hesabın var mı? giriş yap

  • - sene 90. ventolin, güzel sanatlarda okurken bir denizcilik şirketiyle görüşür. kendisinden gemilere uygulanmak üzere logo tasarımı istenmektedir. öğrenci ventolin, ortalama bir ajansın çekeceğinin 5'te biri kadar bir rakam söyler, fiyatta hemen anlaşırlar. iki hafta sonra logoların sunumu yapılır, müşteri bayılır, teşekkürler eder. artık son aşama işin uygulanmasıdır. ancak müşteri bir daha aramaz, telefonlara da çıkmaz. sınavlardı, kızlardı derken aylar geçer. olayı çoktan unutan ventolin, msü'den karaköy iskelesine doğru yürürken bir nakliye gemisi görür. sunduğu logolardan biri, sanki beş yaşındaki bir çocuk bakarak tekrar çizmiş gibi, daha önce görüştüğü şirketin gemilerinden birinin bacasındadır. delirir, adamları allem eder kallem eder bulur, yakalarına yapışır, "ne iş bu?" der.

    konuya geliyorum:

    şirketin patronu, "ne kızıyorsun ya ventolin kardeşim?" der. "senin on liraya yaparım dediğin logoyu matbaacı yeğenime tarif ettim, bilgisayarda bir liraya çizdi. senin işini kullanmadık ki, ayıp oluyor ama."

    bu, mesleğimi ilgilendiren acı bir türkiye gerçeğiyle ilk tanışmamdır.

  • uluslararası hukuka uygun bombalamadır.

    suriye egemen bir devlettir. bm'de kabul görmekte, diğer ülkeler tarafından muhatap kabul edilmektedir.

    rusya, suriye'deki operasyonlarını suriye devletinin izniyle yapmaktadır. suriye'nin egemenliği altındaki operasyonlar uluslararası hukuka uygundur. (bizim ırak'tan izin alarak, kandil'i vurmamız gibi)

    türk tırları, egemen suriye devletinden izin almadan suriye topraklarına girmiştir. kaçak giriştir, hukuk dışıdır.

    uluslararası hukuka uygun biçimde suriye'de bulunan rus kuvvetleri, uluslararası hukuka aykırı biçimde suriye'den izin almadan suriye topraklarına giren tırları vurmuştur. olay bu kadar basit.

  • geçmiş olsun kardeş. konsantre askerlik yapmışsınız. bu dediklerini kısa dönemlere 6 ayda uzun dönemlere 12 ayda günlere serpiştirerek yapıyorlar. sizin vakit dar olduğu için 21 günde ne yapabilirse yapmışlar. neyse yemişsin askerliği işte hürgeneral kardeşim. boşver unutursun zamanla...

  • canlının kilosuna, et kalınlığına, bir av hayvanıysa avlanma şekline, vücutta bulunan enerjinin durumuna göre başlama süresi değişen doğal savunma sistemdir bu. "öldükten sonra gelen savunma sisteminin bana ne hayrı var lan" diyen bilim sever kişiler için biraz daha açalım konuyu. şimdi bilindiği üzere gelişmiş canlılarda hareket kasları oluşturan aktin ve miyozin ipliklerinin birbirlerinin içine kayması ile sağlanır. bu kayma hareketine enerji sağlamak için de canlı, miyozin ipliğine sürekli atp bağlamak zorundadır. eğer bir nedenden dolayı bu miyozin ipliği atp ile doyurulmazsa kendisi gidip aktin ipliği ile birleşir ve aktomiyozin adı verilen yepyeni, taşlardan sert yekpare bir yapı oluşturur. hee yani neymiş? rigor mortisin oluşma nedeni kaslara yeterli atp iletilememesi imiş. işte bu nedenle canlının öldüğü sırada ne kadar atp sahibi olduğu, ölüm sertliğine giriş ve orda kalış zamanı belirleyen bir faktörmüş.

    -iki sattir anlatıyosun ama hala savunma sistemi meselesine gelmedin puşt.

    haklısın sevgili okuyan kişi şimdi oraya geliyorum. efendim ölüm sertliği falan denince nedense akla ilk önce kaskatı kesilmiş insan bedeni geliyor. oysa et ticareti yapan firmalar bu konuyu araştırken farketmişler ki rigor mortis sürecinde canlı bünyesinde enzim bakteri ve bozulmaya neden olan aktiviteler sıfıra çok yakın değerlere düşüyorlar. yani bir balık/dana/tavuk ölümsertliğine girdiği anda ugun koşullara alınıp dondurulursa, bozulması çok daha geç olmakta, taze kalma süresi uzamaktadır. hani ticari anlamda da düşünmeyelim. siz balığı tuttuğunuzda ölüm sertliği geçmeden buzdolabına kaldırırsanız, çok daha uzun bir süre tazeliğini muhafaza edebilirsiniz.

    -bu mu yani şimdi savunma sistemi ?
    -evet bu

    şöyle de birşey var ki olta balığının ağ balığından kıymetli adledilmesi bu konuyla biraz alakalıdır. ağ balığı ağ toplanana kadar orda çırpınıp enerji harcadığı için ölüm sertliğine erken girer ordan erken çıkar ve tazeliğini nispeten daha kolay kaybeder. diğer yandan olta balığı mis gibidir stres olup atp parçalamamıştır, rakının yanında kuzu kuzu yatmaya hazırdır, candır o candır.