hesabın var mı? giriş yap

  • 15 yıllık evliyim, yatakta sıçıyorum. karımla karşılıklı birbirimizin üzerine işeyip geğirerek öpüşüyoruz. facial cumshot üzerine bir de ağzına işiyorum hatta.

    saçma önerme.

  • sinemaseverlerin dönüp dönüp izlediği filmler vardır. yüzüklerin efendisi, star wars ve hp serileri, türk filmlerinden de süt kardeşler bu filmlere örnek gösterilebilir. benim çevirip çevirip izlediklerim ise genelde animasyon filmlerdir. disney'in en güzel zamanlarına örnek gösterilebilecek hercules, adı pek duyulmasa da muazzam bir emeğin ürünü olan kubo and the two strings ve hayao miyazaki filmleri bu alanda en çok izlediğim filmler. bu listeye birkaç yıl önce de ratatouille'u ekledim. mutfakta çok becerikli bir insan olmasam da remy'nin azmi, çalışma hırsı ve birbirinden ilginç restoran çalışanları beni kendine çekti sanırım.

    bu geri dönüşlere yeni star wars serisini de eklemek isterdim ama filmler o kadar kötüydü ki ömrüm boyunca bir daha görmek istemiyorum hiçbirini. bir de bu filmler azaltmadığı gibi bendeki star wars özleminin daha da artmasına neden oldu. eski filmleri izlemek de kar etmedi çünkü ben sağlam bir sith hikayesi bekliyordum yeni seriden. bu yüzden gidip eski sith'lerin hayatını anlatan yazıları okumaya başladım.

    yine bir şeyler okurken durdum ve dedim ki film açayım bir tane. çünkü gözümün önünde ışın kılıçları belirmeye başlamıştı artık. sevdiğim filmlere bakarken de ratatouille denk geldi ben de onu izlemeye karar verdim. filmin takribi yirminci dakikasında da garip bir şey fark ettim. remy'nin başarı hikayesi bire bir sith kodunu takip ediyordu. ilk önce ne alaka desem de geçen sahneler ile birlikte bu inancım iyice oturdu. durumun gerçekten böyle olduğuna ikna olunca da gelip size anlatmaya karar verdim. şimdi remy'nin hikayesi ile sith code nasıl benzerlikler içeriyor bir bakalım.

    --- spoiler ---

    önce sith code nedir ondan bahsedelim. sith code, star wars evreninde sith'lerin düşünce yapısını anlatan ve izlemeleri gereken yolda onlara rehberlik eden sözler bütünüdür. jedi olup daha sonra sürgüne gönderilen sorzus syn tarafından yazılmıştır ve tamamı şöyledir;

    "peace is a lie, there is only passion.
    through passion, i gain strength.
    through strength, i gain power.
    through power, i gain victory.
    through victory, my chains are broken.
    the force shall free me."

    çevirisi ise aşağı yukarı böyledir.

    "denge bir yalandır. sadece tutku, arzular ve istekler vardır.
    tutkum ile yetenek kazanırım.
    yeteneğim ile güç kazanırım.
    gücüm ile zaferler kazanırım.
    zaferlerim beni bağlayan zincirleri kırar.
    force beni özgür kılar. "

    şimdi de adım adım remy'nin hikayesine bakalım. film öncelikle remy'nin "zincirli" olduğu kısımla başlıyor. remy aslında yemek konusunda henüz nereye koyacağını bilmediği bir ilgiye sahip. ancak babası bunu anlamsız buluyor ve fare toplumu olarak onu değişim geçirmekten alıkoyuyorlar. remy'nin burada yürüyüş tarzına kadar her şeyi sorgulanıyor.

    bu baskı normal bir karakteri sindirebilirdi ve ondan jedi kodunun istediği şekilde uyumlu olması bekenirdi ancak remy, uyumu değil tutkusunu seçiyor. mesela peynir ile çileği beraber yediği sahneden, mantar ve özel bir peynir bulduğunda bunları diğer yiyeceklerin arasına atmak istememesinden bunu görebiliyoruz.

