaptın demedim.
- mnskym…
derken bir anons daha: “ tüm lise 2 erkek öğrencileri erkek yurdunda toplanınız..”
yaklaşık 70 kişi temizlenmiş olan bokun olduğu yerde toplandık.müdür yardımcısı geldi ve güzel bi nutuk attı.
- çocuklar, olabilir yetişememişsinizdir.ama neden temizlemediniz?
- şimdi çıkmasın zaten kim yaptıysa yalnızken beni görsün.
arkalardan çatlak bi ses: hocam herkesten numune alın, labaratuarda bulalım kim yapmış..
öğrenciler arasında fiskos başlamıştı bile.herkes sabaha karşı birilerinin apar topar odalara kaçtığını anlatıyordu..ama hiç kimse isim telaffuz etmiyordu.
aradan yıllar geçti, faili halen meçhul.ama yeni jenerasyon kendisine bir kahraman seçmiş bile..
pilav günleri için okula gittiğimiz zaman okulun öğrencileri yanımıza gelir:
- abi mabeyn abi kim?
- benim
- abi valla helal olsun, süper bi protesto…
volkan demirel'in madencilerin borcunu ödemesi
-
volkan demirel ve eşinin, soma'daki maden kazasında hayatını kaybedenlerin kredi borcunun büyük kısmını ödemesi olayı. geri kalanını fenerbahçeli futbolcular ödemiş.
http://www.cnnturk.com/…orcunu-volkan-demirel-odedi
fatih terim'in panathinaikos ile anlaşması
-
devlet böyyüklerimizin fon vurgununu unutturmak için " bisüre ortadan kaybol!" demiş olmaları ihtimalini yadsımayalım lütfen
edit: bide kaçak fetöcü hakan şükürün fatih terim'in yardımıyla kaçabildiği iddiası daha bir ürkütücü değil midir ??
fatih terimin hikayeden ifadesini bile almadı devletimiz ve şimdi gidiyor öylemi :/
sibel arna
-
zengin bir kişi.
tanım kısmını geçelim, şahsına yönelik eleştirilere gelelim.
15 aylık bir çocuk babası olarak fena hırslandım kendisine.
şimdi güzel kardeşim, bakıcılık, dadılık diye bir kurum var. bu kurum neden vardır, sana çocuğuna bakarken yardımcı olsun, daha da önemlisi sen işindeyken gücündeyken çocuğunla ilgilensin diye vardır.
şimdi işin yok, gücün yok o anda. tatildesin. çocuğunla dilediğince beraber zaman geçirme fırsatın var. zaten çocuklu ailelerde tatil de bu işe yarar. kaçırdığın şeylere yeniden kavuş, çocuğunla daha bir zaman geçir diye.
neyse, benim yazıdan anladığım hanife teyze çocuğunun çorbasını pişiriyor, hanife teyze çocuğunla geziyor, hanife teyze çocuğunla (tam süreyi dolduramasa da) saatlerce oyun oynuyor, sen de bikiniyle güneşleniyorsun. e neden yaptın o çocuğu o zaman? tatilde bile onunla vakit geçirmeyeceksen, onu hanife teyzeye "satacaksan", üstüne hanife teyzeyi de bunun için millete ilan ediyorsan, sen neden o çocuğun annesiyim diye dolaşıyorsun?
bir de milleti "şekerim doğuruyor, doğuruyor bakmıyorlar. saldım bayıra mevlam kayıra diyorlar" diye eleştirirsin. senin bunu yapanlardan banka hesabın dışında neyin eksik? o çocukla tatilde bile hanife teyze ilgileniyorsa sen kimsin?
orta asya'dan göç etme bir efsanedir
-
"bir efsaneydi efsaneydi kavimlerce göçüyor olmak
aral gölünden çıkıp maveraünnehire dokunmak
derebeylik üstüne, derebeylik yıkmak
bir efsaneydi kavimlerce göçüyor olmak..."