hesabın var mı? giriş yap

  • bugün yapmayı düşündüğüm eylem.

    hep resmi hep resmi nereye kadar amk biraz rahat olsak ne çıkar lan?!

    tabi yapamadım, hem işten atılmaktan hem de karımın beni boşamasından korktum.

  • çaykur'un ettiği zararın en büyük müsebbibi üretici ve siyasettir. devlet, yaş çay için bir birim fiyat belirler. bu verilen fiyat ise standartlara uygun olarak toplanmış, yani 2,5 yaprak çay içindir. standartlara uygun yaş yaprak satan bir üretici yoktur. 10 yaprağa kadar dal budak çay verenler bile oluyor. şimdi aslında daha az çay satması gerekirken, üretici daha çok çay satıyor ve bunun parasını da kısa bir zaman içinde alıyor. üretici kazanması gerekenden daha fazla para kazanıyor. bunun bedelini de devlet, yani halk ödüyor.

    özel sektör ise aynı paraya sezon başında iyi çay alıyor, yada biraz daha kötü çayı düşük fiyattan alıyor veya devletin belirlemiş olduğu fiyattan uzun vadeli bir ödeme planı ortaya koyup, çay üreticisinden öyle alıyor. özellikle büyük özel sektör üreticileri iyi çayı alırken kötüsü çaykur'a kalıyor. eğer ki ilgili eksperler veya amirler çayı almama yönünde bir yaklaşım ortaya koyarsa halk, siyasi ayağa gidiyor, hemen siyaset devreye giriyor ve tepeden inme baskıyla çay üreticisi, çer çöp çayını gene satıyor.

    işin imalat boyutuna etkisi de şöyle. gıda üretiminde iyi bir ham maddeden kötü bir ürün ortaya çıkarabilirsiniz ama, kötü bir ham maddeden iyi bir ürün ortaya çıkaramazsınız. sadece hile ile birşeyleri gizleyebilirsiniz. fabrikaya giren yaş çay iyiyse bunun karşılığını hem işletmeyi çalıştıran, hem de tüketici görür. şimdi, iyi toplanmış kaliteli bir yaş çayı işlediğinizde 100 kg yapraktan 23-25 kg kaliteli siyah çay elde edersiniz. yani % 23-25 arası bir rakam. buna verim diyelim. kötü, kalitesiz yaş yaprak ile imalat yapıldığında rakam 18'lere kadar düşüyor. verimin azalmasının yanında, gereksiz kapasite kullanımı, iş gücü, enerji vb. giderler de cabası. 5 puan belki size çok birşey ifade etmeyecektir ama şöyle diyeyim. her bir +1 puanlık değişimi eski parayla 100-120 trilyon arasında bir meblağ olarak düşünün.

    bunun yanında ham maddenin kalitesinin azalmasının tüketiciye yansıması da şöyle. bardağında aynı kaliteyi elde etmek için daha fazla çay kullanıyorsun, yani daha fazla para ödüyorsun. yabancı çaydan bir tatlı kaşığı ile elde ettiğin demi türk çayıyla bir yemek kaşığıyla elde ederken, artık bir buçuk yemek kaşığıyla elde ediyorsun. çaykurdaki problem ve kalite sorunu otomatik olarak, sektörü de etkiliyor. bunların haricinde liyakattır, yanlış kararlardır, devletin hantallığıdır vb. birçok sebep olsa da, zararda en büyük sebep, maliyette en büyük kalemi oluşturan kalitesiz yaş yapraktır.

    üretici dün de böyleydi, bugün de. siyaset dün de böyleydi, bugün de. yıllar içerisinde üretim kapasitesi artar, buna istinaden pazar payı da azalırsa, zarar artar, kaçınılmaz.

  • bir arkadaşın yolu açmasıyla başlayıp, yirmi arkadaşın iki sene içinde sıraya dizilmiş gibi evlenmesi durumudur.

    sorsan toplu olunca organizasyon indirimi mi var, dünyanın düzeni mi değişti, hepiniz mi hamilesiniz ulan diye; yok. sizin payınıza düşse düşse daha fazla "ee seninki ne zaman?" diyen teyze, kına çerezi, düğün pastası düşer. tabi bi de sorgulama; "benim neyim eksiiğk?!"

    (bkz: tehlikenin farkında mısınız)

  • dönemin ve dizinin muhteşem yüzyıl olarak anılmasının sebebi; sanılanın aksine kanuni'nin tahta çıkması değil türk kızlarının saraydan gidip yerlerine ruz kızlarının gelmesiymiş...

    kanuni'nin torunları olduğumuz konusunda şüphe yok.

    ha laz müteahhit ha osmanlı sultanı ikisi de rus görünce çocuğunun anası olan türk'ü şutluyor..