hesabın var mı? giriş yap

  • 2019 yılında kızı ölmüş bir babaya bile her türlü işkenceyi yapacak kadar ahlaksızlaşmış, kendi bekaları dışında gözleri hiçbir şeyi görmeyen insan müsveddelerin son icraatı. yazıklar olsun rabia'nın ve babasının tüm bedduları üzerinizde olsun.

  • dil bilmesem çok hüzünlü sözleri olduğunu zannedeceğim, ama neyse ki türkçe bildiğim için melodisindeki hüzne yabancılaştığım şarkıdır.
    sözlerini irdelemek gerekirse, ki şart değil, ama irdeleyelim :

    giden günlerim oldu (neye veya nereye gitti? hadi neyse..)
    seni anmadım yola bakmadım hala (az sonra değinilecek..)
    dile gelmeden düşlerim yanlızlığa (gizli yüklem(?) kullanılmış. ama çok gizli, bilemiyoruz)
    susman da yeter ki son vermem için hayatıma (seni anmadım, gittiğin yola bakmadım, ama sussaydın hayatıma son verirdim mi, ne??)
    tüm güllerim soldu (tamam, olabilir..)
    sana atmadım taraf olmadım asla (neye taraf, hangi taraf? hangi taraf hangi durumda hangi tarafa solmuş gül atar?)
    dile gelmeden düşlerim yanlızlığa (bir gizli yüklem daha.. ilkiyle aynı olduğundan şüpheleniyorum.)
    gülmen de yeter ki geri gelmem için hayata (sus öleyim, gül geri geleyim.. hadi olabilir o ruh zannı terkedilende, neyse...)

    beni alsalar ipe koysalar (ipe koymak? "benden boncuk yapsalar" anlamında mı?)
    dayanamaz yine kadere salsalar (ne dayanamaz? kadere salmak ne demek? hadi bi anlamı var diyelim de, neyi salsalar?)
    gönlüm arıyor titriyorum bak (akıl telim titredi, ne dediğimi bilmiyorum bak?)
    sıra gelmeden gidemem ki ben (gitmek ölmek manasındaysa -ki bi manası varsa öyledir muhtemelen; 4.mısra ile bağdaştırırsak şöyle bir sonuç çıkıyor: susman da yeter ölmem için. ama allah sıralı ölüm versin. sen susunca önce büyükler başlasın gitmeye, ben gençliğime doyayım.)
    tutmaz ellerim seni görmeden (neyi tutmaz dicem ama, hadi takatsizlik anlamında kabul edelim..)
    zaman geçiyor bekliyorum bak (tek başına anlamlı, bütün içinde neyin beklendiği anlaşılamayan bir cümle.)

    kısaca konu : galiba birisi birini terk etmiş. terk edilen çok üzülmüş, bilemiyor ne diyeceğini. ama terbiyeli bi kişi, kötü de konuşmak istemiyor, öyle ağzına geleni söylüyor.

  • eski bir röportajında "...benim bir sözüm var. düşünüyorum öyleyse varım" demiş insandır kendisi. röportaj eski ama 1650'lerden daha eski olduğunu zannetmiyorum.

  • milattan önce 3 bin yıllarından beri var olan "şarap" a bile sansür uygulayan bir zihniyet ile karşı karşıyayız.
    hala anlayamadılar yasak olan her şeyin, insanlara daha çekici geldiğini ve geleceğini.

    edit : işin en ironik kısmı da bu yasaklayan zihniyetin inandığı değerler, onlara şaraptan ırmak vaadediyor. *

    (bkz: boş bakkal taşak tartar)

  • deney detaylıca zaten anlatılmış başlıkta.
    ancak bu deneyde önemli olan, ve başlıkta çok detaylıca değinilmemiş olan, ve tüm fizik dünyasını şoke eden, ve çıkmaza sokan detay şudur:

    elektonlar çift yarık deneyine sokulduğunda parçacık gibi davranacakları düşünülürken, dalga gibi davranırlar. fizikçiler buna şaşırır ve deneye elektronların yarıklardan geçerken nasıl davrandıklarını ölçümlemek üzere düzeneğe ölçücü sistemler bağlarlar (gözlemci). ve şoke eden bir durum ortaya çıkar: elektronlar gözlemlenmiyorken (ölçümlenmiyorken) dalga gibi davranırlarken, gözlenmeye başlandıklarında birden aynı elektronlar aynı deneyde parçacık gibi davranmaya başlamışlardır.

