ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
eda erdem'in meşhur pozu
-
2012'den beri a milli kadın voleybol takımının ana sponsorlarından olan mc donalds'ın ortaklık anlaşması uyarınca reklamlarında kullandığı görseldir.
milli forma ile amerikan firması reklama n'alaka diye değil; ortalıkta yerli ve milliyim diye gezinen köftecisi, midyecisi, tostçusu, etçisi niye milli takıma sponsor değil, onu sorgulamak gerekir.
evine verilen 3 milyon euro'yu reddeden vatandaş
-
bende 85 yasinda olsam satmam evimi. 3 milyon euro'yu o yastan sonra öhöömm neyse. ama 30'lu yaslarimda boyle bir teklif gelse evimi satar sulalemi de yaninda promosyon olarak veririm. hic vatan millet duygusu kasamam bu konuda.
gerçek enflasyonu hesaplamayan muhalefet
-
beceriksizlikten mi tembellikten mi, anlayamadığım muhalefettir.
--- spoiler ---
bir genel başkan olarak al kardeşim eline bir liste. en yaygın market neresi? a101 mi, migros mu? şok mu? bim mi? belirle bir market. git oraya.. her ay enflasyon sepetinin içindeki aynı kalem malzemeleri market sepetine at. kasadan geçir, fişini yayınla. merak etme, tv'ler göstermezse bile sosyal medyada milyonlar izler bunu.
sonra enflasyon açıklamasının yapılacağı günden bir gün önce aynı kalem malzemeleri yine al. sonra onun da fişini al ve iki fişi karşılaştıran bir video çekip sosyal ortamlara yay..
e bunu da yapamıyorsan in o koltuktan da, yapabilen gelsin.
--- spoiler ---
hasan yağal'ın müslüme'nin babası çıkması
gece uyumak için giyilen tişört
-
anne tarafından toz bezi yapılmasına az kalan tişörttür.
utanmadan dışarıda şort giyen erkek
-
şeriat is loading... başlıklardan biridir.
kadınlar bitti sıra erkeklere geldi.
benim şortuma gelip laf edecek bedevinin cesedini s....m.
18 nisan 2020 ek gümrük vergileri
hayvan gibi hesaplamadan sonra x=x+1 bulmak
-
mekandaki kişi sayısını -7 bulmanın yanında telafi edilebilecek bir hata.
insanın aklını başından alan harika dübel capsleri
-
görsellerini siz değerli ekşi sözlük yazarlarıyla da paylaşmak istediğim, baktıkça insana huzur veren, birbirinden değişik şekillerde ve farklı görevlerde kullanılmak üzere tasarlanmış harika dübeller.
klasik beyaz dübel
metal alçıpan dübeli
plastik, kanatlı alçıpan dübeli
tek açılımlı ağır yük dübeli
çivili dübel
çekmeli çelik dübel ( çok asil bi görüntüsü var)
pirinç dübel
klipsli çelik dübel
çakmalı çelik dübel
asma tavan dübeli
gömlekli dübel
gaz beton dübeli ( tatlılığa bakar mısınız)
klasik, renkli plastik dübel
şirinlik, premium pembe dübel
strafor dübel
renkli söwe dübeli
osb dübeli
ikarus marka otobüslere binmiş efsane nesil
-
80sonu 90 başı ankara ile katıldığım nesildir.
nedendir bilinmez aklımda bu otobüsün jantları en çok yer etmiştir.
dile gelse konuşacak gibi duran mat sarıya boyanmış şekilli jant kapakları vardı bu otobüslerin. bir de kahverengi deri döşemeli rahatsız ve soğuk koltukları...
ayrıca "otomatik kapı çarpar" ikazını da bu otobüs ile hayatımıza sokmuştuk. evvelki 1950'li amcaların otobüslerinde var mıydı bilemiyorum tabi ki fakat bu ikarusun 4 dilimli ikiye ayrılan otomatik kapısı gerçekten çarpardı. kim bilir kaç vatandaşımız telef oldu bu kapılar yüzünden. kapı aheste aheste açılcak gibi yapıp fake atardı. havası dolunca da bir anda ışık hızıyla paaaat diye açılıp kapanırdı. körüklü olanların
körük kısmında yaşam mücadelesi vermek bugünün şartlarında bile oldukça zorlu bir serüven idi. körük kısmının zemininde otobüs döndükçe kendisi de dönen bir kapak vardı. o kapak kırılcak diye çok korkardık küçükken...
anımsadığım kadarıyla en rahat yanı en arka camın önündeki dikilmelik boşluk idi.
bir de önünde kağıt biletleri attığımız kumbara gibi bir kutu olurdu. bu da unutulmaz.
bir de bilinçaltıma yer etmiş bir diğer öğe ise otobüsün pisliği olmuştur hep.
bu ikaruslar o kadar pis olurdu, o kadar yıkanmazdı ki, gerçek bir ağır sanayi aracı görüntüsüne sahiplerdi.. her yerinden çamur akardı. benim zihnimde hep öyle yer etmiş. kullanılan standart kırmızı-kırık beyaz boyanın matlığından kalitesizliğinden midir nedir bilmem fakat hiç şöyle ışıl ışıl parlayan tertemiz bir ikarusa bindiğimi hatırlamam..
89-1995 yıllarına kadar emek sekizinci caddeden binip kızılaya giderdik annem ile..karamürsel pasajı, soysal çarşısı, alp billuriye falan yardırırdım annemin peşinden.
6 kelimelik hikayeler
-
ne yapsam gelmiyordu, yaratıcı cümle aklıma...