    bundan sonra remy tutkusu nedeniyle gusteau'nun şovunu izlemeye başlıyor ve kitabını okuyor. daha sonra ondan öğrendikleriyle yiyecekleri bir araya getirerek daha iyi lezzetler elde etmeyi öğreniyor. ki bu da tutkusunun yeteneğe dönüştüğü yer oluyor tam olarak.

    remy tabi ki bu haliyle bir restorana gidip iş başvuru yapamaz. şansının açıldığı kısım ise linguini ile tanışması oluyor. linguini ile birlikte gusteau'nun mutfağında çalışmaya başlayan remy, burada hem aşçılık sırlarını öğreniyor hem de giderek daha becerikli hale geliyor. yeteneğinin güce dönüştüğü yer ise müşterilerin mutfaktan yeni bir şey istedikleri kısımda gerçekleşiyor. burada remy, gusteau'nun pek popüler olmayan bir tarifini değiştirerek müşterilerin ilgisini çekiyor ve yerini daha da sağlamlaştırıyor.

    normalde yeteneğe ve güce kavuşan bir sith kendi zincirlerini kendisi kırar. ancak remy bir sith değil tabi ki. o yüzden skinner, "ne" olduğunu hatırlatıp onu bir fare kapanına kapattığında, remy'i kurtaranlar babası ve kardeşi oluyor.

    bundan sonra remy'nin zafer anı geliyor. mutfak ekibini kaybetmek, sağlık müfettişine yakalanmak gibi bir çok engeli aştıktan sonra işinin başına geri dönüyor ve anton ego'yu çocukluğuna döndürüp tekrar mutlu bir insan haline getiren yemeği yapıyor. bu muhteşem olaya rağmen gusteau'nun restoranı kapatılıyor ancak remy'nin kazandığı zafer zincirlerini kırmasını sağlıyor. yine dediğim gibi bunu sith'ler gibi sert bir şekilde yapmıyor remy. yeteneğini ve gücünü hem babasına hem anton ego'ya kanıtlayarak özgürlüğüne kavuşuyor ve küçük şef olarak çalışmaya başlıyor.

    --- spoiler ---

    sonuç olarak burada remy'nin bir "sith" alegorisi olduğunu iddia etmiyorum tabi ki. ayrıca filmde de star wars'a ait hiçbir gönderme yok. ancak başarıya giderken attığı adımların sith code ile gösterdiği benzerlik de ortada. buradan şu sonucu çıkarabiliriz; belki de bir şeyler başaran insanlar benzer yollardan geçiyordur ve bu yol silikon vadisinde start-up başlatan bir bilgisayar mühendisi için de bir aşçı için de bir kurgu karakter için de aynıdır aşağı yukarı. çünkü sith code'un bahsettiği kavramlar aslında çok geniş. yani bunları takip ettiğinizde illa elinizden yıldırım atmanıza gerek yok. ancak bir şeyler hakkında tutkunuz varsa sith code, remy'e olduğu kadar size de yol gösterebilir belki.

  • öncelikle bu bir troll basligidir, lutfen altini doldurup gundeme sokmayin.

    ikinci ve daha önemlisi pkk ve ypg daha önce hiç olmadıkları kadar dünyada meşruiyet kazandılar erdogan sayesinde. erdogan cikip kobani düştü düşecek diye açıklama yaptığında bu teröristler isidli teröristlerle savaşıyordu. suriyeyi karistiranlarin başında gelen erdogan, pkk ve ypg'ye özgürlük savaşçısı sıfatı kazandiranlardan biridir. partizan kurtler ile erdogan bu sebeple bir madalyonun iki ayrı yüzüne dönüştü. altından kalkamayacaktin madem neden suriyeye müdahale ettin m ve oradaki ayrılıkçı kurtlerin ek.egine yağ sürdün?

    şu an ypg icin erdoganin varlığı en az esadin varlığı kadar önemli ve değerlidir. siz bu masalları zaten fikri degismeyecek olan anadolu comarlarina anlatin.

  • olabilir diyenler ilkokul terk sanırım. borsadan çok para kazananlar var ama bu rakamlara inananlar kendine dikkat etmeli.

    size 1 saat verseler ve son 3 aydaki borsa hareketlerini bir deftere yaz sonra da seni zaman makinesiyle 3 ay öncesine yollayacağız deseler bile büyük çoğunluk o parayı 1500 katına çıkaramaz.

    boğa falan diye mal mal konuşmayın.