    bu şok edeci bir durumdur.
    acaba elektoronlarda bilinç mi vardır da, gözlenlendiklerini anlayınca birden davranışlarını değiştirmişlerdir?
    yoksa evren gercekten bir matrix, bir similasyon mudur da, veri tasarrufu için, sadece izlenen bölgedeki evreni oluşturur, gözlenlenmeyen bölgede oluşturmaz (kimse izlemiyorken, düşen bir ağaç ses çıkarır mı felsefi sorusu) .

    bu o kadar şok edici bir durumdur ki, hala açıklanamamıştır. açıklamaya zorlayan zorlama teoremlerle geçiştirilmektedir. bu atomik boyutlardaki kuantum dünyasıdır.

    bu o kadar olağanüstü bir durumdur ki, o güne kadar bilim newton'dan beri deterministken, yani aynı koşullarda aynı sonuçları veren bir evreni tanımlıyorken, birden belirsizlik ilkesi gelmiş, ve aynı koşullarda aynı sonuçları vermeyen bir evren oluşmuştur, yani indeterminizm belirmiştir.

    bu, bilim determinist olduğu için o güne kadar determinist yorumlar yapan büyük felsefecileri de sarsan bir durumdur. yani neden-sonuç ilişkisini bile çökertebilecek bir durumdur. bazı felsefeciler bu indeterminizmin çıkması ile felsefi evren yorumlarını, neden sonuç doğrusallığını da değiştirmeye başlamışlardır.

    deneye dönecek olursak, bu deneyi yorumlayan en büyük iki teorem vardır.

    1. kuantumdaki bu garip durum bazı şeyleri hala keşfetmediğimizden açıklanamamaktadır. aslında gözlemci gözlenene etki etmez. yani belirsizlik ilkesi de aslında determinist bir kurala bağlıdır ancak hala onu keşfedemedik. ancak bunu açıklayacak denklem eninde sonunda keşfedilecektir.
    bu denkmeme her şeyin teoremi, theory of everything denir. bu denklem bulunduğunda kuantum ile makro evrenin newton'sal fizik kuralları bağdaştırılacak, gariplik ortadan kalkacak, ve evreka denecektir.

    2. bu deneyin ikinci yorumu, bohr ve arkadaşlarının ortaya attığı kopenhag yorumu'dur. buna göre biz birşeyleri hala keşfedemediğimiz için anlayamadığımız için indeterminizm, belirsizlik ilkesi yoktur kuantum dünyasında; zaten kuantum dünyası doğası gereği doğuştan indeterminiktir, yani biz her şeyi anladık, ve gördük ki evren determinist değil, belirsizlik üzerine kuruludur. ve gözlemci gözleneni bile etkileyebilir.

    ancak bu da kuantum dünyasındaki indeterminist dünyadan, newton ve einstein fizik kuralarına bağlı determinist makro evrenin nasıl oluştuğuna açıklık getiremeyen, garip bir durum ortaya çıkarır. bu da açıklanamayan bir durumdur şu an için.

    deneyin güzel bir görseli, anlatımı için:

    (bkz: https://www.youtube.com/watch?v=q3h7wr_ir3w)

  • didem: hocam siz fethullah ile gorustunuz mu hic?
    ilber: gorustum tabiki ben herkesle gorusurum
    didem: nasil birisidir?
    ilber: gereksiz birisi

    5 dakika sonra:

    didem: hocam siz pensilvanya'da mi gorustunuz baska yerde mi?
    ilber: orda da gorustum burda da. bir donem herkes gorusuyordu ne var bunda?

    5 dakika sonra:

    didem: tam tarihi hatirliyor musunuz?
    ilber: bu bilginin sana tam olarak ne gibi faydasi olacak? cetelesini tutmadim. simdi adam burda yok diye kotuleyelim mi istiyorsunuz anlamadim ki?

    adam tarihsel olarak hasan sabbah, humeyni duzleminde fethullah'in hizmet hareketini karsilastiriyor spiker kizimiz ne zaman gorustunu? nerde gorustunuz? bidir bidir sorup duruyor. ilerleyen dakikalarda hoca cok sinirlenecek benden soylemesi.