  • tarih çabuk unutulan bir kavramdır, ayrıca gençleri de şuçlayamıyorum yaşam standartlarını arttırma derdinde herkes. bu gözler kefen giydik bizi cepheye gönder rte, bahçeli reis diyenlerin bedelliye en önde başvuran olduğunu da gördü. =)

  • -ya salak mısın sen?
    -aşkım vallahi elimden kaydın
    -ne demek elimden kaydın ya hasta
    -bak iyilik edelim dedik kötü olduk iyi mi?
    -resmen başım ağrıyor
    -migrenin mi?
    -yok salaklığın
    -hadi, başa döndük yine...

    allahım canımı al da kurtulayım. sakarlık dediğin ne noktalara kadar ilerleyebiliyor şaşırıyorum bazen. koltukta uyuyakalmış sevgiliyi, romantizm, aşk adamlığı adına; sarsmadan, bomba imha ekibi amiri gibi kavrayıp; odaya, tertemiz yatağımıza taşıyayım, yatağa koyunca uyanır, uyanınca da bu ilgi karşısında duygusallaşıp kesin beni arzular diyerek çıklan yolda sevgiliyi yatak odası ile salon arasındaki o daracık koridorda elinden kaçırmak da neyin nesi? hayır kız düştükten sonra üstüne basmayayım diye sıçrarken kızın koluna takılmak, darbenin ve kolunu ezmenin acısıyla bir anda uyanan nazlı yarin seni zeybek oynar bir halde görmesi nasıl izah edilir.

    neden aşkım hadi yatağa geçelim, uyuyorsun bak demek varken 60 kiloluk sevgiliyi kucaklayıp odaya taşıyabileceğini düşünmek ve sonuç odaklı hareket ederken asıl mevzuyu elden kaçırmak da neyin nesi? dünya üzerinde, komik videoları saymazsak kaç kişi vardır böyle yapan? biz kaç kişiyiz sevdiceği odaya taşırken yere düşürüp üzerinden geçen?

    -bak aşkım vallahi kazaydı
    -gülüyordun ama
    -ya ne gülmesi seni ezmeyeyim derken
    -bi de ezseydin
    -olur mu hiç, yere düşen sahibini at bile çiğnemez
    -salaksın yemin ediyorum
    -kolun iyi mi?
    -acıyor
    -bastım ya ondandır
    -aa sahi mi? embesil

  • - abine mesaj at gelirken tansaşa uğrasın kuş yemi alsın.
    - anne bana mesaj atıncaya kadar direkt abime atsaydın ya mesajı.
    - sen de bana cevap yazıncaya kadar abine atsaydın ya istediğim mesajı.

  • "30/03/1989
    bakteri deneyi

    bugün bir deney yaptım. [deney defterinin her sayfasına bu cümleyi yazmak?] suyun içine süpürge çöpü koydum. yaklaşık bir hafta bekledi. sonra bunu mikroskopla inceledim. içinde bazı bakteriler vardı. bazıları çubuk, bazıları yuvarlak şekilde. yuvarlakları koloniler kurmuş."

    [büyük ihtimal bakteri falan gördüğüm yok, uyduruk bir mikroskop var elimde, anca dana gibi soğan hücreleri görülebiliyor.]

  • yer: budapeşte
    mekan: iş sonrası gidilen bar
    sene: 1990
    dramatis personae: cs, irlandalı adam, ingiliz adam

    ingiliz: ne işiniz var kıbrıs'ta?
    cs: sizin irlanda'da ne işiniz varsa bizim de o işimiz var (bkz: hedef saptirma)
    irlandalı: hop hop, bazılarımız istiyor ingilizleri
    ingiliz: bak, gördün mü? sizi isteyen var mı kıbrıs'ta?
    cs: nüfusun yaklaşık %30'u türk orada
    irlandalı: ya aslında bu ingilizler irlanda'da olmasa daha iyi
    ingiliz: niye? ne zararımız var size?

    cs birasına geri döner... görev tamamlanmıştır...